“Mahkememiz dosyasına konu olayda mağdur ... sanık ...'un annesidir. Kanun koyucu tarafından kadın erkek eşitliğinin sağlanması amacıyla Anayasa'nın 10/2-3. cümlesinde belirtildiği haliyle bu maksatla tedbirler alınabilirse de söz konusu düzenleme ile somut olayımızda da bir örneği görülebileceği üzere bir kadının bir başka kadına yönelik gerçekleştirdiği eylem yönünden daha ağır bir cezayla karşı karşıya kalması sonucu ortaya çıkmaktadır. Söz konusu düzenleme aralarındaki tartışma esnasında birbirlerini tehdit eden iki erkeğin alacakları cezanın altı aydan, aynı şekilde tartışma esnasında birbirlerini tehdit eden iki kadının ise alacakları cezanın dokuz aydan başlaması sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Bu haliyle kanun koyucu kadın erkek eşitliğini sağlayabilmek amacıyla kadınlara pozitif ayrımcılık yaratan bir düzenlemeyi yasalaştırmayı arzu etmişse de ortaya çıkan sonuç zaman zaman kadınların lehine değil aleyhine sonuç doğurarak Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine ve 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesine aykırı sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.
Ayrıca söz konusu düzenleme kadınlara yönelik toplumda işlenen suçların daha fazla olduğu ya da kadının bir yönüyle erkeğe nazaran daha zayıf olduğu ve korunması gerektiği düşüncesine dayanıyorsa yapılacak düzenlemenin kadınlara yönelik "kadın olmaları nedeniyle" işlenen suçlar bakımından özel bir düzenleme yapılarak çözüme kavuşturulması gerekirken bu şekilde genel bir düzenlemeyle tüm kadınlara karşı işlenen suçlarda uygulanacak şekilde kaleme alınması örneğin trafikte yol verme kavgası nedeniyle sarf edilen tehdit içerikli bir sözü söyleyen kişi bakımından karşısındakinin kadın ya da erkek olması herhangi bir şekilde fark oluşturmamasına rağmen bu sözü söyleyen kişinin tamamen "şans eseri" tepki gösterdiği araç sürücüsünün kadın çıkması nedeniyle daha fazla ceza almasına neden olacaktır.
Oysa bir insanın karşılaşacağı yaptırımı tesadüfler değil o insanın fiilleri belirlemelidir. Aksi durumun kabulü halinde Anayasamızın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesi ve 10.maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi zedelenecektir.
Mahkememiz dosyasında uygulanma ihtimali bulunan ve iddianamede gösterilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-2. cümlesine 7406 sayılı kanunun 6. maddesiyle eklenen "Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz." şeklindeki düzenlemenin Anayasa'nın 2 ve 10. maddelerine aykırı olması nedeniyle 2949 sayılı Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28.maddesine göre söz konusu düzenlemenin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi nezdinde somut norm denetimine gidildiğinden ilgili düzenleme yönünden bir karar verilmesini temin etmek için dosyanın onaylı bir suretinin Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmek ve sonucunun beklenilmesi amacıyla 5271 sayılı CMK'nın 223/8 maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının durmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM(Nedenleri gerekçeli olarak açıklandığı üzere)
1)Mahkememiz dosyasında uygulanma ihtimali bulunan ve iddianamede gösterilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-2.cümlesine 7406 sayılı kanunun 6. maddesiyle eklenen "Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz." şeklindeki düzenlemenin Anayasa'nın 2 ve 10.maddelerine aykırı olması nedeniyle 2949 sayılı Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre söz konusu düzenlemenin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi nezdinde somut norm denetimine gidildiğinden ilgili düzenleme yönünden bir karar verilmesini temin etmek için dosyanın onaylı bir suretinin Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmek ve sonucunun beklenilmesi amacıyla 5271 sayılı CMK'nın 223/8 maddesi gereğince sanık hakkında açılan KAMU DAVASININ DURMASINA,
2) Sanık hakkındaki dosyanın mahkememize dönmesi ya da 2949 sayılı Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesinde belirtilen 5 aylık sürenin geçmesi durumunda yeniden ele alınmasına,
3)Yargılama masrafı konusunda bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 223/8 maddesi uyarınca kararın sanığa tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde, Mahkememize verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere zabıt kâtibine beyanda bulunmak veyahut da bir başka Asliye Ceza Mahkemesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek suretiyle İTİRAZ kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2024/7
Karar Sayısı : 2024/5
Karar Tarihi : 18/1/2024
R.G.Tarih-Sayı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Erciş 2. Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinin (1) numaralı fıkrasına 12/5/2022 tarihli ve 7406 sayılı Kanun’un 6. maddesiyle eklenen ikinci cümlenin Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Sanık hakkında kasten yaralama ve tehdit suçlarından açılan ceza davasında, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 106. maddesi şöyledir:
“Tehdit
Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12/5/2022-7406/6 md.) Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Ahmet Hakan SOYTÜRK tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. Anayasa’nın “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” başlıklı 152. maddesinin dördüncü fıkrasında “Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.” denilmiştir. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Başvuruya engel durumlar” başlığını taşıyan 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında da “Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
3. 5237 sayılı Kanun’un 106. maddesinin (1) numaralı fıkrasının itiraz konusu ikinci cümlesi, başka bir itiraz başvurusunun konusu olarak esastan incelenmiş ve anılan cümleye yönelik iptal talebi Anayasa Mahkemesinin 5/1/2023 tarihli ve E.2022/117, K.2023/4 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Bu karar 15/2/2023 tarihli ve 32105 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesince işin esasına girilerek reddedilen itiraz konusu kural hakkında yeni bir başvurunun yapılabilmesi için önceki kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı 15/2/2023 tarihinden başlayarak geçmesi gereken on yıllık süre henüz dolmamıştır.
4. Açıklanan nedenle itiraz başvurusunun Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince reddi gerekir.
III. HÜKÜM
26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinin (1) numaralı fıkrasına 12/5/2022 tarihli ve 7406 sayılı Kanun’un 6. maddesiyle eklenen ikinci cümleye yönelik itiraz başvurusunun Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince REDDİNE 18/1/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Üye
Engin YILDIRIM
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
Basri BAĞCI
İrfan FİDAN
Kenan YAŞAR