“İDDİA: Yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı ...'in, ...'un eski sevgilisi olduğu, 29/07/2022 günü aracının içerisinde iken sanık ...'nin eliyle ..'in sağ koluna vurduğu, olay sonrası müştekinin şikayetçi olmadığı ve doktor raporu almadığı ancak tanık ...'nun beyanında sanığın müştekinin koluna yumruk attığını doğruladığı, sanığın da ...'i kol kısmından hafifçe iteklediğini belirtmek suretiyle üzerine atılı suçlamayı kaçamaklı olarak kabul ettiği, müştekinin 20/08/2022 tarihli ifadesinde bu olay nedeniyle de şikayetçi olduğunu belirttiği, dosya kapsamında doktor raporu bulunmaması nedeniyle müştekinin yaralanmasının BTM ile giderilebileceğinin kabul edilmesi gerektiği, sanığın 20/08/2022 günü de saat 00:30 sıralarında müştekinin ikametine girerek kapı zilini ısrarla çaldığı, müştekinin kapıyı açmaması üzerine "sizin Allahınızı s..., sizin hayatınızı s... in aşağıya göstereceğim size, seni de senin yanındaki herkesi s... orospu" demek suretiyle tehdit ve hakarette bulunduğu, müştekinin banka hesabına para gönderip açıklama kısmından mesajlar göndermek, telefonunu sürekli olarak arayıp mesaj atmak suretiyle de üzerine atılı ısrarlı takip suçunu işlediği anlaşılmış olmakla sanığın yargılamasının yapılarak eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 123/A-1,125/1-4, 106/1-3.cümle, 86/2-2.cümle, 53 maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle Mahkememizde kamu davası açılmıştır.
BASİT YARGILAMA USULÜ İŞLEMLERİ:
İddianamenin düzenlenmesinden sonra, mahkememizce 08/02/2023 Tarihinde iddianamenin kabulüne karar verdikten sonra, aynı tarihli tensip işlemi ile yargılamanın basit yargılama usulüne göre yapılmasına karar verilmiştir.
Karar gereğince 7128 sayılı yasanın 24. maddesiyle düzenlenen CMK'nun 251/2 ve 251/3son, CMK'nun 252 maddeleri gereğince açıklamalı, şerhli davetiye gönderilmiş, sanığa 22/02/2023 tarihinde, müştekiye ise 03/03/2023 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Sanık 08/03/2023 tarihli dilekçesi ile müşteki ile 1 yıllık sevgili olduklarını, aralarının kötü olması nedeni ile müştekinin kendisine iftira attığını, suçsuz olduğunu beraatini talep etmiştir.
DELİLLERİN TAKDİRİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dosya incelendiğinde, sanığın üzerine atılı suçun üst sınırı 2 yılı geçmeyen basit yargılama usulü ile çözümlenebilecek türden olduğu ve dosya içerisindeki bilgilere göre, duruşma yapmadan karar verilebileceği görülerek, deliller aşağıdaki şekilde değerlendirilmiştir.
Sanık ...'in ...'un eski sevgilisi olduğu 29/07/2022 tarihinde sanık ...'nin ...'in sağ koluna vurup yaraladığı iddiası ile sanık hakkında TCK'nnu 86/2-2.cümle, 53 maddeleri gereğince cezalandırılması; 20/08/2022 tarihinde sanığın 00:30 sıralarında müştekinin ikametinin kapısına giderek zili ısrarla çaldığı, sizin Allah'ınızı sinkaf ederim, sizin hayatınızı sinkaf ederim, aşağı in göstereceğim, size senin hayatını sinkaf ederim … demek suretiyle müştekiye karşı tehdit suçunu işlediğinden bahisle TCK'nun 106/1-2.cümle maddesi kapsamında cezalandırılması amacıyla kamu davasının açıldığı,
Sanığın kadın müşteki ...'e karşı kasten yaralama eyleminden
Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/3 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.
Sanığın müştekiye karşı tehdit suçundan
Tehdit Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12/5/2022-7406/6 md.) Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Sanığın yukarıda açıklandığı şekilde müşteki kadına karşı kasten yaralama eyleminden TCK'nun 86/2-2 maddesi kapsamında suçunun sabit olması halinde cezasının alt sınırının 6 aydan az olamayacağı, yine sanığın müşteki kadına karşı tehdit fiilinden isnat edilen suçu işlemesi halinde cezasının 9 aydan az olamayacağı düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK'nun 7406 sayılı yasa ile değişik 86/2-2.cümlesinin ve 5237 sayılı TCK'nun 7406 sayılı yasa ile değişik 106/1-2.cümlesinin, 2709 sayılı Anayasanın eşitlik hükmüne aykırı olduğu, şöyle ki herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir ilkesinin bulunduğu, erkek sanığın müşteki kadına karşı gerçekleştirdiği kasten yaralama ve tehdit suçundan cezanın alt sınırı daha fazlayken, erkek sanığın, erkek müştekiye karşı kasten yaralama ve tehdit fiilindeki suçun cezasının aşağı olduğu, yine sanık kadının, müşteki kadına karşı kasten yaralama, tehdit suçunu işlediğinde cezasının alt sınırı daha fazla olmasına rağmen sanık kadının mağdur erkeğe karşı kasten yaralama, tehdit fiilini işlediğinde cezasının aşağı olduğu, bu hususun Anayasa 10.maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu değerlendirilmekle,
KARAR:
Ana hatları ile izah edilen 5237 sayılı TCK'nun 7406 sayılı yasa ile değişik 86/2-2.cümlesi ve TCK'nun 106/1-2.cümlesinin Anayasaya aykırı olduğunun kabul edilmesi bu hükümlerin İPTALİNE KARAR VERİLMESİ İSTENİLMESİNE,
6216 sayılı Anayasa Mahkemesi kuruluş ve Yargılama hükümleri Kanun 40. maddesi uyarınca dava dosyasının dizi listesine bağlı olarak Anayasa Mahkemesine Gönderilmesine,
Başvuru dosyasının Anayasa Mahkemesinden tebliğinden itibaren 5 AY BEKLENİLMESİNE, bu süre içerisinde karar verilmez ise dava dosyasının, yürürlükteki hükümlere göre (Anayasa Mahkemesinin kararı esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar karar verilmesi halinde Anayasa Mahkemesinin hükmüne uyulması koşuluyla) SONUÇLANDIRILMASINA
Karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2024/16
Karar Sayısı : 2024/21
Karar Tarihi : 1/2/2024
R.G.Tarih-Sayı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun;
A. 86. maddesine 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle eklenen (2) numaralı fıkraya 12/5/2022 tarihli ve 7406 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle eklenen ikinci cümlenin,
B. 106. maddesinin (1) numaralı fıkrasına 7406 sayılı Kanun’un 6. maddesiyle eklenen ikinci cümlenin,
Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebidir.
OLAY: Sanık hakkında kasten yaralama ve tehdit suçlarından açılan ceza davasında itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un itiraz konusu kuralların da yer aldığı;
1. 86. maddesi şöyledir:
“Kasten yaralama
(3) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
f) (Ek:14/4/2020-7242/11 md.) Canavarca hisle,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.”
2. 106. maddesi şöyledir:
“Tehdit
Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12/5/2022-7406/6 md.) Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında, başvuru kararı ve ekleri, Raportör Sümeyye KOCAMAN tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükümleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi” başlıklı 40. maddesinde Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem düzenlenmiştir. Anılan maddenin (1) numaralı fıkrasına göre bir davaya bakmakta olan mahkemenin bu davada uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu fıkrada sayılan belgeleri dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği belirtilmiş; söz konusu fıkranın (b) bendinde “Başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneği” Anayasa Mahkemesine gönderilecek belgeler arasında sayılmıştır. Maddenin (4) numaralı fıkrasında ise yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.
3. Anılan İçtüzük’ün 46. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde de “Başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneği” Anayasa Mahkemesine sunulacak belgeler arasında sayılmıştır.
4. Yine İçtüzük’ün 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde Anayasa Mahkemesince yapılan ilk incelemede, başvuruda eksikliklerin bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde itiraz yoluna ilişkin işlerde esas incelemeye geçilmeksizin başvurunun reddine karar verileceği, (2) numaralı fıkrasında ise anılan (b) bendi uyarınca verilen kararın itiraz yoluna başvuran mahkemenin eksiklikleri tamamlayarak yeniden başvurmasına engel oluşturmadığı belirtilmiştir.
5. Yapılan incelemede itiraz yoluna başvuran Mahkemenin düzenlediği gerekçeli karar ile itiraz yoluna başvurduğu ancak gönderilen belgeler arasında başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneğinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla başvurunun yöntemine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
6. Açıklanan nedenle 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi ile İçtüzük’ün 46. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendine aykırı olduğu anlaşılan başvurunun 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından reddi gerekir.
7. Kaldı ki Anayasa’nın “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” başlıklı 152. maddesinin dördüncü fıkrasında “Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.” denilmiştir. 6216 sayılı Kanun’un “Başvuruya engel durumlar” başlığını taşıyan 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında da “Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
8. İtiraz konusu kural, Anayasa Mahkemesinin 5/1/2023 tarihli ve E.2022/117, K.2023/4 sayılı kararıyla esastan reddedilmiş ve bu karar 15/2/2023 tarihli ve 32105 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesince işin esasına girilerek verilen reddedilen kural hakkında yeni bir başvurunun yapılabilmesi için önceki kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı 15/2/2023 tarihinden başlayarak geçmesi gereken on yıllık süre de henüz dolmamıştır.
III- HÜKÜM
26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun;
iptallerine karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından REDDİNE 1/2/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Üye
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
Basri BAĞCI
İrfan FİDAN
Kenan YAŞAR
Muhterem İNCE