“Anayasa'nın "Anayasa'ya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi" başlıklı 152. maddesinin birinci fıkrası "Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır." hükmünü içermektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı vekilinin talebinin ciddi olduğu, davayı uzatmak amaçlı olmadığı kanısına varılarak;
1-2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 12. maddesinin "224/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir.
Bu Kanunun geçici 6. maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu madde kapsamındaki davalar ve icra takipleri için de uygulanır. Devam eden dava ve icra takipleri ise, bu madde hükümlerine göre sonuçlandırılır.” metninden son cümledeki "devam eden dava" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu kanaatine varılarak gerekçesi aşağıda açıklanacağı üzere Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuştur.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 12. maddesinin madde metninden ikinci fıkrasının ikinci cümlesinin iptali için yapılan başvuru sonucunda bu maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan "icra takipleri" ibaresinin, maddenin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “on birinci” ibaresi yönünden Mahkemeniz 13/2/2019 tarihli ve 2018/108 Esas 2019/5 Karar sayılı Kararı ile iptaline karar verilmiştir. Mahkememizde yargılaması devam eden 2019/264 Esas sayılı dosyası Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 2016/23776 Esas ve 2018/13349 Karar sayılı kararı ile yukarıda anılan maddeye göre sonuçlandırılması için bozularak yargılamaya devam olunmaktadır. Taşınmaz değerinin mahkememiz dosyasında uygulanacak olan iş bu madde metninde belirtildiği gibi Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi ile orantılı olarak değişmediği, taşınmaz değerini etkileyen birden fazla nedenin olduğu, özellikle alt yapı, ulaşım ve belediye imkanlarının gelişmesi nedenlerinin taşınmaz fiyatlarında farklı değişimlere yol açtığı bilinen bir gerçektir. Dava konusu taşınmazın tapuda tescil edildiği tarih 02/06/1989 olup dava sürecine kadar 01/01/2005 tarihinde paramızdan 6 sıfır atıldığından değerleme de buna göre yapılmakta olup taşınmazın değerinin olduğundan fazlaca düşük olarak belirlenmesine sebep olmakta ve iş bu maddenin hükmü Anayasa'nın 35. maddesi ile korumaya alınmış olan mülkiyet hakkının ihlaline neden olmaktadır. Ayrıca iş bu dava ile aynı tür ve aynı zamanda açılan davaların değişiklikten önce kesinleşmiş olması ve dava tarihi ile taşınmazın değeri belirlenmesine rağmen değişik nedenlerle geç hükme bağlanan davalar için sonradan yürürlüğe giren kanun hükmü ile taşınmazın değerinin tapuda uygulamanın tescil edildiği tarihte belirlenmesi Anayasa'nın 10.maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırıdır. Madde hükmünün tamamının Anayasa'nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkını ihlal ettiği kanaatine varılmakla birlikte Anayasa'nın 152. madde hükmü gereği sınırlı olarak yargılamasını yaptığım davayı ilgilendiren 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 12. maddesinin ikinci fıkrasından "devam eden dava" ibaresinin Anayasal mülkiyet hakkını ihlal ettiği ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yukarıda açıklanan nedenler ve inceleme sırasında resen nazara alınacak diğer nedenler de dikkate alınarak mahkememizin 2019/264 Esas sayılı dosyasında iptali istenen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 12. maddesinin "224/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir.
Bu Kanunun geçici 6. maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu madde kapsamındaki davalar ve icra takipleri için de uygulanır. Devam eden dava ve icra takipleri ise, bu madde hükümlerine göre sonuçlandırılır.” metninin ikinci fıkra ikinci cümlesindeki "devam eden dava" ibaresinin Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve Anayasa'nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkını ihlal ettiğinden iptal edilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2024/74
Karar Sayısı : 2024/168
Karar Tarihi : 24/9/2024
R.G.Tarih-Sayı : 12/11/2024-32720
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 20/8/2016 tarihli ve 6745 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle eklenen geçici 12. maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Devam eden dava…” ibaresinin Anayasa’nın 10. ve 35. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Mülga 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanunu’nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamasından kaynaklanan bedel artırımı davasında itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN VE İLGİLİ GÖRÜLEN KANUN HÜKÜMLERİ
A. İptali İstenen Kanun Hükmü
Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı geçici 12. maddesi şöyledir:
“Geçici Madde 12- (Ek: 20/8/2016-6745/35 md.)
24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir.
Bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu madde kapsamındaki davalar ve icra takipleri için de uygulanır. Devam eden dava ve icra takipleri ise, bu madde hükümlerine göre sonuçlandırılır.”
B. İlgili Görülen Kanun Hükmü
Kanun’un geçici 6. maddesinin;
1. Üçüncü fıkrası şöyledir:
“Uzlaşma; idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması suretiyle veya bunların mümkün olmaması hâlinde nakdi bedel üzerinden yapılabilir.”
2. Yedinci fıkrası şöyledir:
“Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.
3. Sekizinci fıkrası şöyledir:
“Kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden bu madde uyarınca ödemelerde kullanılmak üzere, ihtiyaç olması hâlinde, merkezi yönetim bütçesine dâhil idarelerin yılı bütçelerinde sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerinin (Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçelerinin güvenlik ve savunmaya yönelik mal ve hizmet alımları ile yapım giderleri için ayrılan ödeneklerin) yüzde ikisi, belediye ve il özel idareleri ile bağlı idareleri için en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının, diğer idareler için en son kesinleşmiş bütçe giderleri toplamının en az yüzde ikisi oranında yılı bütçelerinde pay ayrılır. Kesinleşen alacakların toplam tutarının ayrılan ödeneğin toplam tutarını aşması hâlinde, ödemeler, sonraki yıllara sâri olacak şekilde, garameten ve taksitlerle gerçekleştirilir. Taksitlendirmede, bütçe imkanları ile alacakların tutarları dikkate alınır. Taksitli ödeme süresince, 3095 sayılı Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir. İdare tarafından, mahkeme kararı gereğince nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları da teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir.”
4. On birinci fıkrası şöyledir:
“Bu madde uyarınca ödenecek olan bedelin tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemez.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Kadir ÖZKAYA, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN, Kenan YAŞAR, Muhterem İNCE ve Yılmaz AKÇİL’in katılımlarıyla 4/4/2024 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Fatih TORUN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu ve ilgili görülen kanun hükümleri, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Uygulanacak Kural ve Sınırlama Sorunu
3. Anayasa’nın 152. ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu hükümlerin iptalleri için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak anılan maddeler uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması, iptali talep edilen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte olan kurallardır.
4. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme 2942 sayılı Kanun’un geçici 12. maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Devam eden dava…” ibaresinin iptalini talep etmiştir.
5. Anılan cümlede devam eden dava ve icra takiplerinin söz konusu madde hükümlerine göre sonuçlandırılacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre itiraz konusu kuralın Kanun’un geçici 12. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce açılmış ve henüz sonuçlanmamış alacak ve bedel artırım davaları ile icra takipleri yönünden uygulama alanı bulacağı anlaşılmaktadır.
6. İtiraz başvurusunda bulunan mahkemede bakılmakta olan dava 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulaması nedeniyle taşınmaz hissesinin bedele dönüştürülmesi üzerine açılan bedel artırımı davasıdır. 2942 sayılı Kanun’un geçici 12. maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Devam eden…” ibaresi dava ve icra takiplerinin her ikisi yönünden geçerli ortak kural niteliği taşımaktadır. Bu itibarla bakılmakta olan davanın konusu gözetilerek kuralın esasına ilişkin incelemenin “… dava…” ibaresi ile sınırlı olarak yapılması gerekir.
7. Diğer yandan anılan Kanun’un geçici 12. maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde devam eden dava ve icra takiplerinin bu madde hükümlerine göre sonuçlandırılacağı hükmüne yer verilmek suretiyle anılan maddenin birinci fıkrası ile ikinci fıkrasının birinci cümlesinde atıf yapılan Kanun’un geçici 6. maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri de devam eden davalar yönünden uygulanacaktır.
8. Maddenin birinci fıkrasında 2981 sayılı Kanun’a göre yapılan imar uygulamalarından kaynaklanan alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın bedelinin tespit edilmesine ilişkin hususlar hükme bağlanmıştır. Geçici 6. maddenin üçüncü fıkrasında ise dava aşamasından önceki bir süreç olan uzlaşmanın ne şekilde yapılacağı ve uzlaşılan tutarın nasıl ödeneceğine ilişkin esaslara yer verilmiştir. Anılan maddenin yedinci fıkrasında bu madde kapsamında açılan davalarda harç ile vekâlet ücretinin nasıl belirleneceğine ilişkin düzenlemeler öngörülmüştür. Maddenin sekizinci fıkrası ise bedelin tespiti aşamasına ilişkin olmayıp bu davalarda idareler aleyhine hükmedilecek bedellerin ödenebilmesini teminen söz konusu idarelerin bütçelerine konulması gereken ödeneklere ve bu bedellerin tahsil aşamasına ilişkin düzenlemeler içermektedir. Anılan fıkranın kamulaştırma yapan idarelerce ödenek ayrılmasına ilişkin düzenleme içerdiği bu hususların hükmün infazı ile ilgili olduğu açıktır. On birinci fıkrada da kamulaştırmasız el atma nedeniyle doğan ve maddede öngörülen uzlaşma prosedürü sonucu veya mahkeme kararıyla belirlenen tazminatın ödenmesi aşamasına ilişkin hüküm yer almaktadır.
9. Bu kapsamda bakılmakta olan davanın konusunun 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamaları sonucu hisseleri bedele dönüştürülen davacıların açmış oldukları bedel artırımına ilişkin olması nedeniyle esas incelemenin “… dava…” ibaresi ile sınırlı olarak yapılması, ayrıca davanın konusu ve bulunduğu aşama itibarıyla bu ibarenin de 2942 sayılı Kanun’un geçici 12. maddesinin birinci fıkrası ve ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “...yedinci...” ibaresi yönünden incelenmesi gerekmektedir.
B. On Yıllık Süre Sorunu
10. Anayasa’nın “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” başlıklı 152. maddesinin dördüncü fıkrasında “Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz” denilmiştir.
11. 6216 sayılı Kanun’un “Başvuruya engel durumlar” başlığını taşıyan 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında da “Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz” hükmüne yer verilmiştir.
12. 2942 sayılı Kanun’un geçici 12. maddesinin ikinci fıkrasının itiraz konusu kuralın da yer aldığı ikinci cümlesinin “Devam eden dava ve … ise, bu madde hükümlerine göre sonuçlandırılır.” kısmı -bir itiraz başvurusu üzerine- birinci fıkra ve ikinci fıkranın birinci cümlesinde yer alan “...yedinci...” ibaresi yönünden incelenmiş ve Anayasa Mahkemesinin 16/11/2017 tarihli ve E.2016/195, K.2017/158 sayılı kararıyla esastan reddedilmiştir. Bu karar 8/2/2018 tarihli ve 30326 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesince itiraz başvurusu üzerine işin esasına girilerek iptal istemi reddedilen kurala ilişkin olarak yeni bir başvurunun yapılabilmesi için ret kararının Resmî Gazete’de yayımlandığı 8/2/2018 tarihinden başlayarak geçmesi gereken on yıllık süre henüz dolmamıştır.
13. Açıklanan nedenle kurala yönelik başvurunun Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince reddi gerekir.
IV. HÜKÜM
4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 20/8/2016 tarihli ve 6745 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle eklenen geçici 12. maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan;
A. “Devam eden dava…” ibaresinin esasına ilişkin incelemenin “...dava...” ibaresi ile sınırlı olarak yapılmasına,
B. “...dava...” ibaresinin esasına ilişkin incelemenin “2942 sayılı Kanun’un geçici 12. maddesinin birinci fıkrası ve ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “...yedinci...” ibaresi” yönünden yapılmasına,
C. “...dava...” ibaresinin “geçici 12. maddenin birinci fıkrası ve ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “...yedinci...” ibaresi” yönünden iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince REDDİNE,
24/9/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Basri BAĞCI
Üye
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Kenan YAŞAR
Muhterem İNCE
Yılmaz AKÇİL
Ömer ÇINAR
Metin KIRATLI