“5271 sayılı CMK'nın 250/12 maddesinde sayılan kişilerin dışında kalan şüpheliler yönünden seri muhakeme usulünün uygulanması ve neticede aynı yasada öngörülen suçlar bakımından Cumhuriyet Savcısı tarafından bu usulün uygulanmasının şüpheliye teklif edilmesi ve şüphelinin de müdafi huzurunda teklifi kabul etmesi halinde 5271 sayılı CMK'nın 250/4 maddesi gereğince tespit edilecek cezadan yarı oranında indirim yaptırımın belirleneceği ve belirlenen yaptırımın uygulanması için 5271 sayılı CMK'nın 250/8 maddesi gereği mahkemeden talepte bulunacağının, şüpheli ve müdafinin yetkili ve görevli mahkemeye hitaben düzenlenen talepname içeriğini kabul etmeleri halinde ise belirlenen yarı oranında indirimli yaptırımın uygulanmasına karar verileceğinin düzenlendiği,
Ancak bu usulün yukarıda izah edildiği şekilde yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı ile sağır ve dilsizlik hallerinde uygulanamayacağının düzenlendiği, burada söz konusu kişilerin şahsi durumlarına ilişkin ceza sorumluluğunu kaldırılan veya azaltan nedenlerin mahkeme tarafından denetlenmesi gereğinden dolayı böyle bir düzenleme yapılma yoluna gidildiği, 5271 sayılı CMK'nın 250. maddesindeki diğer düzenlemeler dikkate alındığında netice olarak mahkeme tarafından müeyyidenin uygulanmasına karar verildiği, bu kişiler bakımından da yargılamayı gerektiren hususların soruşturma aşamasında gerekli usullere uyularak seri muhakeme usulünü uygulayacak Cumhuriyet Savcısı tarafından değerlendirilip bu konuda toplanması gereken delillerin toplanıp aynı kişiler hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmasında bir sakınca olmadığı kanaatindeyiz.
5271 sayılı CMK'nın 250/12 maddesinde sayılan kişiler hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmaması ve aynı suçu işleyen kişiler hakkında ise bu usulün uygulanmak suretiyle yarı oranında indirim yoluna gidilmesi yönündeki kanunun önünde eşitlik ilkesine aykırı düzenlemenin yukarıda da izah ettiğimiz şekilde en azından aynı suçu işleyen küçük yaştaki kişiler ve akıl hastaları ile sağır ve dilsizler hakkında aynı kanunun ilgili maddesinde genel yargılama usulü kapsamında yargılama yapılmış olsa dahi aynı indirimin uygulanmasına yönelik bir düzenleme yapılması ile meydana gelen eşitsizliğin ortadan kalkabileceği halde böylesi bir düzenleme yapılması gerekirken bu durumun göz ardı edildiği açıktır.
SONUÇ : Yukarıda izah edildiği üzere aynı suçu işleyen kişiler arasında farklı düzenlemeler getiren ve yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı ile sağır ve dilsizlik nedeniyle bu durumda olmayan kişilerden daha fazla ceza verilmesine neden olan kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı nitelikteki 5271 sayılı CMK'nın 250/12 maddesinin 1982 Anayasasının 152. maddesi gereğince değerlendirilerek iptaline karar verilmesini saygıyla dileriz.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2024/134
Karar Sayısı : 2024/135
Karar Tarihi : 23/7/2024
R.G. Tarih - Sayı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Mardin 2. Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle başlığı ile birlikte yeniden düzenlenen 250. maddesinin (12) numaralı fıkrasının Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Suça sürüklenen çocuk hakkında kasten silahla yaralama ve bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satın alma, taşıma veya bulundurma suçlarından açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 250. maddesi şöyledir:
“Seri muhakeme usulü
Madde 250 – (Mülga: 2/7/2012-6352/105 md.) (Başlığı ile Birlikte Yeniden Düzenleme:17/10/2019-7188/23 md.)
(1) Soruşturma evresi sonunda aşağıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanır:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra),
2. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170),
3. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra),
4. Gürültüye neden olma (madde 183),
5. Parada sahtecilik (madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra),
6. Mühür bozma (madde 203),
7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (madde 206),
8. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228, birinci fıkra),
9. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (madde 268),
suçları.
b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar.
c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç.
d) 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç.
e) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç.
(2) Cumhuriyet savcısı veya kolluk görevlileri, şüpheliyi, seri muhakeme usulü hakkında bilgilendirir.
(3) Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması şüpheliye teklif edilir ve şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmesi hâlinde bu usul uygulanır.
(4) Cumhuriyet savcısı, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hususları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği temel cezadan ve koşulları bulunduğu takdirde zincirleme suça ilişkin hükümler uygulandıktan sonra belirlenen cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle yaptırımı belirler.
(5) Dördüncü fıkra uyarınca sonuç olarak belirlenen hapis cezası Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesine göre seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya 51 inci maddesine göre ertelenebilir.
(6) Bu maddeye göre belirlenen yaptırımlar hakkında, Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde 231 inci madde kıyasen uygulanabilir.
(7) Bu madde kapsamında yaptırım uygulanması, güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanmasına engel teşkil etmez.
(8) Cumhuriyet savcısı, şüpheli hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmasını yazılı olarak görevli mahkemeden talep eder. Talep yazısında;
a) Şüphelinin kimliği ve müdafii,
b) Mağdur veya suçtan zarar görenlerin kimliği ile varsa vekili veya kanuni temsilcisi,
c) İsnat olunan suç ve ilgili kanun maddeleri,
d) İsnat olunan suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
e) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
f) İsnat olunan suçu oluşturan olayların özeti,
g) Üçüncü fıkrada belirtilen şartların gerçekleştiği,
h) Belirlenen yaptırım ile beşinci ve altıncı fıkra uygulanmış ise bunlara ilişkin hususlar ve güvenlik tedbirleri,
gösterilir. (Ek cümle:8/7/2021-7331/22 md.) Bu fıkraya aykırı olarak düzenlendiği, belirlenen yaptırımda maddi hata yapıldığı, yaptırım hakkında 231 inci veya Türk Ceza Kanununun 50 nci ve 51 inci maddelerinin uygulanmasında objektif koşulların gerçekleşmediği ya da teklif edilen cezanın mahiyetine uygun bir güvenlik tedbiri belirtilmediği anlaşılan talep yazısı, eksikliklerin tamamlanması amacıyla mahkemece Cumhuriyet başsavcılığına iade edilir. Cumhuriyet savcısı tarafından eksiklikler tamamlandıktan ve hatalı noktalar düzeltildikten sonra talep yazısı yeniden düzenlenerek mahkemeye gönderilir.
(9) Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra üçüncü fıkradaki şartların gerçekleştiği, eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu ve dosyadaki mevcut delillere göre mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği kanaatine varırsa talep yazısında belirtilen yaptırımdan daha ağır olmamak üzere dört ila yedinci fıkra hükümleri doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Mazeretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılır.
(10) Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hâllerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamaz.
(11) Suçun iştirak hâlinde işlenmesi durumunda şüphelilerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi hâlinde seri muhakeme usulü uygulanmaz. (Ek cümle: 8/7/2021-7331/22 md.) Seri muhakeme usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.
(12) Seri muhakeme usulü, yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı ile sağır ve dilsizlik hâllerinde uygulanmaz.
(13) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması hâlinde, seri muhakeme usulü uygulanmaz.
(14) (Değişik:8/7/2021-7331/22 md.) Dokuzuncu fıkra kapsamında mahkemece kurulan hükme itiraz edilebilir. İtiraz mercii, itirazı üçüncü ve dokuzuncu fıkralardaki şartlar yönünden inceler.
(15) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Ahmet Hakan SOYTÜRK tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. Anayasa’nın 152. ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu hükümlerin iptalleri için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak anılan maddeler uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görev alanına giren bir davanın bulunması, iptali talep edilen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
3. Bakılmakta olan davanın konusu suça sürüklenen çocuğun bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satın alma, taşıma veya bulundurma suçundan cezalandırılması talebine ilişkindir. İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 5271 sayılı Kanun’un 250. maddesinin (12) numaralı fıkrasının iptalini talep etmiştir.
4. Seri muhakeme usulü, anılan Kanun’da açıkça düzenlenen suçlarla sınırlı olmak üzere uygulanabilecek istisnai bir muhakeme yolu olarak öngörülmüştür. Kanun’un 250. maddesinin (11) numaralı fıkrasına 8/7/2021 tarihli ve 7331 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle eklenen ikinci cümlede seri muhakeme usulü kapsamında yer alan bir suçla, bu kapsama girmeyen başka bir suçun birlikte işlenmiş olması hâlinde seri muhakeme usulünün uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
5. Bakılmakta olan davada suça sürüklenen çocuk hakkında kasten silahla yaralama ve bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satın alma, taşıma veya bulundurma suçlarının birlikte işlendiği iddiası ile kamu davası açılmıştır. Mahkeme bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satın alma, taşıma veya bulundurma suçu bakımından ayırma kararı vererek bu suç yönünden ayrı bir dosyada yargılamaya devam etmiştir. Kamu davası açıldıktan sonra yargılamaya konu suçlar bakımından ayırma kararı verilmişse de kasten silahla yaralama suçu Kanun’un 250. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde sayılan ve seri muhakeme kapsamındaki suçlardan değildir. Yine bakılmakta olan davaya konu suçun işlendiği iddia edilen tarihin, anılan maddenin (11) numaralı fıkrasının ikinci cümlesindeki düzenlemenin yürürlüğe girdiği 14/7/2021 tarihinden sonra olduğu açıktır. Dolayısıyla seri muhakeme kapsamındaki bir suçun bu kapsamda olmayan başka bir suçla birlikte işlendiği iddiasıyla açılan davada seri muhakeme usulünün uygulanması (11) numaralı fıkranın söz konusu cümlesi uyarınca mümkün değildir.
6. Açıklanan nedenlerle kuralın itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
III. HÜKÜM
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle başlığı ile birlikte yeniden düzenlenen 250. maddesinin (12) numaralı fıkrasının itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE 23/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Kadir ÖZKAYA
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Basri BAĞCI
Üye
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Kenan YAŞAR
Muhterem İNCE
Yılmaz AKÇİL
Ömer ÇINAR