ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı
: 2019/38
Karar Sayısı
: 2022/148
Karar Tarihi
: 30/11/2022
R.G.Tarih-Sayı
: 14/6/2023-32221
İPTAL DAVASINI AÇAN:
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Engin ALTAY, Özgür ÖZEL, Engin ÖZKOÇ ile birlikte
137 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 4/2/2019 tarihli ve (30) numaralı Bakanlıklara Bağlı,
İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı
Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin;
A. 3. maddesiyle
15/7/2018 tarihli ve 30479 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan (4) numaralı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve
Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi’nin 178. maddesinin değiştirilen (6) numaralı fıkrasının,
B. 13. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 451. maddesine eklenen (2)
numaralı fıkranın,
C. 18. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 481. maddesinin (3) numaralı
fıkrasında yer alan “…merkez ve taşra…” ibaresinin “…merkez, taşra ve
yurtdışı…” şeklinde değiştirilmesinde bulunan “…ve yurtdışı…”
ibaresinin,
Ç. 19. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 483. maddesinin değiştirilen
(1) numaralı fıkrasında yer alan “…ve yurtdışı…” ibaresinin,
D. 21. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin başlığıyla birlikte değiştirilen
485. maddesinin,
E. 23. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 488. maddesinin (3) numaralı
fıkrasına “Tapu müdürlükleri …” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen
“…ve yurtdışı teşkilatı…” ibaresinin,
F. 27. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 561. maddesine eklenen (4)
numaralı fıkranın ikinci cümlesinin,
G. 28. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 586. maddesine eklenen (4)
numaralı fıkranın,
Ğ. 31. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 644. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
değiştirilen (b) bendinde yer alan “…ve diğer mevzuatta…” ibaresinin,
H. 34. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne eklenen 649/A maddesinin (2)
numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin,
I. 39. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 759. maddesinin (1) numaralı
fıkrasına eklenen cümlenin,
İ. Geçici 1.
maddesinin ikinci fıkrasının,
Anayasa’nın 2., 6., 8., 104., 106., 123. ve 128.
maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin
durdurulmasına karar verilmesi talebidir.
I. İPTALİ İSTENEN CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ KURALLARI
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin (CBK)
iptali talep edilen kuralların da yer aldığı;
A. 3. maddesiyle
(4) numaralı CBK’nın 178. maddesinin değiştirilen (6)
numaralı fıkrası şöyledir:
“(6) (Değişik: RG-5/2/2019-30677-CK-30/3)
Yönetim Kurulu başkan ve üyelerine 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek
29 uncu maddesine göre ayda üçten fazla olmamak üzere her bir toplantı için
(9000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunacak
miktarda huzur hakkı ödenir.”
B. 13. maddesiyle
(4) numaralı CBK’nın 451. maddesine eklenen (2)
numaralı fıkra şöyledir:
“(2) (Ek:RG-5/2/2019-30677-CK-30/13)
Yönetim Kurulunun teşkiline ilişkin usul ve esaslar Gençlik ve Spor
Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”
C. 18. maddesiyle
(4) numaralı CBK’nın 481. maddesinin ibare
değiştirilen (3) numaralı fıkrası şöyledir:
“(3) Genel Müdür, merkez, taşra ve yurtdışı
teşkilatının faaliyetlerini, işlemlerini ve hesaplarını denetlemekle görevli ve
yetkilidir …”
Ç. 19. maddesiyle
(4) numaralı CBK’nın 483. maddesinin değiştirilen (1)
numaralı fıkrası şöyledir:
“(1)(Değişik:
RG-5/2/2019-30677-CK-30/19) Genel Müdürlük; merkez, taşra ve yurtdışı
teşkilatından oluşur…”
D. 21. maddesiyle
(4) numaralı CBK’nın başlığıyla birlikte değiştirilen
485. maddesi şöyledir:
“Yurtdışı teşkilatı
MADDE 485-
(Başlığı ile Birlikte Değişik: RG-5/2/2019-30677-CK-30/21)
(1) Genel Müdürlük, yurtdışında bulunan Türk
vatandaşları ile yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin ülkemizde bulunan
taşınmazlara ilişkin tapu ve kadastro işlemlerini bulundukları ülkeden
yapabilmelerini sağlamak amacıyla gerekli gördüğü ülkelerde yurtdışı teşkilatı
kurmaya yetkilidir.
(2) Tapu sicili ve kadastro işlemlerinin yurtdışında
yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir.”
E. 23. maddesiyle
(4) numaralı CBK’nın 488. maddesinin ibare eklenen
(3) numaralı fıkrası şöyledir:
“(3) Tapu müdürlükleri ve yurtdışı teşkilatı,
hak sahibinin talebi üzerine, kendi yetki alanı dışında bulunan taşınmazlarla
ilgili tapu işlemlerini, taşınmazın bulunduğu tapu müdürlüğünden yetki almak ve
kanunen bir engel olmadığını tespit etmek suretiyle yapmaya yetkilidir. Bu
fıkraya göre yapılacak tapu işlemlerine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle
düzenlenir.”
F. 27. maddesiyle
(4) numaralı CBK’nın 561. maddesine eklenen (4)
numaralı fıkra şöyledir:
“(4) (Ek:RG-5/2/2019-30677-CK-30/27)
Enstitünün özel bilgi ve uzmanlık gerektiren uygunluk değerlendirme faaliyetlerinde
görev yapmak üzere heyetler oluşturulabilir. Bu heyetlerde Enstitü dışından
görevlendirilenlerden uhdesinde kamu görevi bulunanlara, 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin ek 29 uncu maddesine göre, ayda dört defadan fazla
olmamak üzere, her bir toplantı günü için (2000) gösterge rakamının memur aylık
katsayısıyla çarpımı sonucunda bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir.”
G. 28. maddesiyle
(4) numaralı CBK’nın 586. maddesine eklenen (4)
numaralı fıkra şöyledir:
“(4) (Ek: RG-5/2/2019-30677-CK-30/28) Yönetim
Kurulu üyelerine 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 29 uncu maddesine
göre ayda ikiden fazla olmamak üzere her bir toplantı için (9000) gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktarda huzur
hakkı ödenir.”
Ğ. 31. maddesiyle
(4) numaralı CBK’nın 644. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının değiştirilen (b) bendi şöyledir:
“(b) Kurumun bu Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinde ve diğer mevzuatta belirlenen faaliyetlerine ilişkin
kararnameleri ve diğer düzenleyici işlemler ile ilgili kararlar almak,”
H. 34. maddesiyle
(4) numaralı CBK’ya eklenen 649/A maddesinin (2)
numaralı fıkrası şöyledir:
“(2) Kurumda 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 24 üncü maddesine göre
Atom Enerjisi Denetçisi ve Atom Enerjisi Denetçisi Yardımcısı istihdam
edilebilir. Bunlar mali ve sosyal hak ve yardımlar ile diğer özlük hakları
bakımından 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 30 uncu maddesi uyarınca
bağımsız genel müdürlük müfettiş ve müfettiş yardımcılarına denktir.”
I. 39. maddesiyle
(4) numaralı CBK’nın 759. maddesinin cümle eklenen
(1) numaralı fıkrası şöyledir:
“(1) Enstitüde hizmetler, 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu’na tabi personel eliyle yürütülür. Enstitüde 657 sayılı
Kanunun ek 41 inci maddesine göre Nadir Toprak Elementleri Uzmanı ve Nadir
Toprak Elementleri Uzman Yardımcısı istihdam edilebilir. Nadir Toprak
Elementleri Uzmanı ve Nadir Toprak Elementleri Uzmanı Yardımcısı 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 30 uncu maddesi uyarınca Adalet Uzmanı ve Adalet
Uzmanı Yardımcısına denktir.”
İ. Geçici 1.
maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte
Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumunda “Sağlık Başdenetçisi”,
“Sağlık Denetçisi” ve “Sağlık Denetçi Yardımcısı” kadrolarında bulunanlar,
kadro dereceleriyle durumlarına uygun “Başmüfettiş”, “Müfettiş” ve “Müfettiş
Yardımcısı” kadrolarına başkaca bir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılır.
Bunların “Sağlık Başdenetçisi”, “Sağlık Denetçisi” ve
“Sağlık Denetçi Yardımcısı” kadrolarında geçirdikleri süreler, “Başmüfettiş”,
“Müfettiş” ve “Müfettiş Yardımcısı” kadrolarında geçmiş sayılır.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN,
Engin YILDIRIM, Hasan Tahsin GÖKCAN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan
ÜSTÜN, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer
TOPAL, M. Emin KUZ, Kadir ÖZKAYA, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ ve Yıldız SEFERİNOĞLU’nun katılımlarıyla 15/5/2019 tarihinde yapılan
ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının
incelenmesine, yürürlüğü durdurma talebinin esas inceleme aşamasında karara
bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör
Cengiz ERTEN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu CBK
kuralları, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ile bunların
gerekçeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin
Anayasal Çerçevesi ve Yargısal Denetimi
3. Anayasa Mahkemesi CBK’ların
anayasal çerçevesini ve yargısal denetimine ilişkin ilkeleri daha önceki
kararlarında belirlemiştir. Buna göre CBK’ların
yargısal denetiminde öncelikle Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci
fıkrasının birinci ila dördüncü cümlelerinde belirtilen konu bakımından yetki
kurallarına uygunluğunun ele alınması gerekmekte olup bu kapsamda düzenlemenin;
yürütme yetkisine ilişkin olması, Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın
Birinci ve İkinci Bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve
ödevleriyle Dördüncü Bölümü’nde yer alan siyasi haklar ve ödevlerle ilgili
olmaması, Anayasa’da münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen ya da kanunda
açıkça düzenlenen konulara ilişkin olmaması gerekir. Anılan fıkra yönünden
herhangi bir aykırılık tespit edilmemesi durumunda ise bu defa CBK’ların içerik yönünden Anayasa’ya uygunluk denetimi
yapılmalıdır (AYM, E.2019/78, K.2020/6, 23/01/2020, §§ 3-13; E.2019/31,
K.2020/5, 23/01/2020, §§ 3-13; E.2018/119,
K.2020/25, 11/06/2020, §§ 3-13; E.2018/155,
K.2020/27, 11/06/2020, §§ 3-13).
B. CBK’nın 3. Maddesiyle (4) Numaralı CBK’nın 178. Maddesinin Değiştirilen (6) Numaralı
Fıkrasının İncelenmesi
1. İptal Talebinin Gerekçesi
4. Dava dilekçesinde özetle; Anayasa’nın 128. maddesinde
memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve
yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük
işlerinin kanunla düzenleneceğinin hüküm altına alındığı, bu kapsamda Helal
Akreditasyon Kurumunun (HAK) yönetim kurulu üyelerinin mali haklarına ilişkin
konuların CBK ile düzenlenmesinin mümkün olmadığı belirtilerek kuralın
Anayasanın 8., 104. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
5. Dava dilekçesinde konu bakımından
yetki yönünden kuralın Anayasa’nın 8. ve 128. maddelerine de aykırı olduğu
ileri sürülmüş ise de CBK’ya ilişkin konu bakımından
yetki kuralları Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasında
düzenlendiğinden bu husustaki inceleme anılan fıkra kapsamında yapılacaktır.
6. Dava konusu kuralla HAK Yönetim Kurulu başkan ve
üyelerine 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) ek
29. maddesine göre ayda üçten fazla olmamak üzere her bir toplantı için (9000)
gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunacak
miktarda huzur hakkı ödenmesi öngörülmüştür.
7. Anayasa
Mahkemesi kamu kurum ve kuruluşlarında 375 sayılı KHK’nın ek 29. maddesi
kapsamında huzur hakkı ödenmesine ilişkin düzenlemelerin CBK’larla yapılmasının konu bakımından yetki
yönünden Anayasa’ya uygun olup olmadığı hususunu daha önce değerlendirmiştir.
Bu kapsamda söz konusu ödemelerin ekonomik değer ifade ettiğinden Anayasa’nın
İkinci Kısmı’nın İkinci Bölümü’nde
yer alan 35. maddesinde güvenceye bağlanan mülkiyet hakkıyla ilgili olduğuna,
dolayısıyla buna yönelik düzenlemelerin Anayasa’nın 104. maddesinin on
yedinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca CBK ile düzenlenemeyecek yasak
alanda kaldığına hükmetmiştir (AYM, E.2018/123, K.2022/138, 9/11/2022,
§§161-166).
8. HAK
Yönetim Kurulu başkan ve üyelerine yapılacak huzur hakkı ödemelerine ilişkin
düzenleme öngören dava konusu kural yönünden, belirtilen karardan ayrılmayı
gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
9. Açıklanan nedenlerle kural
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırıdır.
İptali gerekir.
Kural Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
ikinci cümlesine aykırı görülerek iptal edildiğinden kuralın ayrıca konu
bakımından yetki yönünden aynı fıkranın birinci, üçüncü ve dördüncü cümleleri
yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
Kural konu bakımından yetki yönünden
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırı
görülerek iptal edildiğinden içerik yönünden incelenmemiştir.
C. CBK’nın 13. Maddesiyle (4)
Numaralı CBK’nın 451. Maddesine Eklenen (2) Numaralı
Fıkranın İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
10. Spor Toto Teşkilat Başkanlığının (Başkanlık)
kurulmasına, teşkilatı ile görev ve yetkilerine ilişkin hususlar (4) numaralı CBK’nın 448. ila 468. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu
kapsamda anılan CBK’nın 448. maddesinde Başkanlığın
Gençlik ve Spor Bakanlığına (Bakanlık) bağlı ve tüzel kişiliğe sahip olduğu
belirtilmiştir. Söz konusu maddede Başkanlığın
haiz olduğu tüzel kişiliğin kamu tüzel kişiliği olduğuna dair açık bir hükme
yer verilmemiş ise de anılan CBK’nın adı geçen
Başkanlığın kuruluşu, teşkilatı, görev ve
yetkileri ile personel yapısına ilişkin hükümleri birlikte değerlendirildiğinde
bunun kamu tüzel kişiliği olduğu anlaşılmaktadır.
11. CBK’nın 451. maddesinin (1)
numaralı fıkrasında Başkanlık yönetim kurulunun görev ve yetkileri düzenlenmiş,
dava konusu (2) numaralı fıkrasında ise yönetim kurulunun teşkiline ilişkin
usul ve esasların Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirleneceği
öngörülmüştür.
2. İptal Talebinin Gerekçesi
12. Dava dilekçesinde özetle; dava konusu kuralla
Başkanlığın yönetim kurulunun teşkiline ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça
çıkarılacak yönetmeliğe bırakılmasının idarenin yasama yetkisi ile donatılması
anlamına geldiği, bu durumun hukuk güvenliği ilkesini açık bir biçimde
zedeleyeceği, yürütme organının Anayasa’da öngörülmüş durumlar dışında
kanunların düzenlemediği bir alanda kendiliğinden kural koyamayacağı, idareye
genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisi verildiği belirtilerek
kuralın Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kuralın Konu Bakımından Yetki Yönünden İncelenmesi
13. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi
nedeniyle Anayasa’nın 104. maddesi yönünden incelenmiştir.
14. Kuralla Başkanlık yönetim kurulunun teşkili düzenlenmekte
olup anılan hususun yürütme yetkisine ilişkin konulardan olduğu açıktır.
15. Kural Anayasa’nın CBK
ile düzenlenmesi yasaklanan İkinci Kısmı’nın Birinci
ve İkinci Bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle
Dördüncü Bölümü’nde yer alan siyasi haklar ve ödevler ile ilgili herhangi bir
düzenleme içermemektedir.
16. Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci
fıkrasının üçüncü cümlesi uyarınca CBK’lar bakımından
aranan bir diğer husus, CBK kuralının Anayasa’da münhasıran kanunla düzenlenmesi
gereken konulara ilişkin olmaması gereğidir. Anayasa koyucunun bir konunun
kanunla düzenlenmesini özel olarak öngörmesi bu alanın münhasıran kanunla
düzenlenmesini istediği anlamına gelir. Bu kapsamda Anayasa bir konunun kanunla
düzenleneceğini öngörmüşse bu konuda CBK çıkarılamaz. Bununla birlikte
Anayasa’da CBK’larla düzenleneceği özel olarak
öngörülen konulara ilişkin Anayasa hükümlerinin açıkça izin verdiği hususlarda CBK’larla düzenleme yapılması mümkündür (AYM, E.2018/127, K.2021/18, 18/3/2021, § 40).
17. Anayasa’nın 123.
maddesinin birinci fıkrasında “İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür
ve kanunla düzenlenir” denilmiştir. Anayasa’nın anılan maddesinde
düzenlenen idarenin kanuniliği ilkesi, idarenin ve organlarının kanunla
düzenlenmesini gerekli kılar. Ancak Anayasa’nın 123. maddesinin üçüncü
fıkrasında kamu tüzel kişiliğinin kanunla veya CBK ile kurulacağı hükme
bağlanmış, dolayısıyla kamu tüzel kişiliğinin CBK ile de kurulmasına açıkça
izin verilmiştir. Diğer yandan Anayasa Mahkemesinin 12/6/2020 tarihli ve
E.2019/105, K.2020/30 sayılı kararında da belirtildiği üzere anılan fıkrada yer
alan “…kurulur.” ibaresinin CBK ile kurulan bir kamu tüzel kişiliğinin
CBK ile düzenlenmesini de içerdiği anlaşılmaktadır. Zira Anayasa’nın 104. maddesinin
on yedinci fıkrasındaki koşullara bağlı olmak kaydıyla kamu tüzel kişiliğinin
görevleri, yetkileri ve yapısı gibi unsurların CBK’yla
düzenlenemeyeceğinin kabulü, kamu tüzel kişiliğinin CBK’yla
kurulmasını mümkün kılan anayasal hükmü işlevsiz, dolayısıyla anlamsız
kılabilecektir (anılan kararda bkz. § 45).
18. Bu itibarla bir kamu tüzel
kişiliğinin kurulması ve düzenlenmesi Anayasa’nın CBK ile düzenlenmesini ayrıca
ve özel olarak öngördüğü konulardan olduğundan kamu tüzel kişisi niteliğindeki
Başkanlığın yönetim kurulunun teşkiline ilişkin konunun düzenlenmesinin kanunla
yapılmamasının Anayasa’ya aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
19. Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
dördüncü cümlesinde “Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi çıkarılamaz” denilmiştir. Buna göre CBK’ların
anılan Anayasa hükmü yönünden denetimi yapılırken CBK ile düzenlenen alanda
hüküm ifade eden, bu bağlamda karşılaştırmaya esas olabilecek, daha önce kabul
edilmiş bir kanun hükmünün bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekir.
20. Bu çerçevede kuralla aynı
alanda hüküm ifade eden karşılaştırmaya esas olabilecek nitelikte, kanunla yapılan herhangi bir düzenleme tespit
edilememiştir. Bu itibarla kuralın kanunda açıkça düzenlenen bir konuya ilişkin
olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
21. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasına aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
M. Emin KUZ bu görüşe katılmamıştır.
b. Kuralın İçerik Yönünden İncelenmesi
22. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 123. maddesi yönünden
incelenmiştir.
23. Anayasa’nın 123. maddesinin üçüncü
fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanı idarenin teşkilatlanması konusunda Anayasa’nın
temel ilkelerine ve bu alanla ilgili öngördüğü kurallarına bağlı kalmak
koşuluyla CBK ile kurulan bir kamu tüzel kişisinin teşkilat yapısının ne
şekilde olacağını belirleme hususunda takdir yetkisine sahiptir. Anayasa’nın
anılan maddesi hükmü uyarınca CBK’ya bırakılan bu
asli yetkinin başka bir idari organ tarafından kullanılması mümkün değildir.
Bununla birlikte yürütme organının CBK çıkarmaya yetkili olduğu konuya ilişkin
her türlü ayrıntıyı CBK ile düzenlemesi ve bu düzenlemelerin gereğini bizzat
yerine getirmesi gerekli olmayıp CBK ile konuya ilişkin temel kuralları
belirledikten ve genel çerçeveyi çizdikten sonra bu çerçevenin içinde kalan
hususları, düzenleyici nitelikteki diğer işlemlerle belirleme yetkisini ilgili
idareye bırakması mümkündür (benzer yönde değerlendirme için bkz. AYM,
E.2019/105, K.2020/30, 12/6/2020, § 36; E.2018/124, K.2020/56, 15/10/2020, §
25).
24. Dava
konusu kuralda Başkanlığın yönetim kurulunun teşkiline ilişkin usul ve
esasların Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenmesi öngörülmekle birlikte
yönetim kurulunun teşkiline ilişkin genel
çerçeve ve temel kurallar CBK ile belirlenmeksizin Bakanlığa sınırları
belirsiz bir düzenleme yetkisinin verildiği görülmektedir.
25. Bu itibarla kural Anayasa’nın söz konusu alanda
yürütme organına tanıdığı CBK’yla asli düzenleme
yetkisinin idareye devredilmesi sonucunu doğurmaktadır.
26. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 123. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
Kuralın Anayasa’nın 2. maddesine de
aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de bu bağlamda belirtilen hususların
Anayasa’nın 123. maddesi yönünden yapılan değerlendirmeler kapsamında ele
alınmış olması nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden ayrıca bir inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Ç. CBK’nın 18. Maddesiyle (4)
Numaralı CBK’nın 481. Maddesinin (3) Numaralı
Fıkrasında Yer Alan “…merkez ve taşra…” İbaresinin “…merkez, taşra ve
yurtdışı…” Şeklinde Değiştirilmesinde Bulunan “…ve yurtdışı…”
İbaresinin İncelenmesi
1. İptal Talebinin Gerekçesi
27. Dava dilekçesinde özetle; Anayasa’nın 123. maddesinin
birinci fıkrasında idarenin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğunun ve
kanunla düzenleneceğinin genel ilke olarak belirlendiği, bu ilkenin iki
istisnasının bulunduğu, bunlardan ilkinin Anayasa’nın 106. maddesinin on
birinci fıkrasında yer verilen ve bakanlıkların kurulmasının, kaldırılmasının,
görev ve yetkilerinin, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının
kurulmasının CBK ile düzenlenmesini öngören hüküm, diğerinin ise Anayasa’nın
123. maddesinin üçüncü fıkrasında yer verilen hüküm olduğu, Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünün yurt dışı teşkilatının CBK ile dahi kurulması mümkün
değilken dava konusu kuralla genel müdürün yetkilerinin yurt dışı teşkilatını
da kapsayacak şekilde genişletilmesinin Anayasa’nın 106. ve 123. maddelerine aykırı
olduğu ileri sürülmüştür.
2. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kuralın Konu Bakımından Yetki Yönünden İncelenmesi
28. Dava dilekçesinde konu bakımından yetki yönünden
kuralın Anayasa’nın 106. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüş ise
de CBK’ya ilişkin konu bakımından yetki kuralları
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasında düzenlendiğinden ve 6216
sayılı Kanun’un 43. maddesi gözetilerek kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrası
yönünden incelenmiştir.
29. (4) numaralı CBK’nın Otuzdördüncü Bölümü’nde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün
kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları ile teşkilatlanmasına ilişkin usul ve
esaslar düzenlenmiştir. CBK’nın 478. maddesinde
anılan Genel Müdürlüğün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının
bağlı kuruluşu olduğu ifade edilmiştir.
30. CBK’nın 481. maddesinin
dava konusu kuralın da yer aldığı (3) numaralı fıkrasında Tapu ve Kadastro
Genel Müdürünün merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatının faaliyetlerini,
işlemlerini ve hesaplarını denetlemekle görevli ve yetkili olduğu
belirtilmiştir. Dava konusu kural anılan fıkrada yer alan “…ve yurtdışı…”
ibaresidir.
31. Belirli bir kamu
hizmetini yürütmek üzere kurulan kamu kurum ve kuruluşlarının personelinin
görev ve yetkilerinin belirlenmesine ilişkin düzenlemeler, kurumun teşkilat
yapısıyla ve o hizmet alanında yerine getirmesi gereken görevler ve bu amaçla
kullanabileceği yetkilerle ilgili olup dolayısıyla idarenin teşkilat yapısı ile
görev ve yetkilerinin belirlenmesinin bir parçasını oluşturmaktadır (AYM,
E.2018/123, K.2022/138, 9/11/2022, § 21).
32. Personelin görev ve
yetkilerinin kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat yapısı ile görev ve
yetkilerine ilişkin olduğu ve kuralla Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün görev ve yetkilerine ilişkin düzenleme öngörüldüğü
gözetildiğinde kuralın yürütme yetkisine ilişkin konulardan olduğu
anlaşılmaktadır.
33. Kural, Anayasa’nın CBK ile düzenlenmesi yasaklanan
İkinci Kısmı’nın Birinci ve İkinci Bölümlerinde yer
alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle Dördüncü Bölümü’nde yer alan
siyasi haklar ve ödevler ile ilgili herhangi bir düzenleme de içermemektedir.
34. Anayasa’nın 106. maddesinin on
birinci fıkrasında “Bakanlıkların
kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve
taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir” denilmiş olup bu kapsamda gerek
bakanlıkların gerekse onlara bağlı kuruluşların kurulması, kaldırılması, görev
ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması
Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrası uyarınca CBK ile
düzenlenebileceği özel olarak belirtilen konulardandır (aynı yöndeki
değerlendirme için bkz. AYM, E.2018/123, K.2022/138, 9/11/2022, § 39).
35. Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı olarak kurulmuş olup Bakanlığın teşkilat yapısı
içinde yer almaktadır. Bu çerçevede, kuralın Anayasa’nın 106. maddesinin on
birinci fıkrasında CBK ile düzenlenmesi öngörülen Çevre, Şehircilik ve
İklim Değişikliği Bakanlığının teşkilat yapısı
ile görev ve yetkilerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Zira yukarıda da
belirtildiği üzere kamu kurum ve kuruluşlarının dolayısıyla personelin görev ve
yetkileri ile teşkilat arasında yakın bir ilişki olup görev ve yetkiler
belirlenmeden bir kurum ve kuruluşun teşkilatlanmasından söz edilmesi zordur.
Bu itibarla bakanlığa bağlı bir kuruluşun genel müdürünün görev ve yetkilerine
ilişkin düzenleme öngören kuralın Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci
fıkrasıyla bağlantılı olarak 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü
cümlesine aykırı bir yönü de bulunmamaktadır (benzer yöndeki karar için bkz.
AYM, E.2018/123, K.2022/138, 9/11/2022, § 27).
36. Kuralla aynı alanda
hüküm ifade eden karşılaştırmaya esas olabilecek nitelikte, kanunla yapılan herhangi bir düzenleme tespit
edilememiştir. Bu itibarla kuralın kanunda açıkça düzenlenen bir konuya ilişkin
olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
37. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasına aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, M.
Emin KUZ, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Selahaddin MENTEŞ ile Kenan YAŞAR bu görüşe
katılmamışlardır.
b. Kuralın İçerik Yönünden İncelenmesi
38. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden de
incelenmiştir.
39. Anayasa’nın
2. maddesinde belirtilen hukuk devleti; eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan
haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil
bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuki güvenliği sağlayan,
Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuk kurallarıyla kendini
bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.
40. Hukuk devletinin temel unsurlarından biri belirlilik
ilkesidir. Anayasa Mahkemesinin yerleşik kararlarına göre anılan ilke,
yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir
duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir
ve nesnel olmasını gerektirmektedir.
41. Anılan ilkenin
yürütmenin asli düzenleyici işlemi niteliğinde olan CBK’lar
bakımından da geçerli olduğunda şüphe bulunmamaktadır.
42. Kural Tapu ve
Kadastro Genel Müdürünün kurumun yurt dışı teşkilatının faaliyetlerini,
işlemlerini ve hesaplarını denetlemekle görevli ve yetkili olmasıyla ilgilidir.
Kuralın düzenlenme amacı ve kapsamı açıkça
belirlenmiş olup hem kişiler hem de idare yönünden belirli ve öngörülebilir
olduğundan kuralda belirsizlik bulunmamaktadır. Diğer taraftan kuraldaki
denetim görev ve yetkisinin yurt dışı faaliyetlerin etkin ve düzenli bir
şekilde yürütülmesine, dolayısıyla kamu yararına hizmet edeceği şüphesizdir.
43. Öte yandan Anayasa’nın 123.
maddesinin birinci fıkrasında idarenin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu
ve kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. İdarenin bütünlüğü, idari görevleri
yerine getiren kurumlar arasında birliğin sağlanması ve idari yapı içinde yer
alan kurumların bir bütünlük içinde çalışmasını öngörmektedir. İdarede
bütünlüğü sağlamak için başlıca iki hukuksal araç hiyerarşi ve idari
vesayet kullanılmaktadır. Hiyerarşi, hem merkezî yönetim içinde yer alan
örgütler ve bunlara bağlı birimler arasındaki hem de yerinden yönetim
kuruluşlarının kendi içindeki bütünleşmeyi sağlamaktadır. Aynı zamanda o
kurumun görevlileri arasındaki astlık-üstlük durumunu ifade eden hiyerarşi
ilişkisi yönetme yetkisinden doğmaktadır. Hiyerarşik ilişkide üstün ast
üzerinde sahip olduğu hiyerarşi yetkisi denetleme yetkisini de içermektedir
(AYM E.2018/123, K. 2022/138, 9/11/2022, §353; E.2020/72, K.2022/160,
13/12/2022, §129). Kural aynı genel müdürlük
içerisindeki denetim yetkisini düzenlemektedir. Bu itibarla genel müdürün yurt
dışı teşkilatı üzerindeki hiyerarşik yetkisinin bir tezahürü olan kuralın
Anayasa’nın 123. maddesine aykırı bir yönü de bulunmamaktadır.
44. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 2. ve 123.
maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
D. CBK’nın 19. Maddesiyle (4)
Numaralı CBK’nın 483. Maddesinin Değiştirilen (1)
Numaralı Fıkrasında Yer Alan “…ve yurtdışı…” İbaresinin İncelenmesi
1. İptal Talebinin Gerekçesi
45. Dava dilekçesinde
özetle; (4) numaralı CBK’nın 481. maddesinin
(3) numaralı fıkrasında yer alan “…merkez ve taşra…” ibaresinin “…merkez,
taşra ve yurtdışı…” şeklinde değiştirilmesinde bulunan “…ve yurtdışı…”
ibaresine yönelik gerekçelerle Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünün yurt dışı teşkilatının CBK ile kurulmasının mümkün
olmadığı belirtilerek kuralın Anayasa’nın
106. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kuralın Konu Bakımından Yetki Yönünden İncelenmesi
46. Dava dilekçesinde konu bakımından yetki yönünden
kuralın Anayasa’nın 106. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de
CBK’ya ilişkin konu bakımından yetki kuralları
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasında düzenlendiğinden ve 6216
sayılı Kanun’un 43. maddesi gözetilerek kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın
104. maddesinin on yedinci fıkrası yönünden incelenmiştir.
47. (4) numaralı CBK’nın 483.
maddesinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün teşkilatı düzenlenmektedir.
Anılan maddenin (1) numaralı fıkrasında Genel Müdürlüğün; merkez, taşra ve yurt
dışı teşkilatından oluştuğu belirtilmiştir. Dava konusu kural anılan fıkrada
yer alan “…ve yurtdışı…” ibaresidir.
48. Kuralın Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bağlı kuruluşu olan Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğünün teşkilatlanmasına dair bir düzenleme öngördüğü bu
itibarla yürütme yetkisine ilişkin olduğu açıktır (AYM, E. 2019/105, K.
2020/30, 12/6/2020, §17; AYM, E. 2018/124, K. 2020/56, 15/10/2020, §17).
49. Kural, Anayasa’nın CBK ile düzenlenmesi yasaklanan
İkinci Kısmı’nın Birinci ve İkinci Bölümlerinde yer
alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle Dördüncü Bölümü’nde yer alan
siyasi haklar ve ödevler ile ilgili herhangi bir düzenleme de içermemektedir.
50. Anayasa’nın 123.
maddesinin birinci fıkrasında idarenin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu
ve kanunla düzenleneceği belirtilmiş; 106. maddesinin on birinci fıkrasında ise
bakanlıkların kurulmasının, kaldırılmasının, görev ve yetkilerinin, teşkilat
yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulmasının CBK ile düzenleneceği
hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla anılan fıkra kapsamındaki konular Anayasa’nın
CBK ile düzenlenmesini ayrıca ve özel olarak öngördüğü konulardır.
51. Anılan
fıkrada yer alan “…teşkilat yapısı…” kavramı, belirli bir hizmeti
yürütmek üzere kurulan kamu kurum ve kuruluşlarının bu amaçla üstlendikleri
görev ve yetkilerin ifa edilebilmesi için oluşturulan ve söz konusu hizmetin
yürütülmesinde doğrudan ya da dolaylı olarak rol alan, aynı kurum bünyesindeki
farklı düzey ve nitelikteki birimlerin bütününü ifade etmektedir. Bu itibarla
bir kurumun bu mahiyetteki merkez ve taşra teşkilatının yanı sıra yurt dışı
teşkilatı da teşkilat yapısı kavramına dâhildir (AYM,
E. 2019/105, K. 2020/30, 12/6/2020, §21; AYM, E. 2018/124, K. 2020/56,
15/10/2020, §21).
52. Dava konusu kuralda, Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğünün merkez ve taşra teşkilatının yanı sıra yurt dışı teşkilatından da
oluşması öngörülmektedir. Dolayısıyla kuralın Anayasa’nın 106. maddesinin on
birinci fıkrasında CBK ile düzenlenmesi özel olarak öngörülen konulardan biri
olan bakanlıkların teşkilat yapısına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır (AYM, E. 2019/105, K. 2020/30, 12/6/2020, §22).
53. Bu itibarla kuralda öngörülen
düzenlemenin Anayasa’nın 106. maddesi uyarınca CBK ile yapılmasında Anayasa’nın
104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesini ihlal eden bir yön
bulunmamaktadır.
54. Diğer yandan kuralla aynı
alanda hüküm ifade eden karşılaştırmaya esas olabilecek nitelikte, kanunla yapılan herhangi bir düzenleme tespit
edilememiştir. Bu itibarla kuralın kanunda açıkça düzenlenen bir konuya ilişkin
olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
55. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasına aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
M. Emin KUZ bu görüşü katılmamıştır.
b. Kuralın İçerik Yönünden İncelenmesi
56. Anayasa’nın 106.
maddesinin on birinci fıkrası hükmü uyarınca Cumhurbaşkanı CBK’yla
idarenin teşkilatlanması alanında Anayasa'nın temel ilkelerine ve bu alanla
ilgili öngördüğü kurallarına bağlı kalmak koşuluyla bakanlıkların ve bu
kapsamda onun bağlı kuruluşlarının teşkilat yapısının ne şekilde olacağını
belirleme hususunda takdir yetkisine sahiptir. Bu bağlamda yürütülen hizmetin
niteliği de dikkate alınarak bir bakanlık bağlı kuruluşunda yurt dışı
teşkilatının oluşturulmasına ihtiyaç bulunup bulunmadığını belirlemek de
Cumhurbaşkanının takdir alanındadır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’nın
106. maddesinin on birinci fıkrası uyarınca kendisine tanınan takdir yetkisini
kullanarak dava konusu kural uyarınca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü için
yurt dışı teşkilatı oluşturmasında Anayasa’nın anılan maddesine aykırı bir yön
bulunmamaktadır (benzer yöndeki karar için bkz.AYM,
E.2019/105, K.2020/30, 12/6/2020, § 35).
57. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa'nın 106. maddesine aykırı değildir. İptal talebinin reddi
gerekir.
M. Emin KUZ bu görüşe farklı gerekçeyle
katılmıştır.
E. CBK’nın 21. Maddesiyle (4)
Numaralı CBK’nın Başlığıyla Birlikte Değiştirilen
485. Maddesinin İncelenmesi
1. İptal Talebinin Gerekçesi
58. Dava dilekçesinde
özetle; (4) numaralı CBK’nın 481. maddesinin
(3) numaralı fıkrasında yer alan “…merkez ve taşra…” ibaresinin “…merkez,
taşra ve yurtdışı…” şeklinde değiştirilmesinde bulunan “…ve yurtdışı…”
ibaresine yönelik gerekçelerle Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünün yurt dışı teşkilatının CBK ile kurulması mümkün
değilken tapu işlemlerinin merkez, taşra teşkilatları yanında yurt dışı
teşkilatı eliyle de yapılmasına imkân tanındığı belirtilerek kuralın Anayasa’nın 106. ve 123. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kuralın Konu Bakımından Yetki Yönünden İncelenmesi
59. Dava dilekçesinde konu bakımından yetki yönünden
kuralın Anayasa’nın 106. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüş ise
de CBK’ya ilişkin konu bakımından yetki kuralları
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasında düzenlendiğinden ve 6216
sayılı Kanun’un 43. maddesi gözetilerek kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın
104. maddesinin on yedinci fıkrası yönünden incelenmiştir.
60. (4) numaralı CBK’nın dava
konusu 485. maddesinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yurt dışı teşkilatı
düzenlenmektedir. Anılan maddenin (1) numaralı fıkrasında Genel Müdürlüğün yurt
dışında bulunan Türk vatandaşları ile yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin
ülkemizde bulunan taşınmazlara ilişkin tapu ve kadastro işlemlerini
bulundukları ülkeden yapabilmelerini sağlamak amacıyla gerekli gördüğü
ülkelerde yurt dışı teşkilatı kurmaya yetkili olduğu belirtilmiş; (2) numaralı
fıkrasında da tapu sicili ve kadastro işlemlerinin yurt dışında yürütülmesine
ilişkin usul ve esasların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca
çıkarılacak yönetmelikle belirlenmesi öngörülmüştür.
61. (4) numaralı CBK’nın 483.
maddesinin değiştirilen (1) numaralı fıkrasında yer alan “…ve yurtdışı…”
ibaresinin konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya uygunluk denetimi
bölümünde belirtilen gerekçeler mahiyetine uygun olduğu ölçüde dava konusu
kural için de geçerlidir.
62. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasına aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
M. Emin KUZ bu görüşe katılmamıştır.
b. Kuralın İçerik Yönünden İncelenmesi
63. Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrası
hükmü uyarınca bakanlıkların ve bu kapsamda onların bağlı kuruluşlarının
teşkilatı kapsamında yurt dışı teşkilatının kurulması yetkisi CBK’ya tanınmış olup CBK’ya
tanınan bu asli yetkinin, başka bir idari işleme bırakılması mümkün değildir.
Bununla birlikte yürütme organının CBK çıkarmaya yetkili olduğu konuya ilişkin
her türlü ayrıntıyı CBK ile düzenlemesi ve bu düzenlemelerin gereğini bizzat
yerine getirmesi gerekli olmayıp CBK ile konuya ilişkin temel kuralları
belirledikten ve genel çerçeveyi çizdikten sonra bu çerçevenin içinde kalan
hususları, düzenleyici nitelikteki diğer işlemlerle belirlemesi ve bu
düzenlemeler kapsamında yerine getirilmesi gerekli tasarrufları da ilgili
idareye bırakması mümkündür (benzer yöndeki karar için bkz. (AYM, E.2019/105,
K.2020/30, 12/6/2020, § 36).
64. Dava konusu kuralın (1) numaralı fıkrasında
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yurt dışında bulunan Türk vatandaşları ile
yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin ülkemizde bulunan taşınmazlara
ilişkin tapu ve kadastro işlemlerini bulundukları ülkeden yapabilmelerini
sağlamak amacıyla gerekli gördüğü ülkelerde yurt dışı teşkilatı kurmaya yetkili
olduğu belirtilmektedir.
65. (1) numaralı fıkrada geçen yurt dışı
teşkilatının kurulması kavramının CBK ile oluşturulan söz konusu teşkilatın
fiilen faaliyete geçirilmesi için gerekli idari tasarrufların Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilmesini ifade ettiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca kural söz konusu teşkilatın, yurt dışında bulunan Türk vatandaşları ile
yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin ülkemizde bulunan taşınmazlara
ilişkin tapu ve kadastro işlemlerini bulundukları ülkeden yapabilmelerini
sağlamak amacıyla kurulacağını bizzat düzenlemiş dolayısıyla anılan teşkilatın
görev ve yetki alanı gibi konuları belirleme yetkisini de idareye
bırakmamıştır.
66. Dava konusu kuralın (2) numaralı fıkrasında tapu
sicili ve kadastro işlemlerinin yurt dışında yürütülmesine ilişkin usul ve
esasların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca çıkarılacak
yönetmelikle belirlenmesi öngörülmüştür.
67. 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni
Kanunu’nun üçüncü kısım ikinci bölümünde 997 ila 1027 maddeleri arasında tapu
sicili düzenlenmiştir. Tapu sicilinin, tapu kütüğü ve kat mülkiyeti kütüğü ile
bunları tamamlayan yevmiye defteri ve belgeler ile plânlardan oluşacağı; tapu
idarelerinin kuruluşu, sorumlulukları; tapu işlemlerinin konusu; tescilin
tasarrufa konu olan taşınmaz malikinin yazılı beyanı üzerine yapılacağı;
tescil, terkin ve değişiklik gibi tasarruf işlemlerinin yapılabilmesinin,
istemde bulunanın, tasarruf yetkisini ve hukukî sebebi belgelemiş olmasını
gerektirdiği, kütüğe tescillerin, istem tarihine ve sırasına göre yapılacağı,
sicildeki kaydın bir örneğinin isteyen ilgiliye verileceği gibi hususlar
ayrıntılı şekilde gösterilmiştir. 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu
Kanunu’nun özellikle 26. maddesinde, mülkiyete, mülkiyetten başka ayni haklara
ve taşınmazla ilgili diğer işlemlere ilişkin resmi senet düzenleneceği,
taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerde, tarafların farklı tapu
müdürlükleri veya yurt dışı teşkilatında bulunmaları hâlinde, taraf
iradelerinin resmî görevliler tarafından ayrı ayrı alınarak sözleşmenin
tamamlanabileceği, resmi senede tarafların kimlik bilgileri ile birlikte vergi
kimlik numaralarının da kaydedileceği, resmi senedin, taraflar ile hazırlayan
tapu sicil müdürlüğü görevlilerince imzalanacağı, tapu sicil müdürü veya
görevlendirilen memurun onaylayacağı, tarafların kimliklerinde şüpheye düşülen
hallerde tanık getirilmesi istenebileceğine dair hususlar belirtilerek tapu
sicili işlemlerin nasıl yapılacağı öngörülmüştür.21/6/1987 tarihli ve 3402
sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesinde de Kanun’un amacının ülke koordinat
sistemine göre memleketin kadastral veya topoğrafik kadastral haritasına
dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek
hukukî durumlarını tespit etmek suretiyle tapu sicilinin kurulması, mekânsal
bilgi sisteminin alt yapısını oluşturmak olduğu ifade edilmiştir.
68. Kural uyarınca tapu sicili ve kadastro işlemlerinin
yurt dışında yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenirken
yukarıda yer verilen kanun hükümlerinin gözönünde
bulundurulması gerekeceği açıktır. Bu itibarla
dava konusu kuralla anılan hususlarla ilgili düzenleme yetkisi yönetmeliğe
bırakılırken konuya ilişkin genel çerçevenin ve temel kuralların belirlendiği
anlaşılmaktadır.
69. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 106. maddesine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
M. Emin KUZ bu görüşe farklı gerekçeyle
katılmıştır.
Selahaddin MENTEŞ kuralın (2) numaralı fıkrası yönünden
bu görüşe katılmamıştır.
F. CBK’nın 23. Maddesiyle (4)
Numaralı CBK’nın 488. Maddesinin (3) Numaralı
Fıkrasına “Tapu müdürlükleri …” İbaresinden Sonra Gelmek Üzere Eklenen
“…ve yurtdışı teşkilatı…” İbaresinin İncelenmesi
1. İptal Talebinin Gerekçesi
70. Dava dilekçesinde özetle; (4) numaralı CBK’nın 481. maddesinin
(3) numaralı fıkrasında yer alan “…merkez ve taşra…” ibaresinin “…merkez,
taşra ve yurtdışı…” şeklinde değiştirilmesinde bulunan “…ve yurtdışı…”
ibaresine yönelik gerekçelerle Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünün yurt dışı teşkilatının görev ve yetkilerine ilişkin
düzenlemelerin CBK ile yapılmasının mümkün olmadığı belirtilerek kuralın Anayasa’nın 106. ve 123. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kuralın Konu Bakımından Yetki Yönünden İncelenmesi
71. Dava dilekçesinde konu bakımından yetki yönünden
kuralın Anayasa’nın 106. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüş ise
de CBK’ya ilişkin konu bakımından yetki kuralları
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasında düzenlendiğinden ve 6216
sayılı Kanun’un 43. maddesi gözetilerek kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın
104. maddesinin on yedinci fıkrası yönünden incelenmiştir.
72. (4) numaralı CBK’nın 488.
maddesinin (3) numaralı fıkrasında tapu müdürlükleri ve yurt dışı teşkilatının,
hak sahibinin talebi üzerine kendi yetki alanı dışında bulunan taşınmazlarla
ilgili tapu işlemlerini, taşınmazın bulunduğu tapu müdürlüğünden yetki almak ve
kanunen bir engel olmadığını tespit etmek suretiyle yapmaya yetkili olduğu
hüküm altına alınmıştır. Dava konusu kural anılan fıkrada yer alan “…ve
yurtdışı teşkilatı…” ibaresidir.
73. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yurt dışı
teşkilatının görev ve yetkilerine dair bir düzenleme öngören kuralın yürütme
yetkisine ilişkin olduğu, Anayasa’da CBK ile düzenlenmesi yasaklanan haklar ve
ödevlerle ilgisinin bulunmadığı ve Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci
fıkrasıyla bağlantılı olarak münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken bir alana
ilişkin olmadığından Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü
cümlesine aykırı bir yönünün de bulunmadığı açıktır.
74. Diğer yandan kuralla aynı
alanda hüküm ifade eden karşılaştırmaya esas olabilecek nitelikte, kanunla yapılan herhangi bir düzenleme de tespit
edilememiştir. Bu itibarla kuralın kanunda açıkça düzenlenen bir konuya
ilişkin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
75. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasına aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
M. Emin KUZ bu görüşe katılmamıştır.
b. Kuralın İçerik Yönünden İncelenmesi
76. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden incelenmiştir.
77. Kuralla Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğünün yurt dışı teşkilatına verilen görevin kapsam
ve niteliğinin hem kişiler hem de idare yönünden
herhangi bir tereddüde yer bırakmayacak şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir biçimde düzenlendiği, bu itibarla
kuralın belirsizlik içermediği görülmektedir. Diğer taraftan kuralın kamu
yararı dışında bir amaçla çıkarılması da söz konusu değildir.
78. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 2. maddesine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
G. CBK’nın 27. Maddesiyle (4)
Numaralı CBK’nın 561. Maddesine Eklenen (4) Numaralı
Fıkranın İkinci Cümlesinin İncelenmesi
1. İptal Talebinin Gerekçesi
79. Dava dilekçesinde
özetle; kuralın (4) numaralı CBK’nın 178. maddesinin
değiştirilen (6) numaralı fıkrasına yönelik
gerekçelerle Anayasa’nın 8., 104. ve 128. maddelerine aykırı olduğu
ileri sürülmüştür.
2. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
80. Dava dilekçesinde konu bakımından yetki yönünden
kuralın Anayasa’nın 8. ve 128. maddelerine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise
de CBK’ya ilişkin konu bakımından yetki kuralları
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasında düzenlendiğinden bu husustaki
inceleme anılan fıkra kapsamında yapılacaktır.
81. (4) numaralı CBK’nın 561.
maddesinin (4) numaralı fıkrasının dava konusu ikinci cümlesinde Türk
Standartları Enstitüsünde görevlendirilen heyetlerde Enstitü dışından
görevlendirilenlerden uhdesinde kamu görevi bulunanlara 375 sayılı KHK’nin ek
29. maddesine göre ayda dört defadan fazla olmamak üzere her bir toplantı günü
için (2000) gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucunda
bulunacak miktarda huzur hakkı ödenmesi öngörülmüştür.
82. CBK’nın 3. maddesiyle (4)
numaralı CBK’nın 178. maddesinin değiştirilen (6)
numaralı fıkrasının Anayasa’ya uygunluk denetimi
bölümünde belirtilen gerekçeler dava konusu kural yönünden de
geçerlidir.
83. Dava konusu kural uyarınca yapılacak ödemeler söz
konusu kişilere ekonomik menfaat temin etmeyi içerdiğinden “mülkiyet hakkı”
kapsamındadır. Bu nedenle kural, Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın
İkinci Bölümü’nde yer alan mülkiyet hakkına ilişkin bir düzenleme içerdiğinden
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca CBK
ile düzenlenemeyecek yasak alan içinde kalmaktadır.
84. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesine
aykırıdır. İptali gerekir.
Kural Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
ikinci cümlesine aykırı görülerek iptal edildiğinden kuralın ayrıca konu
bakımından yetki yönünden aynı fıkranın birinci, üçüncü ve dördüncü cümleleri
yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
Kural konu bakımından yetki yönünden
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırı
görülerek iptal edildiğinden içerik yönünden incelenmemiştir.
Ğ. CBK’nın 28. Maddesiyle (4)
Numaralı CBK’nın 586. Maddesine Eklenen (4) Numaralı
Fıkranın İncelenmesi
1. İptal Talebinin Gerekçesi
85. Dava dilekçesinde
özetle; kuralın (4) numaralı CBK’nın 178. maddesinin
değiştirilen (6) numaralı fıkrasına yönelik
gerekçelerle Anayasa’nın 8., 104. ve 128. maddelerine aykırı olduğu
ileri sürülmüştür.
2. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
86. Dava dilekçesinde konu bakımından yetki yönünden
kuralın Anayasa’nın 8. ve 128. maddelerine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise
de CBK’ya ilişkin konu bakımından yetki kuralları
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasında düzenlendiğinden bu husustaki
inceleme anılan fıkra kapsamında yapılacaktır.
87. (4) numaralı CBK’nın 586.
maddesinin dava konusu (4) numaralı fıkrasında TÜBİTAK Yönetim Kurulu üyelerine
375 sayılı KHK’nin ek 29. maddesine göre ayda ikiden fazla olmamak üzere her
bir toplantı için (9000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı
sonucunda bulunacak miktarda huzur hakkı ödenmesi öngörülmüştür.
88. CBK’nın 3. maddesiyle (4)
numaralı CBK’nın 178. maddesinin değiştirilen (6)
numaralı fıkrasının Anayasa’ya uygunluk denetimi
bölümünde belirtilen gerekçeler dava konusu kural yönünden de
geçerlidir.
89. Dava konusu kural uyarınca yapılacak ödemeler söz
konusu kişilere ekonomik menfaat temin etmeyi içerdiğinden “mülkiyet hakkı”
kapsamındadır. Bu nedenle kural, Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın
İkinci Bölümü’nde yer alan mülkiyet hakkına ilişkin bir düzenleme içerdiğinden
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca CBK
ile düzenlenemeyecek yasak alan içinde kalmaktadır.
90. Açıklanan nedenlerle
kural Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesine
aykırıdır. İptali gerekir.
Kural Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
ikinci cümlesine aykırı görülerek iptal edildiğinden kuralın ayrıca konu
bakımından yetki yönünden aynı fıkranın birinci, üçüncü ve dördüncü cümleleri
yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
Kural konu bakımından yetki yönünden
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırı
görülerek iptal edildiğinden içerik yönünden incelenmemiştir.
H. CBK’nın 31. Maddesiyle (4)
Numaralı CBK’nın 644. Maddesinin (2) Numaralı
Fıkrasının Değiştirilen (b) Bendinde Yer Alan “…ve diğer mevzuatta…”
İbaresinin İncelenmesi
91. (4) numaralı CBK’nın dava
konusu ibarenin de yer aldığı 644. maddesi 27/3/2020 tarihli (57) numaralı Bazı
Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi’nin 1. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
92. Açıklanan nedenle konusu kalmayan kurala ilişkin
iptal talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
I. CBK’nın 34. Maddesiyle (4)
Numaralı CBK’ya Eklenen 649/A Maddesinin (2) Numaralı
Fıkrasının İkinci Cümlesinin İncelenmesi
93. (4) numaralı CBK’nın dava
konusu cümlenin de yer aldığı 649/A maddesi (57) numaralı CBK’nın
1. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
94. Açıklanan nedenle konusu kalmayan kurala ilişkin
iptal talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
İ. CBK’nın 39. Maddesiyle (4)
Numaralı CBK’nın 759. Maddesinin (1) Numaralı
Fıkrasına Eklenen Cümlenin İncelenmesi
95. (4) numaralı CBK’nın dava
konusu cümlenin de yer aldığı 759. maddesi (57) numaralı CBK’nın
16. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
96. Açıklanan nedenle konusu kalmayan kurala ilişkin
iptal talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
J. CBK’nın Geçici 1. Maddesinin
İkinci Fıkrasının İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
97. (4) numaralı CBK’nın
506. maddesinde Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumunun (Kurum) Sağlık
Bakanlığına bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz bir kurum olduğu
belirtilmiştir.
98. Anılan CBK’nın 518.
maddesinde Kurumda sağlık denetçileri ve denetçi yardımcıları istihdam
edilmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmekte iken (30) numaralı CBK’nın 26. maddesinin (ç) bendi ile anılan maddede yer
alan “sağlık denetçileri ve denetçi yardımcıları” ibaresi “müfettiş
ve müfettiş yardımcıları” şeklinde değiştirilmiştir. Yapılan bu
değişiklikle Kurumda sağlık denetçisi ve denetçi yardımcısı istihdamına son
verilerek müfettiş ve müfettiş yardımcısı istihdam edilmesi öngörülmüştür.
99. Dava konusu kuralla da maddenin yürürlüğe girdiği
tarihte Kurumda “Sağlık Başdenetçisi”, “Sağlık
Denetçisi” ve “Sağlık Denetçi Yardımcısı” kadrolarında bulunanların
kadro dereceleriyle durumlarına uygun “Başmüfettiş”, “Müfettiş”
ve “Müfettiş Yardımcısı” kadrolarına başkaca bir işleme gerek
kalmaksızın atanmış sayılacağı, önceki görevlerinde geçirmiş oldukları
sürelerin yeni kadrolarında geçmiş sayılacağı belirtilmiştir.
2. İptal Talebinin Gerekçesi
100. Dava dilekçesinde özetle; kuralla kamu
görevlilerinin görev ve unvanları ile kadrolarının değiştirilerek yeni
görevlere atandıkları, kamu görevlilerinin görevlendirilmeleri ve atanmalarına
ilişkin usul ve esasların münhasıran kanunla düzenlenmesi gerektiği, 14/7/1965
tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda sağlık denetçileri ve denetçi
yardımcılarının ayrı bir kategori olarak tanımlanarak özlük haklarının düzenlendiği,
yine anılan Kanun’un 91. maddesinde genel olarak kadroları kaldırılan
memurların hangi kadrolara atanacağına ilişkin usul ve esaslara yer verildiği,
dolayısıyla kuralın kanunda açıkça düzenlenen hususlara ilişkin düzenleme
yaptığı belirtilerek Anayasa’nın 104. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kuralın Konu Bakımından Yetki Yönünden İncelenmesi
101. Dava dilekçesinde konu bakımından yetki yönünden kuralın
Anayasa’nın 128. maddesine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de CBK’ya ilişkin konu bakımından yetki kuralları Anayasa’nın
104. maddesinin on yedinci fıkrasında düzenlendiğinden bu husustaki inceleme
anılan fıkra kapsamında yapılacaktır.
102. Anayasa Mahkemesi kamu tüzel kişiliklerinin
kadrolarının ihdası ve iptaline ilişkin düzenlemelerin CBK’larla
yapılmasının konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya uygun olup olmadığı
hususunu daha önce değerlendirmiştir. Bu kapsamda kamu tüzel kişiliklerinin
kadrolarının ihdası ve iptaliyle ilgili düzenlemelerin idarenin teşkilat yapısı
ile ilgili olup yürütme yetkisine ilişkin konulardan olduğu, Anayasa’da CBK ile
düzenlenmesi yasaklanan haklar ve ödevlerle ilgisinin bulunmadığı ve
Anayasa’nın 123. maddesinin üçüncü fıkrasının “Kamu tüzel kişiliği, kanunla
veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulur” şeklindeki hükmüyle
bağlantılı olarak Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü
cümlesine aykırı bir yönünün de bulunmadığı ifade edilmiştir (AYM, E.2018/119,
K.2020/25, 11/6/2020, §§ 27, 28).
103. Kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat yapısı içinde
yer alan kadro unvanlarındaki değişikliklere bağlı olarak söz konusu kadro
unvanları arasında gerçekleştirilen atama işlemleri de idarenin teşkilat yapısıyla
ilgili düzenlemelerin bir sonucudur. Bu itibarla, kadro ihdas ve iptaline
ilişkin düzenlemelerin CBK’larla yapılmasının konu
bakımından yetki yönünden Anayasa’ya uygunluğuna ilişkin olarak yukarıda yer
verilen değerlendirmeler bu tür düzenlemeler bakımından da aynen geçerlidir.
104. Kamu tüzel kişiliğini haiz bir kurum olan Türkiye
İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumunda sağlık başdenetçisi,
sağlık denetçisi ve sağlık denetçi yardımcısı kadrolarında bulunanların kadro
dereceleriyle durumlarına uygun başmüfettiş, müfettiş ve müfettiş yardımcısı
kadrolarına başkaca bir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılacağını, önceki
görevlerinde geçirmiş oldukları sürelerin yeni kadrolarında geçmiş sayılacağını
öngören dolayısıyla anılan Kurumun teşkilat yapısıyla ilgili bir düzenleme
getiren dava konusu kural yönünden, belirtilen karardan ayrılmayı gerektiren
bir durum bulunmamaktadır.
105. Bu itibarla kural Anayasa’nın 104. maddesinin on
yedinci fıkrasının birinci, ikinci ve üçüncü cümlelerine aykırı bir düzenleme
içermemektedir.
106. 657
sayılı Kanun’un 91. maddesinin birinci fıkrasında kadrosu kaldırılan
memurların, en geç altı ay içinde kendi kurumlarında niteliklerine uygun bir
kadroya atanacakları ve kurumlarında atama imkânı bulunmaması hâlinde aynı süre
içinde başka bir kurumdaki kadrolara atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına
bildirileceği öngörülmektedir. Kuralda ise kadro kaldırılarak niteliklerine
uygun bir kadroya atanma söz konusu olmayıp, “sağlık denetçileri ve denetçi
yardımcıları” ibaresi “müfettiş ve müfettiş yardımcıları” şeklinde
değiştirildiğinden Kurumda “Sağlık Başdenetçisi”,
“Sağlık Denetçisi” ve “Sağlık Denetçi Yardımcısı” kadrolarında
bulunanların kadro dereceleriyle durumlarına uygun “Başmüfettiş”, “Müfettiş”
ve “Müfettiş Yardımcısı” kadrolarına başkaca bir işleme gerek
kalmaksızın atanmış sayılacağı düzenlenmektedir. Dolayısıyla kuralla aynı alanda hüküm ifade eden karşılaştırmaya
esas olabilecek nitelikte, kanunla yapılan
herhangi bir düzenleme tespit edilememiştir. Bu itibarla kuralın kanunda
açıkça düzenlenen bir konuya ilişkin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
107. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasına aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, M.
Emin KUZ, Yusuf Şevki HAKYEMEZ ile Kenan YAŞAR bu görüşe katılmamışlardır.
b. Kuralın İçerik Yönünden İncelenmesi
108. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden incelenmiştir.
109. Dava konusu kuralda düzenlemeye konu olan bu alanda
hukuk devletinin temel unsurlarından biri olan belirlilik ilkesinin gereği
olarak kurallaştırmanın yapıldığından söz edilebilmesi için kuralın personelin
atanması ve istihdamı ile bununla bağlantılı olarak hukuki statülerine ilişkin
temel ilkelerin hem kişiler hem de idare
yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net,
anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmiş olması gerekir.
110. Bu bağlamda söz konusu kuralda kurumda “Sağlık Başdenetçisi”, “Sağlık Denetçisi” ve “Sağlık
Denetçi Yardımcısı” kadrolarında bulunanların kadro dereceleriyle
durumlarına uygun “Başmüfettiş”, “Müfettiş” ve “Müfettiş
Yardımcısı” kadrolarına başkaca bir işleme gerek kalmaksızın atanmış
sayılacağı belirtilerek ilgili personelin atanması ve istihdam edildikleri
kadrolara ilişkin usul ve esasların açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel şekilde saptanmış
olduğu görüldüğünden dava konusu kural bu yönüyle bir belirsizlik
içermemektedir.
111. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 2. maddesine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
IV. İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
112. Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında “Kanun,
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da
bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte
yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe
gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı
günden başlayarak bir yılı geçemez.” denilmekte, 6216 sayılı Kanun’un 66.
maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanarak Mahkemenin gerekli
gördüğü hâllerde Resmî Gazete’de yayımlandığı günden
başlayarak iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi bir yılı geçmemek üzere
ayrıca kararlaştırabileceği belirtilmektedir.
113. CBK’nın
3. maddesiyle (4) numaralı CBK’nın 178. maddesinin
değiştirilen (6) numaralı fıkrasının iptal
edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek
nitelikte görüldüğünden iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğun
doldurulabilmesi amacıyla TBMM tarafından
gerekli düzenlemelerin yapılması için Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü
fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince
bu fıkraya ilişkin iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de
yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
114. CBK’nın 13. maddesiyle (4)
numaralı CBK’nın 451. maddesine eklenen (2) numaralı
fıkranın iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal
edecek nitelikte görüldüğünden iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğun
doldurulabilmesi amacıyla Cumhurbaşkanı tarafından gerekli düzenlemelerin
yapılması için Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı
Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu fıkraya ilişkin iptal
hükmünün kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından
başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
115. CBK’nın 27. maddesiyle (4)
numaralı CBK’nın 561. maddesine eklenen (4) numaralı
fıkranın ikinci cümlesinin iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk
kamu yararını ihlal edecek nitelikte görüldüğünden iptal kararının ortaya
çıkardığı hukuki boşluğun doldurulabilmesi amacıyla TBMM tarafından gerekli
düzenlemelerin yapılması için Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla
6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu cümleye
ilişkin iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de
yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
116. CBK’nın 28. maddesiyle (4)
numaralı CBK’nın 586. maddesine eklenen (4) numaralı
fıkranın iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal
edecek nitelikte görüldüğünden iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğun
doldurulabilmesi amacıyla TBMM tarafından gerekli düzenlemelerin yapılması için
Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun’un 66.
maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu fıkraya ilişkin iptal hükmünün
kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak
dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
V. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
117. Dava dilekçesinde özetle, dava konusu kuralların
uygulanmaları hâlinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğabileceği
belirtilerek yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
4/2/2019
tarihli ve (30) numaralı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar
ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin;
A. 1. 3. maddesiyle 15/7/2018
tarihli ve 30479 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
(4) numaralı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer
Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin
178. maddesinin değiştirilen (6) numaralı fıkrasına,
2. 13. maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi’nin 451. maddesine eklenen (2) numaralı
fıkraya,
3. 27. maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 561. maddesine eklenen (4) numaralı
fıkranın ikinci cümlesine,
4. 28. maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 586. maddesine eklenen (4) numaralı
fıkraya,
yönelik iptal hükümlerinin yürürlüğe girmelerinin ertelenmeleri nedeniyle bu fıkralara
ve cümleye ilişkin yürürlüğün durdurulması taleplerinin REDDİNE,
B. 1. 18. maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin
481. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan “…merkez ve taşra…”
ibaresinin “…merkez, taşra ve yurtdışı…” şeklinde değiştirilmesinde bulunan“…ve yurtdışı…” ibaresine,
2. 19. maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi’nin 483. maddesinin değiştirilen (1) numaralı
fıkrasında yer alan “…ve yurtdışı…” ibaresine,
3. 21. maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin başlığıyla birlikte değiştirilen 485.
maddesine,
4. 23. maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 488. maddesinin (3) numaralı fıkrasına “Tapu
müdürlükleri…” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen “...ve yurtdışı
teşkilatı...” ibaresine,
5. Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrasına,
yönelik iptal talepleri 30/11/2022 tarihli ve E.2019/38,
K.2022/148 sayılı kararla reddedildiğinden, bu fıkralara ve ibarelere ilişkin
yürürlüğün durdurulması taleplerinin REDDİNE,
C. 1. 31. maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 644. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
değiştirilen (b) bendinde yer alan “…ve diğer mevzuatta…” ibaresine,
2. 34. maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi’ne eklenen 649/A maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci
cümlesine,
3. 39. maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 759. maddesinin (1) numaralı fıkrasına
eklenen cümleye,
yönelik iptal talepleri hakkında 30/11/2022 tarihli ve
E.2019/38, K.2022/148 sayılı kararla karar verilmesine yer olmadığına karar
verildiğinden, bu cümlelere ve ibareye ilişkin yürürlüğün durdurulması
talepleri hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
30/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
VI. HÜKÜM
4/2/2019 tarihli ve (30) numaralı Bakanlıklara Bağlı,
İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı
Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin;
A. 3. maddesiyle 15/7/2018 tarihli ve 30479 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan (4) numaralı Bakanlıklara Bağlı,
İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı
Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 178. maddesinin değiştirilen
(6) numaralı fıkrasının konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı
olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın
153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66. maddesinin
(3) numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN
BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
B. 13. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 451. maddesine eklenen (2) numaralı
fıkranın;
1. Konu bakımından
yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, M. Emin
KUZ’un karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
2. İçeriği
itibarıyla Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216
sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMÎ
GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
C. 18. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 481. maddesinin (3) numaralı fıkrasında
yer alan “…merkez ve taşra…” ibaresinin “…merkez, taşra ve yurtdışı…”
şeklinde değiştirilmesinde bulunan“…ve
yurtdışı…” ibaresinin;
1. Konu bakımından
yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, Zühtü
ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, M. Emin KUZ, Yusuf Şevki HAKYEMEZ,
Selahaddin MENTEŞ ile Kenan YAŞAR’ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2. İçeriği
itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
Ç. 19. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 483. maddesinin değiştirilen (1) numaralı
fıkrasında yer alan “…ve yurtdışı…” ibaresinin;
1. Konu bakımından
yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, M. Emin
KUZ’un karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
2. İçeriği
itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
D. 21. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin
başlığıyla birlikte değiştirilen 485. maddesinin;
1. (1) numaralı fıkrasının;
a. Konu bakımından
yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, M. Emin
KUZ’un karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
b. İçeriği
itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
2. (2) numaralı fıkrasının;
a. Konu bakımından
yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, M. Emin
KUZ’un karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
b. İçeriği
itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, Selahaddin MENTEŞ’in karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
E. 23. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin
488. maddesinin (3) numaralı fıkrasına “Tapu müdürlükleri…” ibaresinden
sonra gelmek üzere eklenen “...ve yurtdışı teşkilatı...” ibaresinin;
1. Konu bakımından
yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, M. Emin
KUZ’un karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
2. İçeriği
itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
F. 27. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin
561. maddesine eklenen (4) numaralı fıkranın ikinci cümlesinin konu bakımından
yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216
sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMÎ
GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
G. 28. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin
586. maddesine eklenen (4) numaralı fıkranın konu bakımından yetki yönünden
Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın
153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3)
numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK
DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
Ğ. 31. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin
644. maddesinin (2) numaralı fıkrasının değiştirilen (b) bendinde yer alan “…ve
diğer mevzuatta…” ibaresine ilişkin iptal talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE
YER OLMADIĞINA OYBİRLİĞİYLE,
H. 34. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne eklenen 649/A maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesine ilişkin iptal
talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA OYBİRLİĞİYLE,
I. 39. maddesiyle
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin
759. maddesinin (1) numaralı fıkrasına eklenen cümleye ilişkin iptal talebi
hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA OYBİRLİĞİYLE,
İ. Geçici 1.
maddesinin ikinci fıkrasının;
1. Konu bakımından
yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, Zühtü
ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, M. Emin KUZ, Yusuf Şevki HAKYEMEZ
ile Kenan YAŞAR’ın karşıoyları
ve OYÇOKLUĞUYLA,
2. İçeriği
itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
30/11/2022 tarihinde karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Başkanvekili
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Üye
Yıldız
SEFERİNOĞLU
|
Üye
Selahaddin MENTEŞ
|
Üye
Basri BAĞCI
|
Üye
İrfan FİDAN
|
Üye
Kenan YAŞAR
|
Üye
Muhterem İNCE
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. Mahkememiz çoğunluğu (30) numaralı Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinin (CBK), 18. maddesiyle (4) numaralı CBK’nın
481. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan “… ve yurtdışı…”
ibaresi ile geçici 1. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına
karar vermiştir.
2. Dava konusu kurallardan ilki, Tapu ve Kadastro Genel
Müdürünün merkez ve taşra teşkilatının yanında yurtdışı teşkilatının
faaliyetlerini, işlemlerini ve hesaplarını denetleme görev ve yetkisine sahip
olduğunu belirtmektedir.
3. Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü
cümlesi uyarınca Anayasa’da münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda
CBK çıkarılamaz. Anayasa’nın 128. maddesine göre memurların ve diğer kamu
görevlilerinin görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesinin
2018/123 esas sayılı kararına yazdığımız muhalefet şerhimizde açıklandığı
üzere, kamu görevlilerinin görev ve yetkileri münhasıran kanunla
düzenlenmesi gereken bir konu olduğundan CBK ile düzenlenemez. Bu sebeple,
kamu görevlisi olduğu hususunda tereddüt bulunmayan Tapu ve Kadastro Genel
Müdürünün görev ve yetkilerine ilişkin düzenleme içeren CBK kuralı Anayasa’nın
104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesine aykırıdır (aynı yönde
bkz. AYM, E.2018/123, K.2022/138, 09/11/2022, Karşıoy
Gerekçesi, §§ 9-12).
4. Diğer yandan CBK’nın dava konusu
geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, maddenin yürürlüğe girdiği
tarihte Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumunda “Sağlık Başdenetçisi”,
“Sağlık Denetçisi” ve “Sağlık Denetçi Yardımcısı” kadrolarında
bulunanlar, kadro dereceleriyle durumlarına uygun “Başmüfettiş”, “Müfettiş”
ve “Müfettiş Yardımcısı” kadrolarına başkaca işleme gerek kalmaksızın
atanmış sayılacak, bunların önceki kadrolarında geçirdikleri süreler atanmış
sayıldıkları yeni kadrolarında geçmiş sayılacaktır.
5. Anayasa’nın 128. maddesi memur ve kamu görevlilerinin -görev
ve yetkileri yanında- nitelikleri, atanmaları ve özlük işlerinin de
kanunla düzenlenmesini öngörmektedir. Buna göre kamu görevlilerinin kadrolarına
ve atanmalarına ilişkin hususların kanunla düzenlenmesi anayasal bir
zorunluluktur. Bu sebeple, CBK’nın bir kamu
görevlisinin görev ve yetkilerini düzenleyen kuralı gibi (§ 3), bazı kamu
görevlilerinin atanmalarını düzenleyen dava konusu hükmü de Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesine aykırıdır.
6. Açıklanan gerekçelerle dava konusu kuralların konu bakımından
yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğunu düşündüğümden çoğunluğun aksi yöndeki
kararına katılmıyorum.
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. 30 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 18.
Maddesiyle 4 numaralı CBK’nın 481. maddesinin 3.
Fıkrasında yer alan “…ve yurt dışı” ibaresi : Mahkememizin bir kararında belirtildiği (2019/71 E. –
2020/82, 30.12.2020, par. 26) üzere Cumhurbaşkanının Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrasına göre bakanlık
bünyesinde kurarak teşkilatını düzenleyebileceği bir kurumu bağlı kurum veya
kuruluşu kurması anayasaya aykırı olarak değerlendirilemez. Başka deyişle
anılan 106/11. madde uyarınca bakanlıkların kurulması ve teşkilatlandırılmasına
ilişkin yetki bakanlıkların veya Cumhurbaşkanlığının bağlı kuruluşları
bakımından da geçerlidir. Bununla birlikte bu yetki yalnızca kurma ve
teşkilatlandırma ile sınırlıdır. Anayasanın 128. maddesi uyarınca memurlar ile
diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları
ve ödenekleri, yükümlülükleri kanunla düzenlenir. Dolayısıyla anılan kuralda
münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken hususlar açıkça belirtilmiştir. Buna
mukabil incelenen kuraldaki ibare ile kurulan yurtdışı teşkilatının
denetlenmesine ilişkin olarak bu teşkilatın faaliyet ve görevlerini denetleme
şeklinde yeni bir görev ilk elden CBK ile düzenlenmektedir. Bu durumda
Anayasanın 104. maddesinin münhasıran kanunla düzenlenen konularda CBK
çıkarılamayacağına ilişkin 17. fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan yasak
alanda düzenleme yapılması nedeniyle kuralın iptal edilmesi gerektiği görüşündeyim.
2. Geçici 1. Maddenin 2. Fıkrası : Kural ile, maddenin yürürlüğünden önce mevcut bazı
kadrolarda bulunanların yürürlükten sonra başka işleme gerek kalmaksızın
maddede belirtilen kadrolara atanmış sayılacakları ve bunların görevde
geçirdikleri sürelerin yeni kadro sıfatlarında geçmiş olarak kabul edileceği
düzenlenmektedir. İlk olarak hukuki bir zorunluluk bulunmadığı hallerde
yargısal denetimi ortadan kaldırır biçimde düzenleyici işlemlerle bireysel
işlem tesisinin hukuken mümkün olmayacağı, bu yöndeki kuralların Anayasanın
36., 13. maddeleri uyarınca kanunla düzenlenmesinin gerekeceği belirtilmelidir.
Diğer taraftan Anayasanın 128. maddesi uyarınca
da memurlar ile diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve
yetkileri, hakları ve ödenekleri, yükümlülükleri kanunla düzenlenir. İncelenen
kuralda ise münhasıran kanunla düzenlemeye ilişkin Anayasal zorunluluklara
aykırı biçimde (36, 13, 128; 104/17-3.c) düzenleme yapılması nedeniyle iptal
edilmesi gerektiği görüşündeyim.
|
|
|
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. 30 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin (CBK) 18.
maddesiyle (4) numaralı CBK’nın 481. maddesinin (3)
numaralı fıkrasında yer alan “…ve yurtdışı…” ibaresinin iptali talep
edilmektedir. Dava konusu kural, Tapu ve Kadastro Genel Müdürüne bazı görev ve
yetkiler vermektedir. Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrasına göre
bakanlıkların sadece merkez ve taşra teşkilatları CBK ile kurulabilir. Burada
yurtdışı teşkilatından söz edilmemektedir. Dolayısıyla kural, konu yönünden
Anayasa’nın 104. maddesinin onyedinci fıkrasının
üçüncü cümlesine aykırılık taşımaktadır.
2. CBK’nın Geçici 1. maddesinin ikinci
fıkrası kadar değişikliğinden kaynaklanan atama ve özlük haklarını
düzenlemektedir. Anayasa’nın 128. maddesinin
ikinci fıkrasının birinci cümlesinde de “Memurların ve diğer kamu
görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve
yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir”
hükmü yer almaktadır. Dava konusu kural, kamu görevlilerinin Kadro ihdası ve
kaldırılması kamu görevlilerinin statüsü ve özlük hakları ile yakından
bağlantılı olduğundan bu konunun 128. madde gereğince kanunla düzenlenmesi
gerekmektedir. Dolayısıyla dava konusu kural 104. maddesinin on yedinci
fıkrasının üçüncü cümlesine aykırılık taşımaktadır.
KARŞIOY GEREKÇESİ VE FARKLI GEREKÇE
(4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin (CBK)
(30) numaralı CBK ile değişik bazı hükümlerinin Anayasaya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
1. Anayasaya aykırı olmadığı sonucuna ulaşılan aşağıdaki
hükümlerle ilgili konu yönünden red kararlarının
gerekçelerinde; anılan kurallarda öngörülen hususların yürütme yetkisine
ilişkin konulardan olduğu, kuralların Anayasanın İkinci Kısmının Birinci ve
İkinci Bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle Dördüncü
Bölümünde yer alan siyasî haklara ve ödevlere ilişkin düzenleme içermediği,
Anayasanın 123. maddesinin birinci fıkrasında idarenin kuruluş ve görevlerinin
kanunla düzenleneceği hükme bağlansa da, 106. maddesinin son fıkrasında
bakanlıklar için öngörülen istisnanın bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşları da
kapsaması ve 123. maddesinin son fıkrasında kamu tüzelkişiliğinin CBK ile
kurulmasına imkân veren hükmün, kurma yetkisinin niteliği itibariyle
düzenlemeyi de içermesinden dolayı bunların organları, teşkilâtı, görev ve
yetkileri ile personelinin CBK ile düzenlenmesini mümkün kılması sebebiyle
bütün bu hususların da CBK ile düzenlenmesinin Anayasaya aykırılık teşkil
etmediği, ayrıca bu konuların daha önce kanunlarda açıkça düzenlenmediği
belirtilerek, kuralların konu yönünden Anayasanın 104. maddesine aykırı
olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu karar da dahil olmak üzere konuya ilişkin
kararlarımızın, CBK’ların anayasal çerçevesine
ilişkin genel açıklamalar bölümlerinde ifade edildiği üzere, 6771 sayılı
Kanunla yapılan Anayasa değişikliği ile hukuk sistemimize giren CBK’ların esasları Anayasanın 104. maddesinin onyedinci fıkrasında düzenlenerek Cumhurbaşkanına yürütme
yetkisine ilişkin konularda CBK ile düzenleme yapma yetkisi verilmiştir. Ancak
aynı fıkranın üçüncü cümlesinde, Anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen
konularda CBK çıkarılamayacağı belirtilmiştir.
CBK’nın 451. maddesine eklenen (2) numaralı fıkrada, Gençlik ve
Spor Bakanlığının bağlı kuruluşu olan ve kamu tüzelkişiliği bulunan Spor Toto
Teşkilatı Başkanlığının Yönetim Kurulunun teşkiline ilişkin usûl
ve esasların Başkanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği; 483.
maddesinin değiştirilen (1) numaralı fıkrasında Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığının bağlı kuruluşu olan Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğünün merkez, taşra ve yurtdışı teşkilâtından oluşacağı; 481. maddesinin
değişiklik yapılan (3) numaralı fıkrasında, Genel Müdürün bütün teşkilâtın
faaliyet, işlem ve hesaplarını denetlemekle görevli ve yetkili olduğu; 485.
maddesinde, Genel Müdürlüğün gerekli gördüğü ülkelerde yurtdışı teşkilâtı
kurmaya yetkili olduğu ve tapu sicili ve kadastro işlemlerinin yurtdışında
yürütülmesine ilişkin usûl ve esasların Bakanlıkça
çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği; 488. maddesinin ibare eklenen (3) numaralı
fıkrasında, yurtdışı teşkilâtının kendi yetki alanı dışındaki tapu
müdürlüklerinden yetki almak kaydıyla tapu işleri yapmaya yetkili bulunduğu ve
(30) numaralı CBK’nın geçici 1. maddesinin ikinci
fıkrasında, Sağlık Bakanlığının kamu tüzelkişiliğini haiz bağlı kuruluşu olan
Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumunda bazı kadrolarda bulunanların maddede
belirtilen kadrolara atanmış sayılacakları hükme bağlanmıştır.
Öncelikle benzer konulardaki kararlarımızla ilgili karşıoy gerekçelerimde ayrıntılı olarak belirtilen
sebeplerle, Anayasanın 106. maddesinin son fıkrasında geçen “bakanlık” kavramı
kapsamında değerlendirilemeyecek olan mezkûr Genel Müdürlük ve Başkanlıkların
organları ile teşkilât, görev ve yetkilerinin Anayasanın 123. maddesinin
birinci fıkrasına göre kanunla düzenlenmesi gerektiğinden ve bu hususun
Anayasanın 106. maddesinin son fıkrasında bakanlıklar için belirtilen
istisnalar kapsamında kabul edilmesi mümkün olmadığından, incelenen hükümler
Anayasanın 104. maddesinin onyedinci fıkrasının üçüncü
cümlesine aykırıdır (geniş açıklama için bkz. 30/12/2020 tarihli ve E.2019/71,
K.2020/82 sayılı karara ilişkin karşıoy gerekçem).
Aynı şekilde, yukarıda açıklandığı üzere bağlı kuruluş
olan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Anayasanın 106. maddesinin son fıkrasında
geçen “bakanlık” kavramı kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi yurtdışı
teşkilâtının kurulması bakanlıklar için bile Anayasanın söz konusu hükmünde tahdidî olarak sayılan konular arasında yer almadığı ve
kanunla düzenlenmesi gerektiği için 481., 483., 485. ve 488. maddelerin
incelenen hükümleri bu yönden de Anayasanın 104. maddesinin onyedinci
fıkrasının üçüncü cümlesine aykırıdır (bkz. 12/6/2020 tarihli ve E.2019/105,
K.2020/30 sayılı; 13/10/2021 tarihli ve E.2018/133, K.2021/70 sayılı kararlara
ilişkin karşıoy gerekçelerim).
Diğer taraftan, adı geçen Başkanlıkların kamu
tüzelkişiliğine sahip olmasından dolayı Anayasanın 123. maddesinin son
fıkrasında belirtilen istisna kapsamında olduğu ve anılan fıkradaki “kurulur”
ibaresinin tüzelkişiliğin organları ile görev ve yetkilerinin, ayrıca teşkilât
yapısı içindeki kadrolara yapılan atamalara ilişkin hususların da CBK ile
düzenlenmesine imkân verdiği yönündeki çoğunluk görüşüne daha önceki karşıoy gerekçelerimde de ayrıntılı olarak açıkladığım
üzere katılmak mümkün değildir (bkz. 12/6/2020 tarihli ve E.2019/105, K.2020/30
sayılı; 15/10/2020 tarihli ve E.2018/124, K.2020/56 sayılı kararlara ilişkin karşıoy gerekçelerim).
Anayasanın 128. maddesi uyarınca memurların ve diğer kamu
görevlilerinin nitelikleri ile görev ve yetkilerinin, hakları ve
yükümlülüklerinin, aylık ve ödeneklerinin ve diğer özlük işlerinin yanında
atanmalarının da kanunla düzenlenmesi gerektiğinden 104. maddenin onyedinci fıkrasının üçüncü cümlesine göre CBK ile
düzenlenmesi mümkün değildir (geniş açıklama için bkz. 23/1/2020 tarihli ve
E.2019/78, K.2020/6 sayılı karara ilişkin karşıoy
gerekçem). Bu itibarla, geçici 1. madde de Anayasanın bu hükmüne aykırıdır.
Sonuç olarak, yukarıda açıklanan sebeplerle, mezkûr
kuralların konu bakımından yetki yönünden Anayasanın 104. maddesinin onyedinci fıkrasına aykırı olduğu ve iptali gerektiği
düşüncesiyle çoğunluğun bunlara ilişkin red
kararlarına karşıyım.
2. Çoğunluğun, CBK’nın 483.
maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki “…ve yurtdışı…” ibaresi ile 485.
maddesinin içerik yönünden Anayasaya aykırı olmadığı sonucuna ulaşırken yer
verdiği gerekçelere (§§ 56, 63) yukarıda kısaca belirttiğim ve konuya ilişkin
önceki karşıoy gerekçelerimde ayrıntılı olarak
açıkladığım sebeplerle katılmamakla birlikte, anılan kuralların Anayasaya
aykırı olmadığı görüşüne ve iptal talebinin reddi sonucuna, 15/10/2020 tarihli
ve E.2018/124, K.2020/56 sayılı karara ilişkin farklı gerekçemdeki açıklamalar
doğrultusunda farklı gerekçeyle katılıyorum (bkz. anılan farklı gerekçenin (2)
numaralı paragrafındaki açıklamalar).
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. Mahkememiz çoğunluğunun 4/2/2019 tarihli ve (30)
numaralı Bakanlıklara
Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların
Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 18. maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin
481. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan “…merkez ve taşra…”
ibaresinin “…merkez, taşra ve yurtdışı…” şeklinde değiştirilmesinde
bulunan“…ve yurtdışı…” ibaresinin ve Geçici 1. maddesinin ikinci
fıkrasının konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal
talebinin reddine ilişkin kararına katılmamaktayım.
2. İptali gerektiği kanaatinde olduğum dava konusu “ve
yurtdışı” ibaresinin yer aldığı (3) numaralı fıkra şu şekildedir: “Genel
Müdür, merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatının faaliyetlerini, işlemlerini ve
hesaplarını denetlemekle görevli ve yetkilidir”. Görüldüğü gibi esasında
fıkrada sadece yurtdışı teşkilatı kurma değil aynı zamanda kamu görevlisinin
görev ve yetkileri de düzenlenmektedir.
3. Kamu personelinin görev ve yetkileri yürütme yetkisi
bağlamında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenebilecek konular arasında
yer alsa ve Anayasa’nın 104. maddesinin onyedinci
fıkrasının ikinci cümlesi bağlamında yasak alanda bir düzenleme içermese dahi
“görev ve yetki”lerin Anayasa’da münhasıran kanunla
düzenlenmesi gereken konulardan birisi olduğu noktasında kuşku bulunmamaktadır.
4. Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci
fıkrasında “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları,
görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer
özlük işleri kanunla düzenlenir” şeklide bir kurala yer verilmektedir. Bu hüküm gereğince dava konusu kuralda yurtdışı
teşkilatındaki görev ve yetkilerle ilgili düzenlemelerin Anayasa’nın 128.
maddesinin ikinci fıkrası gereğince münhasıran kanunla yapılması gerekmektedir.
5. Bu nedenle dava konusu ibarenin
Anayasanın 104. maddesinin onyedinci fıkrasının
üçüncü cümlesine aykırılıktan dolayı konu bakımından yetki yönü ile iptali
gerekmektedir.
6. İkinci olarak (30) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Geçici 1.
maddesinde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumunda “Sağlık Başdenetçisi”, “Sağlık Denetçisi”
ve “Sağlık Denetçi Yardımcısı” kadrolarında bulunanların kadro dereceleriyle
durumlarına uygun “Başmüfettiş”, “Müfettiş” ve “Müfettiş Yardımcısı”
kadrolarına başkaca bir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılacağı ve bunların
“Sağlık Başdenetçisi”, “Sağlık Denetçisi” ve “Sağlık
Denetçi Yardımcısı” kadrolarında geçirdikleri sürelerin “Başmüfettiş”,
“Müfettiş” ve “Müfettiş Yardımcısı” kadrolarında geçmiş sayılacağı hükmüne yer
verilmiştir.
7. Görüldüğü gibi esasında dava konusu kuralla kamu
görevlilerinin hem kadroları hem de atanmasına ilişkin düzenlemeler
yapılmaktadır. Bu nedenle Geçici 1. maddenin de niteliği itibariyle hem yürütme
yetkisine girmeyen kadro gibi bir konuda düzenleme yapması nedeniyle hem de Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrası bağlamında
münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken bir konuyu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
ile düzenlemesinden hareketle Anayasanın 104. maddesinin onyedinci
fıkrasının birinci ve üçüncü cümlelerine aykırılıktan dolayı konu bakımından
yetki yönü ile iptali gerekmektedir.
KARŞI OY GEREKÇESİ
4/2/2019 tarih 30 numaralı Bakanlıklara bağlı ilgili
ilişkili kurum ve kuruluşlar ile diğer kurum ve kuruluşların teşkilatı hakkında
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile genel kadro ve usulü hakkında Cumhurbaşkanlığı
kararnamesinde değişiklik yapılmasına dair Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 18.
Maddesiyle (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 481. Maddesinin (3)
numaralı fıkrasında yer alan “… merkez ve taşra…” ibaresinin “… merkez, taşra
ve yurtdışı…” şeklinde değiştirilmesinde bulunan “…ve yurtdışı… ibaresinin
iptal talebinin yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Aşağıda belirttiğim
gerekçelerle saygın çoğunluğun görüşüne katılmadım.
4/2/2019 tarih 30 numaralı Bakanlıklara bağlı ilgili
ilişkili kurum ve kuruluşlar ile diğer kurum ve kuruluşların teşkilatı hakkında
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile genel kadro ve usulü hakkında Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinde değişiklik yapılmasına dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 18.
Maddesiyle (4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 21. Maddesiyle
kararnamenin 485. Maddesinin içerik itibariyle Anayasaya aykırı olmadığına
karar verilmiştir. Belirttiğim gerekçelerle kuralın içerik yönüyle Anayasaya
aykırı olması nedeniyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmadım.
4 numaralı CBK’nın 478 ve 488
maddeleri arasında Tapu kadastro genel müdürlüğü düzenlenmiştir. 1 ve 2.
Fıkralarda genel müdürlüğün merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatından oluştuğu
ifade edilmiş devam eden maddelerle merkez teşkilatını hizmet birimlerini
görevleri ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Temel ilkeler konmadan yeterli çerçeve çizmeden belirsiz
bir alan idarenin düzenlenmesine bırakılmıştır. Dava konusu kural ile
Cumhurbaşkanının CBK ile düzenlemesi gereken konulardaki yetkisini idareye
devretmiştir. Bu sebeple dava konusu kural Anayasanın 106. Maddesinin 11.
Fıkrasına aykırıdır ve iptali gerekir.
KARŞI OY
1. 4/2/2019 tarihli ve (30) numaralı Bakanlıklara Bağlı, İlgili,
İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 18.
maddesi ile (4) numaralı CBK’nın 481. maddesinin (3)
numaralı fıkrasına ilişkin değişikliğe konu “…ve yurtdışı…” şeklindeki davaya
konu ibarenin “konu bakımından yetki yönünden” Anayasa’ya aykırı olmadığına dair
çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.
2. Dava konusu ibarenin de yer aldığı (3) numaralı fıkrada Tapu
Kadastro Genel Müdürünün, merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatının
faaliyetlerini, işlemlerini ve hesaplarını denetlemekle görevli ve yetkili
olduğu belirtilmiştir. Dava konusu kural bu fıkrada yer
alan “…ve yurtdışı…” ibaresidir.
3. Anayasa'nın 128. maddesinde Devletin, kamu iktisadi
teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre
yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli
görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği ifade edilmiş;
memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve
yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin
kanunla düzenleneceği belirtilmiştir.
4. Anayasa’nın 128. maddesine göre memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülüklerinin kanunla
düzenlenmesi gerekmekte olup kuralla Tapu Kadastro Genel Müdürünün görev ve
yetkilerine yönelik bir düzenleme öngörülmektedir.
5. Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü
cümlesine göre “Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.”
6. Bu itibarla Anayasa’nın 128. maddesi uyarınca münhasıran
kanunla düzenlenmesi gereken görev ve yetkilerle ilgili bir konuda düzenleme
yapan kuralın Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü
cümlesine aykırı olduğu ve iptali gerektiği kanaati ile iptal talebinin reddine
dair çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.
7. (30)
numaralı CBK’nın Geçici 1. maddesinin “Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihte Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumunda “Sağlık Başdenetçisi”, “Sağlık Denetçisi” ve “Sağlık Denetçi
Yardımcısı” kadrolarında bulunanlar, kadro dereceleriyle durumlarına uygun
“Başmüfettiş”, “Müfettiş” ve “Müfettiş Yardımcısı” kadrolarına başkaca bir
işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılır. Bunların “Sağlık Başdenetçisi”,
“Sağlık Denetçisi” ve “Sağlık Denetçi Yardımcısı” kadrolarında geçirdikleri
süreler, “Başmüfettiş”, “Müfettiş” ve “Müfettiş Yardımcısı” kadrolarında geçmiş
sayılır.” şeklindeki davaya konu ikinci fıkrasının “konu bakımından yetki
yönünden” Anayasa’ya aykırı olmadığına dair çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.
8. (4)
numaralı CBK’nın Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu
(Kurum) ile ilgili 518. maddesinde sağlık denetçileri ve denetçi yardımcıları
istihdam edilmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmekte iken (30) numaralı CBK’nın 26. maddesinin (ç) bendi ile anılan maddenin
başlığı ile maddede değişiklik yapılarak uzman ve müfettiş istihdamı şeklinde
ve maddede yer alan “sağlık denetçileri ve denetçi yardımcıları” ibaresi de
“müfettiş ve müfettiş yardımcıları” şeklinde değiştirilmiştir.
9. Yapılan değişiklikle Kurumda sağlık denetçisi ve denetçi
yardımcısı istihdamına son verilerek, müfettiş ve müfettiş yardımcısı istihdam
edilmesi öngörülmüştür.
10. (4)
numaralı CBK’nın 506. maddesinde Türkiye İlaç ve
Tıbbî Cihaz Kurumu’nun Sağlık Bakanlığına bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel
kişiliğini haiz bir kurum olduğu belirtilmiştir. Dava konusu kuralla da
halihazırda Kurumda “Sağlık Başdenetçisi”, “Sağlık
Denetçisi” ve “Sağlık Denetçi Yardımcısı” kadrolarında bulunanların kadro
dereceleriyle durumlarına uygun “Başmüfettiş”, “Müfettiş” ve “Müfettiş
Yardımcısı” kadrolarına başkaca bir işleme gerek kalmaksızın atanmış
sayılacağı, önceki görevlerinde geçirmiş oldukları sürelerin yeni kadrolarında
geçmiş sayılacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla kuralda kadro değişikliğinden
kaynaklanan atama ve özlük hakları düzenlenmektedir.
11. Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında “Memurların
ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri,
hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla
düzenlenir. Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri
saklıdır.” hükmüne yer verilerek memurlar ve diğer kamu görevlilerinin
nitelikleri ve atanmalarına ilişkin hususların münhasıran kanunla düzenlenmesi
öngörülmüştür.
12. Kural daha önce sağlık denetçisi kadrosunda görev yapanların
sağlık müfettişi kadrosuna atanmasını öngörmektedir. Dolayısıyla kamu
görevlilerinin bir kadrodan başka bir kadroya atanması ise Anayasa’nın 128.
maddesi uyarınca münhasıran kanunla düzenlenmesi gerekmektedir.
13. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 104. maddesinin on
yedinci fıkrasının üçüncü cümlesine aykırı olduğu ve iptali gerektiği kanaati
ile iptal talebinin reddine dair çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.