ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2020/4
Karar Sayısı : 2022/147
Karar Tarihi : 30/11/2022
R.G. Tarih - Sayı : 2/6/2023
- 32209
İPTAL DAVASINI AÇAN:
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Engin ALTAY, Özgür ÖZEL, Engin ÖZKOÇ ile
birlikte 129 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 6/11/2019 tarihli ve (49) numaralı Coğrafi Bilgi
Sistemleri Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin;
A. Tümünün
Anayasa’nın 20. ve 104. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline ve
yürürlüğünün durdurulmasına,
B. 1. 11. maddesinin,
2. 12. maddesinin (2) numaralı fıkrasının,
3. 14. maddesinin (4) numaralı fıkrasının,
4. 18. maddesinin;
a. (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin,
b. (2) numaralı fıkrasının,
Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 7., 10., 13., 20., 48., 104. ve 128. maddelerine aykırılığı ileri
sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi
talebidir.
I. İPTALİ İSTENEN CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ KURALLARI VE
İLGİLİ GÖRÜLEN KANUN HÜKMÜ İLE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME KURALLARI
A. İptali İstenen Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Kuralları
İptali talep edilen Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi (CBK) şöyledir:
“COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ HAKKINDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Tanımlar ve İlkeler
Amaç
MADDE 1- (1) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin amacı
coğrafi bilgi sistemleri ile Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi ve altyapısına
ilişkin; kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonun sağlanması, hedef ve
stratejilerin oluşturulması, coğrafi veri temaları içinde yer alan coğrafi veri
ve bilginin üretilmesi ve güncelliğinin sağlanması, yönetilmesi, kullanılması,
erişimi, güvenliğinin sağlanması, paylaşılması ve dağıtımına yönelik usul, esas
ve standartlar ile bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında oluşturulan
kurulların, kamu kurum ve kuruluşlarının, gerçek ve tüzel kişilerin görev,
yetki ve sorumluluklarının belirlenmesidir.
Kapsam
MADDE 2- (1) Bu Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi, 1 inci maddede belirtilen amaçlarla sınırlı olmak üzere, kamu
kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişileri ve bunların faaliyetlerini
kapsar.
(2) Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk
Matrisinde yer almayan coğrafi veriler bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin
kapsamı dışındadır.
Tanımlar
MADDE 3- (1) Bu Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinin uygulanmasında;
a) Ağ hizmetleri: Elektronik ortamda
veri erişimi, paylaşımı ve kullanımı için coğrafi veri ve veri bilgisinin
aranması, görüntülenmesi, dönüştürülmesi, indirilmesi ve bedelli veya bedelsiz
veri paylaşımına imkân sağlayan hizmetleri,
b) Bakanlık: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığını,
c) Birlikte çalışabilirlik: Farklı
işlevsel birimler arasında, bu birimlerin benzersiz karakteristiği hakkında
bilgi sahibi olmadan ya da en az bilgiyle, iletişim kurabilme, program
yürütebilme, veri gönderebilme ve alabilme yeteneğini,
ç) Coğrafi bilgi: Öznitelik bilgisi ve
topolojik bilgiyi içeren nitelik kazandırılmış coğrafi veriyi,
d) Coğrafi bilgi sistemi: Her türlü
coğrafi verinin; üretilmesi, temini, depolanması, işlenmesi, yönetilmesi,
analiz edilmesi, paylaşılması, sunulması ve güncel tutulması için gerekli olan
donanım, yazılım, insan kaynağı, standartlar ve yöntemler bütününü,
e) Coğrafi veri: Konum bilgisi içeren
her türlü veriyi,
f) Coğrafi veri hizmeti: Coğrafi veri ve
veri bilgisinin standartlara uygun olarak paylaşımına yönelik iş ve işlemleri,
g) Coğrafi veri teması: Belirli bir
konuya ilişkin olarak ulusal veya uluslararası standartlara uygun hazırlanan
coğrafi veri topluluğunu,
ğ) Çalışma heyeti: Coğrafi bilgi
hizmetleri kapsamında veri tanımlama dokümanı hazırlama, inceleme, araştırma,
geliştirme, projelendirme ve danışmanlık faaliyetlerini yürüten heyeti,
h) Genel Müdürlük: Coğrafi Bilgi
Sistemleri Genel Müdürlüğünü,
ı) Kamu kurum ve kuruluşları: Coğrafi
veri üreten, paylaşan ve kullanan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ve
özel bütçeli idareler, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, düzenleyici ve
denetleyici kurumlar, sosyal güvenlik kurumları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve
bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmeleri, il özel idareleri,
belediyeler ve bağlı kuruluşları ile bunların kurduğu veya üyesi olduğu mahalli
idare birlikleri, müessese, işletme ve bunların döner sermayeli kuruluşları ile
özel kanunla kurulan kamu şirket ve kuruluşlarını,
i) Kurul: Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemi
Kurulunu,
j) Sorumlu kurum: Coğrafi veri
sorumluluk matrisinde yer alan coğrafi veri temasının üretim, uyumlaştırma,
güncelleme, güvenlik ve paylaşımından sorumlu olan ve ilgili temaya ait veriyi
üreten diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla gerekli koordinasyonu sağlayan kamu
kurum ve kuruluşunu,
k) Tanımlama dokümanı: Coğrafi veri
temalarına ilişkin uygulama kurallarını, teknik esasları ve standartları
belirleyen dokümanı,
l) Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu:
Bakanlık tarafından oluşturulan e-Devlet kapısına entegre elektronik altyapıyı,
m) Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi: Coğrafi
verilere, veri setlerine ve veri servislerine erişimi ve paylaşımı
kolaylaştırmak amacıyla ulusal kaynakların verimli bir şekilde kullanılması,
bilgi teknolojilerinden istifade edilmesi ile süreç, koordinasyon ve takip
mekanizmalarının işletilmesi için gerekli düzenlemelerin ve planlamanın
yapılması ve bunların icra edilmesini sağlayan sistemi,
n) Ulusal Coğrafi Veri Paylaşım Matrisi:
Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerin; coğrafi veriye erişim,
paylaşım ve kullanım yetkilerini tanımlayan matrisi,
o) Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk
Matrisi: Coğrafi veri temaları ile bu temalardan sorumlu olan kamu kurum ve
kuruluşlarını gösteren matrisi,
ö) Veri bilgisi: Coğrafi veri hakkındaki
tanımlayıcı ve açıklayıcı bilgileri, metaveriyi,
p) Yürütme Kurulu: Türkiye Coğrafi Bilgi
Sistemi Yürütme Kurulunu,
ifade eder.
İlkeler
MADDE 4- (1) Coğrafi bilgi sistemleri
hizmet ve uygulamalarına ilişkin tüm faaliyetlerde;
a) Kamu kaynaklarının etkin ve verimli
kullanılması için coğrafi verinin toplanmasında, üretilmesinde, depolanmasında
ve paylaşımında mükerrerliğin önlenmesi,
b) Coğrafi verinin toplanmasında,
üretilmesinde, depolanmasında, paylaşımında, kullanımında ve sunumunda ulusal
standartlara uyulması,
c) Coğrafi verinin ve veri bilgisinin
doğru ve kaliteli üretilmesinin, güncelliğinin, güvenliğinin, sürekliliğinin ve
paylaşılmasının sağlanması,
ç) Ulusal güvenliğe, kişisel verilerin
korunmasına, fikri, sınai ve ticari haklara ilişkin mevzuat hükümleri ile
milletlerarası andlaşma hükümleri saklı kalmak kaydıyla her türlü coğrafi
verinin erişilebilir, paylaşılabilir ve kullanılabilir olması,
d) Birlikte çalışabilirliğin ve
katılımcılığın sağlanması,
e) Ülke düzeyinde nitelikli insan
kaynağı ve kapasitesinin geliştirilmesi,
f) Araştırma, geliştirme ve yenilik
faaliyetlerinin teşvik edilmesi,
g) Standartların belirlenmesinde kamu
kurum ve kuruluşlarının ihtiyaçlarının dikkate alınması,
ilkeleri gözetilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Görev, Yetki ve Sorumluluk
Bakanlığın görev ve yetkileri
MADDE 5- (1) Coğrafi bilgi sistemleri
kapsamında Bakanlığın görev ve yetkileri şunlardır:
a) Ulusal Coğrafi Bilgi Sisteminin
e-Devlet kapısına entegrasyonuna ilişkin iş ve işlemleri yürütmek ve sistemin
işleyişine yönelik izleme raporlarını hazırlamak.
b) Ulusal Coğrafi Bilgi Platformunu
kurmak, yönetmek, güvenliğini ve sürdürülebilirliğini sağlamak.
c) Coğrafi veri teması listelerinin,
Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisinin, Ulusal Coğrafi Veri Paylaşım
Matrisinin, kararların ve tanımlama dokümanlarının yayımlanmasını sağlamak.
ç) Coğrafi bilgi sistemlerine ilişkin
ülke genelinde nitelikli insan kaynağı ve kapasitesinin artırılması ile
araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetlerini teşvik etmek.
d) Coğrafi bilgi sistemlerinin
altyapısını ve kapasitesini geliştirmek üzere proje ve programlar hazırlamak,
gerekli görülmesi durumunda araştırma ve geliştirme merkezleri, enstitüler ve
laboratuvarlar kurmak veya kurulmasını teşvik etmek.
e) Gerçek ve tüzel kişilerden gelen
Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemine ilişkin faaliyetlerle ilgili talepleri almak.
f) Özel kurum, kuruluşlar ve
üniversiteler ile veri paylaşımı, veri madenciliği ve yeni veri üretimi
konularında, işbirliğine konu veriyi üreten kurumların da katılımıyla çalışmalar
yapmak.
g) 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı
Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde coğrafi bilgi sistemleri ile ilgili
olarak Bakanlığa verilen görevleri yapmak.
Kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve
yetkileri
MADDE 6- (1) Kamu kurum ve kuruluşları
bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında üretiminden sorumlu oldukları
coğrafi verilerin ve veri bilgilerinin;
a) Mükerrer üretiminin önlenmesi için
gerekli tedbirleri almakla,
b) Doğruluğunu, kalitesini,
güncelliğini, güvenliğini ve gizliliğini sağlamakla,
c) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
kapsamında belirlenen ilke, usul, esas ve standartlara uyumlaştırılmasını ve
paylaşılmasını sağlamakla,
ç) Erişim ve paylaşımını sağlamak için
gerekli sistem altyapısını kurmak, işletmek ve güvenliğini sağlamakla,
d) Ulusal Coğrafi Bilgi Platformuna
sunulmasını sağlamakla,
görevli ve yetkilidir.
(2) Kamu kurum ve kuruluşları bu
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında oluşturulan çalışma heyetlerine
konusunda yetkin kişilerin katılımını sağlar.
(3) Kamu kurum ve kuruluşları bu
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında yürütülecek iş ve işlemler için ihtiyaç
duydukları teknik ve idari danışmanlık hizmetlerine yönelik olarak çalışma
heyeti oluşturulmasını Bakanlıktan talep edebilir.
(4) Kamu kurum ve kuruluşları Ulusal
Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisinde yer almasını istedikleri coğrafi verilerin
bu matrise dahil edilmesi için Bakanlığa talepte bulunabilir.
(5) Kamu kurum ve kuruluşları Ulusal
Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisinde yer alan ve üretmekle yükümlü oldukları
coğrafi verilerin üretim planlamasını yapar.
(6) Kamu kurum ve kuruluşları Ulusal
Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi kapsamındaki coğrafi verilerin gerçek ve tüzel
kişilere satışı ile ilgili ücret tarifelerini her yıl Şubat ayında Bakanlığa
bildirir.
(7) Kamu kurum ve kuruluşları kurumsal
platformları üzerinden yaptıkları veri paylaşımlarının istatistik bilgisini her
ayın ilk iş günü Bakanlığa bildirir.
Gerçek ve tüzel kişilerin yetki ve
sorumlulukları
MADDE 7- (1) 14 üncü maddenin dördüncü
fıkrasına göre izin almakla yükümlü olanlar topladıkları, ürettikleri,
paylaştıkları ya da sattıkları coğrafi verilere ilişkin veri bilgilerini Ulusal
Coğrafi Bilgi Platformuna kaydetmekle ve güncellemekle yükümlüdür.
(2) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
kapsamında yürütülecek iş ve işlemlere ilişkin faaliyetlerde bulunan gerçek ve
tüzel kişilerin yetki ve sorumlulukları ile uyması gereken usul ve esaslar
Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kurullar, Çalışma Heyetleri ve Uzman
İstihdamı
Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemi Kurulu
MADDE 8- (1) Kurul, Cumhurbaşkanı
tarafından görevlendirilen Cumhurbaşkanı Yardımcısının başkanlığında; Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının, Hazine ve Maliye Bakanlığının, İçişleri Bakanlığının, Kültür ve
Turizm Bakanlığının, Milli Savunma Bakanlığının, Sağlık Bakanlığının, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığının, Tarım ve Orman Bakanlığının, Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığının ilgili Bakan Yardımcılarından, Dijital Dönüşüm Ofisinin ve Türkiye
İstatistik Kurumunun Başkanlarından, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının
ve Strateji ve Bütçe Başkanlığının ilgili Başkan Yardımcılarından oluşur.
(2) Kurulun görüşeceği konuların
mahiyetinin gerektirdiği durumlarda, Kurula konu ile ilgili kurum temsilcileri
de çağrılabilir.
(3) Kurulun sekretaryası Genel Müdürlük
tarafından yürütülür.
(4) Kurulun görevleri şunlardır:
a) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
kapsamındaki ulusal hedefleri belirlemek ve ülke çapında uygulanmasını sağlamak.
b) Yürütme Kurulu tarafından teklif
edilen Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi ve Ulusal Coğrafi Veri Paylaşım
Matrisini onaylamak, sorumlu kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu
sağlamak.
c) Yürütme Kurulu tarafından teklif
edilen coğrafi veri temalarını onaylamak.
ç) Gerekli gördüğü hallerde, birden
fazla kamu kurum ve kuruluşunu kapsayan coğrafi bilgi hizmetleri ile ilgili
ortak projelerin yürütülmesi için Yürütme Kurulunu görevlendirmek.
d) Yürütme Kurulu tarafından sunulan
acil, afet ve olağanüstü durumlara ilişkin coğrafi veri üretim ve paylaşım
esaslarını onaylamak.
(5) Kurul her yıl Nisan ayında olağan
olarak toplanır. Kurul Başkanı ihtiyaç halinde Kurulu olağanüstü toplantıya
çağırabilir.
(6) Kurulun ilanı gerektiren kararları
Resmî Gazete’de yayımlanır.
(7) Kurulun çalışma usul ve esasları
Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemi Yürütme
Kurulu
MADDE 9- (1) Yürütme Kurulu, Coğrafi
Bilgi Sistemleri Genel Müdürünün başkanlığında; Harita Genel Müdürü, Tapu ve
Kadastro Genel Müdürü ve Yerel Yönetimler Genel Müdürü doğal üye olmak üzere
gündem maddesine göre Başkan tarafından üye olarak çağrılacak Ulusal Coğrafi
Veri Sorumluluk Matrisindeki sorumlu kurumların Genel Müdür ve dengi yöneticilerinden
oluşur.
(2) Yürütme Kurulu her yıl Şubat,
Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim ve Aralık aylarında olağan olarak toplanır ancak
ihtiyaç halinde Başkan Yürütme Kurulunu olağanüstü toplantıya çağırabilir.
(3) Toplantının gündemine göre ilgili
kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile sivil toplum
kuruluşlarının yetkili temsilcileri ya da uzmanları görüşleri alınmak üzere
Başkanın daveti ile toplantıya çağrılabilir.
(4) Yürütme Kurulu en az üç üyenin
katılımıyla toplanır. Kararlar toplantıya katılan üyelerin oy çokluğu ile
alınır. Oylarda eşitlik olması halinde Başkanın bulunduğu taraf çoğunluk
sayılır.
(5) Yürütme Kurulunun sekretarya
hizmetleri Genel Müdürlük tarafından yürütülür.
(6) Yürütme Kurulunun görevleri
şunlardır:
a) Kurul tarafından belirlenen
hedeflerin ülke çapında uygulanmasını izlemek ve Kurula raporlamak.
b) Coğrafi bilgi hizmetlerinin
uygulanmasına yönelik koordinasyonu sağlamak.
c) Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk
Matrisi ve Ulusal Coğrafi Veri Paylaşım Matrisini hazırlayarak Kurulun onayına
sunmak.
ç) Coğrafi veri temalarını güncellemek
ve yeni coğrafi veri temalarını tespit ederek Kurulun onayına sunmak.
d) Bakanlık tarafından hazırlanan izleme
raporlarını incelemek, gerekirse tavsiye kararı almak ve Kurula raporlamak.
e) Çalışma heyetleri tarafından
hazırlanan tanımlama dokümanlarını ve raporları inceleyerek Bakanlığa
göndermek.
f) Acil, afet ve olağanüstü durumlara
ilişkin coğrafi veri üretim ve paylaşım esaslarını belirlemek ve Kurulun
onayına sunmak.
g) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından
ücreti belirlenmemiş verilerle ilgili ücret tarifesi belirlemek.
ğ) Kurul tarafından verilen benzeri
görevleri yapmak.
(7) Yürütme Kurulunun çalışma usul ve
esasları Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Çalışma heyetleri
MADDE 10- (1) Çalışma heyetleri; Genel
Müdürlük tarafından yapılacak çalışma konusunda yetkin kişilerden oluşturulur.
Çalışma heyetleri Genel Müdürlüğe karşı sorumludur.
(2) Çalışma heyetlerinin görevleri
şunlardır:
a) Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk
Matrisinde yer alan coğrafi veri temalarına ait tanımlama dokümanlarını
hazırlamak ve Genel Müdürlüğe sunmak.
b) Görevlendirildikleri konularla ilgili
inceleme, araştırma, geliştirme, projelendirme ve danışmanlık faaliyetlerini
yapmak.
(3) İhtiyaç duyulması halinde çalışma
heyetlerine bağlı alt çalışma grupları oluşturulabilir.
(4) Çalışma heyetlerinin çalışma usul
ve esasları Bakanlık tarafından düzenlenir.
Uzman istihdamı
MADDE 11- (1) Bakanlıklar ile bağlı,
ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşların merkez teşkilatlarında bu
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamındaki görevleri yürütmek üzere, personel
istihdam yapısına uygun olarak 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun ek 41 inci maddesine ya da 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin ek 23 üncü maddesine göre Coğrafi Bilgi Sistemi Uzmanı ve
Coğrafi Bilgi Sistemi Uzman Yardımcısı istihdam edilebilir.
(2) Coğrafi Bilgi Sistemi Uzmanı ve
Coğrafi Bilgi Sistemi Uzman Yardımcıları mali ve sosyal hak ve yardımlar ile
diğer özlük hakları bakımından 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 30
uncu maddesi uyarınca Adalet Uzmanı ve Adalet Uzman Yardımcısına denktir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı
Coğrafi veri temaları
MADDE 12- (1) Coğrafi veri temaları, bu
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek
ve tüzel kişilerin ihtiyaçları doğrultusunda, ulusal ve uluslararası
standartlara uygun olarak belirlenir ve güncellenir.
(2) Ekli (1) sayılı listede gösterilen
coğrafi veri temalarının güncellenmesi ve yeni coğrafi veri temalarının
tanımlanması gerektiğinde, yeni liste Yürütme Kurulu tarafından Kurula sunulur.
(3) Coğrafi veri temalarına ait
tanımlama dokümanları Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer.
(4) Tanımlama dokümanlarının yürürlüğe
girmesini müteakiben sorumlu kurum, Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisindeki
aynı temada coğrafi veri üreten diğer kamu kurum ve kuruluşları ile
koordinasyonu sağlar ve coğrafi verinin üretilmesi, güncellenmesi ve paylaşılması
için gerekli faaliyetleri yürütür.
(5) Coğrafi veri, coğrafi veri temaları
ve Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi ile ilgili faaliyetler, Bakanlık
tarafından belirlenen birlikte çalışabilirlik esasları ve tanımlama
dokümanlarına uygun olarak yapılır.
Coğrafi veri hizmetleri, veri bilgisi
MADDE 13- (1) Coğrafi veri hizmetleri,
elektronik ortamda ve güncel teknolojilere uygun olarak yürütülür.
(2) Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk
Matrisinde yer alan kamu kurum ve kuruluşları, coğrafi veri hizmetlerini ağ
hizmetleri altyapısı vasıtasıyla Ulusal Coğrafi Bilgi Platformuna kesintisiz
olarak sunar.
(3) Kamu kurum ve kuruluşları ile
gerçek ve tüzel kişilerin ihtiyaçlarına uygun olarak ulusal düzeyde
kullanılacak veri görüntüleme ve paylaşım arayüzü Bakanlık tarafından
geliştirilir. Bakanlığa bilgi verilerek kurumlarca da veri görüntüleme ve
paylaşım arayüzleri geliştirilebilir.
(4) Ulusal Coğrafi Bilgi Platformuna
sunulacak coğrafi verilerin, coğrafi veri servislerinin ve veri bilgilerinin
tanımlama dokümanlarındaki standartlara uygunluğu Bakanlık tarafından kontrol
edilerek Ulusal Coğrafi Bilgi Platformunda yayımlanır.
(5) Veri bilgisi, coğrafi verinin
üretimi aşamasında Bakanlıkça belirlenen standartlara uygun ve güncel olarak
elektronik ortamda üretilir ve Ulusal Coğrafi Bilgi Platformuna sunulur.
(6) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin
usul ve esaslar Bakanlık tarafından düzenlenir.
Ulusal coğrafi bilgi platformu, coğrafi
veri erişimi, paylaşımı ve kullanımı
MADDE 14- (1) Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk
Matrisinde yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının bu matristeki coğrafi veri ve
veri bilgileri, Ulusal Coğrafi Veri Paylaşım Matrisinde yapılan yetkilendirme
çerçevesinde, Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden paylaşılır. Kamu kurum
ve kuruluşları coğrafi veri ve veri bilgilerini kendi kurumsal veri paylaşım
platformlarından da paylaşabilir.
(2) Kamu kurum ve kuruluşları,
uluslararası üyelikleri ve işbirlikleri kapsamında uluslararası ağ sistemleri
üzerinden temin ettikleri ya da paylaştıkları coğrafi verileri, milletlerarası
andlaşma hükümleri saklı kalmak kaydıyla, veri tanımlama dokümanlarında
belirlenecek şartlarda Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden de paylaşmakla
yükümlüdür.
(3) Gerçek ve tüzel kişilerin kamu
kurum ve kuruluşlarına ait coğrafi veri ve veri bilgisi taleplerinin Ulusal
Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden karşılanması esastır. Kurumlara yapılan
talepler kurumsal platformlardan da karşılanabilir.
(4) Gerçek ve tüzel kişilerin Ulusal
Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi kapsamındaki coğrafi verileri toplaması,
üretmesi, paylaşması veya satması; Bakanlıkça gerek görülmesi halinde güvenlik
soruşturmasının ve/veya arşiv araştırmasının tamamlanması ve ticari
faaliyetleri gerçekleştirmek için gerekli belgelere sahip olması şartı ile Bakanlık
iznine tabidir.
(5) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin
usul ve esaslar Bakanlık tarafından düzenlenir.
İzleme ve raporlama
MADDE 15- (1) Bu Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi kapsamında yürütülen görev ve hizmetlere ilişkin izleme ve
raporlama faaliyetlerine ait usul, esas ve performans göstergeleri Genel
Müdürlük tarafından hazırlanır.
Birlikte çalışabilirlik
MADDE 16- (1) Kamu kurum ve kuruluşları
coğrafi verinin erişimi, paylaşımı ve kullanımına yönelik kurumsal ağ
hizmetleri altyapısı ve koordinasyon çalışmalarını Bakanlık tarafından
belirlenen birlikte çalışabilirlik esasları doğrultusunda yürütür.
Güvenlik ve gizlilik
MADDE 17- (1) Ulusal Coğrafi Veri
Sorumluluk Matrisi ve Ulusal Coğrafi Veri Paylaşım Matrisinde yer alan kamu
kurum ve kuruluşları sorumlulukları altındaki coğrafi verilerin bilgi güvenliği
önlemlerini alır, doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlar.
(2) Ulusal Coğrafi Bilgi Platformundaki
veri bilgisi ve coğrafi veri hizmetlerinin güvenliğini ve gizliliğini Bakanlık
sağlar.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Mali hükümler
MADDE 18- (1) Ulusal Coğrafi Veri
Sorumluluk Matrisinde yer alan coğrafi verilerin üretimi ve paylaşımı amacıyla
kamu kurum ve kuruluşları tarafından ihtiyaç duyulan proje ödenekleri, ilgili
kamu kurum ve kuruluşunun bütçesine konulur. Bu kapsamda yürütülen projeler
Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara uygun olarak Ulusal Coğrafi Bilgi
Platformuna kaydedilir.
(2) Çalışma heyetlerinde
görevlendirilen üyelere 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 29 uncu maddesine
göre ayda dörtten fazla olmamak üzere her bir toplantı için uhdesinde kamu
görevi bulunanlara (1000) gösterge rakamının, uhdesinde kamu görevi
bulunmayanlara ise (2000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı
sonucunda bulunacak miktarda huzur hakkı Bakanlık tarafından ödenir.
(3) Ulusal Coğrafi Bilgi Platformunun
kurulumu, bakımı, idamesi, geliştirilmesi ve işletilmesine ait tüm yazılım,
donanım ve danışmanlık giderleri ile Kurul, Yürütme Kurulu ve çalışma
heyetlerine ait sekretarya, huzur hakkı, ulusal ve uluslararası çalıştay,
sempozyum, toplantı ve benzer etkinlik giderleri Bakanlığın bütçesine konulacak
ödenekten ve/veya Bakanlık Döner Sermaye İşletmesinden karşılanır.
(4) Özel kurum, kuruluşlar ve
üniversiteler ile yapılacak veri paylaşımı, veri madenciliği ve yeni veri
üretimi konularındaki işbirlikleri kapsamında yapılan iş ve işlemler
neticesinde elde edilen veri, üçüncü şahıslar ile Bakanlık tarafından
belirlenen bedel karşılığında paylaşılır.
Kadrolar
MADDE 19- (1) Ekli (2) sayılı listede
yer alan kadrolar ihdas edilerek 2 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin eki (I) sayılı Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı bölümüne eklenmiştir.
Geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Ulusal Coğrafi Veri
Sorumluluk Matrisi bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren bir yıl içinde, Ulusal Coğrafi Veri Paylaşım Matrisi ise her
bir tanımlama dokümanının onayını takiben bir yıl içinde Yürütme Kurulu
tarafından hazırlanarak Kurulun onayına sunulur.
(2) Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk
Matrisinde belirlenen kurumlar, bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin yürürlük
tarihinden önce ürettikleri elektronik ortamdaki coğrafi veriyi, her bir
tanımlama dokümanının yayımlanmasını takip eden üç yıl içinde ilgili tanımlama
dokümanına uygun hale getirerek Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden sunar.
(3) Kamu kurum ve kuruluşları kendi
sistemleri üzerinden sundukları ve tanımlama dokümanlarına uygun olan coğrafi
veriyi, bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin yayımı tarihinden itibaren altı ay
içinde Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden sunar.
(4) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde
öngörülen yönetmelikler ile diğer düzenleyici işlemler, bu Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde çıkarılır.
(5) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
gereğince hazırlanacak yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar Bakanlık
tarafından hazırlanmış olan mevcut mevzuat hükümlerinin bu Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesine aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Yürürlük
MADDE 20- (1) Bu Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 21- (1) Bu Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
(1) SAYILI LİSTE
COĞRAFİ VERİ TEMALARI
1. Koordinat Referans Sistemleri ve
Coğrafi Grid Sistemleri
2. İdari Birimler
3. Coğrafi Yer Adları
4. Kadastro
5. Bina
6. Adres
7. Yükseklik
8. Ortogörüntü
9. Ulaşım Ağları
10. Hidrografya
11. Jeoloji
12. Arazi Örtüsü
13. Arazi Kullanımı
14. Toprak
15. Koruma Bölgeleri
16. Doğal Risk Bölgeleri
17. Altyapı
18. Enerji Kaynakları
19. Madenler
20. İnsan Sağlığı ve Güvenliği
21. Nüfus Dağılımı – Demografi
22. Çevre İzleme Tesisleri
23. Sanayi Tesisleri
24. Tarım Tesisleri
25. Kamu Yönetim Bölgeleri
26. Tür Dağılımı
27. Habitat Bölgeleri
28. Biyocoğrafya Bölgeleri
29. Deniz ve Tuzlu Su Alanları
30. Atmosfer Verileri
31. Meteoroloji Verileri
32. İstatiksel Raporlama Bölgeleri”
B. İlgili Görülen Kanun Hükmü ve Kanun Hükmünde Kararname
Kuralları
1. 14/7/1965
tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ek 41. maddesi şöyledir:
“Ek Madde 41- (Ek: 11/10/2011 –
KHK-666/3 md.)
(Değişik fıkra: 2/7/2018 - KHK-703/174
md.) Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmalarına
ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülmesi kaydıyla kurumun görev
alanına giren konularda çalıştırılmak üzere merkez teşkilatlarında,
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığında, Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet
komutanlıklarının merkez karargâhlarında uzman ve uzman yardımcısı istihdam
edilebilir.
Uzman yardımcılığına atanabilmek için;
48 inci maddede sayılan şartlara ek olarak, yapılacak yarışma sınavında
başarılı olma ve (…)(1) en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal
bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden veya bu
bakanlıklar ve kurumlarca yürütülen kurumsal hizmet gerekleri çerçevesinde en
az dört yıllık lisans eğitimi veren ve yönetmelikle belirlenen yükseköğretim
kurumlarından ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul
edilen yurtiçindeki veya yurtdışındaki öğretim kurumlarından mezun olma şartı
aranır.
Uzman yardımcıları mesleğe özel yarışma
sınavı ile alınır. Uzman yardımcılığı giriş sınavı merkezi sınav sonuçlarına
göre; yazılı ve sözlü sınav veya yalnızca sözlü sınavdan oluşur. Öğrenim
dalları itibarıyla belirlenecek uzman yardımcılığı kadrolarına giriş sınavı
için, eleme sınavı sonucunda aranacak puan türleri, taban puanları ve sınavda
alınan başarı derecelerine göre çağrılacak aday sayısı tespit edilerek, giriş
sınavı duyurusuyla ilan edilir. Ancak, giriş sınavına çağrılacak aday sayısı,
atama yapılacak kadro sayısının yirmi katından, yalnızca sözlü sınav yapılması
hâlinde sözlü sınava çağrılacak aday sayısı giriş sınavı duyurusunda belirtilen
kadronun dört katından fazla olamaz. Yazılı sınav, kurumun görev alanına göre
yönetmelikle belirlenen konulardan yapılır. Yazılı sınav sonucunda yetmiş
puandan az olmamak üzere, en yüksek puandan başlanarak giriş sınavı duyurusunda
belirtilen kadronun dört katına kadar aday sözlü sınava çağrılır. Sözlü sınav,
adayların;
a) Sınav konularına ilişkin bilgi
düzeyi,
b) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade
yeteneği ve muhakeme gücü,
c) Liyakati, temsil kabiliyeti, davranış
ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu,
d) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve
inandırıcılığı,
e) Genel yetenek ve genel kültürü,
f) Bilimsel ve teknolojik gelişmelere
açıklığı,
yönlerinden değerlendirilerek, ayrı ayrı
puan verilmek suretiyle gerçekleştirilir.
Adaylar, komisyon tarafından üçüncü
fıkranın (a) bendi için elli puan, (b) ila (f) bentlerinde yazılı özelliklerin
her biri için onar puan üzerinden değerlendirilir ve verilen puanlar ayrı ayrı
tutanağa geçirilir. Bunun dışında sözlü sınav ile ilgili herhangi bir kayıt
sistemi kullanılmaz. Sınav komisyonu, kurum içinden veya dışından yönetmelikle
belirlenen kişilerden oluşur. Sözlü sınavda başarılı sayılmak için, komisyon
başkan ve üyelerinin yüz tam puan üzerinden verdikleri puanların aritmetik
ortalamasının en az yetmiş olması şarttır. Başarı puanı en yüksek olan adaydan
başlanmak suretiyle giriş sınavı duyurusunda belirtilen uzman yardımcısı kadro
sayısı kadar asıl adayın isimleri ilan edilir. Yapılan sınavlarda başarılı
olmak şartıyla, giriş sınavı duyurusunda belirtilen uzman yardımcısı kadro
sayısının yarısını geçmemek üzere komisyon tarafından belirlenen sayıda yedek
adayın isimlerini kapsayan bir liste belirlenerek ilan edilir.
Uzman yardımcılığına atananlar, en az üç
yıl çalışmak ve istihdam edildikleri birimlerce belirlenecek konularda
hazırlayacakları uzmanlık tezi, oluşturulacak tez jürisi tarafından kabul
edilmek kaydıyla, yapılacak yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar. Süresi
içinde tezlerini sunmayan veya tezleri kabul edilmeyenlere tezlerini sunmaları
veya yeni bir tez hazırlamaları için altı ayı aşmamak üzere ilave süre verilir.
Yeterlik sınavında başarılı olanların uzman kadrolarına atanabilmeleri, Kamu
Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından asgari (C), Dışişleri
Uzmanlığı için asgari (B) düzeyinde veya dil yeterliği bakımından bunlara
denkliği kabul edilen ve uluslararası geçerliliği bulunan başka bir belgeye
yeterlik sınavından itibaren en geç iki yıl içinde sahip olma şartına bağlıdır.
Sınavda başarılı olamayanlar veya sınava girmeye hak kazandığı hâlde geçerli
mazereti olmaksızın sınav hakkını kullanmayanlara, bir yıl içinde ikinci kez
sınav hakkı verilir. Verilen ilave süre içinde tezlerini sunmayan veya ikinci
defa hazırladıkları tezleri de kabul edilmeyenler, ikinci sınavda da başarı
gösteremeyen veya sınav hakkını kullanmayanlar ile süresi içinde yabancı dil
yeterliliği şartını yerine getirmeyenler, uzman yardımcısı unvanını kaybederler
ve kurumlarında durumlarına uygun memur unvanlı kadrolara atanırlar.
Uzman ve uzman yardımcılarının mesleğe
alınmaları, yetiştirilmeleri, yarışma sınavı, tez hazırlama ve yeterlik sınavı
ile uzman ve uzman yardımcılarıyla ilgili diğer hususlar, Devlet Personel
Başkanlığının görüşü alınarak kurumlarınca hazırlanacak yönetmelikle
düzenlenir.
İkinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve
altıncı fıkralarda yer alan hükümler, 36 ncı maddenin “Ortak Hükümler”
bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde belirtilen uzman ve uzman
yardımcılarından merkez teşkilatına ait kadrolarda bulunanlar, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı yasama uzman ve yasama uzman
yardımcıları ile 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (III)
sayılı Cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumların uzman ve uzman
yardımcıları hakkında da uygulanır.
(Değişik fıkra: 2/7/2018 - KHK-703/174
md.) Bu madde kapsamında istihdam edilen uzman ve uzman yardımcıları
bakanlıkların merkez teşkilatı kadrolarında bulunan uzman ve uzman yardımcıları
için mevzuatında öngörülmüş olan mali ve sosyal hak ve yardımlar ile 36 ncı
maddenin “Ortak Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendi
hükmünden aynı usul ve esaslar çerçevesinde yararlanırlar.
(Ek fıkra: 2/7/2018 - KHK-703/174 md.)
Bu madde kapsamında istihdam edilen uzman ve uzman yardımcılarına
teşkilatlanmaya ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülmesi kaydıyla
diğer görevlerinin yanı sıra yönetmelikle belirlenen usul ve esaslar
çerçevesinde araştırma, analiz, teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma
yaptırılabilir. Denetime tabi gerçek ve tüzel kişiler, denetim için gereken
gizli dahi olsa bütün belge, defter ve bilgileri talep edildiği takdirde ibraz
etmek, para ve para hükmündeki evrakı ve ayniyatı ilk talep halinde denetimle
görevli uzman ve uzman yardımcılarına göstermek, sayılmasına ve incelemesine
yardımcı olmak zorundadır. Araştırma, inceleme, analiz, teftiş, denetim,
inceleme ve soruşturma ile görevli uzman ve uzman yardımcıları, görevleri
sırasında tüm resmi daire, kurum, kuruluş ve kamuya yararlı derneklerle, gerçek
ve tüzel kişilerden gerekli yardım, bilgi, evrak, kayıt ve belgeleri istemeye
yetkili olup, kanuni bir engel olmadıkça bu isteğin yerine getirilmesi
zorunludur. Uzman ve uzman yardımcılarına teftiş, denetim, inceleme ve
soruşturma işlerine ilişkin görevlendirmelerinde, 10/2/1954 tarihli ve 6245
sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (b) fıkrası hükmü uygulanır.
Bunların görevlendirme ve çalışmalarına ilişkin usul ve esaslar Devlet Personel
Başkanlığının görüşü alınarak çıkarılacak kurumsal yönetmelikle düzenlenir.”
2. 27/6/1989
tarihli ve 375 sayılı 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu,
2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı
Kanunu ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması, Devlet Memurları ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı
ve Kıdem Aylığı ile Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin
(375 sayılı KHK);
a. Ek 23. maddesi
şöyledir:
“İş mevzuatına tabi veya sözleşmeyle
uzman istihdamı
Ek Madde 23- (Ek: 2/7/2018 – KHK-703/178
md.)
14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi kapsamında
personel istihdam edilmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmasına ilişkin
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülmesi kaydıyla kurumun görev alanına
giren konularda çalıştırılmak üzere 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların
sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlere bağlı olmaksızın idari
hizmet sözleşmesiyle ya da iş mevzuatına tabi olarak uzman ve uzman yardımcısı
istihdam edilebilir.
Bu madde kapsamında uzman ve uzman
yardımcısı istihdamında 657 sayılı Kanunun ek 41 inci maddesinin ikinci,
üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları hükümleri kıyasen uygulanır. Ancak uzman
yardımcılarından verilen ilave süre içinde tezlerini sunmayan veya ikinci defa
hazırladıkları tezleri de kabul edilmeyenler, ikinci sınavda da başarı
gösteremeyen veya sınav hakkını kullanmayanlar ile yabancı dil yeterliği
şartını yerine getirmeyenler, uzman yardımcısı unvanını kaybederler ve
kurumlarında durumlarına uygun kadro veya pozisyonlara atanırlar.
Uzman ve uzman yardımcılarının mesleğe
alınmaları, sınavları, nitelikleri, yetiştirilmeleri ve çalışma usul ve
esasları ile istihdamlarına ilişkin diğer hususlar Devlet Personel
Başkanlığının görüşü alınarak kurumlarca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
İş mevzuatına tabi uzman ve uzman
yardımcılarına ilişkin tüm ihtilaflar iş mahkemelerinde görülür.”
b. Ek 30. maddesi şöyledir:
“Unvan itibarıyla ilk kez ihdas
edilen kadro ve pozisyonlara karşılık belirlenmesi
Ek Madde 30- (Ek: 2/7/2018 – KHK-703/178 md.)
Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle unvan
itibarıyla ilk kez ihdas edilen kadro veya pozisyonların, mevzuatta yer alan
kadro veya pozisyonlardan hangisine mali ve sosyal hak ve yardımlar ile diğer
özlük hakları bakımından karşılık geldiği Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde
gösterilir. İhdas edilen kadro veya pozisyonlarda bulunanlara, karşılık
gösterilen kadro veya pozisyonda bulunan emsali personele mali ve sosyal hak ve
yardımlar ile diğer özlük hakları kapsamında yapılan ödemeler aynı usul ve
esaslar çerçevesinde ödenir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi
İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Recep KÖMÜRCÜ,
Serdar ÖZGÜLDÜR, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz
AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL,
Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU ve Selahaddin MENTEŞ’in katılımlarıyla
22/1/2020 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik
bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma isteminin esas
inceleme aşamasında karara bağlanmasına, OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Abdullah
TEKBAŞ tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu CBK
kuralları, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ile bunların
gerekçeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Anayasal Çerçevesi ve
Yargısal Denetimi
3. 21/1/2017 tarihli ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Anayasa’nın bazı
maddelerinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişikliklerle yeni bir hükûmet
sistemine geçilmiş ve buna bağlı olarak Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri
yeniden düzenlenmiştir. Anayasa’nın 8. maddesinde, yürütme yetkisi ve görevinin
Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kuruluna ait olduğu ifade edilmekte iken maddede
yapılan değişiklikle Bakanlar Kurulu kaldırılarak yürütme yetkisi ve görevi tek
başına Cumhurbaşkanı’na verilmiştir. Anayasa’da Bakanlar Kuruluna verilen görev
ve yetkilere ilişkin maddelerde de aynı doğrultuda değişiklik yapılarak daha
önce Bakanlar Kuruluna ait olan görev ve yetkilerin Cumhurbaşkanı tarafından
yerine getirilmesi öngörülmüştür.
4. Yeni hükûmet sisteminin en önemli özelliklerinden biri
Cumhurbaşkanı’na Cumhurbaşkanlığı kararnamesi adı altında düzenleme
yapma yetkisinin tanınmasıdır. CBK’ların en belirgin özelliği ise Cumhurbaşkanı’na
belirli konularda ilk elden düzenleme yapma yetkisinin verilmiş olmasıdır.
Yürütmenin diğer düzenleyici işlemlerinden farklı olarak Cumhurbaşkanı
Anayasa’da belirlenen yetki çerçevesinde herhangi bir kanuna dayanmadan ya da
yasama organının onayı olmadan CBK’lar yoluyla düzenleme yapabilecektir.
5. Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
birinci cümlesinde Cumhurbaşkanı’nın yürütme yetkisine ilişkin konularda CBK
çıkarabileceği hüküm altına alınmıştır. Düzenlemeyle yürütme yetkisine
ilişkin olmak kaydıyla CBK çıkarma konusunda Cumhurbaşkanı’na genel bir
yetki verilmiştir. Maddenin gerekçesinde, yeni hükûmet sistemi gözetilerek
genel siyasetin yürütülmesinde yürütme yetkisi ile ilgili olarak ihtiyaç
duyduğu konularda Cumhurbaşkanı’na CBK çıkarabilmesine imkân tanımak amacıyla
ilk elden düzenleme yapma yetkisinin tanındığı ifade edilmiştir.
6. Cumhurbaşkanı’na yürütme yetkisine ilişkin konularda
CBK çıkarma yetkisinin genel olarak verilmesinin yanı sıra Anayasa’nın diğer
bazı maddelerinde belirtilen kimi konuların da CBK ile düzenleneceği ayrıca
ifade edilmiştir. Bu kapsamda Anayasa’nın 104. maddesinin dokuzuncu fıkrasında
üst kademe kamu yöneticilerinin atanmalarına ilişkin usul ve esasların; 106.
maddesinin on birinci fıkrasında bakanlıkların kurulması, kaldırılması,
görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının
kurulmasının; 108. maddesinin dördüncü fıkrasında Devlet Denetleme Kurulunun
işleyişi, üyelerinin görev süresi ve diğer özlük işlerinin; 118. maddesinin altıncı
fıkrasında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve
görevlerinin CBK’larla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. Anayasa’nın 123.
maddesinin üçüncü fıkrasında ise kamu tüzel kişiliğinin kanunla veya CBK ile
kurulacağı belirtilmiştir.
7. Anayasa’nın 148. maddesinde CBK’ların şekil ve esas
bakımdan Anayasa’ya uygunluğunun denetlenmesi öngörülmüş, yargısal denetim
görev ve yetkisi de Anayasa Mahkemesine verilmiştir.
8. Anayasa’da Cumhurbaşkanı’na CBK çıkarma yetkisi
verilmekle birlikte bu yetki sınırsız değildir. Kanunlardan farklı olarak
Anayasa’da CBK’yla düzenlenecek konular sınırlandırılmıştır. Konu bakımından
yetki yönünden getirilen bu sınırlamalar Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci
fıkrasının ilk dört cümlesinde düzenlenmiştir.
9. Anılan fıkranın birinci cümlesinde Cumhurbaşkanı’nın yürütme
yetkisine ilişkin konularda CBK çıkarabileceği ifade edilmiştir. Buna göre
yürütme yetkisine ilişkin konular dışında CBK ile düzenleme yapılması mümkün
değildir.
10. Fıkranın ikinci cümlesinde “Anayasa’nın ikinci
kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve
ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevlerin” CBK’yla
düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Bu hüküm uyarınca belirtilen alanlarda CBK ile
düzenleme yapılamaz.
11. Fıkranın üçüncü cümlesinde de Anayasa’da münhasıran
kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda CBK çıkarılamayacağı hüküm altına
alınmıştır. Ancak Anayasa’da hangi konuların münhasıran kanunla düzenleneceğine
ilişkin özel bir hüküm bulunmamaktadır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesinin
yerleşik içtihadında anayasa koyucunun kanunla düzenlenmesini öngördüğü
konuların bu kapsamda görülmesi gerektiği kabul edilmektedir (AYM, E.2016/150,
K.2017/179, 28/12/2017, § 57; E.2016/180, K.2018/4, 18/1/2018, § 17; E.2017/51,
K.2017/163, 29/11/2017, § 13; E.2016/139, K.2016/188, 14/12/2016, § 9;
E.2013/47, K.2013/72, 6/6/2013). Buna göre Anayasa’da kanunla düzenleneceği
belirtilen alanlarda Cumhurbaşkanı’nın CBK çıkarma yetkisi bulunmamaktadır.
12. Fıkranın dördüncü cümlesinde ise kanunda açıkça
düzenlenen konularda CBK çıkarılamayacağı ifade edilmiştir. Anılan hükme
göre Cumhurbaşkanı’nın yürütme yetkisine ilişkin konularda CBK çıkarabilmesi
için CBK’yla düzenlenecek konunun kanunlarda açıkça düzenlenmemiş olması
gerekir.
13. CBK’ların yukarıda belirtilen konu bakımından yetki
kurallarına uygun olarak çıkarılması gerekmektedir. Aksi takdirde içeriği
Anayasa’ya aykırılık oluşturmasa bile bu düzenlemelerin Anayasa’ya
uygunluğundan söz edilemez. Dolayısıyla CBK’ların yargısal denetiminde
öncelikle Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasında belirtilen konu
bakımından yetki kurallarına uygunluğunun ele alınması gerekir. Anılan fıkra
yönünden herhangi bir aykırılık tespit edilmemesi durumunda ise bu defa
CBK’ların içerik yönünden Anayasa’ya uygunluk denetimi yapılmalıdır.
14. CBK’nın tümüne yönelik aykırılık iddiaları üzerine
yapılacak Anayasa’ya uygunluk denetiminde ise CBK’da yer alan hükümlerin
bütünsel bir yaklaşımla ele alınarak CBK’nın temel düzenleme alanının/konusunun ortaya konulması ve
denetimin de belirlenen bu alan üzerinden gerçekleştirilmesi gerekir. Bununla
birlikte CBK’nın tümü bakımından yapılan denetim neticesinde CBK’nın tümünün
Anayasa’ya uygun olduğu yönünde ulaşılabilecek sonucun, ayrıca iptali talep
edilen her bir CBK kuralına ilişkin olarak yapılacak anayasallık denetimi
üzerinde bağlayıcı bir etkisi bulunmamaktadır.
B. CBK’nın Tümünün İncelenmesi
15. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43.
maddesinin (3) numaralı fıkrasında “Mahkemenin, kanunların, Cumhurbaşkanlığı
kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya
aykırılığı hususunda ileri sürülen gerekçelere dayanma zorunluluğu yoktur.
Mahkeme, taleple bağlı kalmak şartıyla başka gerekçeyle de Anayasaya aykırılık
kararı verebilir.” denilmiştir. Buna göre Anayasa Mahkemesi iptal ve itiraz
davalarında yapacağı incelemede taleple bağlı bulunmaktadır.
16. Dava dilekçesinde CBK’nın tümü yönünden
geçerli olabilecek bazı gerekçelere dayanılarak (49) numaralı CBK’nın tümünün,
ayrıca konu ve içerik yönünden Anayasa’ya aykırı oldukları gerekçesiyle bazı madde,
fıkra veya cümlelerin iptali talep edilmiştir. Bunun dışında CBK kurallarının
her birinin ayrı ayrı Anayasa’ya aykırılığını ileri süren bir talebe yer
verilmemiştir. Buna göre ayrıca dava konusu edilen kurallar dışında CBK, tümü
yönünden incelenmiş; CBK’da düzenlenen her bir kurala ilişkin ayrıca bir
inceleme yapılmamıştır. Dolayısıyla CBK’nın tümü yönünden aşağıda ulaşılacak
sonucun her bir CBK kuralı yönünden yapılacak inceleme neticesinde verilecek
kararın sonuçlarını doğurmayacağının vurgulanması gerekir.
1. Genel
Açıklama
17. 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı
Resmî Gazete’de yayımlanan (1) numaralı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 97. ila 126. maddelerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının
kuruluş ve teşkilatı ile görev ve yetkileri düzenlenmiştir.
18. Anılan CBK’nın 97. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
(i) bendinde ulusal coğrafi bilgi sisteminin kurulmasına, kullanılmasına ve
geliştirilmesine dair iş ve işlemleri yapmak, yaptırmak, mahalli idarelerin
planlama, harita, altyapı ve üstyapıya ilişkin faaliyetleri ile ilgili kent
bilgi sistemlerinin kurulması, kullanılması ve ulusal coğrafi bilgi sistemi ile
entegre olmasını desteklemek, adı geçen Bakanlığın görevleri arasında
sayılmıştır.
19. Aynı CBK’nın 99. maddesinde Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğünün adı geçen
Bakanlığın hizmet birimlerinden biri olduğu hüküm altına alınmış; 108. maddesinde de ulusal
coğrafi bilgi sisteminin kurulmasına, kullanılmasına ve geliştirilmesine dair
iş ve işlemleri yapma ve yaptırmanın söz konusu Genel Müdürlüğün görev ve
yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.
20. Yukarıda yer verilen düzenlemeler birlikte
değerlendirildiğinde coğrafi bilgi sistemlerinin
kuruluş ve işletiminin idari teşkilat yapısı
içinde belirli bir kamu hizmet alanıyla
ilişkilendirilmiş olduğu ve bu hizmet alanının da Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığının görev, yetki ve sorumluluğu dâhilinde bulunduğu
anlaşılmaktadır.
2. Anlam ve Kapsam
21. Dava konusu CBK, coğrafi bilgi sistemleri ile ulusal
coğrafi bilgi sisteminin oluşturulması ve bunun altyapısına ilişkin hususların
düzenlenmesi amacıyla çıkarılmıştır.
22. CBK’nın 3. maddesinde coğrafi bilgi sisteminin her türlü coğrafi verinin üretilmesi, temini,
depolanması, işlenmesi, yönetilmesi, analiz edilmesi, paylaşılması, sunulması
ve güncel tutulması için gerekli olan donanım, yazılım, insan kaynağı,
standartlar ve yöntemler bütününü ifade ettiği belirtilmiş; ulusal coğrafi
bilgi sistemi ise coğrafi verilere, veri setlerine ve veri servislerine
erişimi ve paylaşımı kolaylaştırmak amacıyla ulusal kaynakların verimli bir şekilde
kullanılması, bilgi teknolojilerinden istifade edilmesi ile süreç, koordinasyon
ve takip mekanizmalarının işletilmesi için gerekli düzenlemelerin ve
planlamanın yapılması ve bunların icra edilmesini sağlayan sistem olarak
tanımlanmıştır.
23. Bu kapsamda dava konusu CBK hükümleriyle anılan
sistemlere ve onların altyapısına ilişkin olarak
kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonun sağlanması, hedef ve
stratejilerin oluşturulması, coğrafi veri temaları içinde yer alan coğrafi veri
ve bilginin üretilmesi ve güncelliğinin sağlanması, yönetilmesi, kullanılması,
erişimi, güvenliğinin sağlanması, paylaşılması ve dağıtımına yönelik usul, esas
ve standartların belirlendiği, ayrıca bu kapsamda oluşturulan kurullar ile kamu
kurum kuruluşlarının ve gerçek/ tüzel kişilerin görev, yetki ve
sorumluluklarının düzenlendiği görülmektedir.
24. Bu bağlamda madde hükümleri birlikte
değerlendirildiğinde CBK’nın temel konusunun, farklı alanlarda kullanılabilecek
nitelik ve standarttaki coğrafi verilerin kamu gücü ve denetimi altında elde
edilmesi ve işletilmesi amacıyla ulusal bir bilgi sisteminin kurulmasının
hukuksal temelinin oluşturulması olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla CBK’da yer
alan düzenlemelerin her biri esas itibarıyla idari yapı içinde böyle bir sisteme
hukuki varlık ve işleyiş kazandırılması amacına hizmet etmektedir.
3. İptal Talebinin Gerekçesi
25. Dava dilekçesinde özetle; dava konusu CBK’nın
konusunu oluşturan coğrafi bilgi sisteminin pek çok bakımdan kişisel veri
niteliği taşıyan verilerin toplanması, işlenmesi, saklanması ve paylaşılmasına
ilişkin hususları ilgilendirdiği, CBK’ya ekli (1) sayılı listede yer alan “adres”,
“insan sağlığı ve güvenliği” ve “nüfus dağılımı-demografi” gibi
temaların doğrudan kişisel veri niteliği taşıdığı, diğer temaların ise
kişilerle ilişkilendirilmesi hâlinde kişisel veri niteliği kazanacağı,
dolayısıyla CBK’nın hükümlerinin tamamının doğrudan ya da dolaylı olarak
kişisel verilerle, başka bir anlatımla temel hak ve özgürlüklerle ilgili olduğu
belirtilerek CBK’nın tümünün Anayasa’nın 20. ve 104. maddelerine aykırı olduğu
ileri sürülmüştür.
4. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
26. Dava dilekçesinde CBK’nın tümüne yönelik ileri
sürülen aykırılık iddialarının özü CBK çıkarılamayacak bir alanda CBK ile
düzenleme yapıldığıdır. Bu husus ise CBK’nın konu bakımından yetki yönünden
Anayasa’ya uygunluk denetimiyle ilgilidir. Bu itibarla dava dilekçesinde CBK’nın Anayasa’nın 20. maddesine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de CBK’ya ilişkin
konu bakımından yetki kuralları Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci
fıkrasında düzenlendiğinden bu husustaki inceleme anılan fıkra kapsamında
yapılacaktır.
27. Dava konusu CBK’nın idari
usul ve esaslar çerçevesinde bir bilgi sisteminin kurulması ve işletilmesinin
hukuksal temelini oluşturmak suretiyle bu alana ilişkin kamu hizmetinin
görülmesine yönelik düzenlemeler öngördüğü, bu itibarla yürütme yetkisine
ilişkin bir hususu düzenlediği anlaşılmaktadır.
28. Belirtilen düzenleme alanı itibarıyla CBK,
Anayasa’nın CBK ile
düzenlenmesi yasaklanan İkinci Kısmı’nın
Birinci ve İkinci Bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve
ödevleriyle Dördüncü Bölümü’nde yer alan siyasi haklar ve ödevler ile ilgili herhangi bir düzenleme
içermemektedir.
29. Anayasa’nın 104. maddesinin on
yedinci fıkrasının üçüncü cümlesi uyarınca CBK’lar bakımından aranan bir diğer
husus, CBK kuralının Anayasa’da münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken
konulara ilişkin olmaması gereğidir. Anayasa koyucunun bir konunun kanunla
düzenlenmesini özel olarak öngörmesi bu alanın münhasıran kanunla
düzenlenmesini istediği anlamına gelir. Bu kapsamda Anayasa bir konunun kanunla
düzenleneceğini öngörmüşse bu konuda CBK çıkarılamaz. Bununla birlikte
Anayasa’da CBK’larla düzenleneceği özel olarak belirtilen konularda CBK’larla
düzenleme yapılması mümkündür (AYM,
E.2018/127, K.2021/18, 18/3/2021, § 40).
30. Anayasa’nın 123. maddesinin birinci
fıkrasına göre “İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla
düzenlenir.” Ancak Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrasında “Bakanlıkların
kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve
taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir.”
denilmek suretiyle bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve
yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması
Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrası uyarınca CBK ile
düzenlenebileceği özel olarak belirtilen konular kapsamında kalmaktadır (AYM, E.2018/119, K.2020/25, 11/6/2020, § 25).
31. Coğrafi bilgi sistemlerinin
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yürütmekle yükümlü olduğu
kamu hizmeti alanıyla ilgili olduğu dikkate alındığında ulusal coğrafi bilgi sistemin kurulmasının hukuksal temelinin
oluşturulmasına yönelik dava konusu CBK’nın bakanlıkların görev ve yetkileriyle ilgili bir hususa
ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla kuralın Anayasa’nın 106.
maddesinin on birinci fıkrasıyla bağlantılı olarak 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
üçüncü cümlesine aykırı bir yönü de bulunmamaktadır.
32. Anayasa’nın 104. maddesinin on
yedinci fıkrasının dördüncü cümlesinde kanunda açıkça düzenlenen konularda CBK
çıkarılamayacağı kurala bağlanmıştır. Bu bağlamda yapılacak incelemede
öncelikle CBK ile karşılaştırmaya esas olabilecek daha önce çıkarılmış bir
kanun olup olmadığı tespit edilmeli, sonrasında ise -böyle bir kanun varsa-
incelenen CBK’nın kanunun açıkça düzenlediği konuyu düzenleyip düzenlemediği
belirlenmelidir. Bu değerlendirme yapılırken önce ilgili kanunun CBK’yla
düzenlenen alanda hüküm ifade edip etmediğinin belirlenmesi, ardından da
kanundaki düzenlemenin açık olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Bu
bağlamda CBK olmasaydı karşılaştırmaya esas alınan kanun hükmünün CBK’yla
düzenleme yapılan konuya uygulanacak olup olmaması, CBK’nın kanun ile
düzenlenen konuda çıkarılıp çıkarılmadığına dair bir gösterge olacaktır (benzer
yöndeki değerlendirme için bkz. AYM, E.2019/31, K.2020/5, 23/1/2020, § 17).
33. Dava konusu CBK’dan daha önce çıkarılmış olan
3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinin birinci cümlesinde coğrafi ve kent bilgi sistemleri
hizmetlerini yapmak veya yaptırmak belediyenin görev ve sorumlulukları arasında
sayılmış, bununla birlikte söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmesi yürütülecek
hizmetin mahallî ve müşterek nitelikte
olması şartına bağlı kılınmıştır. Dava konusu CBK’da ise ulusal nitelikte bir coğrafi bilgi sistemi düzenlenmektedir.
Buna göre dava konusu CBK olmasaydı, karşılaştırmaya esas alınan Kanun hükmünün
CBK ile düzenleme yapılan konuya uygulanacağı söylenemez. Bu sebeple anılan
Kanun hükmünün dava konusu CBK’yla aynı alanda hüküm ifade etmedikleri, başka
bir deyişle aynı konuyu düzenlemedikleri görülmektedir.
34. Diğer yandan 14/2/2020 tarihli ve 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri İle Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun’da ve söz konusu Kanun’la bazı hükümlerinde
değişiklikler yapılan 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nda da
coğrafi bilgisi sistemlerine ilişkin birtakım düzenlemelerin bulunduğu
görülmekle birlikte bu yasal düzenlemelerin dava konusu CBK’nın çıkarıldığı
6/11/2019 tarihinden sonra çıkarıldıkları görüldüğünden Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci
fıkrasının dördüncü cümlesi kapsamında yapılacak denetim bakımından değerlendirmeye
esas alınması mümkün değildir.
35. Açıklanan nedenlerle CBK’nın tümü Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasına aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
C. CBK’nın 11. Maddesinin İncelenmesi
1. 11. Maddenin
(1) Numaralı Fıkrası
a. İptal Talebinin Gerekçesi
36. Dava dilekçesinde özetle; kurumlarda görev yapacak
coğrafi bilgi sistemi uzmanı ve uzman yardımcılarının istihdamlarına ilişkin hususların
kanunla düzenlenmesinin zorunlu olduğu, münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken
bir hususta CBK ile düzenleme yapılmasının mümkün olmadığı belirtilerek kuralın
Anayasa’nın 104. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
b. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
i. Kuralın Konu Bakımından Yetki Yönünden
İncelenmesi
37. Dava dilekçesinde konu bakımından
yetki yönünden kuralın Anayasa’nın 128. maddesine de aykırı olduğu ileri
sürülmüş ise de CBK’ya ilişkin konu bakımından yetki kuralları Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasında düzenlendiğinden bu husustaki inceleme anılan
fıkra kapsamında yapılacaktır.
38. Kural; bakanlıklar ile bağlı, ilgili ve ilişkili
kurum ve kuruluşların merkez teşkilatlarında bu CBK kapsamındaki görevleri
yürütmek üzere personel istihdam yapısına uygun olarak 657 sayılı Kanun’un ek
41. maddesine ya da 375 sayılı KHK’nın ek 23. maddesine göre coğrafi bilgi
sistemi uzmanı ve uzman yardımcısı istihdam edilebileceğini öngörmektedir.
39. Kamu kurum ve kuruluşlarının kadrolarının ihdası veya
iptali, başka bir deyişle kadro usulüne ilişkin düzenlemeler idarenin teşkilat
yapısı ile ilgili olup idarenin kuruluş ve görevlerinin belirlenmesinin bir
parçasını oluşturmaktadır (AYM, E.1965/32, K.1966/3, 4/2/1966; E. 2018/119, K.
2020/25, 11/6/2020, § 18; E.2020/8, K.2021/25, 31/3/2021, § 17).
40. Kural; bakanlıklar
ile bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşların merkez teşkilatlarında
coğrafi bilgi sistemi uzmanı ve uzman yardımcısı istihdamını öngörmektedir. Personel istihdamı da kadro ihdasının doğal
bir sonucu olduğundan idarenin teşkilat yapısı ile ilgili olup idarenin kuruluş
ve görevlerinin bir parçasını teşkil etmektedir. Bu yönüyle kural, Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci
fıkrasının birinci cümlesi kapsamında yürütme yetkisine ilişkin bir konuyu düzenlemektedir
(benzer yöndeki değerlendirme için bkz. AYM,
E.2018/123, K.2022/138, 9/11/2022, § 55).
41. Kural, Anayasa’nın CBK ile
düzenlenmesi yasaklanan İkinci Kısmı’nın Birinci ve İkinci Bölümlerinde yer
alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle Dördüncü Bölümü’nde yer alan
siyasi haklar ve ödevler ile ilgili herhangi bir düzenleme içermemektedir.
42. Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrasında
bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı
ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması yönünden CBK’larla düzenleme
yapılmasına açıkça izin verilmiştir.
43. Bu bağlamda Anayasa’nın CBK tarafından
düzenleneceğini özel olarak öngördüğü yukarıda belirtilen bakanlıkların
kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve
taşra teşkilatlarının kurulması ile düzenlenmesi kapsamında, bu konularla
sınırlı olmak üzere Anayasa’nın 106. maddesinin anılan hükmünde belirtilen
hususlarda CBK ile düzenleme yapılabilir.
44. Bu çerçevede,
kuralın Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrasında CBK ile düzenlenmesi
öngörülen bakanlıklar ile bağlı, ilgili ve
ilişkili kurum ve kuruluşların teşkilat yapısına ilişkin olduğu görülmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere CBK ile
ihdas edilen kadrolarda personel istihdam edilmesi ile teşkilat arasında yakın
bir ilişki olup istihdam hususu düzenlenmeden bir kurum ve kuruluşun
teşkilatlanmasından söz edilmesi zordur. Bu itibarla kuralın Anayasa’nın 106.
maddesinin on birinci fıkrasıyla bağlantılı olarak 104. maddesinin on yedinci
fıkrasının üçüncü cümlesine aykırı bir yönü de bulunmamaktadır (benzer yöndeki
değerlendirme için bkz. AYM, E.2018/123, K.2022/138, 9/11/2022, § 58).
45. Dava konusu CBK kuralının atıfta
bulunduğu 657 sayılı Kanun’un ek 41. ve 375 sayılı KHK’nın ek 23. maddelerinin
birinci fıkralarında anılan maddeler
uyarınca personel istihdam edilmesi ilgili kurumun teşkilatlanmasına ilişkin
CBK’da bu hususun öngörülmüş olması şartına bağlanmıştır. Diğer bir ifadeyle
657 sayılı Kanun’un ek 41. ve 375 sayılı KHK’nın ek 23. maddeleri kamu kurum ve
kuruluşlarında coğrafi bilgi sistemi uzmanı ve uzman yardımcısı istihdam edilmesine yönelik doğrudan bir düzenleme
öngörmemektedir. Bu itibarla kuralın kanunda açıkça düzenlenen bir konuya
ilişkin olmadığı anlaşılmaktadır.
46. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasına aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin
YILDIRIM, M. Emin KUZ, Yusuf Şevki HAKYEMEZ ile Kenan YAŞAR bu görüşe
katılmamışlardır.
ii. Kuralın İçerik Yönünden İncelenmesi
47. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden incelenmiştir.
48. Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti;
eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve
özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu
geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuki
güvenliği sağlayan, hukuk kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine
açık olan devlettir.
49. Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri
belirliliktir. Belirlilik ilkesi yalnızca yasal belirliliği değil daha geniş
anlamda hukuki belirliliği de ifade etmektedir. Hukuki belirlilik ilkesinde
asıl olan, bir hukuk normunun uygulanmasıyla ortaya çıkacak sonuçların o hukuk
düzeninde öngörülebilir olmasıdır. Yasal düzenlemeye dayanılarak erişilebilir,
bilinebilir ve öngörülebilir olması koşuluyla yargısal içtihatlar ile de hukuki
belirlilik sağlanabilir. Asıl olan, muhtemel muhataplarının mevcut şartlar
altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini öngörmelerini
mümkün kılacak bir normun varlığıdır.
50. Anayasa’nın 2. maddesi kapsamında hukuk devleti
ilkesinin unsurları arasında yer alan hukuki güvenlik ilkesi kişilerin
hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlarken belirlilik ilkesi ise kanunlar gibi
CBK’ların da hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve
kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını,
ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesini
ifade etmektedir.
51. Belirlilik ilkesi, düzenlenen
konudan yalnız kavram, ad ve kurum olarak söz edilmesini değil bunların CBK
metninde kurallaştırılmasını gerekli kılar. Kurallaştırma ise düzenlenen alanda
temel ilkelerin konulmasını ve çerçevenin çizilmiş olmasını ifade eder. Buna
karşılık söz konusu düzenlemelerin tamamının aynı CBK’da yapılması zorunlu
olmayıp incelenen CBK dışındaki CBK’lar ya da kanunlarla yapılmış olması da
belirlilik ilkesi açısından yeterli bulunmaktadır.
52. Dava konusu kuralla bakanlıklar ile bağlı, ilgili ve
ilişkili kurum ve kuruluşların merkez teşkilatlarında coğrafi bilgi sistemi
uzmanı ve uzman yardımcısı istihdamına
ilişkin usul ve esaslar hakkında 657 sayılı Kanun’un ek 41. ve 375 sayılı
KHK’nın ek 23. maddelerine atıf yapılmaktadır. Dolayısıyla dava konusu kuralda
düzenlemeye konu olan bu alanda hukuk devletinin temel unsurlarından biri olan
belirlilik ilkesinin gereği olarak kurallaştırmanın yapıldığından söz
edilebilmesi için kuralın atıfta bulunduğu Kanun ve KHK hükmünde anılan
personelin istihdamına ve bununla bağlantılı olarak hukuki statülerine ilişkin
temel ilkelerin hem kişiler hem de idare
yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net,
anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak
belirlenmiş olması gerekir.
53. Bu bağlamda gerek 657 sayılı Kanun’un ek 41.
maddesinde gerekse 375 sayılı KHK’nın ek 23. maddesinde, anılan maddeler
kapsamında personel istihdamına ilişkin usul ve esasların açık, net, anlaşılır,
uygulanabilir ve nesnel şekilde saptanmış olduğu görüldüğünden dava konusu kural
bu yönüyle bir belirsizlik içermemektedir.
54. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 2. maddesine aykırı değildir. İptal talebinin
reddi gerekir.
2. 11.
Maddenin (2) Numaralı Fıkrası
a. Anlam ve Kapsam
55. Kuralda coğrafi bilgi sistemi uzmanı ve uzman
yardımcılarının mali ve sosyal hak ve yardımlar ile diğer özlük hakları
bakımından 375 sayılı KHK’nın ek 30. maddesi uyarınca adalet uzmanı ve adalet
uzman yardımcısına denk olduğu hükme bağlanmıştır.
56. 375 sayılı KHK’nın ek 30. maddesinde CBK’lar ile
unvan itibarıyla ilk kez ihdas edilen kadro veya pozisyonların mali ve sosyal
hak ve yardımlar ile diğer özlük hakları bakımından mevzuatta yer alan kadro
veya pozisyonlardan hangisine karşılık geldiğinin CBK’larda gösterileceği ve
ihdas edilen kadro veya pozisyonlarda bulunanlara, karşılık gösterilen kadro
veya pozisyonda bulunan emsali personele mali ve sosyal hak ve yardımlar ile
diğer özlük hakları kapsamında yapılan ödemelerin aynı usul ve esaslar çerçevesinde
ödeneceği belirtilmiştir.
57. Buna göre CBK ile ilk kez ihdas edilen kadro veya
pozisyonların mali ve sosyal hak ve yardımlar ile diğer özlük hakları
bakımından hangi kadro veya pozisyonlara karşılık geldiği yine CBK ile
düzenlenecektir. Dava konusu kuralla bakanlıklar
ile bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşların merkez teşkilatlarında istihdam edilen coğrafi
bilgi sistemi uzmanı ve uzman yardımcılarının
adalet uzmanı ve adalet uzman yardımcılarına tanınan mali ve sosyal hak ve yardımları
ile diğer özlük haklarına sahip olması öngörülmüştür.
b. İptal Talebinin Gerekçesi
58. Dava dilekçesinde özetle; kamu görevlilerinin mali ve sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük
haklarının münhasıran kanunla düzenlenmesi gerektiği belirtilerek kuralın
Anayasa’nın 104. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
c. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
59. Dava dilekçesinde konu bakımından yetki yönünden
kuralın Anayasa’nın 128. maddesine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de
CBK’ya ilişkin konu bakımından yetki kuralları Anayasa’nın 104. maddesinin on
yedinci fıkrasında düzenlendiğinden bu husustaki inceleme anılan fıkra
kapsamında yapılacaktır.
60. Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
ikinci cümlesinde Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Birinci ve İkinci Bölümlerinde
yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile Dördüncü Bölümü’nde yer
alan siyasi haklar ve ödevlerin CBK’yla düzenlenemeyeceği, üçüncü cümlesinde
ise münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda CBK çıkarılamayacağı hüküm
altına alınmıştır.
61. Anayasa Mahkemesi; memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin mali ve sosyal haklarıyla ilgili hükümlerin mülkiyet hakkına
ilişkin düzenleme içerdiğine, özlük işlerinin de Anayasa’nın 128. maddesi
gereğince kanunla düzenlenmesi gerektiğine bu nedenle bu hususların Anayasa’nın
104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri uyarınca CBK
ile düzenlenemeyeceğine karar vermiştir (AYM, E.2018/123, K.2022/138,
9/11/2022, §§ 74-79). Dava konusu
kuralda da coğrafi bilgi sistemi uzmanı ve
uzman yardımcılarının mali ve sosyal haklarıyla diğer özlük işlerine ilişkin
düzenlemeye yer verildiğinden anılan karardan ayrılmayı gerektiren bir durum
bulunmamaktadır.
62. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın
104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümlelerine aykırıdır.
İptali gerekir.
Kural, Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
ikinci ve üçüncü cümlelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden kuralın ayrıca
konu bakımından yetki yönünden aynı fıkranın birinci ve dördüncü cümleleri
yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
Kural, konu bakımından yetki yönünden
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümlelerine
aykırı görülerek iptal edildiğinden içerik yönünden incelenmemiştir.
Ç. CBK’nın 12. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
1. Genel Açıklama
63. CBK’nın 8. ve 9. maddelerinde Türkiye Coğrafi Bilgi
Sistemi Kurulu (Kurul) ile Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemi Yürütme Kurulunun
(Yürütme Kurulu) kuruluş usul ve esasları düzenlenmiştir.
64. 8. maddede Kurulun oluşumu ile görev ve yetkilerine
ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Buna göre Kurul, Cumhurbaşkanı tarafından
görevlendirilen Cumhurbaşkanı yardımcısının başkanlığında Çevre, Şehircilik ve
İklim Değişikliği Bakanlığının, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının, Hazine
ve Maliye Bakanlığının, İçişleri Bakanlığının, Kültür ve Turizm Bakanlığının,
Milli Savunma Bakanlığının, Sağlık Bakanlığının, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının, Tarım ve Orman Bakanlığının, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının
ilgili bakan yardımcılarından, Dijital Dönüşüm Ofisinin ve Türkiye İstatistik
Kurumunun başkanlarından, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının ve Strateji
ve Bütçe Başkanlığının ilgili başkan yardımcılarından oluşmaktadır.
65. Kurulun başlıca görevleri arasında CBK kapsamındaki
ulusal hedefleri belirlemek ve ülke çapında uygulanmasını sağlamak, Yürütme
Kurulu tarafından teklif edilen Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi ve
Ulusal Coğrafi Veri Paylaşım Matrisi’ni onaylamak, sorumlu kurum ve kuruluşlar
arasında koordinasyonu sağlamak ve Yürütme Kurulu tarafından teklif edilen
coğrafi veri temalarını onaylamak yer almaktadır.
66. 9. maddede de Yürütme Kurulunun oluşumu ile görevleri
düzenlenmiştir. Buna göre Yürütme Kurulu; coğrafi bilgi sistemleri genel
müdürünün başkanlığında harita genel müdürü, tapu ve kadastro genel müdürü ve
yerel yönetimler genel müdürü doğal üye olmak üzere gündem maddesine göre
Başkan tarafından üye olarak çağrılacak Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk
Matrisi’ndeki sorumlu kurumların genel müdür ve dengi yöneticilerinden
oluşmaktadır. Maddenin (6) numaralı fıkrasının (ç) bendinde coğrafi veri
temalarını güncellemek ve yeni coğrafi veri temalarını tespit ederek Kurulun
onayına sunmak Yürütme Kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
2. İptal Talebinin Gerekçesi
67. Dava dilekçesinde özetle; coğrafi veri temalarının
bir konuya ilişkin konum bilgilerini ifade ettiği, CBK’ya ekli (1) sayılı
listede coğrafi bilgi sistemine dâhil edilecek coğrafi veri temalarının
sayıldığı, bu listede yer alan temalardan bazılarının doğrudan kişilerin konum
bilgileri ile ilgili olup kişisel veri niteliğinde olduğu, listede yer alan
bazı temaların da kişilerle ilişkilendirilmesi hâlinde kişisel veri niteliği
taşıyacağı, kuralla Yürütme Kuruluna coğrafi veri teması listesini değiştirme
ve güncelleme yetkisi verildiği ancak bu konuda kişisel verilerin veri teması
olarak belirlenmesini engelleyecek ya da doğrudan kişisel veri niteliğinde
olmasa da bazı konum bilgilerinin kişilerle ilişkilendirilmesini engelleyecek
herhangi bir hüküm öngörülmediği, Anayasa’da temel haklar arasında yer alan
kişisel verilerin korunması alanında CBK ile düzenleme yapılamayacağı
belirtilerek kuralın Anayasa’nın 20. ve 104. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
68. Dava dilekçesinde konu bakımından yetki yönünden
kuralın Anayasa’nın 20. maddesine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de CBK’ya
ilişkin konu bakımından yetki kuralları Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci
fıkrasında düzenlendiğinden bu husustaki inceleme anılan fıkra kapsamında
yapılacaktır.
69. Kural, CBK’ya ekli (1) sayılı listede gösterilen
coğrafi veri temalarının güncellenmesi ve yeni coğrafi veri temalarının
tanımlanması gerektiğinde, yeni listenin Yürütme Kurulu tarafından Kurula
sunulmasını öngörmektedir.
70. Anayasa’nın 123. maddesinin
birinci fıkrasında “İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla
düzenlenir.” denilmiştir. Anayasa’nın
anılan maddesinde düzenlenen idarenin kanuniliği
ilkesi idare ve organları ile onların görev ve yetkilerinin kanunla
düzenlenmesini gerekli kılar (AYM, E.2013/114, K.2014/184, 4/12/2014, §
136; E.2012/102, K.2012/207, 27/12/2012). Ancak daha önce de ifade edildiği
gibi Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrasında bakanlıkların kurulması,
kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra
teşkilatlarının kurulması yönünden CBK’larla düzenleme yapılmasına açıkça izin
verilmiştir. Ayrıca Anayasa’nın 123. maddesinin üçüncü fıkrasında da kanunun
yanı sıra Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle de kamu tüzel kişiliği kurulabileceği
hüküm altına alınmıştır.
71. CBK’da Kurul ve
Yürütme Kurulunun kuruluş usul ve esasları düzenlenmiş olup bu kapsamda kamu
tüzel kişiliğine sahip olduklarına dair bir hükme yer verilmemiştir. Diğer
yandan gerek 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan (1)
numaralı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde
gerekse 15/7/2018 tarihli ve 30479 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan (4) numaralı
Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve
Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde söz konusu
kurulların Cumhurbaşkanlığının ya da bir bakanlığın hizmet birimi veya bağlı,
ilgili ya da ilişkili kurum ve kuruluşları arasında düzenlenmediği
görülmektedir.
72. Bu durumda görevleri ve üye
yapıları dikkate alındığında Kurul ve Yürütme Kurulunun merkezî idare içinde
yer alan, kamu tüzel kişiliği bulunmayan ve Cumhurbaşkanlığı veya herhangi bir
bakanlık teşkilatına dâhil olmayan kendine özgü birer idari birim oldukları
anlaşılmaktadır.
73. Anayasa Mahkemesinin 22/1/2020 tarihli ve E.2018/125 ve
K.2020/4 sayılı kararında ifade edildiği
üzere kamu tüzel kişiliği bulunmayan, herhangi bir bakanlığın merkez veya taşra
teşkilatına da dâhil olmayan idari bir birimin görev ve yetkilerinin CBK’yla
düzenlenmesi mümkün değildir. Ayrıca söz
konusu görev ve yetkiler Anayasa’da CBK ile düzenleneceği özel olarak öngörülen
diğer konulardan da değildir. Dolayısıyla kamu tüzel kişiliği bulunmayan ve
Cumhurbaşkanlığı veya herhangi bir bakanlık teşkilatına da dâhil olmayan Kurul
ve Yürütme Kurulunun görev ve yetkileri Anayasa’da CBK ile düzenleneceği özel
olarak öngörülen konulardan değildir (aynı yöndeki değerlendirme için bkz. AYM,
E.2021/88, K.2021/105, 30/12/2021, § 21; E.2020/94, K.2022/61, 1/6/2022, § 21).
74. Bu durumda CBK’ya ekli (1)
sayılı listede gösterilen coğrafi veri temalarının güncellenmesi ve yeni
coğrafi veri temalarının tanımlanması gerektiğinde yeni listenin Yürütme Kurulu
tarafından Kurula sunulması adı geçen idari birimlerin görev ve yetkisine ilişkin bir husus olduğundan Anayasa’nın 123.
maddesi uyarınca münhasıran kanunla düzenlenmesi gerekmektedir. Bu itibarla
kuralda Anayasa’nın 123. maddesi bağlamında 104. maddesinin on yedinci
fıkrasının üçüncü cümlesine aykırı şekilde düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır.
75. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesine aykırıdır.
İptali gerekir.
Muammer TOPAL,
Rıdvan GÜLEÇ, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI ile Muhterem İNCE bu görüşe
katılmamışlardır.
Kural, Anayasa’nın 104. maddesinin
on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesine aykırı görülerek iptal edildiğinden
ayrıca aynı fıkranın birinci, ikinci ve dördüncü cümleleri yönünden incelenmemiştir.
Kural, konu bakımından yetki
yönünden Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesine
aykırı görülerek iptal edildiğinden içerik yönünden incelenmemiştir.
D. CBK’nın 14. Maddesinin (4) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
1. 14.
Maddenin (4) Numaralı Fıkrasının “…Bakanlıkça gerek görülmesi halinde
güvenlik soruşturmasının ve/veya arşiv araştırmasının tamamlanması ve…”
Bölümü
a. Anlam ve Kapsam
76. CBK’nın 14. maddesinin (4) numaralı fıkrasında gerçek ve tüzel kişilerin Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk
Matrisi kapsamındaki coğrafi verileri toplaması, üretmesi, paylaşması veya
satmasının Bakanlıkça (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı) gerek
görülmesi hâlinde güvenlik soruşturmasının ve/veya arşiv araştırmasının tamamlanması
ve ticari faaliyetleri gerçekleştirmek için gerekli belgelere sahip olmaları
şartıyla Bakanlık iznine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
77. Söz konusu fıkranın “…Bakanlıkça gerek görülmesi
halinde güvenlik soruşturmasının ve/veya arşiv araştırmasının tamamlanması ve…”
bölümü dava konusu kuralı oluşturmakta olup buna göre kural Bakanlıkça gerek
görülmesi hâlinde güvenlik soruşturmasının ve/veya arşiv araştırmasının
tamamlanmasını anılan iznin verilmesi için
aranan şartlardan biri olarak düzenlemektedir.
78. Bu kapsamda kuralla gerçek ve tüzel kişilerin Ulusal
Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi kapsamındaki coğrafi verileri toplaması,
üretmesi, paylaşması veya satmasına yönelik olarak Bakanlık tarafından
verilecek izinler bakımından güvenlik soruşturmasının ve/veya arşiv
araştırmasının tamamlanmış olması Bakanlığın takdirine bırakılmıştır.
b. İptal Talebinin Gerekçesi
79. Dava dilekçesinde özetle; kuralda gerçek ve tüzel
kişilerin coğrafi verileri toplaması, üretmesi, paylaşması veya satmasının
Bakanlıkça gerek görülmesi hâlinde güvenlik soruşturmasının ve/veya arşiv
araştırmasının tamamlanması ve ticari faaliyetleri gerçekleştirmek için gerekli
belgelere sahip olması şartı ile Bakanlık iznine tabi olduğunun düzenlendiği,
güvenlik soruşturmasının hangi esaslara göre yapılacağına ilişkin herhangi bir
düzenlemeye yer verilmediği gibi kişisel verilerin toplanması, saklanması,
işlenmesi konularına ilişkin de güvence getirilmediği, hassas pek çok verinin
hiçbir önlem olmaksızın ticaret konusu hâline getirilmesinin kamu yararı
gereklerine ve hukuk devleti ilkesine aykırılık oluşturduğu, Bakanlığa güvenlik
soruşturması ve arşiv araştırması hususunda tanınan takdir yetkisinin eşitlik
ilkesine aykırı olduğu ve kişilerin teşebbüs özgürlüğüne de sınırlama getirildiği
belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 10., 13., 20., 48. ve 104. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
c. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
i. Kuralda Yer Alan “…Bakanlıkça gerek görülmesi
halinde güvenlik soruşturmasının ve/veya arşiv araştırmasının tamamlanması…” İbaresi
80. Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
ikinci cümlesinde Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Birinci ve İkinci Bölümlerinde
yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle Dördüncü Bölümü’nde yer alan
siyasi haklar ve ödevlerin CBK ile düzenlenemeyeceği belirtilmiştir.
81. Kişisel verilerin korunması hakkı
Anayasa’nın 20. maddesi kapsamında anayasal güvenceye bağlanmıştır. Anılan
maddenin üçüncü fıkrasında herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerin
korunmasını isteme hakkına sahip olduğu ifade edilmiş; kişisel verilerin ancak
kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebileceği, kişisel
verilerin korunmasına ilişkin esas ve usullerin kanunla düzenleneceği
belirtilmiştir. Buna göre Anayasa’nın anılan maddesinde düzenlenen ve “Kişinin
Hakları ve Ödevleri” başlıklı İkinci Bölümü’nde yer alan kişisel verilerin
korunması hakkına ilişkin olarak CBK ile düzenleme yapılması mümkün değildir.
82. Dava konusu kural, gerçek ve tüzel kişilerin Ulusal
Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi kapsamındaki coğrafi verileri toplaması,
üretmesi, paylaşması veya satmasına izin verilmesinde güvenlik soruşturması ve
arşiv araştırması yapılmasını mümkün kılmaktadır.
83. Anayasa Mahkemesince görevli birimler tarafından
güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında kişilerin kişisel veri
niteliğindeki bilgilerinin istenmesi ve alınmasının kişisel verilerin
korunmasını isteme hakkı kapsamında olduğu kabul edilmektedir (bkz. AYM,
E.2018/163, K.2020/13, 19/02/2020, § 12; E.2018/73, K.2019/65, 24/7/2019, §§
171, 172; Fatih Saraman [GK], B. No: 2014/7256, §§ 89, 90; Turgut
Duman, B. No: 2014/15365, § 88).
84. Dolayısıyla kural kapsamında yaptırılmasına imkân
tanınan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yoluyla kişilerin kişisel
verilerinin de elde edilebileceği görülmektedir.
85. Bu itibarla kural, kişisel verilere ilişkin bir
düzenleme niteliğinde olup CBK ile düzenlenemeyecek yasak alan içinde
kalmaktadır.
86. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
ikinci cümlesine aykırı görülerek iptal edildiğinden kuralın ayrıca konu
bakımından yetki yönünden aynı fıkranın birinci, üçüncü ve dördüncü cümleleri
yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
Kural, konu bakımından yetki yönünden Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırı görülerek iptal
edildiğinden içerik yönünden incelenmemiştir.
ii. Kuralda
Yer Alan “…ve…” İbaresi
87. CBK’nın 14. maddesinin (4) numaralı fıkrasının “…Bakanlıkça
gerek görülmesi halinde güvenlik soruşturmasının ve/veya arşiv araştırmasının
tamamlanması…” bölümünün iptali nedeniyle
anılan fıkranın bu bölümünden sonra gelen “…ve…” ibaresinin uygulanma imkânı
kalmamıştır. Bu nedenle söz konusu ibare 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin
(4) numaralı fıkrası kapsamında değerlendirilmiş ve bu ibare yönünden
Anayasa’ya uygunluk denetiminin yapılmasına gerek görülmemiştir.
2. 14.
Maddenin (4) Numaralı Fıkrasının Kalan Kısmının İncelenmesi
88. Kural, gerçek ve tüzel kişilerin Ulusal Coğrafi Veri
Sorumluluk Matrisi kapsamındaki coğrafi verileri toplaması, üretmesi,
paylaşması veya satmasını ticari faaliyetleri gerçekleştirmek için gerekli
belgelere sahip olması şartı ile Bakanlığın iznine tabi kılmaktadır.
89. Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
altıncı cümlesi “Türkiye Büyük
Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi hükümsüz hale gelir.”
şeklindedir.
90. Dava konusu kuraldan sonra yürürlüğe giren 7221
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde “Gerçek
kişilerin ve özel hukuk tüzel kişilerinin Türkiye’ye ait Ulusal Coğrafi Veri
Sorumluluk Matrisi kapsamındaki coğrafi verileri toplaması, üretmesi,
paylaşması veya satması; fikrî, sınai ve ticari haklara ilişkin mevzuat
hükümleri ile Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve özel kanunlardaki hükümler
saklı kalmak kaydıyla ve ticari faaliyetleri gerçekleştirmek için gerekli
belgelere sahip olması şartı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığının iznine tabidir.” hükmüne yer verilmiştir.
91. Dava konusu CBK kuralından sonra ihdas edilen anılan
Kanun hükmünün kuralla aynı konuyu düzenlediği görülmektedir. Bu itibarla
kuralın aynı konuda kanun çıkarılması nedeniyle Anayasa’nın 104. maddesinin on
yedinci fıkrasının altıncı cümlesi uyarınca hükümsüz hâle geldiği
anlaşılmıştır.
92. Açıklanan nedenle hükümsüz hâle gelen dava konusu
kurala ilişkin iptal talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar
vermek gerekir.
E. CBK’nın 18. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesi ile (2) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
1. 18. Maddenin (1) Numaralı Fıkrasının Birinci Cümlesi
a.
İptal Talebinin Gerekçesi
93. Dava dilekçesinde özetle; kamu kurum ve
kuruluşlarının bütçe ve ödeneklerinin münhasıran bütçe kanunuyla
düzenlenebileceği, CBK ile bütçeye ilişkin düzenleme yapılmasının normlar
hiyerarşisine aykırı olduğu, yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesiyle
bağdaşmadığı, kamu kurumlarının bütçesi ilgili yıl bütçe kanunu ile
düzenleneceğinden kanunda açıkça düzenlenen hususta CBK’yla düzenleme
yapılamayacağı belirtilerek kuralın Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 7., 104. ve
128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
b.
Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
94. Dava dilekçesinde konu bakımından yetki yönünden
kuralın Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 7. ve 128. maddelerine de aykırı olduğu
ileri sürülmüş ise de CBK’ya ilişkin konu bakımından yetki kuralları
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasında düzenlendiğinden bu husustaki
inceleme anılan fıkra kapsamında yapılacaktır.
95. Dava konusu kuralla Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk
Matrisi’nde yer alan coğrafi verilerin üretimi ve paylaşımı amacıyla kamu kurum
ve kuruluşları tarafından ihtiyaç duyulan proje ödeneklerinin ilgili kamu kurum
ve kuruluşunun bütçesine konulacağı öngörülmektedir.
96. Kamu kurum ve kuruluşlarının görevlerini yerine
getirirken kullanacakları ödeneklere ilişkin düzenlemeler 10/12/2003 tarihli ve
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda yapılmıştır. Bu kapsamda
Kanun’un 13. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde kamu idarelerine
bütçeyle verilen harcama yetkisinin kanunlarla veya CBK’larla düzenlenen görev
ve hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla kullanılacağı, (m) bendinde kamu
idarelerinin tüm gelir ve giderlerinin bütçelerinde gösterileceği, (n) bendinde
kamu hizmetlerinin bütçelere konulacak ödeneklerle, mevzuatla belirlenmiş
yöntem, ilke ve amaçlara uygun olarak gerçekleştirileceği, (o) bendinde
bütçelerde ödeneklerin belirli amaçları gerçekleştirmek üzere tahsis edileceği
hüküm altına alınmıştır. Kanun’un “Merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması”
başlıklı 17. maddesinin ikinci fıkrasında da kamu idarelerinin merkez ve merkez
dışı birimlerinin ödenek taleplerini dikkate alarak gider tekliflerini
hazırlayacakları öngörülmüştür.
97. Kanun’un anılan hükümlerinden kamu kurum ve
kuruluşlarının görev alanlarındaki hizmetleri yerine getirmek için ihtiyaç
duydukları ödeneği talep edebilecekleri ve bu ödeneğin ilgili kamu kurum ve
kuruluşunun bütçesine konulabileceği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dava konusu
CBK kuralı olmasaydı dahi coğrafi verilerin üretimi ve paylaşımı amacıyla kamu
kurum ve kuruluşları tarafından ihtiyaç duyulan proje ödeneklerinin bu kurum ve
kuruluşların bütçesine konulmasına ilişkin olarak anılan Kanun hükümlerinin
uygulanacağı açıktır.
98. Bu çerçevede dava konusu CBK kuralının kanunun açıkça
düzenlediği bir konuya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
99. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasının dördüncü cümlesine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
dördüncü cümlesine aykırı görülerek iptal edildiğinden kuralın ayrıca konu
bakımından yetki yönünden aynı fıkranın birinci, ikinci ve üçüncü cümleleri
yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
Kural, konu bakımından yetki yönünden Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasının dördüncü cümlesine aykırı görülerek iptal
edildiğinden içerik yönünden incelenmemiştir.
2. 18. Maddenin (2) Numaralı Fıkrası
a.
İptal Talebinin Gerekçesi
100. Dava dilekçesinde özetle; Coğrafi Bilgi Sistemleri
Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan çalışma heyetlerinde görev alan kişilere
huzur hakkı adı altında yapılacak ödemelerin kamu görevlilerinin özlük
haklarına ilişkin olduğundan münhasıran kanunla düzenlenmesi gerektiği
belirtilerek kuralın Anayasa’nın 104. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
b.
Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
101. Dava dilekçesinde konu bakımından yetki yönünden
kuralın Anayasa’nın 128. maddesine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de
CBK’ya ilişkin konu bakımından yetki kuralları Anayasa’nın 104. maddesinin on
yedinci fıkrasında düzenlendiğinden bu husustaki inceleme anılan fıkra
kapsamında yapılacaktır.
102. CBK’nın 18. maddesinin dava konusu (2) numaralı
fıkrasında çalışma heyetlerinde görevlendirilen üyelere 375 sayılı KHK’nın ek
29. maddesine göre ayda dörtten fazla olmamak üzere her bir toplantı için
uhdesinde kamu görevi bulunanlara (1000) gösterge rakamının, uhdesinde kamu
görevi bulunmayanlara ise (2000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile
çarpımı sonucunda bulunacak miktarda huzur hakkının ödeneceği öngörülmektedir.
103. Anılan KHK’nın ek 29. maddesinde bakanlıklar
ile kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmasına ilişkin CBK’larında
öngörülmesi ve gösterge rakamı belirlenmesi kaydıyla, yönetim kurulu, denetim
kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ve komisyon, heyet, komite
ile benzeri organlarda görev alanlara, ayda dörtten fazla olmamak üzere her bir
toplantı için (1000) ila (3000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile
çarpımı sonucunda bulunacak miktarda, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye
tâbi tutulmaksızın huzur hakkı ödeneceği ve gösterge rakamlarının
Cumhurbaşkanı’nca üç katına kadar artırılabileceği düzenlenmiştir.
104. Anılan düzenlemenin belirli bir kurum bakımından uygulanabilmesi
bu hususun ilgili CBK’da öngörülmesi ve gösterge rakamı belirlenmesi şartına
bağlanmıştır. Söz konusu hüküm uyarınca ödenecek huzur hakkının belirlenmesinde
(1000) ila (3000) gösterge rakamları esas alınabilecek olup Cumhurbaşkanı’na da
bu rakamları üç katına kadar artırma yetkisi tanınmaktadır. Buna karşılık söz
konusu hüküm doğrudan çalışma heyetlerinde görevlendirilen üyelere ödenecek
huzur hakkının hesaplanmasında esas alınacak gösterge rakamına ilişkin herhangi
bir düzenleme içermemektedir. Dolayısıyla dava konusu CBK kuralı olmasaydı
yalnızca KHK’nın ek 29. maddesi hükmünden hareketle çalışma heyetlerinde
görevlendirilen üyelere huzur hakkı ödenmesinin söz konusu olamayacağı açıktır.
105. CBK’nın 11. maddesinin (2) numaralı fıkrasının mali
ve sosyal hak ve yardımlar kısmının Anayasa’ya
uygunluk denetimi bölümünde belirtilen gerekçeler dava konusu kural yönünden de
geçerlidir.
106. Dava konusu kural uyarınca yapılacak ödemeler söz
konusu kişilere ekonomik menfaat temin etmeyi içerdiğinden “mülkiyet hakkı”
kapsamındadır. Bu nedenle kural, Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın İkinci Bölümü’nde
yer alan mülkiyet hakkına ilişkin bir düzenleme içerdiğinden Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca CBK ile
düzenlenemeyecek yasak alan içinde kalmaktadır.
107. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın
104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırıdır. İptali
gerekir.
Kural, Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının
ikinci cümlesine aykırı görülerek iptal edildiğinden kuralın ayrıca konu
bakımından yetki yönünden aynı fıkranın birinci, üçüncü ve dördüncü cümleleri
yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
Kural, konu bakımından yetki yönünden
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırı
görülerek iptal edildiğinden içerik yönünden incelenmemiştir.
IV. İPTALİN DİĞER KURALLARA ETKİSİ
108. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı
fıkrasında kanunun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin veya Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğü’nün belirli kurallarının iptali, diğer kurallarının veya
tümünün uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa bunların da Anayasa Mahkemesince
iptaline karar verilebileceği öngörülmektedir.
109. (49) numaralı CBK’nın 14. maddesinin (4) numaralı
fıkrasında yer alan “…Bakanlıkça gerek görülmesi halinde güvenlik
soruşturmasının ve/veya arşiv araştırmasının tamamlanması…” ibaresinin iptali nedeniyle
uygulanma imkânı kalmayan ve anılan ibareden sonra gelen “…ve…”
ibaresinin 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince
iptali gerekir.
V. İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
110. Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü
fıkrasında “Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede
yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi
iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih,
kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.”
denilmekte, 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu
kural tekrarlanarak Anayasa Mahkemesinin gerekli gördüğü hâllerde Resmî
Gazete’de yayımlandığı günden başlayarak iptal kararının yürürlüğe gireceği
tarihi bir yılı geçmemek üzere ayrıca kararlaştırabileceği belirtilmektedir.
111. (49) numaralı CBK’nın 11. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının, 12. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ve 18. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek nitelikte
görüldüğünden Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından gerekli düzenlemelerin yapılması için Anayasa’nın
153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3)
numaralı fıkrası gereğince iptal hükümlerinin kararın Resmî Gazete’de
yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
VI. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
112. Dava dilekçesinde özetle, dava
konusu kuralların uygulanmaları hâlinde
telafisi güç veya imkânsız zararların doğabileceği belirtilerek yürürlüklerinin
durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
6/11/2019 tarihli ve
(49) numaralı Coğrafi Bilgi Sistemleri Hakkında Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi’nin;
A. 1.Tümüne,
2. 11. maddesinin (1) numaralı fıkrasına,
yönelik iptal talepleri 30/11/2022 tarihli ve E.2020/4,
K.2022/147 sayılı kararla reddedildiğinden, CBK’nın tümüne ve anılan fıkrasına
ilişkin yürürlüğün durdurulması taleplerinin REDDİNE,
B. 1. 14. maddesinin (4) numaralı fıkrasının “...Bakanlıkça gerek
görülmesi halinde güvenlik soruşturmasının ve/veya arşiv araştırmasının
tamamlanması ve...” bölümüne,
2. 18. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci
cümlesine,
yönelik yürürlüğün durdurulması taleplerinin, koşulları
oluşmadığından REDDİNE,
C. 1. 11.
maddesinin (2)
numaralı fıkrasına,
2. 12. maddesinin (2) numaralı fıkrasına,
3. 18. maddesinin (2) numaralı fıkrasına,
yönelik iptal hükümlerinin yürürlüğe girmesinin
ertelenmesi nedeniyle bu fıkralara ilişkin yürürlüğün durdurulması taleplerinin
REDDİNE,
Ç. 14. maddesinin (4) numaralı fıkrasının “Gerçek ve tüzel kişilerin Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk
Matrisi kapsamındaki coğrafi verileri toplaması, üretmesi, paylaşması veya
satması; ... ticari faaliyetleri gerçekleştirmek için gerekli belgelere sahip
olması şartı ile Bakanlık iznine tabidir.” bölümü
hakkında 30/11/2022 tarihli ve E.2020/4, K.2022/147 sayılı kararla karar
verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden bu bölüme ilişkin yürürlüğün
durdurulması talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
30/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VII. HÜKÜM
6/11/2019 tarihli ve
(49) numaralı Coğrafi Bilgi Sistemleri Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin;
A. Tümünün Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
B. 1. 11.
maddesinin;
a. (1)
numaralı fıkrasının;
i. Konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin
YILDIRIM, M. Emin KUZ, Yusuf Şevki HAKYEMEZ ile Kenan YAŞAR’ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
ii. İçeriği
itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
b. (2)
numaralı fıkrasının konu bakımından
yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un
66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMÎ GAZETE’DE
YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
C. 12. maddesinin (2) numaralı fıkrasının konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna
ve İPTALİNE, Muammer TOPAL, Rıdvan GÜLEÇ, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI ile
Muhterem İNCE’nin karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA, iptal
hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı
Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMÎ GAZETE’DE
YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
Ç. 14. maddesinin;
1. (4)
numaralı fıkrasında yer alan “...Bakanlıkça gerek görülmesi halinde güvenlik
soruşturmasının ve/veya arşiv araştırmasının tamamlanması...” ibaresinin konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. (4) numaralı fıkrasında yer alan “...Bakanlıkça
gerek görülmesi halinde güvenlik soruşturmasının ve/veya arşiv araştırmasının
tamamlanması...” ibaresinden sonra
gelen “...ve...” ibaresinin 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE
OYBİRLİĞİYLE,
3. (4) numaralı
fıkrasının kalan kısmına ilişkin
iptal talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA OYBİRLİĞİYLE,
D. 18. maddesinin;
1. (1)
numaralı fıkrasının birinci cümlesinin konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna
ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. (2)
numaralı fıkrasının konu bakımından yetki
yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı
Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMÎ GAZETE’DE
YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
30/11/2022 tarihinde karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Başkanvekili
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Üye
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Üye
Selahaddin MENTEŞ
|
Üye
Basri BAĞCI
|
Üye
İrfan FİDAN
|
Üye
Kenan YAŞAR
|
Üye
Muhterem İNCE
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. Mahkememiz
çoğunluğu (49) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin (CBK) 11. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına karar vermiştir.
2. Dava konusu kural,
bakanlıklar ile bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşların merkez
teşkilatlarında 657 sayılı Kanun’un ek 41. maddesine ya da 375 sayılı KHK’nın
ek 23. maddesine göre coğrafi bilgi sistemi uzmanı ve uzman yardımcısı istihdam
edilebileceğini öngörmektedir. Kuralın atıf yaptığı Kanun ve KHK maddelerinde
kamu kurum ve kuruluşlarında uzman ve uzman yardımcılarının mesleğe alınmaları,
sınavları, nitelikleri ve yetiştirilmeleri gibi istihdam esaslarını belirlemeye
yönelik hükümlere yer verilmiştir.
3. Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesinde Anayasa’nın ikinci
kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve
ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevlerin CBK’yla
düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Kamu hizmetine girmek için öngörülen şartlar
ve aranan nitelikler, Anayasa’nın 70. maddesinde güvence alınan kamu hizmetine
girme hakkına ilişkin hususlardır.
4. Bu bağlamda kamu
kurum ve kuruluşlarında uzman yardımcısı olarak istihdam edileceklere yönelik
olarak kamu hizmetine girmek için gerekli olan şartları ve nitelikleri atıf
yoluyla belirleyen dava konusu kuralın yasak alanda düzenleme yaptığı
anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kuralın uzman yardımcılarına yönelik kısmı
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırıdır.
5. Diğer yandan
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesi uyarınca
Anayasa’da münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda CBK çıkarılamaz.
Dava konusu kural, atıf yoluyla, aynı zamanda coğrafi bilgi sistemi uzmanlığına
atanmak için gerekli şartları ve nitelikleri de düzenlemektedir. Oysa
Anayasa’nın 128. maddesi uyarınca kamu görevlilerinin nitelikleri ve atanmaları
kanunla düzenlenmelidir. Bu nedenle uzmanların atanmaları için öngörülen
şartlar ve aranan niteliklerin münhasıran kanunla düzenlenmesi gerektiğinden,
iptali istenen CBK kuralı Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü
cümlesine aykırıdır (aynı yönde bkz. AYM, E.2018/123, K.2022/138, 09/11/2022, §
13-19).
6. Açıklanan
gerekçelerle dava konusu kuralın konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya
aykırı olduğunu düşündüğümden çoğunluğun red yönündeki kararına katılmıyorum.
KARŞIOY GEREKÇESİ
Kararnamenin 11. maddesinin 1 numaralı Fıkrası ile kurumda coğrafi bilgi sistemi uzmanı ve uzman
yardımcısı istihdamı düzenlenmektedir. Benzer konuları düzenleyen CBK’lardaki
kurallara ilişkin olarak Mahkememizin 2020/29 Esas; 2020/54 E.; 2020/7 E.
sayılı kararlarına yazdığım karşıoy gerekçelerim bu kural yönünden de
geçerlidir. Bu nedenle yasak alanda düzenleme yapılması dolayısıyla incelenen
kuralın konu bakımından Anayasanın 104. maddesinin 17. fıkrasının 3. cümlesine
aykırı olduğu için iptal edilmesi gerektiği görüşündeyim.
|
|
|
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. Dava konusu
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 11. maddesinin (1) numaralı fıkrası Coğrafi
Bilgi Sistemi Uzmanı ve Coğrafi Bilgi Sistemi Uzman Yardımcısı istihdam
edilmesini düzenlemektedir.
2. Anayasa’nın 128.
maddesinde memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri ve atanmalarının
kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre Coğrafi Bilgi Sistemi
Uzmanı olarak atanmak için aranan niteliklere ilişkin düzenlemelerin de
münhasıran kanunla düzenlenmesi gerekli olduğundan dava konusu kural konu
yönünden Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesine
aykırılık oluşturmaktadır.
3. Dava konusu kural
Coğrafi Bilgi Sistemi Uzman Yardımcısı kamu hizmetine giriş şartlarını ilk kez
ve ilk elden düzenlemektedir. Anayasamızın 70. maddesinde güvenceye bağlanan
kamu hizmetine girme hakkı Anayasa’nın siyasi haklar ve ödevler başlıklı
dördüncü bölümünde yer almaktadır. Dolayısıyla, kamu hizmetine girme hakkını
düzenleyen kural konu bakımından Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci
fıkrasının ikinci cümlesiyle uyumlu değildir.
Karşı Oy
Çoğunluk tarafından 49 sayılı Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinin 12. maddesinin ikinci fıkrasında Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemi
Yürütme Kurulu’na ilişkin bir yetki düzenlemesinin, söz konusu kurulun kanunla
kurulmamış olduğundan bahisle iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin norm denetimine ilişkin 01/06/2022
günlü; 2021/85 esas, 2022/60 karar sayılı dosyasında yer alan muhalefet
şerhindeki görüşler çerçevesinde, söz konusu kurulun farklı bakanlıklar ve
birimlerin iştiraki ile oluşturulan müşterek çalışma grubu vasfından öteye
geçmediğini değerlendirdiğimizden ekseriyet görüşüne iştirak edilmemiştir.
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Selahaddin MENTEŞ
|
Üye
Basri BAĞCI
|
Üye
Muhterem İNCE
|
|
|
|
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
(49) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin (CBK) 11.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının Anayasaya aykırı olmadığına ve iptal
talebinin reddine karar verilmiştir.
Red kararının gerekçesinde; kamu kurum ve kuruluşlarında
personel istihdamı konusundaki düzenlemelerin idarenin teşkilât yapısına ve
dolayısıyla yürütme yetkisine ilişkin olduğu, Anayasada CBK ile düzenlenmesi
yasaklanan haklar ve ödevler ile ilgisinin bulunmadığı, Anayasanın 106.
maddesinin son fıkrası ile bağlantılı olarak 104. maddenin onyedinci fıkrasının
üçüncü cümlesine aykırı bir yönü olmadığı gibi daha önce kanunlarda da açıkça
düzenlenmediği, bu nedenlerle konu yönünden Anayasanın 104. maddesine aykırı
olmadığı belirtilmiştir.
CBK’nın 11. maddesinin (1) numaralı fıkrasında,
bakanlıklar ile bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarının merkez teşkilâtlarında
657 sayılı Kanunun ek 41. maddesine göre Coğrafi Bilgi Sistemi Uzmanı ve Uzman
Yardımcısı istihdam edilebilmesi öngörülmüştür.
Çoğunluğun, personel istihdamının idarenin kuruluş ve
görevlerinin bir parçasını teşkil ettiği ve Anayasanın 106. maddesinin son
fıkrasında bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri ile
teşkilât yapısı konularında olduğu gibi personel istihdamı konusundaki
düzenlemelerin de CBK ile yapılmasına imkân tanındığı, bakanlıkların bağlı,
ilgili ve ilişkili kuruluşlarının da bu kapsamda olduğu yönündeki görüşüne;
anılan fıkrada CBK ile bakanlıkların sadece sayılan hususlar bakımından
düzenlenmesine imkân tanınması, 106. maddenin son fıkrasında CBK ile
düzenleneceği belirtilen konular arasında personelle ilgili hususların yer
almaması ve bakanlıkların merkez ve taşra teşkilâtı kapsamında olmadıkları,
bakanlık hizmet birimleri arasında da bulunmadıkları tartışmasız olan bağlı,
ilgili ve ilişkili kuruluşların da anılan fıkradaki “bakanlık” kavramı
kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmaması (geniş açıklama için bkz.
12/6/2020 tarihli ve E.2019/105, K.2020/30 sayılı; 30/12/2020 tarihli ve
E.2019/71, K.2020/82 sayılı kararlara ilişkin karşıoy gerekçelerim) sebebiyle,
bu hususların Anayasanın 123. ve 128. maddeleri uyarınca kanunla düzenlenmesi
gerektiğinden katılmak mümkün değildir (ayrıntılı açıklama için bkz. 11/6/2020
tarihli ve E.2018/119, K.2020/25 sayılı; 30/12/2021 tarihli ve E.2021/91,
K.2021/106 sayılı kararlara ilişkin karşıoy gerekçelerim).
Başka bir deyişle, bakanlıklar ile bunların bağlı, ilgili
ve ilişkili kuruluşlarında personel istihdamına ilişkin hususların Anayasanın
123. ve 128. maddeleri uyarınca kanunla düzenlenmesi gereken konular arasında
olmasından dolayı 104. maddenin onyedinci fıkrasının üçüncü cümlesine göre CBK
ile düzenlenemeyeceği açıktır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, anılan kuralın konu
bakımından yetki yönünden Anayasanın 104. maddesinin onyedinci fıkrasının
üçüncü cümlesine aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği düşüncesiyle
çoğunluğun red kararına karşıyım.
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. Mahkememiz çoğunluğunun 6/11/2019 tarihli ve (49)
numaralı Coğrafi Bilgi Sistemleri Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 11.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının konu bakımından yetki yönüyle Anayasa’ya
aykırı olmadığından iptal isteminin reddi şeklindeki kanaatine katılmamaktayım.
2. “Uzman istihdamı” başlıklı dava konusu 11. maddenin (1) numaralı fıkrasında “Bakanlıklar ile
bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşların merkez teşkilatlarında bu
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamındaki görevleri yürütmek üzere, personel
istihdam yapısına uygun olarak 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun ek 41 inci maddesine ya da 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin ek 23 üncü maddesine göre Coğrafi Bilgi Sistemi Uzmanı ve
Coğrafi Bilgi Sistemi Uzman Yardımcısı istihdam edilebilir” hükmüne yer verilmektedir. Dolayısıyla kural Bakanlıklar
ile bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşların merkez teşkilatlarında
istihdamla ilgili bir düzenleme olarak görülebilir.
3. Kuralın referansta bulunduğu 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin ek 23. maddesi idari hizmet sözleşmesiyle ya da iş mevzuatına tabi
olarak uzman ve uzman yardımcısı istihdamını düzenlerken 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun ek 41. maddesi Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve
kuruluşlarının teşkilatlanmalarına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde
öngörülmesi kaydıyla kurumun görev alanına giren konularda çalıştırılmak üzere
merkez teşkilatlarında, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığında, Genelkurmay
Başkanlığı ve kuvvet komutanlıklarının merkez karargâhlarında uzman ve uzman
yardımcısı istihdam edilebilmesine imkan sağlamaktadır.
4. Dolayısıyla referansta bulunduğu kuralların içeriğine
bakıldığında dava konusu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükmü esasında istihdam
edilecek personelle ilgili nitelikleri düzenleyen bir özelliğe sahiptir. Bu
nedenle de kural açıkça Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında
belirtildiği şekilde münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken bir konuyu
düzenlemesi nedeniyle konu bakımından yetki yönüyle Anayasa’nın 104. maddesinin
onyedinci fıkrasının üçüncü cümlesine aykırılık taşıdığından iptali gerekmektedir.
KARŞI OY
7/11/2019 tarihli ve (52) numaralı Coğrafi Bilgi
Sistemleri Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 11.maddesi birinci
fıkrasında belirtilen “Bakanlıklar ile bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve
kuruluşların merkez teşkilatlarında bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
kapsamındaki görevleri yürütmek üzere, personel istihdam yapısına uygun olarak
14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ek 41inci maddesine
ya da 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 23 üncü
maddesine göre Coğrafi Bilgi Sistemi Uzmanı ve Coğrafi Bilgi Sistemi Uzman
Yardımcısı istihdam edilebilir.” düzenlemenin “konu bakımından yetki
yönünden” Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verilmiştir.
Dava konusu kural, coğrafi bilgi sistemi uzmanı ve
coğrafi bilgi sistemi uzman yardımcısı istihdamına ilişkin düzenleme
içermektedir.
Kural ile yapılan düzenleme CBK ile düzenleme
yapılamayacak yasak alan kapsamında kaldığından anayasaya aykırıdır.
Kamu hizmetlerine girme hakkını düzenleyen Anayasa’nın
70. maddesi, Anayasa’nın ikinci kısmının siyasi haklar ve ödevler başlıklı
dördüncü bölümünde yer almaktadır.
Dava konusu kural coğrafi bilgi sistemi uzman
yardımcısının 657 sayılı Kanun’un ek 41. maddesine göre istihdamı memur statüsünde
kamu hizmetine girme hakkını düzenlemektedir.
Kuralda atıf yapılan 657 sayılı Kanun’un ek 41.
maddesinin birinci fıkrası “…diğer kamu kurum ve kuruluşlarının
teşkilatlanmalarına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülmesi
kaydıyla … uzman ve uzman yardımcısı istihdam edilebilir.” şeklindedir.
Dava konusu kuralın yaptığı atıf olmadan anılan kişilerin
kamu hizmetine girme hakkı yönünden 657 sayılı Kanun’un ek 41. maddesindeki
koşullar geçerli olmayacaktır.
Dolayısıyla coğrafi bilgi sistemi uzman yardımcısının
kamu hizmetine alınma şartlarını düzenleyen dava konusu kural, uzay
teknolojileri uzman yardımcılığı yönünden Anayasa’nın 104. maddesinin on
yedinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırıdır.
Dava konusu kural, coğrafi bilgi sistemi uzmanı istihdamı
yönünden ise Anayasa’da münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konuların CBK
ile düzenlenememesi nedeniyle anayasaya aykırıdır.
Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında “Memurların
ve diğer kamu görevlilerinin … nitelikleri, atanmaları, … kanunla düzenlenir.”
denilmektedir.
Kuralın, anılan atamaları kendi metninde doğrudan
düzenlemesi ile başka bir metne atıfla düzenlemesi arasında bir fark
bulunmamaktadır. Dava konusu kural 657 sayılı Kanun’un ek 41. maddesine yaptığı
atıfla atama usulünü değil atanacak personelin niteliklerini belirlemektedir.
Anayasa’nın 123. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan
CBK ile kamu tüzel kişiliğinin kurulabilmesi düzenlemeyi de içeriyor olsa da
Anayasa hükmünde memurların ve kamu görevlerinin atanmalarının esasının ya da
atanmak için sahip olması gereken niteliklerin CBK ile düzenlenebileceği açıkça
belirtilmemiştir. Ayrıca coğrafi bilgi sistemi uzmanı olarak atanmak için
gereken niteliklerin belirlenmesi Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemine ilişkin
oluşturulan teşkilatın görev ve yetkilerinin düzenlenmesinin zorunlu bir sonucu
da değildir.
Tüm bu sebeplerle dava konusu kuralın Anayasa’nın 104.
maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesindeki “Anayasada münhasıran
kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
çıkarılamaz.” hükmüne aykırı olduğu kanaati ile
iptal talebinin reddine dair çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.
Diğer açıdan çoğunluk görüşün nedeniyle
dava konusu kuralın “konu bakımından
yetki yönünden”
Anayasaya aykırı bulunmayıp içerik yönünden Anayasa’ya uygunluk denetimi
aşamasına geçilmesi ile kuralın içerik itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmadığına
ilişkin görüşe katılmaktayım.