ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2018/87
Karar Sayısı : 2022/137
Karar Tarihi : 9/11/2022
R.G.Tarih-Sayı :
17/5/2023-32193
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri Engin ALTAY, Özgür ÖZEL, Engin ÖZKOÇ ile birlikte 114
milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU:
13/2/2018 tarihli ve 7098 sayılı Olağanüstü
Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un (Kanun);
A. 1. maddesinin
ve ekli (1) sayılı listenin,
B. 3.
maddesinin ve ekli (5) sayılı listenin,
C. 4.
maddesinin ve ekli (6) sayılı listenin,
Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 13., 15., 17.,
20., 23., 26., 28., 29., 30., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga
121., 125., 128., 129 ve 130. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek
iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talebidir.
I. İPTALİ
İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un iptali talep edilen;
1. 1. maddesi
şöyledir:
“Kamu personeline ilişkin tedbirler
MADDE 1- (1)
Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine
karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği,
mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve ekli (1) sayılı
listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın
çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında
ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.
(2) Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan
kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın rütbe ve/veya memuriyetleri alınır ve
bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu
hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak
görevlendirilemezler; bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet,
kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair
görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına
ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları
kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.
Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.
Bu kişiler hakkında bakanlıkları ve kurumlarınca ilgili pasaport birimine
derhal bildirimde bulunulur. Bu bildirim üzerine pasaport birimlerince
pasaportlar iptal edilir.
(3) Birinci fıkra kapsamında kamu görevinden
çıkarılanlar, varsa uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi
unvanları ve müsteşar, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını
kullanamazlar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan
haklardan yararlanamazlar.”
2. 3. maddesi
şöyledir:
“Rütbesi alınan Türk Silahlı Kuvvetleri personeli
MADDE 3-
(1) Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli
olan, istifa eden veya başka bir sebeple ayrılanlardan, terör örgütlerine veya
Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette
bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya
iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve ekli (5) sayılı
listede yer alanların rütbeleri alınır ve emekli kimlikleri iptal edilir. Bu
kişiler kamu görevine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı
görevlendirilemezler. Ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki
unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak
sağlanan haklardan yararlanamazlar. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü
mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye
kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah
ruhsatları, pilot lisansları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve ilgili
pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu kişiler özel güvenlik
şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.”
3. 4. maddesi
şöyledir:
“Kurum ve kuruluşlara ilişkin tedbirler
MADDE 4- (1)
Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine
karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti,
iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli (6) sayılı listede yer alan kurum
ve kuruluşlar kapatılmıştır.
(2) Birinci fıkra kapsamında kapatılan kurum ve
kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her türlü malvarlığı, alacak ve haklar,
belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait
taşınmazlar tapuda resen Hazine adına, her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden
ari olarak tescil edilir. Bunların her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde
Hazineden bir hak ve talepte bulunulamaz. Devre ilişkin işlemler ilgili tüm
kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle Maliye Bakanlığı tarafından yerine
getirilir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü
ARSLAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, M. Emin KUZ,
Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL ve Yusuf Şevki
HAKYEMEZ’in katılımlarıyla 17/5/2018 tarihinde yapılan ilk inceleme
toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine,
yürürlüğü durdurma talebinin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Hülya ÇOŞTAN ÇETİN
tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu kanun hükümleri,
dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer
yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Kanun’un 1. Maddesi ile Ekli (1) Sayılı Listenin
İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
3. Kanun’un dava konusu 1. maddesinde, terör örgütlerine
veya Millî Güvenlik Kurulunca (MGK) devletin millî güvenliğine karşı faaliyette
bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya
iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kamu personeli hakkında
uygulanacak tedbirler düzenlenmiştir.
4. Maddenin (1)
numaralı fıkrasında, terör örgütlerine veya
MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen
yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla
irtibatı olan ve Kanun’a ekli (1) sayılı listede yer alan kişilerin kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek
kalmaksızın çıkarılacağı, bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat
yapılmayacağı, haklarında özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edileceği
öngörülmüştür.
5. Maddenin (2) numaralı fıkrasında, (1) numaralı fıkra
gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin mahkûmiyet kararı aranmaksızın
rütbe ve/veya memuriyetlerinin alınacağı, bu kişilerin görev yaptıkları
teşkilata yeniden kabul edilmeyecekleri, bir daha kamu hizmetinde istihdam
edilemeyecekleri, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecekleri,
bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon,
yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin de
sona ermiş sayılacağı, bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin
belgeleri ve pilot lisanslarının iptal edileceği, bu kişilerin oturdukları kamu
konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilecekleri,
özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacakları, bu
kişiler hakkında bakanlıkları ve kurumlarınca ilgili pasaport birimine derhâl
bildirimde bulunulacağı ve bu bildirim üzerine pasaport birimlerince
pasaportlarının iptal edileceği belirtilmiştir.
6. Maddenin (3) numaralı fıkrasında ise (1) numaralı
fıkra kapsamında kamu görevinden çıkarılanların varsa uhdelerinde taşımış
oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar, kaymakam ve benzeri
meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacakları, bu unvan, sıfat ve meslek
adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacakları hüküm altına
alınmıştır.
7. Bu kapsamda Kanun’a
ekli dava konusu (1) sayılı listeyle çeşitli kamu kurumlarında çalışan 262
kişinin görevine başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın son verilmiştir.
2. İptal Taleplerinin Gerekçesi
8. Dava dilekçesinde özetle;
- Kamu görevinden çıkarma tedbirinin süre yönünden
herhangi bir belirleme içermediği, etkilerinin olağanüstü hâlden (OHAL) sonra
da devam ettiği, kapsamının geniş tutulduğu, tedbire muhatap kişiler hakkında
objektif, tarafsız ve şeffaf bir soruşturma süreci yürütülmediği, savunma hakkı
tanınmadan kişilerin görevlerine son verildiği,
- Tedbirlerin uygulanmasına dayanak gösterilen aidiyet,
iltisak ve irtibat kavramlarının belirsiz ve öngörülemez nitelikte olduğu, bu
kavramların hukukumuza ilk defa girdiği 22/7/2016 tarihinden önceki fiillere
uygulanmasının yanında terör örgütlerinin ya da MGK’ca millî güvenliğe tehdit
oluşturduğu tespit edilen, yapı oluşum ve grupların tespiti açısından da
kuralların geçmişe yürütüldüğü, ayrıca siyasi ve idari bir organ olan MGK’nın
kararına dayalı olarak tedbir uygulanmasının hukukilik sorunu doğuracağı,
kuralların kamu düzenine karşı oluşan tehdidi ortadan kaldırma amacı bakımından
zorunlu ve ölçülü olmadığı gibi OHAL’in gerekleriyle de uyumlu olmadığı,
kurallarda öngörülen hususların Anayasa’nın mülga 121. maddesinin ikinci
fıkrası uyarınca münhasıran 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal
Kanunu ile düzenlenebileceği, OHAL’in gerekli kıldığı konularda çıkarılabilecek
OHAL kanun hükmünde kararnamesi (KHK) niteliği taşımayan düzenlemenin Anayasa
Mahkemesinin 1991 ve 2003 yıllarında belirlediği içtihatlarında belirtildiği
gibi Anayasa’nın mülga 91. maddesi kapsamında yetki kanununa dayanılarak
çıkarılan bir KHK olarak da değerlendirilemeyeceği,
- Kişiler hakkında herhangi bir idari ya da adli
soruşturma yürütülmeden ve kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadan terör
örgütleri ile ilişkili oldukları belirtilerek yaptırım uygulanmasının
Anayasa’nın 15. maddesinde OHAL’lerde dokunulamayacak çekirdek haklardan olan
masumiyet karinesine aykırılık oluşturduğu, bireysel idari işlem niteliğindeki
kamu görevinden çıkarma işleminin doğrudan OHAL KHK’sı adı altında yapılmak
suretiyle yargı denetimi dışında tutulduğu, her ne kadar daha sonraki bir
tarihte OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu (Komisyon) kurulmuşsa da Komisyon ve
sonraki sürecin kamu görevinden çıkarma işlemine karşı etkili bir denetim
mekanizması sağlamadığı,
- Kamu görevinden çıkarma işleminin kamu görevlilerinin
diğer özlük işleri kapsamında olduğundan Anayasa’nın 128. maddesine göre
münhasıran kanunla düzenlenmesi gerektiği, Anayasa’nın 130. maddesi uyarınca
öğretim elemanlarının Yükseköğretim Kurulu ve üniversitelerin yetkili organları
dışında kalan makamlarca her ne surette olursa olsun görevlerinden uzaklaştırılamayacakları,
bu yönüyle kuralların OHAL KHK’sı niteliği taşımadığı gibi Türkiye Büyük Millet
Meclisi (TBMM) tarafından kanun şeklinde onaylanmasının Anayasa’nın mülga 121.
maddesine aykırılık oluşturduğu,
- Yasama yetkisinin genelliği ilkesi gereği yasama
organınca her konuda kanun çıkarılabilmesi mümkün olsa da kanunla bireysel
işlem ya da yargı kararı niteliğinde tasarrufta bulunulamayacağı, dava konusu
kurallarla Kanun’a ekli (1) sayılı listede yer alan kişilerin statülerinde
kalıcı değişiklikler yapıldığı, bu nedenle tedbirlerin bireysel idari işlem
niteliğinde olduğu, bireysel işlemlerin OHAL KHK’sı ile yapılarak kanun
şeklinde onaylanmasının açık bir fonksiyon gasbı niteliği taşıdığı,
- Bir kişinin terör örgütüne üye olup olmadığına ya da
bir yapı veya oluşumun terör örgütü olduğuna karar verme yetkisinin yargı
mercilerine ait olduğu, kuralların kanun adı altında hem yargısal hem de
bireysel işlemin özelliklerini barındıran karma bir yapıda olduğu, bu durumun
yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarının tek organda toplanması anlamına
geldiği,
- Kamu görevinden çıkarılan kişilerin Kanun’a ekli (1)
sayılı liste ile isim ve kimlik bilgilerinin Resmî Gazete’de yayımlanmasının
itibarlarını zedelediği, kamu görevinden çıkarma, ruhsat ve lisansların iptal
edilmesi, unvan ve sıfatların alınması tedbirlerinin kişilerin maaş ve sosyal
güvenlik haklarında kayıplara sebebiyet verdiği, pasaportların iptal
edilmesinin seyahat hürriyetini engellediği, bu kişilerin kamu görevine
girmeleri ya da kamu hizmetinde çalışmaları, özel güvenlik şirketinin kurucusu
ve ortağı olma imkânlarının ellerinden alınması suretiyle çalışma hak ve
hürriyeti ile kamu hizmetine girme hakkına kısıtlama getirildiği,
belirtilerek kuralların Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile
8., 9., 13., 15., 17., 20., 23., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga
121., 125., 128., 129. ve 130. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kanun’un 1. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinde Yer Alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
9. Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının dava
konusu kuralın da yer aldığı birinci cümlesinde, terör örgütlerine veya devletin millî güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği
mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan Kanun’a
ekli (1) sayılı listede yer alan kişilerin
kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılacakları hüküm
altına alınmıştır. Dava konusu kural cümlede yer alan “…üyeliği, mensubiyeti
veya…” ibaresidir.
10. Dava konusu kural ile
6/2/2018 tarihli ve 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler
Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 1.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresi aynı içeriğe sahip olup anılan maddenin
iptali talebiyle açılan davada Anayasa Mahkemesi 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin iptaline karar vermiştir.
11. Belirtilen kararda; üye ve mensup ibarelerinin,
Kanun’a ekli (1) sayılı listede adı geçen ve terör örgütü üyeliği suçundan ceza
soruşturması veya kovuşturmasına maruz kalan ancak haklarındaki süreç
tamamlanıp suçlu olduklarına dair kesin hüküm tesis edilmeyen kişilerin terör
örgütü üyesi veya mensubu olarak nitelendirilmelerine sebebiyet
verebilecek nitelikte olduğu, dolayısıyla kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü olmadan
kişilerin suçlu sayılmasına neden olabilecek ifadeler içeren kuralın masumiyet
karinesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır (AYM,
E.2018/81, K.2021/45, § 58). Kararda ayrıca Anayasa’nın 15. maddesinde
OHAL’lerde dahi masumiyet karinesine aykırı işlem yapılamayacağının hükme
bağlandığı belirtilmiştir.
12. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresinin
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
13. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 36. ve
38. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural Anayasa’nın 15., 36. ve 38.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 20., 23., 35., 48., 49.,
70., mülga 91., mülga 121., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
b. Kanun’un 1. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının “…üyeliği, mensubiyeti veya…”
İbaresi Dışında Kalan Kısmı ile
(2) Numaralı Fıkrasının Birinci Cümlesinde Yer Alan “…ve/veya memuriyetleri…”
İbaresi ve Kanun’a Ekli (1) Sayılı Liste
14. 30/3/2011 tarihli ve
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun’un 43. maddesi uyarınca kurallar ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40.,
118. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
15. Dava konusu kurallarda terör örgütlerine veya MGK’ca
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum ya da gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olup Kanun’a ekli (1)
sayılı listede yer alan kişilerin başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu
görevinden çıkarılacakları ve memuriyetlerinin alınacağı, bu kişilere ayrıca
tebligat yapılmayacağı ve haklarında özel kanun hükümlerine göre işlem tesis
edileceği hükme bağlanmıştır. Kurallar kapsamında her bir kamu görevlisinin
kanun hükmüyle görevine son verilmiş ve memuriyetleri alınmıştır.
16. Dava konusu kurallarla
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi
dışında kalan kısmı ile (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer
alan “…ve/veya memuriyetleri…” ibaresi ve Kanun’a ekli (1) sayılı liste aynı
içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olmadığına
ve iptal taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
17. Anılan kararda, kişilerin
özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına olağan dönem için Anayasa’da
öngörülen güvencelerin ötesinde bir sınırlama getiren kuralların olağanüstü
dönemlerde temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması ve
sınırlandırılmasını düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelenmesi
gerektiği tespiti yapılmış (AYM, E.2018/81, K.2021/45, §§ 63-90);
kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkının OHAL yönetiminin
benimsendiği dönemlerde Anayasa’nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
dokunulması yasaklanmış çekirdek haklar arasında bulunmadığına ve
milletlerarası hukuktan kaynaklanan diğer herhangi bir güvence (olağanüstü
dönemlerde korunmaya devam eden güvenceler) kapsamında da bulunmadığına işaret
edilmiştir. Uygulanan tedbirin kapsam
ve yöntem açısından incelenmesi
sonucunda ise söz konusu örgütlerle
irtibatlı ya da iltisaklı olan tüm kamu görevlileri hakkında tedbirlerin
uygulanmasının millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, kamu hizmetinin
sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi amaçlarına ulaşma bakımından gerekli
olduğu, ayrıca tedbirlerin her bir birey yönünden hukuka uygunluğunun
denetlenmesinin yani bireyselleştirmenin sağlanması için Komisyon ve idare
mahkemesine başvuru imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal
güvencelerin sağlandığı, söz konusu güvencelerin OHAL’e sebebiyet veren tehdit
veya tehlikenin bertaraf edilmesine yönelik kuralların bu amaç dışında keyfî
bir şekilde uygulanmasını engelleyecek nitelikte olduğu, bu durumda kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme
hakkına durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama
getirmediği sonucuna varılmıştır (AYM,
E.2018/81, K.2021/45, §§ 91-129). Kararda ayrıca kuralların MGK kararlarına icrai bir işlev kazandırma sonucunu
doğurmadığı da belirtilmiştir (AYM, E.2018/81, K.2021/45, §§ 130-139).
18. Dava konusu kurallar
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi
dışında kalan kısmı ile (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer
alan “…ve/veya memuriyetleri…” ibaresi ve Kanun’a ekli (1) sayılı
listenin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kurallar yönünden de geçerlidir.
19. Açıklanan nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 15., 20.,
40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal taleplerinin reddi
gerekir.
Kurallarla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile
8., 9., 17., 35., 36., 70. 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119.
maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kurallarda öngörülen tedbirlerin cezai niteliği haiz
olmamasının bir sonucu olarak anılan tedbirlere ceza hukukunun çekirdek
haklarının uygulanmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle
kuralların Anayasa’nın 38. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
Kuralların ayrıca Anayasa’nın 23., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle de ilgisi görülmemiştir.
c. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin “Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin,
mahkûmiyet kararı aranmaksızın rütbe…alınır” Bölümü
20. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
21. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu
görevinden çıkarılan kişilerin rütbelerinin alınacağını hükme bağlamaktadır.
22. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra
gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın
rütbe … alınır.” bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı
kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin
reddine hükmedilmiştir.
23. Belirtilen kararda, darbe girişimiyle devletin demokratik düzenine açık ve yakın bir
tehlike oluşturan terör örgütleriyle veya devletin millî güvenliğine karşı faaliyette
bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla mücadele etmek
amacıyla OHAL şartlarında olağan usullerin ötesinde bir uygulamayla Kanun’a
ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin rütbelerinin
alınmasını düzenleyen kuralın özellikle tedbire karşı etkili idari ve yargısal
yolların tesis edilmesiyle birlikte demokratik anayasal düzenin ve kamu
güvenliğinin korunması amacı bakımından kişilerin özel hayatına saygı
gösterilmesi hakkına durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir
sınırlama getirmediği sonucuna varılmıştır (AYM,
E.2018/81, K.2021/45, § 148).
24. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra
gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın
rütbe … alınır.” bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
25. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20.,
40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 35., 36., 70. 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın ayrıca Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle de ilgisi görülmemiştir.
ç. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin “…ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul
edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya
dolaylı olarak görevlendirilemezler; …” Bölümü
26. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
27. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu
görevinden çıkarılan kişilerin görev yaptıkları teşkilata yeniden
alınmamalarını ve bir daha kamu hizmetinde istihdam edilmemelerini, doğrudan ya
da dolaylı olarak görevlendirilmemelerini hükme bağlamaktadır.
28. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ve bu kişiler görev
yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu hizmetinde
istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; …”
bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve
E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
29. Anılan kararda; millî
güvenlik bakımından risk oluşturabilecek durumları nedeniyle kamu görevinden
çıkarılan kişilerin görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmemelerini,
bir daha kamu hizmetinde istihdam edilmemelerini öngören ve kamu hizmetine
girme hakkına sınırlama getiren tedbire ilişkin olarak her bir birey yönünden
tedbirin hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi için Komisyona ve idare
mahkemesine başvuru imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal
güvencelerin sağlandığı, ayrıca tedbirin devletin kamu otoritesiyle bağlantılı
olmayan özel sektör alanında istihdam edilme imkânını ortadan kaldıracak
herhangi bir kısıtlama getirmediği, bu durumda kamu hizmetinin etkin ve
sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlama bakımından kamu hizmetine girme
hakkına durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama
getirmediği sonucuna varılmıştır (AYM, E.2018/81,
K.2021/45, §§ 165, 166).
30. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ve bu kişiler görev
yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu hizmetinde
istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; …”
bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden
de geçerlidir.
31. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40.,
70., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 20., 36., 125. ve 128. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 70., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 48., 49., mülga 91.,
mülga 121., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
d. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin “…bunların uhdelerinde
bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim
kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır.”
Bölümü
32. 6216 sayılı Kanun’un 43.
maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
33. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu
görevinden çıkarılan kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet,
kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair
görevlerinin de sona ermiş sayılacağını hükme bağlamaktadır.
34. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “… bunların
uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu,
denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır.”
bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
35. Söz konusu kararda 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra gereğince kamu
görevinden çıkarılan kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın rütbe … alınır.”
bölümüne ilişkin açıklanan gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural
yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (AYM, E.2018/81, K.2021/45, § 174).
36. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…bunların uhdelerinde
bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim
kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır.”
bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural
yönünden de geçerlidir.
37. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20.,
40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 35., 36., 70., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
e. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinde Yer Alan “Bunların
silah ruhsatları,…” İbaresi
38. 6216 sayılı Kanun’un 43.
maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
39. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu
görevinden çıkarılan kişilerin -hangi sebeple edindiğine bakılmaksızın- her
türlü silah ruhsatının iptal edileceğini hükme bağlamaktadır.
40. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci
cümlesinde yer alan “Bunların silah ruhsatları, …” ibaresi aynı
içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
41. Anılan kararda 7086 sayılı Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle kamu görevinden
çıkarılan kişilerin silah ruhsatlarının iptal edilmesini öngören tedbire
ilişkin olarak her bir birey yönünden tedbirin hukuka uygunluğunun denetlenmesi
için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru imkânı getirilmek suretiyle etkili
idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı, ayrıca silah ile kamu güvenliği
kavramları arasındaki yakın ilişki dikkate alındığında silah edinilmesinde
bireysel menfaatlere karşı toplumsal yararın öncelikli bir konumda olduğu, bu
durumda demokratik anayasal düzenin ve kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından
söz konusu kişilerin silah ruhsatlarının iptal edilmesini öngören tedbirin
mülkiyet hakkına durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir
sınırlama getirmediği sonucuna varılmıştır (AYM, E.2018/81,
K.2021/45, §§ 191, 192).
42. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci
cümlesinde yer alan “Bunların silah ruhsatları, …” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
43. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 20., 23., 38., 48., 49., 70., mülga
91., mülga 121. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
f. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinin “…gemi adamlığına
ilişkin belgeleri…” Bölümü
44. 6216 sayılı Kanun’un 43.
maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
45. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle kamu
görevinden çıkarılan kişilerin gemi adamı belgelerinin iptal edileceğini hükme
bağlamaktadır.
46. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… gemi adamlığına ilişkin belgeleri…” bölümü
aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
47. Kararda, 7086 sayılı Kanun’a
ekli (1) sayılı listeyle kamu görevinden çıkarılan kişilerin gemi adamı belgelerinin
iptal edilmesini öngören tedbire ilişkin olarak her bir birey yönünden tedbirin
hukuka uygunluğunun denetlenmesi için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru
imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı,
ayrıca bu belgelerin sağladığı birtakım avantajların kamu güvenliği aleyhine
kullanılmasının önüne geçilmesine ilişkin tedbirin demokratik anayasal düzenin
ve kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından çalışma hak ve hürriyetine durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği
sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 213-215).
48. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…gemi adamlığına ilişkin belgeleri…” bölümünün
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
49. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91., mülga 121.,
128., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
g. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinin “…ve pilot lisansları
iptal edilir...” Bölümü
50. 6216 sayılı Kanun’un 43.
maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
51. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle kamu
görevinden çıkarılan kişilerin pilot lisanslarının iptal edileceğini hükme
bağlamaktadır.
52. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… ve pilot
lisansları iptal edilir...” bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
53. Kararda, 7086 sayılı Kanun’a
ekli (1) sayılı listeyle kamu görevinden çıkarılan kişilerin pilot
lisanslarının iptal edilmesini öngören tedbire ilişkin olarak her bir birey
yönünden tedbirin hukuka uygunluğunun denetlenmesi için Komisyon ve idare
mahkemesine başvuru imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal
güvencelerin sağlandığı, ayrıca bu belgelere dayanılarak kamu güvenliği
aleyhine birtakım faaliyetlerin önüne geçilmesini hedefleyen kuralın demokratik
anayasal düzenin ve kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından çalışma hak ve
hürriyetine durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir
sınırlama getirmediği sonucuna varılmıştır (AYM, E.2018/81, K.2021/45, §§
229-231).
54. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… ve pilot
lisansları iptal edilir...” bölümünün Anayasa’ya uygunluk
denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
55. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın
Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri
çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49.,
118. ve 119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden
ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91.,
mülga 121., 128., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ğ. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinin “…ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf
lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.” Bölümü
56. 6216 sayılı Kanun’un 43.
maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
57. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle kamu
görevinden çıkarılan kişilerin oturdukları kamu konutlarından veya vakıf
lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilmelerini hükme bağlamaktadır.
58. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya
vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.” bölümü
aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
59. Kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi dışında kalan
kısmı ile (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…ve/veya
memuriyetleri…” ibaresi ve Kanun’a ekli (1) sayılı listeye ilişkin
açıklanan gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural yönünden de geçerli
olduğu ifade edilmiştir (AYM, E.2018/81,
K.2021/45, §§ 237, 238).
60. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya
vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.” bölümünün
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
61. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 20., 36., 70., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
h. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Üçüncü
Cümlesi
62. 6216 sayılı Kanun’un 43.
maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
63. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı liste
ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacaklarını hükme
bağlamaktadır.
64. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü
cümlesi aynı içeriğe sahip olup Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
65. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle kamu görevinden
çıkarılan kişilerin özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı
olamayacaklarını öngören tedbire ilişkin olarak her bir birey yönünden tedbirin
hukuka uygunluğunun denetlenmesi için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru
imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı,
ayrıca kişilerin özel güvenlik alanında gösterdiği faaliyetlerin kamu güvenliği
ile doğrudan bir ilgisinin bulunduğu dikkate alındığında demokratik anayasal
düzenin ve kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından söz konusu kişilerin
özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacaklarını
öngören tedbirin çalışma hak ve hürriyetine durumun gerektirdiği ölçüyü
aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği sonucuna varılmıştır (AYM,
E.2018/81, K.2021/45, §§ 252-254).
66. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü
cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kural yönünden de geçerlidir.
67. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48.,
49., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 20., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 70., mülga 91., mülga
121., 128., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ı. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının
Dördüncü ve Beşinci Cümleleri
68. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kurallar,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi yönünden de incelenmiştir.
69. Kurallar, Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu
görevinden çıkarılan kişiler hakkında görev yaptıkları bakanlıklar ve
kurumlarınca ilgili pasaport birimine derhâl bildirimde bulunulacağını, bu
bildirim üzerine bu kişilerin pasaportlarının iptal edileceğini hükme
bağlamaktadır.
70. Dava konusu kurallar ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve
beşinci cümleleri aynı içeriğe sahiptir. Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlelerin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline hükmedilmiştir.
71. Söz konusu kararda, kişilerin
yurt dışına çıkma hürriyetine olağan dönem için Anayasa’da öngörülen
güvencelerin ötesinde bir sınırlama getiren kuralın olağanüstü dönemlerde temel
hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması ve sınırlandırılmasını
düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelenmesi gerektiği tespiti
yapılmış (AYM, E.2018/81, K.2021/45, §§ 256-267); OHAL koşullarında
Kanun’a ekli listelerle kamu görevinden
çıkarılarak pasaportları iptal edilen kişilerin söz konusu tedbire karşı
başvurabilecekleri etkili bir denetim mekanizması öngörülmediğinden seyahat hürriyetine olağanüstü dönemde durumun
gerektirdiği ölçüyü aşan bir sınırlama
getirildiği sonucuna varılmıştır (AYM, E.2018/81, K.2021/45, 269-276).
72. Dava konusu kurallar açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve
beşinci cümlelerinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kurallar yönünden de geçerlidir.
73. Açıklanan nedenlerle kurallar Anayasa’nın 15., 23. ve
40. maddelerine aykırıdır. İptalleri gerekir.
Kurallar Anayasa’nın 15., 23. ve 40.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 20., 35., 36., 38., 48.,
49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
i. Kanun’un 1. Maddesinin (3) Numaralı Fıkrası
74. 6216 sayılı Kanun’un 43.
maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
75. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden
çıkarılan kişilerin varsa uhdelerinde
bulundurdukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar, kaymakam ve benzeri
meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacaklarını, bu unvan, sıfat ve meslek
adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacaklarını hükme bağlamaktadır.
76. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (3) numaralı fıkrası aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı
kararıyla söz konusu fıkranın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin
reddine hükmedilmiştir.
77. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra gereğince kamu
görevinden çıkarılan kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın rütbe … alınır.”
bölümüne ilişkin açıklanan gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural
yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (AYM, E.2018/81, K.2021/45, § 281).
78. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (3) numaralı fıkrasının Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
79. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20.,
40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 35., 36., 70., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
B. Kanun’un 3. Maddesinin ve Ekli (5) Sayılı Listenin
İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
80. Kanun’un dava konusu 3. maddesinde, Türk Silahlı
Kuvvetlerinden (TSK) emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan, istifa
eden veya başka bir sebeple ayrılanlardan terör örgütlerine veya MGK’ca
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı
olduğu değerlendirilenler hakkında uygulanacak tedbirler düzenlenmiş ve ek (5)
sayılı listede de haklarında tedbir uygulanan kişilerin isim ve soy isimlerine
yer verilmiştir.
81. Maddenin birinci cümlesinde, madde kapsamında
nitelikleri belirtilen TSK mensuplarından terör
örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olan ve Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer alan
kişilerin rütbelerinin alınacağı ve emekli kimliklerinin iptal edileceği
öngörülmüştür.
82. Maddenin ikinci, üçüncü ve dördüncü cümlelerinde,
rütbeleri alınan kişilerin kamu görevine yeniden kabul edilmeyecekleri,
doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecekleri, uhdelerinde taşımış
oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamayacakları, bu unvan ve
sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacakları, uhdelerinde
bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim
kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin sona ermiş sayılacağı
belirtilmiştir.
83. Maddenin beşinci ve altıncı cümlelerinde ise rütbeleri
alınan kişilerin silah ruhsatları, pilot lisansları, gemi adamı belgeleri ve
ilgili pasaport birimlerince pasaportlarının iptal edileceği, bu kişilerin özel
güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacakları hüküm altına
alınmıştır.
84. 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 29. maddesinde TSK’daki subay rütbeleri
asteğmen, teğmen, üsteğmen, yüzbaşı, binbaşı, yarbay, albay,
tuğgeneral-tuğamiral, tümgeneral-tümamiral, korgeneral-koramiral, orgeneral-oramiral,
mareşal-büyükamiral olarak gösterilmiştir. Kanun’un
77. maddesinde ise astsubay rütbeleri sırasıyla astsubay astçavuş, astsubay
çavuş, astsubay kıdemli çavuş, astsubay üstçavuş, astsubay kıdemli üstçavuş,
astsubay başçavuş ve astsubay kıdemli başçavuş olarak tasnif edilmiştir.
85. Kural kapsamında TSK’dan emekli olan 1 tuğgeneral, 3
albay ve 1 kıdemli başçavuş olmak üzere toplam 5 kişinin rütbeleri alınmış ve
haklarında ilave tedbirler uygulanmıştır.
2. İptal Taleplerinin Gerekçesi
86. Dava dilekçesinde özetle; kuralların Kanun’un 1.
maddesi ile ekli (1) sayılı listeye yönelik gerekçelerle Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 8., 9., 13., 15., 17., 20., 23., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga
91., mülga 121., 125., 128. ve 129. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kanun’un 3. Maddesinin Birinci Cümlesinde Yer Alan “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” İbaresi
87. Kanun’un 3. maddesinin dava konusu kuralın da yer
aldığı birinci cümlesinde, TSK’dan emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli
olan, istifa eden veya başka bir sebeple ayrılanlardan, terör örgütlerine veya
MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen
yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut
bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve ekli (5) sayılı listede yer alan
kişilerin rütbelerinin alınacağı ve emekli kimliklerinin iptal edileceği hüküm
altına alınmıştır. Dava konusu kural, cümlede yer alan “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresidir.
88. Dava konusu kural ile
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde
yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi aynı içeriğe sahip
olup daha önce de belirtildiği üzere anılan maddenin iptali talebiyle açılan
davada Anayasa Mahkemesi 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı
kararıyla masumiyet karinesini ihlal ettiği gerekçesiyle söz konusu ibarenin
iptaline karar vermiştir.
89. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresinin
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
90. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 36. ve
38. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural; Anayasa’nın 15., 36. ve 38. maddelerine aykırı
görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9.,
17., 20., 23., 35., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128. ve 129.
maddeleri yönünden incelenmemiştir.
b. Kanun’un 3. Maddesinin Birinci Cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…”
İbaresi Dışında Kalan Kısmı ve
Kanun’a Ekli (5) Sayılı Liste
91. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kurallar, ilgisi nedeniyle
Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
92. Dava konusu kurallarda TSK’dan çeşitli sebeplerle
ayrılmış olup da terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut
bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve ekli (5) sayılı listede yer alan
kişilerin rütbelerinin alınacağı ve emekli kimliklerinin iptal edileceği hükme
bağlanmıştır.
93. Dava konusu kurallar ile 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin birinci cümlesi ile
dördüncü cümlesinde yer alan “…emekli
polis kimlikleri, …” ibaresi ve Kanun’a ekli (4) sayılı liste aynı
içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı
olmadıklarına ve iptal taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
94. Anılan kararda, darbe
girişimiyle devletin demokratik düzenine açık ve yakın bir tehlike oluşturan
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile mücadele
etmek amacıyla olağanüstü hâl koşullarında olağan usullerin ötesinde bir
uygulamayla liste usulüne göre emekli emniyet teşkilatı personelinin
rütbelerinin alınması ve emekli polis kimliğinin iptalini öngören kuralların
OHAL’e neden olan şartlar ve özellikle bireyselleştirmeyi sağlamaya elverişli
idari ve yargısal başvuru imkânları dikkate alındığında millî güvenliğin ve
demokratik anayasal düzenin korunması amacı bakımından kişilerin özel hayatına
saygı gösterilmesini isteme hakkına durumun gerektirdiği ölçüyü
aşacak şekilde bir sınırlama getirdiğinin
söylenemeyeceği belirtilmiştir ( bkz. §§ 299-314).
95. Dava konusu kurallar açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin birinci cümlesi ile dördüncü
cümlesinde yer alan “…emekli polis kimlikleri, …” ibaresi ve Kanun’a
ekli (4) sayılı listenin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler uygun olduğu ölçüde bu kurallar
yönünden de geçerlidir.
96. Açıklanan nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 15., 20.,
40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal taleplerinin reddi gerekir.
Kurallarla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile
8., 9., 17., 35., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralların Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., 70., mülga 91.
ve mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
c. Kanun’un 3. Maddesinin İkinci Cümlesi
97. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle
Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
98. Kural; rütbeleri alınan, emekli kimlikleri iptal
edilen ve Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer alan TSK personelinin kamu
görevine yeniden kabul edilmeyeceğini, doğrudan ya da dolaylı olarak kamuda
görevlendirilemeyeceğini hükme bağlamaktadır.
99. Dava konusu kural ile 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “Bu
kişiler görev yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul
edilmezler, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemezler; …” bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
100. Anılan kararda, 7086 sayılı
Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ve bu
kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu
hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak
görevlendirilemezler;…” bölümüne ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde
dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 318).
101. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “Bu kişiler
görev yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler,
doğrudan veya dolaylı görevlendirilemezler; …” bölümünün Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
102. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40.,
70. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 20., 36., 125. ve 128. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 70. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 48., 49., mülga 91.,
mülga 121. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
d. Kanun’un 3. Maddesinin Üçüncü Cümlesi
103. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle
Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
104. Kural; rütbeleri
alınan, emekli kimlikleri iptal edilen ve Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer
alan TSK personelinin uhdelerinde
bulundurdukları mesleki unvan ve sıfatlarını kullanamayacağını, bu unvan ve
sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacağını hükme
bağlamaktadır.
105. Dava konusu kural ile 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “…ayrıca
bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını
kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına
bağlı olarak sağlanan haklardan
yararlanamazlar.” bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
106. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (3) numaralı fıkrasına ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava
konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. §
322).
107. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 3.
maddesinin ikinci cümlesinin “…ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları
mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak
sağlanan haklardan yararlanamazlar.”
bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural
yönünden de geçerlidir.
108. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20.,
40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 35., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., 70., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
e. Kanun’un 3.
Maddesinin Dördüncü Cümlesi
109. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
110. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer
alan TSK personelinin uhdelerinde bulunan
her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu,
tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerin sona ermiş sayılacağını hükme bağlamaktadır.
111. Dava konusu kural ile 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin üçüncü cümlesi aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu cümlenin Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
112. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinin “…bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul,
komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri
de sona ermiş sayılır.” bölümüne ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu kural yönünden de
geçerli olduğu ifade
edilmiştir (AYM, E.2018/81, K.2021/45, §
326).
113. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 3.
maddesinin üçüncü cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kural yönünden de geçerlidir.
114. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20.,
40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 35., 36., 70., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
f. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci Cümlesinde Yer Alan “Bunların
silah ruhsatları, …” İbaresi
115. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
116. Kural; rütbeleri alınan, emekli
kimlikleri iptal edilen ve Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer alan TSK
personelinin -hangi sebeple edindiğine
bakılmaksızın- silah ruhsatlarının iptal edilmesini hükme bağlamaktadır.
117. Dava konusu kural ile 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü
cümlesinde yer alan “Bunların silah ruhsatları,…” ibaresi aynı içeriğe sahiptir.
Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla
söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
118. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde
yer alan “Bunların silah ruhsatları…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural yönünden de geçerli
olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 330).
119. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin dördüncü
cümlesinde yer alan “Bunların silah ruhsatları,…” ibaresinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kural yönünden de geçerlidir.
120. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 35., 40. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın
Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 35., 40. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 20., 23., 38., 48.,
49., 70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
g. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci Cümlesinde yer alan “…pilot
lisansları, …” İbaresi
121. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
122. Kural; rütbeleri alınan, emekli kimlikleri iptal
edilen ve Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer alan TSK personelinin pilot
lisanslarının iptal edileceğini hükme bağlamaktadır.
123. Dava konusu kural ile 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…pilot lisansları…”
ibaresi aynı içeriğe
sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı
kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin
reddine hükmedilmiştir.
124. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…pilot
lisansları...” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural yönünden de
geçerli olduğu ifade edilmiştir (AYM,
E.2018/81, K.2021/45, § 338).
125. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin
dördüncü cümlesinde yer alan “…pilot lisansları…” ibaresinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
126. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında
ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91. ve mülga 121.,
128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ğ. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci Cümlesinde Yer Alan “…gemi
adamlığına ilişkin belgeleri…iptal edilir.” İbaresi
127. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. 118. ve 119. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
128. Kural, rütbeleri alınan Kanun’a ekli (5) sayılı
listede yer alan TSK personelinin gemi
adamlığına ilişkin belgelerinin iptal edileceği hüküm altına alınmaktadır.
129. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… gemi adamlığına ilişkin belgeleri…” bölümü
aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
130. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…gemi adamlığına ilişkin belgeleri…” bölümünün
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
131. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddeleri kapsamında
ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91., mülga 121., 128.
ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
h. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci Cümlesinde Yer Alan “…ve
ilgili pasaport birimlerince pasaportları…” İbaresi
132. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi yönünden de incelenmiştir.
133. Kural, rütbeleri alınan Kanun’a ekli (5) sayılı
listede yer alan TSK personelinin pasaportlarının ilgili birim tarafından iptal
edileceğini hükme bağlamaktadır.
134. Dava konusu kural ile
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin
dördüncü cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları…”
ibaresi aynı içeriğe sahip olup anılan maddenin
iptali talebiyle açılan davada Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve
iptaline karar verilmiştir.
135. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve beşinci cümlelerine ilişkin
gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu ibare yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir
(AYM, E.2018/81, K.2021/45, § 342).
136. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086
sayılı Kanun’un 3. maddesinin dördüncü
cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları…” ibaresinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler
bu kural yönünden de geçerlidir.
137. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 23. ve
40. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural; Anayasa’nın 15., 23. ve 40.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 8., 9., 17., 20., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga
121., 125., 128. ve 129. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
ı. Kanun’un 3. Maddesinin Altıncı Cümlesi
138. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
139. Kural, rütbeleri alınan Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer alan
TSK personelinin özel
güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve
çalışanı olamayacaklarını hükme bağlamaktadır.
140. Dava konusu kural ile
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin
beşinci cümlesi aynı içeriğe sahiptir. Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
141. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü
cümlesine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural yönünden de
geçerli olduğu ifade edilmiştir (AYM, E.2018/81, K.2021/45, § 346).
142. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086
sayılı Kanun’un 3. maddesinin beşinci
cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kural yönünden de geçerlidir.
143. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49.
ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 20., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 70., mülga 91., mülga
121., 128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
C. Kanun’un 4. Maddesinin ve Ekli (6) Sayılı Listenin
İncelenmesi
1. İptal Talebinin Gerekçesi
144. Dava dilekçesinde özetle;
- Kanun’a ekli listede
sayılan basın-yayın kuruluşlarının kapatılmasına ilişkin tedbirin süre yönünden
herhangi bir belirleme içermediği, etkilerinin olağanüstü hâlden sonra da devam
ettiği, kapsamının geniş tutulduğu,
- Tedbirlerin uygulanmasına dayanak gösterilen aidiyet,
iltisak ve irtibat kavramlarının belirsiz ve öngörülemez nitelikte olduğu, bu kavramların
hukukumuza ilk kez 22/7/2016 tarihinde girdiği hâlde bu tarihten önceki fiiller
bakımından da esas alınmasının yanında terör örgütlerinin ya da MGK’ca millî
güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen, yapı oluşum ve grupların tespiti
açısından da kuralların geçmişe yürütüldüğü, ayrıca siyasi ve idari bir organ
olan MGK’nın kararına dayalı olarak tedbir uygulanmasının hukukilik sorunu
doğuracağı, kuralların kamu düzenine karşı oluşan tehdidi ortadan kaldırma
amacı bakımından zorunlu ve ölçülü olmadığı gibi OHAL’in gerekleriyle de uyumlu
olmadığı, kurallarda öngörülen hususların Anayasa’nın mülga 121. maddesinin
ikinci fıkrası uyarınca münhasıran 2935 sayılı Kanun ile düzenlenebileceği,
OHAL’in gerekli kıldığı konularda çıkarılabilecek OHAL KHK’sı niteliği
taşımayan düzenlemenin Anayasa Mahkemesinin 1991 ve 2003 yıllarında belirlediği
içtihatlarında belirtildiği gibi Anayasa’nın mülga 91. maddesi kapsamında yetki
kanununa dayanılarak çıkarılan bir KHK olarak da değerlendirilemeyeceği,
- Yasama yetkisinin genelliği ilkesi gereği yasama
organınca her konuda kanun çıkarılabilmesi mümkün olsa da kanunla bireysel
işlem ya da yargı kararı niteliğinde tasarrufta bulunulamayacağı, dava konusu
kurallarla Kanun’a ekli (6) sayılı listede yer alan basın-yayın kuruluşlarının
statülerinde kalıcı değişiklikler yapıldığı, bu nedenle tedbirlerin bireysel
idari işlem niteliğinde olduğu, sırf yargı denetimi dışına çıkarmak amacıyla
bireysel işlemlerin OHAL KHK’sı ile yapılarak kanun şeklinde onaylanmasının
açık bir fonksiyon gasbı niteliği taşıdığı,
- Bir kurum veya kuruluşun terör örgütüne aidiyeti,
iltisakı veya bunlarla irtibatı olup olmadığına ya da bir yapı veya oluşumun
terör örgütü olduğuna karar verme yetkisinin yargı mercilerine ait olduğu,
kuralların kanun adı altında hem yargısal hem de bireysel işlemin özelliklerini
barındıran karma bir yapıda olduğu, bu durumun yasama, yürütme ve yargı
fonksiyonlarının tek organda toplanması anlamına geldiği,
- Kurum ve kuruluşlar hakkında herhangi bir idari ya da
adli soruşturma yürütülmeden ve kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadan terör
örgütleri ile ilişkili oldukları belirtilerek yaptırım uygulanmasının
Anayasa’nın 15. maddesinde OHAL’lerde dokunulamayacak çekirdek haklardan olan
masumiyet karinesine aykırılık oluşturduğu ve ceza normlarının geçmişe
yürümezliği ilkesinin ihlal edildiği, bireysel idari işlem niteliğindeki
kapatma işleminin doğrudan OHAL KHK’sı adı altında yapılmak suretiyle yargı denetimi
dışında tutulduğu, her ne kadar daha sonraki bir tarihte Komisyon kurulmuşsa da
Komisyon ve sonraki sürecin basın-yayın kuruluşların kapatılması işlemine karşı
etkili bir denetim mekanizması sağlamadığı,
- Basın-yayın kuruluşlarının kapatılmasından dolayı ifade
özgürlüğü, basın özgürlüğü, süreli ve
süresiz yayın hakkı ile basın araçlarının korunması haklarının ihlal edildiği,
basın-yayın kuruluşlarının mal varlığının Hazineye devredilmesinin mülkiyet
hakkına aykırı olduğu, ayrıca müsadere yasağını ihlal ettiği,
belirtilerek kuralların
Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 13., 15., 26., 28., 29., 30., 35., 36.,
38., mülga 91., mülga 121. ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kanun’un 4. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrası ve Ekli (6) Sayılı Liste
145. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
146. Dava konusu kuralla terör örgütlerine veya MGK’ca
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan Kanun’a
ekli (6) sayılı listede yer alan kurum ve kuruluşların kapatıldığı hüküm altına
alınmıştır. Kural kapsamında bir televizyon ve bir radyo olmak üzere iki
basın-yayın kuruluşu kanun hükmüyle kapatılmış ve faaliyetine son verilmiştir.
147. Dava konusu kural ile
6/2/2018 tarihli ve 7083 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler
Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 3.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi aynı
içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 13/10/2022 tarihli ve E.2018/78,
K.2022/114 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
148.
Anılan kararda, kuralda belli kuruluşlara
ilişkin öngörülen kapatma tedbirinin OHAL’in ilanına sebep olan tehdit veya
tehlikelerin bertaraf edilmesi amacına yönelik olarak bu dönemde uygulanıp
hüküm ve sonuçlarını doğurduğu, OHAL dönemini aşan genel bir düzenleme niteliği
taşımadığından olağanüstü dönemlerde temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının
durdurulması ve sınırlandırılmasını düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesi
kapsamında incelenmesi gerektiği tespiti yapılmış; kuralla sınırlama
getirilen ifade ve basın özgürlüğünün OHAL yönetiminin benimsendiği dönemlerde
Anayasa’nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan dokunulması yasaklanmış
çekirdek haklar arasında bulunmadığına ve milletlerarası hukuktan kaynaklanan
diğer herhangi bir güvence (olağanüstü dönemlerde korunmaya devam eden
güvenceler) kapsamında da bulunmadığına işaret edilmiştir (bkz. §§ 118-126). Diğer yandan anılan tedbirin uygulanmasının millî güvenlik, demokratik anayasal düzen ile kamu
güvenliğinin sağlanması ve korunması amaçlarına ulaşma bakımından elverişli olmadığının söylenemeyeceği,
bu kuruluşların toplumsal hayat içindeki yönlendirici rolünün
kişilerdeki karşılığı gözönüne alındığında gereklilik arz etmediğinin de
söylenemeyeceği ifade edilmiş; ayrıca tedbirin
her bir kuruluş yönünden hukuka uygunluğunun denetlenmesinin yani
bireyselleştirmenin sağlanması için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru
imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı,
söz konusu güvencelerin OHAL’e sebebiyet veren tehdit veya tehlikenin bertaraf
edilmesine yönelik kuralın bu amaç dışında keyfî bir şekilde uygulanmasını
engelleyecek nitelikte olduğu belirtilerek ifade ve basın özgürlüğüne durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirilmediği sonucuna
varılmış, ayrıca kuralların MGK kararlarına
icrai bir işlev kazandırma sonucunu doğurmadığı da belirtilmiştir (E.2018/78,
K.2022/114, §§ 127-139).
149. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7083 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
150. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 26.,
28., 40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi
gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 13., 29., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 26., 28., 40., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralda yer verilen basın-yayın kuruluşlarının
kapatılması tedbirinin demokratik anayasal düzenin sağlıklı bir şekilde
sürdürülmesi amacıyla uygulandığı anlaşılmıştır. Bu açıdan bakıldığında tedbir,
cezalandırma amacına matuf olmadığı gibi bunun için uygulanan usulün de ceza
usul hukuku alanındaki yargısal uygulamalarla herhangi bir benzerliği
bulunmamaktadır.
Bu açıdan kuralda öngörülen tedbirin cezai niteliği haiz
olmamasının bir sonucu olarak anılan tedbire ceza hukukunun çekirdek haklarının
uygulanmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle kuralın
Anayasa’nın 38. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
Kuralın ayrıca Anayasa’nın 30., mülga
91. ve mülga 121. maddeleriyle de ilgisi görülmemiştir.
b. Kanun’un 4. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin “Birinci fıkra kapsamında kapatılan kurum ve kuruluşlara ait olan
taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye
bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait taşınmazlar tapuda resen
Hazine adına, … tescil edilir.” Bölümü ile Üçüncü Cümlesi
151. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kurallar
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi yönünden de incelenmiştir.
152. Kurallar, Kanun’un 4. maddesinin (1) numaralı
fıkrası gereğince kapatılan ekli (6) sayılı listede yer alan basın-yayın
kuruluşlarına ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığının, alacak ve
hakların, belge ve evrakın Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılmasını,
bunlara ait taşınmazların tapuda resen Hazine adına tescil edilmesini, devre
ilişkin işlemlerin ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yerine getirilmesini hükme bağlamaktadır.
153. Dava konusu kurallar
ile 7083 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin
“Birinci fıkra kapsamında kapatılan derneklere
ve basın-yayın kuruluşlarına ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı,
alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır,
bunlara ait taşınmazlar tapuda resen Hazine adına, … tescil edilir.” bölümü
ile üçüncü cümlesi aynı içeriğe sahiptir.
Anayasa Mahkemesinin 13/10/2022 tarihli ve E.2018/78, K.2022/114 sayılı
kararıyla söz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal
taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
154. Anılan kararda, kuralda
öngörülen tedbirin OHAL’in ilanına neden olan tehdit ve tehlikelerin bertaraf
edilmesine yönelik olarak bu dönemde uygulandığından kurala ilişkin Anayasa’ya
uygunluk denetiminin Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında yapılması gerektiği
belirtilmiş; tedbirin her bir kurum ve kuruluş yönünden hukuka
uygunluğunun denetlenmesinin yani bireyselleştirmenin sağlanması için Komisyon
ve idare mahkemesine başvuru imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve
yargısal güvencelerin sağlandığı, söz konusu güvencelerin OHAL’e sebebiyet
veren tehdit veya tehlikenin bertaraf edilmesine yönelik kuralların bu amaç
dışında keyfî bir şekilde uygulanmasını engelleyecek nitelikte olduğu, bu
durumda kuralla mülkiyet hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirilmediği sonucuna
varılmıştır (E.2018/78, K.2022/114, §§ 143-165).
155. Kararda ayrıca ekonomik
değer taşıyan varlıkların Hazineye intikal etmesi tedbirinin bunların
kullanımını kontrol etmek suretiyle kamusal hayata dönük güveni yeniden tesis
ederek demokratik anayasal düzenin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi amacıyla
uygulandığı, mal varlığının Hazineye devredilmesine ilişkin ilave
tedbirlere karşı 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri
İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un geçici 4. maddesine göre
yapılacak başvuru üzerine ilave tedbirlerin asıl tedbir olan kapatma tedbirinin
zorunlu sonucu olup olmadığı veya kapatma tedbiri ile arasında bağlantı bulunup
bulunmadığının yanı sıra OHAL’e neden olan şartlar yönünden de inceleneceği
hususuna yer verilmiştir (E.2018/78, K.2022/114,
§§ 166-168).
156. Diğer yandan suç teşkil eden faaliyetlerden biri ile
ilişkilendirmeden bütün mal varlığının üzerindeki mülkiyetin ortadan
kaldırılması ve bunların Hazineye devredilmesi sonucunu doğuran ilave tedbire
ilişkin olarak idari ve yargısal başvuru yolları öngörülmek suretiyle mülkiyeti
kamuya geçirilen mal varlığının suçla
bağlantısının bulunmadığına dair ileri sürülecek iddiaların inceleneceği ve bu
yolla bireyselleştirmenin sağlandığı da gözönüne alındığında söz konusu
tedbirin Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen genel müsadere cezası yasağına
da aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır (E.2018/78,
K.2022/114, § 169).
157. Aynı kararda devire ilişkin işlemlerin ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı
almak suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yerine getirilmesine
yönelik dava konusu düzenlemenin de söz konusu işlemlerin yürütülmesinden
sorumlu muhatabın tespit edilmesine ilişkin olup olağanüstü şartlar kapsamında
yöntemsel bir zorunluluğun yerine getirilmesi amacından kaynaklandığı, bu
itibarla Anayasa’ya aykırı bir yönünün bulunmadığı belirtilmiştir (E.2018/78, K.2022/114, § 170).
158. Dava konusu kurallar
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7083
sayılı Kanun’un 3. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra kapsamında kapatılan derneklere ve
basın-yayın kuruluşlarına ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak
ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara
ait taşınmazlar tapuda resen Hazine adına, … tescil edilir.” bölümünün ve üçüncü cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kurallar yönünden de geçerlidir.
159. Açıklanan
nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 15., 35., 38. ve 40. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin
YILDIRIM, M. Emin KUZ ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ bu görüşe katılmamışlardır.
Kurallarla ilgili olarak Anayasa’nın
Başlangıç kısmı ile 8., 9., 13., 26., 28. 29., 30., 36., mülga 91., mülga 121. ve
125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15.,
35., 38. ve 40.maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden
ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
c. Kanun’un 4. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin Kalan Kısmı ile İkinci Cümlesi
160. Dava konusu kurallarda Kanun’un 4. maddesinin (1)
numaralı fıkrası gereğince kapatılan kurum ve kuruluşlara ait taşınmazların Hazine
adına gerçekleşecek tapu tescil işleminin her türlü kısıtlama ve taşınmaz
yükünden ari olarak yerine getirileceği, kapatılan kurum ve kuruluşların her
türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazineden bir hak ve talepte
bulunulamayacağı hüküm altına alınmıştır.
161. Dava konusu kurallar, 7083 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…her
türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak…” ibaresi ve aynı fıkranın
ikinci cümlesi ile aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 13/10/2022
tarihli ve E.2018/78, K.2022/114 sayılı kararıyla söz konusu kuralların
Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline hükmedilmiştir.
162. Söz konusu kararda, mülkiyet
hakkına sınırlama getiren kuralların OHAL
dönemi öncesinde taşınmazlar üzerinde tesis edilmiş kısıtlamalar ile taşınmaz
yüklerini ve doğmuş borçları kapsayacak şekilde uygulanma imkânına sahip olması
nedeniyle OHAL süresiyle sınırlı bir düzenleme getirmediğinden Anayasa’nın
olağan dönem kuralları yönünden öngördüğü denetim rejimine göre incelenmesi gerektiği tespiti yapılmış; bu kapsamda OHAL ilanına
neden olan olay ve olgularla ya da devletin
millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum, grup
veya terör
örgütleriyle bir bağlantısı olup olmadığına
bakılmaksızın kuralda belirtilen taşınmazlar üzerinde hak sahipliği
bulunanların veya borç ilişkisinin alacaklılarının hepsinin söz konusu hukuki
ilişkilerden kaynaklanan hak ve yetkilerinin ortadan kaldırılmasının kamu yararı ile kişisel yarar arasındaki dengeyi
bozmak suretiyle mülkiyet hakkının ölçüsüz biçimde sınırlandırılmasına neden
olduğu sonucuna varılmıştır (E.2018/78, K.2022/114, §§ 173-183).
163. Dava konusu kurallar açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7083 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…her
türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak…” ibaresinin ve aynı
fıkranın ikinci cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kurallar yönünden de geçerlidir.
164. Açıklanan
nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırıdır. İptali
gerekir.
Kurallar; Anayasa’nın 13. ve 35.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 15., 26., 28.,
29. 30., 36., 38., mülga 91., mülga 121. ve 125. maddeleri yönünden
incelenmemiştir.
IV. İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
165. Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında “Kanun,
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da
bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte
yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe
gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede
yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.” denilmekte, 6216
sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanmak
suretiyle Anayasa Mahkemesinin gerekli
gördüğü hâllerde Resmî Gazete’de yayımlandığı günden başlayarak iptal kararının
yürürlüğe gireceği tarihi bir yılı geçmemek üzere ayrıca kararlaştırabileceği
belirtilmektedir.
166. 7098
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve beşinci
cümleleri ile 3. maddesinin beşinci cümlesindeki “…ve ilgili pasaport
birimlerince pasaportları…” ibaresinin iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek
nitelikte görüldüğünden Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu kurallara ilişkin iptal hükümlerinin
kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe
girmesi uygun görülmüştür.
V. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
167. Dava dilekçesinde özetle, dava konusu kuralların uygulanmasının
telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasına sebebiyet vereceği belirtilerek
kuralların yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
13/2/2018 tarihli ve 7098 sayılı Olağanüstü Hal
Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un;
A. 1. 1. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde
yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresine,
2. 3. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti
veya…” ibaresine,
3. 4. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının;
a. Birinci
cümlesinde yer alan “...her türlü
kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak...” ibaresine,
b. İkinci cümlesine,
yönelik yürürlüğün durdurulması taleplerinin, koşulları oluşmadığından
REDDİNE,
B. 1. 1. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının dördüncü ve beşinci cümlelerine,
2. 3. maddesinin beşinci cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport
birimlerince pasaportları...” ibaresine,
yönelik iptal hükümlerinin yürürlüğe girmelerinin
ertelenmeleri nedeniyle bu cümlelere ve ibareye ilişkin yürürlüğün durdurulması
taleplerinin REDDİNE,
C. 1. 1. maddesinin;
a. (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin“…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresi dışında kalan kısmı ile ikinci ve üçüncü
cümlelerine,
b. (2) numaralı fıkrasının birinci, ikinci ve üçüncü
cümlelerine,
c. (3) numaralı fıkrasına,
2. 3. maddesinin;
a.
Birinci cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi
dışında kalan kısmı ile ikinci, üçüncü ve dördüncü cümlelerine,
b. Beşinci cümlesinin
“…ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları...” ibaresi dışında kalan
kısmı ile altıncı cümlesine,
3. 4. maddesinin;
a. (1) numaralı fıkrasına,
b. (2) numaralı
fıkrasında birinci cümlesinde yer alan “…her türlü kısıtlama ve taşınmaz
yükünden ari olarak…” ibaresi dışında kalan kısmı ile üçüncü cümlesine,
6. Ekli (1), (5)
ve (6) sayılı listelerine,
yönelik iptal talepleri, 9/11/2022 tarihli, E.2018/87,
K.2022/137 sayılı kararla reddedildiğinden bu fıkralara, cümlelere, kısımlara
ve listelere ilişkin yürürlüğün durdurulması taleplerinin REDDİNE,
9/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
VI. HÜKÜM
13/2/2018 tarihli ve 7098 sayılı Olağanüstü Hal
Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un;
A. 1. maddesinin;
1. (1) numaralı fıkrasının;
a. Birinci
cümlesinin;
i. “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresinin Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
ii. Kalan kısmının
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
b. İkinci ve
üçüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. (2) numaralı fıkrasının;
a. Birinci, ikinci
ve üçüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
b. Dördüncü ve
beşinci cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve İPTALLERİNE, iptal hükümlerinin, Anayasa’nın
153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı
fıkrası gereğince, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY
SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
3. (3) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
B. 3. maddesinin;
1. Birinci
cümlesinin;
a. “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresinin Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
b. Kalan kısmının Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. İkinci, üçüncü
ve dördüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
3. Beşinci
cümlesinin;
a. “…ve ilgili pasaport
birimlerince pasaportları...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216
sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince, KARARIN RESMÎ
GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE
OYBİRLİĞİYLE,
b. Kalan kısmının
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
4. Altıncı
cümlesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
C. 4. maddesinin;
1. (1) numaralı
fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
2. (2) numaralı
fıkrasının;
a. Birinci
cümlesinin;
i. “...her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
ii. Kalan kısmının
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, Zühtü ARSLAN, Hasan
Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, M. Emin KUZ ile Yusuf Şevki HAKYEMEZ’in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
b. İkinci
cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna
ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
c. Üçüncü
cümlesinin Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin
YILDIRIM, M. Emin KUZ ile Yusuf Şevki HAKYEMEZ’in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
Ç. Ekli (1), (5)
ve (6) sayılı listelerinin Anayasa’ya
aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
9/11/2022 tarihinde karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Başkanvekili
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Üye
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Üye
Selahaddin MENTEŞ
|
Üye
Basri BAĞCI
|
Üye
İrfan FİDAN
|
Üye
Kenan YAŞAR
|
Üye
Muhterem İNCE
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. 7098 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…her türlü kısıtlama ve taşınmaz
yükünden ari olarak…” ibaresi dışında kalan kısmının ve üçüncü cümlesinin
Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verilmiştir.
2. Dava konusu kurallar, ekli (6) sayılı
listede yer alan kapatılan kurum ve kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her
türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrakın ilgisine göre Hazineye
bedelsiz olarak devredilmiş sayılmasını, bunlara ait taşınmazların tapuda resen
Hazine adına tescil edilmesini öngörmektedir.
3. Anayasa Mahkemesinin benzer kuralları
incelediği 2022/114 ve 2022/126 sayılı kararlarına yazdığım muhalefet
şerhlerinde belirtilen gerekçeler dava konusu kuralların iptali için de
geçerlidir (bkz. AYM, E.2018/78, K.2022/114, 13/10/2022, Karşıoy Gerekçesi, §§
4-11; AYM, E.2018/82, K.2022/126, 26/10/2022, Karşıoy Gerekçesi, §§ 4-6).
4. Atıf yapılan karşıoylarda açıklanan
gerekçelerle kuralların Anayasa’nın 15., 35. ve 38. maddelerine aykırı olduğunu
düşündüğümden aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.
KARŞIOY GEREKÇESİ
7098 sayılı Kanunun 4. maddesinin ikinci fıkrasının
birinci cümlesinin iptal isteminin reddine ilişkin kısımları ile üçüncü cümlesi
yönünden; incelenen kurallar ile kapatılan kurum, kuruluşlara ait olan taşınırlar
ile her türlü mal varlıklarının, alacak, haklar, belge ve evrakın Hazine’ye
bedelsiz devredilmiş sayılacağı ve devre ilişkin usul hükümleri hükme
bağlanmaktadır. Benzer bir düzenleme AYM’nin 2018/78 E. sayılı dosyasında da
iptal istemine konu olmuş ve tarafımca incelenen kuralın iptal edilmesi
gerektiğine ilişkin karşıoy yazılmıştır. Sözünü ettiğim karşıoydaki gerekçelerim
doğrultusunda bu dosyada incelenen kuralın da iptal edilmesi gerektiği
görüşündeyim.
|
|
|
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
E: 2018/78 sayılı dosyada belirttiğim gerekçelerle dava
konusu kuralın iptal edilen ibare dışında kalan kısmının Anayasa’nın 15., 35.,
38. ve 40. maddelerine aykırılık taşıdığı kanaatine ulaştığımdan, çoğunluk
kararına katılmıyorum.
KARŞIOY GEREKÇESİ
7098 sayılı Kanunun 4. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesindeki “…her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak…”
ibaresi ile ikinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline, birinci
cümlenin kalan kısmı ile üçüncü cümlesinin ise Anayasaya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Red kararının gerekçesinde; söz konusu düzenlemeyle
mülkiyet hakkına sınırlama getirilse de dava konusu kurallar açısından
13/10/2022 tarihli ve E.2018/78, K.2022/114 sayılı karardan ayrılmayı
gerektiren bir durum bulunmadığı belirtilerek kuralın Anayasanın 15., 35., 38.
ve 40. maddelerine aykırı olmadığı belirtilmiştir.
İncelenen ve iptal talebi reddedilen kuralla, Kanunun 4.
maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince kapatılan kurum ve kuruluşlara ait
olan taşınırların ve her türlü malvarlığının, alacak ve hakların, belge ve
evrakın Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılacağı, bunlara ait
taşınmazların tapuda resen Hazine adına tescil edileceği ve devire ilişkin
işlemlerin ilgili bütün kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle Maliye
Bakanlığı tarafından yerine getirileceği hükme bağlanmıştır.
Söz konusu kurala ilişkin Anayasaya uygunluk denetiminin
Anayasanın 15. maddesi kapsamında yapılması isabetli olmakla birlikte, bu
maddeye göre yapılan incelemede çoğunluğun ulaştığı sonuca daha önce benzer bir
düzenlemeyle ilgili olarak verilen red kararına ilişkin karşıoy gerekçemde ayrıntılı
olarak belirtilen sebeplerle katılmak mümkün değildir (bkz. yukarıda belirtilen
karara ilişkin karşıoy gerekçem).
Bu sebeple, 4. maddenin incelenen (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin Anayasaya aykırı bulunmayan bölümünün de Anayasaya aykırı
olduğu; son cümlesinin ise 6216 sayılı Kanunun 43. maddesinin (4) numaralı
fıkrasına göre iptal edilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun red yönündeki
görüşüne karşıyım.
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. Mahkememiz çoğunluğunun 13/2/2018 tarihli ve 7098
sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 4. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının “her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak” kısmı hariç
birinci cümlesi ile üçüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı olmadığı şeklindeki
çoğunluk kanaatine katılmamaktayım.
2. Dava konusu kanuni düzenlemeye benzer bir başka
kuralla ilgili Mahkememiz çoğunluğunun ulaşmış olduğu kuralın Anayasa’ya aykırı
olmadığı biçimindeki kanaate, kuralın Anayasa’nın 15., 35., 38. ve 40.
maddelerine aykırılıktan dolayı iptal edilmesi gerektiği gerekçesiyle
katılmamıştım. “E. S.: 2018/78, K. S.: 2022/114, K. T.: 13/10/2022” künyeli
bahse konu karara ilişkin yazmış olduğum karşıoyda sıralanan Anayasa’ya
aykırılık gerekçeleri bu kural için de geçerlidir. Bu nedenle kuralın
Anayasa’ya aykırı olmadığı şeklindeki Mahkememiz çoğunluk kararına, bahse konu
karşıoy yazısında sıraladığım gerekçelerle katılmamaktayım.