“Tavşanlı Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/3134 soruşturma sayılı dosyasında şüpheli … hakkında dolandırıcılık, tehdit ve hakaret suçlarından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara müşteki … tarafından itiraz edilmesi üzerine kovuşturmaya yer olmadığına dair karar incelenmek üzere hakimliğimize gönderilmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itiraz üzerine dosya üzerinden inceleme yapacak olan hakimliğimizce 5271 sayılı CMK’nın 173/3 maddesinde yer alan “itiraz edeni giderlere mahkûm eder” düzenlemesinin 2709 sayılı Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırı olduğu düşünülmektedir.
2709 sayılı Anayasa’nın 2. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir” 36. maddesinde de “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” düzenlemeleri bulunmaktadır.
5271 sayılı CMK’nın 173/3 maddesinde “Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Görüleceği üzere maddede bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın Sulh Ceza Hakimliğince reddedilmesi halinde yapılan masrafların itiraz edenden alınacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Ceza Muhakemesinde Cumhuriyet savcılığına veya mahkemelere başvuru herhangi bir harç ve ücrete tabi değildir. Bir suç sebebiyle mağduriyet yaşadığını iddia eden her birey herhangi bir ücret ve harç ödemeksizin şikayette bulunabilir. Ceza Hukukuna hakim olan ilkelerden olan resen araştırma ilkesi gereğince etkin bir soruşturma yapılarak fail ya da faillerin tespiti ile adil bir yargılamanın yapılmasının sağlanması da Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir.
Mevcut yasal düzenlemelere göre gerek şikayet üzerine gerekse de resen araştırma ilkesi çerçevesinde yürütülen bir soruşturmada kamu davasının açılması halinde yapılan yargılamada mahkumiyet kararı verilsin ya da verilmesin yapılan giderler şikayetçiye yüklenmemektedir. Buna karşın bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinde müştekinin bu karara yaptığı itiraz reddedilirse yapılan giderlerin itiraz edenden alınacağı düzenlenmiştir. Bu durumda bir suç sebebiyle şikayetçi olan müştekinin yapılan soruşturmada etkin soruşturma yapılmadığı, delillerin toplanmadığı gibi maddi ceza hukukuna ve usulüne ilişkin itirazlarını sunarken itirazın reddi halinde giderleri ödemeye mahkum edileceği endişesiyle itirazda bulunmaktan çekinebileceği, bu hususun amacı maddi gerçeğe ulaşmak olan ceza hukukunun etkinliğini zedeleyeceği ve bu haliyle bireylerin hak arama özgürlüklerini kısıtladığı düşünülmektedir.
Bu itibarla 5271 sayılı CMK’nın 173/3 maddesinde yer alan “itiraz edeni giderlere mahkum eder” ibaresinin Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırı olduğu düşünüldüğünden anılan düzenlemenin iptali için Anayasa’nın 152. ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesi uyarınca iptal başvurusunda bulunulmasına karar verilmiştir.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2020/86
Karar Sayısı : 2020/79
Karar Tarihi : 30/12/2020
R.G. Tarih-Sayısı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Tavşanlı Sulh Ceza Hâkimliği
İTİRAZIN KONUSU: 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 173. maddesinin 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun’un 71. maddesiyle değiştirilen (3) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…itiraz edeni giderlere mahkûm eder…” ibaresinin Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Şüpheli hakkında dolandırıcılık, tehdit ve hakaret suçlarından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın incelenmesi sırasında itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un 173. maddesinin itiraz konusu kuralın da yer aldığı (3) numaralı fıkrası şöyledir:
“(3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Fatih ŞAHİN tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. Anayasa’nın “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” başlıklı 152. maddesinin dördüncü fıkrasında “Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz” denilmiştir. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Başvuruya engel durumlar” başlığını taşıyan 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında da “Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz” hükmüne yer verilmiştir.
3. 5271 sayılı Kanun’un 173. maddesinin itiraz konusu kuralın da yer aldığı (3) numaralı fıkrasına yönelik iptal talebi, Anayasa Mahkemesinin 19/3/2015 tarihli ve E.2014/146, K.2015/31 sayılı kararıyla esastan reddedilmiş ve bu karar 13/6/2015 tarihli ve 29385 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesince işin esasına girilerek reddedilen kural hakkında yeni bir başvurunun yapılabilmesi için önceki kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı 13/6/2015 tarihinden başlayarak geçmesi gereken on yıllık süre henüz dolmamıştır.
4. Açıklanan nedenle 5271 sayılı Kanun’un 173. maddesinin 6545 sayılı Kanun’un 71. maddesiyle değiştirilen (3) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…itiraz edeni giderlere mahkûm eder…” ibaresine yönelik başvurunun Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince reddi gerekir.
III. HÜKÜM
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 173. maddesinin 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun’un 71. maddesiyle değiştirilen (3) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…itiraz edeni giderlere mahkûm eder…” ibaresine yönelik itiraz başvurusunun Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince REDDİNE 30/12/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Üye
Burhan ÜSTÜN
Engin YILDIRIM
Hicabi DURSUN
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
Basri BAĞCI