"...
I- İPTAL ve YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMLERİNİN GEREKÇESİ
Dava dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir:
"6504 Sayılı "Kamu İhale Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun"un 1 inci Maddesi ile Değiştirilen 04.01.2002
Tarihli ve 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununun 22 nci Maddesinin Birinci
Fıkrasının (i) Bendinin Anayasaya Aykırılığı
A) İptali İstenen Düzenlemenin Anlam ve Kapsamı
Türkiye'nin arada kesintiler de olsa yaklaşık 140 yıllık bir
meşruti yönetim, 90 yıllık Cumhuriyet ve 68 yıllık çok partili temsili
demokrasi deneyimi vardır.
26.04.1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 183 üncü maddesinin birinci fıkrasında,
"Bu Kanun gereğince yapılacak işler için lüzumlu satın alma ve kiralama
işleri 2490 sayılı Kanuna tabi olmaksızın yapılabilir. İlan zorunlu
değildir." denilirken; aynı maddeye 23.05.1987 tarihli ve 3377 sayılı Kanunun
5 inci maddesiyle eklenen dördüncü fıkrasında, "Bu Kanun gereğince
yapılacak işler için lüzumlu her türlü satın alma, hizmet, yapım, kiralama ve
taşıma işleri 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa tabi olmaksızın yapılabilir.
İlan zorunlu değildir." kuralına yer verilmiştir.
Bununla birlikte, 01.01.2003 tarihinde yürürlüğe giren 04.01.2002
tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 2 nci maddesiyle,genel bütçe
kapsamındaki kamu idarelerininkullanımında bulunan her türlü kaynaktan
karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri4734 sayılı
Kanun'un kapsamına alınırken; 68 inci maddesinin (b) bendinde ise "Diğer
kanunların 8.9.1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunundan muafiyet
tanıyan hükümleri ile bu Kanuna uymayan hükümleri uygulanmaz." denilerek,298
sayılı Kanun'un 183 üncü maddesindeki muafiyet hükmünün uygulanmayacağı
kurallaştırılmıştır.
Bu bağlamda, 28 Mart 2004 Mahalli İdareler Seçimleri ile 22 Temmuz
2007 Genel Seçimlerine ilişkin ihtiyaçlar, 4734 sayılı Kanun hükümlerine göre
yapılan saydam, rekabetçi ve güvenilir ihalelerle ve Devlet Malzeme Ofisinden
4734 sayılı Kanun hükümlerine göre güvenilir yollarla karşılanmıştır.
Öte yandan, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 5 inci maddesinde
"Doğrudan temin", "Bu Kanunda belirtilen hallerde ihtiyaçların,
idare tarafından davet edilen isteklilerle teknik şartların ve fiyatların
görüşülerek doğrudan temin edildiği usul" şeklinde tanımlanmış ve
"Uygulanacak ihale usulleri" başlıklı 18 inci maddesinin birinci fıkrasının
(d) bendinde "Doğrudan temin" bir ihale usulü olarak düzenlenmiş
iken, AKP İktidarının ilk işlerinden biri 30.07.2003 tarihli ve 4964 sayılı
Kanunun 12 nci maddesiyle 4734 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendini yürürlükten kaldırmak ve aynı Kanunun 15 inci maddesi
ile de "Doğrudan temin" başlıklı 22 nci maddesini buna göre yeniden
düzenlemek olmuştur.
Bu bağlamda, 4734 sayılı Kanunun 18 nci ve 22 nci maddelerinde
30.07.2003 tarihli ve 4964 sayılı Kanunun 12 nci ve 15 inci maddeleriyle
yapılan değişikliklerden itibaren "Doğrudan temin" bir ihale usulü
olmaktan çıkarılmış ve "5 inci maddedeki "Doğrudan temin"
tanımının da uygulanabilirliği kalmamıştır.
28 Mart 2004 Mahalli İdareler Seçimleri ile 22 Temmuz 2007 Genel
Seçimlerine ilişkin ihtiyaçlar saydam, rekabetçi ve güvenilir ihale usulleri
ile veya Ana Statüsünün 4 üncü maddesine göre kamu kurum ve kuruluşları adına
merkezi satın alma işlevi gören Devlet Malzeme Ofisinden 4734 sayılı Kanuna
göre güvenilir yollarla karşılanırken, AKP İktidarı 20.11.2008 tarihli ve 5812
sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle 4734 sayılı Kanunun "Doğrudan temin"
başlıklı 22 nci maddesine (i) bendini ekleyerek erken seçim ile ara seçim
yapılması ve Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulması durumlarında, Yüksek
Seçim Kurulu tarafından yapılacak filigranlı oy pusulası kağıdı ve filigranlı
oy zarfı kağıdı alımı, oy pusulası basım hizmeti alımı ve mahalli seçimlerde İl
Seçim Kurulu başkanlıkları tarafından oy pusulası basım hizmetleri alımı
işlerinin ilan yapılmadan, teminat alınmadan, ihale komisyonu kurulmadan,
yeterlilik şartları aranmadan ve ihale yapılmadan ihale yetkilisince görevlendirilecek
kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat araştırması yapılarak temin
edilmesini yasalaştırmıştır.
AKP İktidarının bu defa 6504 sayılı Kamu İhale Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 1 inci maddesi ile değiştirdiği 4734 sayılı
Kamu İhale Kanununun 22 nci maddesinin (i) bendi ile ise erken seçim, ara seçim
ve Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması ile sınırlı "Doğrudan
temin" yöntemi, tüm genel ve yerel seçimlere genelleştirilmenin yanında
ayrıca, "her türlü seçim malzemelerinin alımı ile yurtdışı seçim
harcamaları, il seçim kurulu başkanlıkları tarafından alınacak oy pusulası
basım hizmeti alımı" şeklinde genişletilmektedir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanununun "Şartnameler" başlıklı
12 nci maddesinde, ihale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin
her türlü özelliğini belirten idari ve teknik şartnamelerin idarelerce
hazırlanacağı veya hazırlanmasının mümkün olmadığının ihale yetkilisi
tarafından onaylanması kaydıyla teknik şartnamelerin hazırlatılacağı hüküm altına
alınmış; "İhaleye katılımda yeterlik kuralları" başlıklı 10 uncu
maddesinde ise ihaleye katılacak isteklilerden, ekonomik ve mali yeterlik ile
mesleki ve teknik yeterliklerin belirlenmesine ilişkin olarak istenecek bilgi
ve belgeler düzenlenmiştir.
Bu kurallara göre, idari ve teknik şartnameler ihale konusu mal ve
hizmet alımları ile yapım işlerinde hazırlanacağına ve "Doğrudan
temin" de bir ihale usulü olmadığına göre, tüm seçimlerin gerektirdiği tüm
ihtiyaçlar, idari ve teknik şartname hazırlanmadan, ilan yapılmadan, teminat
alınmadan, ihale komisyonu kurulmadan, yüklenicide ekonomik ve mali yeterlik
ile mesleki ve teknik yeterlik şartları aranmadan ve ihale yapılmadan ihale
yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat araştırması
yapılarak temin edilecektir.
B) Anayasaya Aykırılık Sorunu
Siyasal organların belirleneceği tüm seçimlerin gerektirdiği her
türlü ihtiyacın, idari ve teknik şartname hazırlanmadan, ilan yapılmadan,
teminat alınmadan, ihale komisyonu kurulmadan, yüklenicide ekonomik ve mali
yeterlik ile mesleki ve teknik yeterlik şartları aranmadan ve ihale yapılmadan
ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada
fiyat araştırması yapılarak temin edilmesini öngören iptali istenen düzenlemenin
gerekçesi;
"Süresinde yapılan seçimler için (Örneğin: milletvekili genel
seçimleri, mahalli idareler genel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimi) seçim
malzemeleri alımları (oy sandığı, oy verme kabini, oy verme mühürleri ve
seçimlerde kullanılan her türlü kırtasiye) kamu kurum ve kuruluşları adına
merkezi satın alma işlevini yürüten Devlet Malzeme Ofisi aracılığı ile satın
alma işlemi yürütülmekte ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri
doğrultusunda alımı yapılmaktadır. Eşik değerler göz önüne alındığında ihale
yöntemlerinden açık ihale yapma zorunluluğu bulunmaktadır.
Ayrıca, yine süresinde yapılan seçimlerde birleşik oy pusulasının
basımının seçim takvimine göre siyasi parti ve bağımsız adayların kesinleşme
tarihinden sonra milletvekili genel seçimi için Yüksek Seçim Kurulu
Başkanlığınca, mahalli idareler seçimleri için il seçim kurulu başkanlıkları
tarafından bastırılması gerekmekte olup, seçim takviminde bu süre 20-22 gün ile
sınırlıdır.
Süresinde yapılan seçimlerde; seçim malzemeleri alımları,
filigranlı oy pusulası kağıdı ve filigranlı oy zarfı kağıdı alımı ile oy
pusulası basım hizmeti alımı ihalelerinde sıkıntılar yaşanmakta olup, söz
konusu alımlar için yapılacak olası bir açık ihalenin, 4734 sayılı Kamu İhale
Kanununa göre sonuçlanması 90-120 gün sürmektedir.
."
şeklinde ortaya konmuştur.
Ancak, bu gerekçeler doğru öncüllerden hareket etmediği gibi
birçok hukuki çarpıklıkla maluldür.
23.05.1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin
Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun'un 2 nci maddesinde, Anayasa değişikliği
halkoylamasının ilgili Anayasa değişikliği kanununun Resmi Gazetede yayımını
takip eden altmışıncı günden sonraki ilk Pazar günü yapılacağı;
19.01.2012 tarihli ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun
3 üncü maddesinde, Cumhurbaşkanı seçiminin beş yılda bir Cumhurbaşkanının görev
süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde, makamın herhangi bir şekilde
boşalması halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde yapılacağı; 4 üncü
maddesinde, ilk oylamada çoğunluk sağlanamazsa bu oylamayı izleyen ikinci Pazar
günü ikinci oylamanın yapılacağı;
10.06.1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 6
ncı maddesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) seçimlerinin dört yılda bir
yapılacağı, bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren dört yılın
dolmasından önceki son Pazar gününün oy verme günü ve oy verme gününden geriye
doğru hesaplanacak doksan günlük sürenin ilk gününün ise seçimin başlangıç
tarihi olduğu; 7 nci maddesinde, TBMM üyeliklerinde boşalma olması halinde ara
seçime gidileceği, ara seçimlerin her seçim döneminde bir defa yapılacağı ve
genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemeyeceği, bununla birlikte
boşalan üyeliklerin sayısının üye tam sayısının yüzde beşini bulduğu hallerde
ara seçimlerin üç ay içinde yapılmasına TBMM'nce karar verilebileceği, bir ilin
veya seçim çevresinin TBMM'nde üyesinin kalmaması halinde boşalmayı takip eden
doksan günden sonraki ilk Pazar günü o seçim çevresinde ara seçim yapılacağı; 8
inci maddesinde, seçim dönemi bitmeden önce TBMM tarafından seçimin
yenilenmesine karar verilmiş ise Meclisin seçimin yapılacağı tarihi de
belirleyeceği, yenileme kararının Cumhurbaşkanınca verilmesi halinde, kararın
verildiği günden sonra gelen doksanıncı günü takip eden ilk Pazar günü oy
verileceği;
18.01.1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle
Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun'un 8 inci maddesinde,
mahalli idareler seçimlerinin beş yılda bir yapılacağı, her seçim döneminin
beşinci yılındaki 1 Ocak gününün seçimin başlangıç tarihi ve aynı yılın Mart
ayının son Pazar gününün oy verme günü olduğu;
kurallarına yer verilmiştir.
Bu kurallara göre Cumhurbaşkanlığı, TBMM üyeliği ve mahalli
idareler seçimleri sırasıyla beş yılda, dört yılda ve beş yılda bir yapılmakta
ve bir sonraki seçimlerin ne zaman yapılacakları da seçimlerin yapıldığı
tarihte belli olmaktadır. Öte yandan Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması
en az altmış gün, TBMM üyeliği ara seçimleri en az üç ay, erken seçimler ise en
az doksan günlük bir süre gerektirmektedir.
Oy sandığı, oy verme kabini, oy verme mührü ve seçimlerde
kullanılan her türlü kırtasiye malzemeleri ile filigranlı oy pusulası kağıdı ve
filigranlı oy zarfı kağıdı alımı, her seçimde kullanılan ortak malzemelerdir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi beş yılda bir, TBMM üyeliği seçimi dört yılda bir ve
mahalli idareler seçimleri ise beş yılda bir yapıldığına ve bir sonraki
seçimlerin hangi tarihte yapılacağı seçimlerin yapıldığı gün belli olduğuna
göre, tüm seçimlerde kullanılan söz konusu ortak ihtiyaçların 298 sayılı
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 14 üncü
maddesine göre Yüksek Seçim Kurulu tarafından temin edilmesi için asgari dört,
azami beş yıllık bir süre vardır ve bu süreler içinde söz konusu ihtiyaçların
açık ihale usulü ile karşılanmasının önünde hukuki veya fiili hiçbir engel
bulunmamaktadır.
Öte yandan, 4734 sayılı Kanunun "İhale ilan süreleri ve
kuralları ile ön ilan" başlıklı 13 üncü maddesine göre, açık ihale
usulünde ilan süreleri eşik değerlere göre 7 ile 40 gün arasında değişmekte ve
15 gün de onay süresi bulunduğundan açık usulle yapılan ihaleler 55 günde sonuçlanabilmektedir.
Dolayısıyla, açık ihale usulünde ihalelerin 90-120 gibi bir sürede sonuçlandığı
gerekçesi sorgulamaya açıktır.
Süresi içinde yapılan seçimlerde birleşik oy pusulasının basımının
seçim takvimine göre 20-22 gün ile sınırlı olduğu gerekçesi mahalli idare
seçimleri için geçerli olsa da genel seçimler için doğru değildir. 2839 sayılı
Milletvekili Seçimi Kanununun 24 üncü maddesinde, adaylıklar kesinleştikten
sonra Yüksek Seçim Kurulunun bütün adayları oy verme gününden önceki
ellibeşinci gün seçim çevreleri itibariyle Resmi Gazete ve radyo ile ilan
edeceği belirtilmiş; 26 ncı maddesinde de kullanılacak oy pusulasının şekli
düzenlenmiştir.
Dolayısıyla süresi içinde veya erken ve ara seçimlerde
kullanılacak filigranlı birleşik oy pusulasının basımı için 55 günlük, mahalli
idare seçimlerinde de 20-22 günlük bir süre vardır. Kaldı ki birleşik oy
pusulası basımı ihalesi açmak ve ihaleyi sonuçlandırmak için adayların
kesinleşmesi gerekmemekte; adayların kesinleşmesi ihale yapıldıktan sonra
birleşik oy pusulasının baskısı için önem taşımaktadır. İl Seçim Kurulları
tarafından yapılacak ihaleler sonuçlandırıldıktan sonra baskı için 20-22 günlük
sürenin yeterli olduğu da açıktır.
2972 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde mahalli idareler
seçimlerinde kullanılacak birleşik oy pusulaları ile zarfların, İl Seçim
Kurulları tarafından bastırılması öngörülmüştür. Söz konusu baskı işinin
muhtemel yaklaşık maliyetlerine göre açık ihale usulü yerine, pazarlık usulüyle
yaptırılabilmesi de mümkündür.
Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulmasının en az altmış gün,
TBMM üyeliği ara seçimlerinin en az üç ay, erken seçimlerin ise en az doksan
günlük bir süre gerektirdiği göz önüne alındığında, bu sürelerin birleşik oy
pusulasının basımı ve oy zarflarının yapımı gibi o seçime özgü ihtiyaçların,
yaklaşık maliyetlerine göre açık ihale usulü veya pazarlık usulü ile ihale
edilmeleri için sürenin yeterli olduğu aşikardır.
Dolayısıyla ileri sürülen gerekçeler, siyasal organların
belirleneceği tüm seçimlerin gerektirdiği her türlü ihtiyacın, idari ve teknik
şartname hazırlanmadan, teminat alınmadan, ihale komisyonu kurulmadan,
yüklenicide ekonomik ve mali yeterlik ile mesleki ve teknik yeterlik şartları
aranmadan ve ihale yapılmadan ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya
kişiler tarafından piyasada fiyat araştırması yapılarak alınmasına gerekçe
oluşturamaz.
Çünkü, herhangi bir ihtiyaç karşılanmadan önce yapılması gereken
ilk iş, ihtiyaç veya ihtiyaçların her türlü özelliğini belirten idari ve teknik
şartnamelerin hazırlanmasıdır. Söz konusu ihtiyaçlar oy sandığı, oy verme
kabini, oy verme mühürleri ve diğer kırtasiye malzemeleri ile filigranlı oy
pusulası ve filigranlı oy verme zarfı kağıdı ile birleşik oy pusulasının basımı
işleri ise, her şey bir yana oy verme sandığı ve oy verme kabinlerinin
yapılacağı malzeme ile ebatları, ağırlıkları, şekilleri, vb. teknik özellikleri
ile sayıları; oy verme mührünün malzemesi, ağırlığı, şekli, vb. teknik
özellikleri ile sayısı; filigranlı oy verme kağıdı ile filigranlı oy zarfı
kağıdının kalınlığı, ağırlığı, rengi, miktarı vb. özellikleri ile birleşik oy
pusulasının her türlü özelliğinin teknik şartnamelerle ortaya konması ve
ihtiyaçların edinilmesinin idari şartnameye bağlanmasıdır. İhtiyaçların teknik
ve idari özellikleri idari ve teknik şartnamelerle belirlenmeden karşılanmaları
hiçbir şekilde mümkün olamaz.
Söz konusu ihtiyaçlardan filigranlı oy pusulası ile filigranlı oy
zarfının teknik özelliklerinin 26.04.1961 tarihli ve 298 sayılı Kanunun 14
üncü, 10.06.1983 tarihli ve 2839 sayılı Kanunun 26 ncı ve 18.01.1984 tarihli ve
2972 sayılı Kanunun 18 inci maddelerinde düzenlendiği doğru olmakla birlikte;
bunların filigranlı oy pusulası ile filigranlı oy zarfı ile sınırlı olması ve
hukuk tekniği açısından son çıkan kanun hükümlerinin dikkate alınacak olması
karşısında, filigranlı oy pusulası ile filigranlı oy zarfı kağıdı alımı
konusunda 298 sayılı Kanunun 14 üncü, 2839 sayılı Kanunun 26 ncı ve 2972 sayılı
Kanunun 18 inci maddelerinin uygulanabilirliği de tartışmalı hale gelmiştir.
Öte yandan, yüklenicinin idari ve teknik özellikleri belirlenmiş
söz konusu ihtiyaçları zamanında ve teknik özelliklerini içerir şekilde yerine
getirebilmesine güvence oluşturmak üzere, yüklenicinin ekonomik ve mali
yeterliği ile mesleki ve teknik yeterliğinin araştırılması ve dolayısıyla söz
konusu ihtiyaçların karşılanmasında, 4734 sayılı Kanunun 10 uncu maddesindeki
ihaleye katılmada yeterlik kurallarının aranması temel bir zorunluluktur.
Ayrıca, yükleniciyi edimini yerine getirmeye zorlamak ve edimini
yerine getirememe riskine karşı güvence oluşturmak üzere teminat alınması ve
ihtiyaçların bir komisyon tarafından karşılanması, seçimde kullanılacak
malzemelerin zamanında karşılanarak seçimlerin zamanında ve şaibelerden uzak
yapılabilmesinin ön koşuludur.
Dolayısıyla, siyasal organların belirleneceği tüm seçimlerin
gerektirdiği her türlü ihtiyacın, ekonomik ve mali yeterliliği ile mesleki ve
teknik yeterliliği bulunan kişiler tarafından teknik ve idari özelliklerini
içerir şekilde, zamanında, uygun maliyetlerle ve her türlü şaibeden uzak
şekilde karşılanmasına güvence oluşturacak saydam, rekabetçi ve güvenilir
usullerle karşılanmasının değişik yolları olabilir ve yasakoyucu bunlardan
uygun olanları tercih edebilir. Hatta, söz konusu ihtiyaçları 4734 sayılı
Kanunun kapsamı dışına çıkarıp, temininde uygulanacak usul ve esasları Bakanlar
Kurulu Kararı veya Yüksek Seçim Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle
belirleyebilir. Ancak, 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (i) bendindeki
usul bunlardan uygun olanı değildir.
Anayasanın 2 nci maddesinde, Cumhuriyetin nitelikleri demokratik,
laik ve sosyal hukuk devleti olarak ortaya konmuş ve 4 üncü maddesinde
Cumhuriyetin niteliklerinin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif
dahi edilemeyeceği kurallaştırılmıştır.
Demokrasinin temel koşulu, siyasal iktidarın serbest seçimlerle
belirlenmesi ve halk adına karar alacak temsilcilerin serbest seçimlerle
işbaşına gelmeleridir. Bu bağlamda, klasik temsili demokrasinin temelinde seçim
yatar ve demokratik devlet ilkesi, egemenliği kullanacak organların
belirlendiği seçimlerin her türlü şaibeden uzak ve güvenilir süreçlerde
yapılmasını gerekli kılar.
Seçimlerin demokrasilerdeki bu yaşamsal işlevi nedeniyledir ki,
Anayasanın 67 nci maddesinin ikinci fıkrasında, seçimler ile halkoylamasının
serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına
göre yargı yönetim ve denetimi altında yapılacağı; son fıkrasında da seçim
kanunlarında yapılacak değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir
yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmayacağı kurallarına yer verilmiştir.
Seçimlerde kullanılacak oy sandığı, oy verme kabini, oy verme
mühürleri ve diğer kırtasiye malzemeleri, filigranlı oy pusulası ve filigranlı
oy verme zarfı kağıdı alımı ile baskı ve yapma işlerinin her türlü idari ve
teknik özelliklerinin yer alacağı idari ve teknik şartnameler hazırlanmaksızın,
yüklenicinin ekonomik ve mali yeterliliği ile mesleki ve teknik yeterliliği
araştırılmaksızın, ihale komisyonu kurulmaksızın, ilana çıkılmaksızın ve ihale
edilmeksizin ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından
piyasada fiyat araştırması yapılarak alınması ve böylece söz konusu
ihtiyaçların herkes (ekonomik ve mali yeterliliği ile mesleki ve teknik
yeterliliği olmayanlar) tarafından yerine getirilebilecek derecede
sıradanlaştırılması, benzer özelliklere sahip sahte oy verme mührü yapılması
ile sahte filigranlı oy pusulası ve oy zarfı kağıdı bastırılmasına ve
seçimlerde bunların kullanılması gibi sahteciliklere imkan yaratmaktadır.
Seçimlerde sahteciliği teşvik ederek seçim güvenliğini ortadan
kaldıran ve böylece halk adına karar alacak temsilcilerin seçimlerini şaibeli
kılan iptali istenen düzenlemeler, Anayasanın 2 nci maddesindeki demokratik
devlet ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
Anayasanın 2 nci maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında
sayılan hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına
dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk
düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan
kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine
açık olan devlettir. Hukuk devleti ilkesinin gereklerinden biri de kanunların
kamu yararı amacını gerçekleştirmek üzere çıkarılmasıdır.
Anayasa Mahkemesi'nin yerleşik kararlarına göre kamu yararı,
bireysel ve özel çıkarlardan ayrı ve bunlara üstün olan toplumsal yararı ifade
etmektedir.
Kanunun amaç ögesi bakımından Anayasaya uygun sayılabilmesi için
kanunun çıkarılmasında kamu yararı dışında bir amacın gözetilmemiş olması
gerekir.
Kamu harcamalarında 4734 sayılı Kanun'un uygulanmasını zorunlu
kılan Anayasal bir kural yoktur ve dolayısıyla yasa koyucunun bazı mal ve
hizmetler yönünden farklı usuller benimsemesinde anayasal açıdan bir engel
bulunmamaktadır.
Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 20.09.2012 günlü ve E.2012/65,
K.2012/128 sayılı Kararında belirtildiği üzere, "Bir mal ve hizmet alımı
ihalesinin 4734 sayılı Kanun'da öngörülen saydamlık, rekabet, eşit muamele,
güvenirlik, gizlilik ve kamuoyu denetimi esas alınarak belirlenen usullerin
dışına çıkarılırken, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan kamu yararı amacı
gözetilmelidir."
Siyasal organların belirleneceği tüm seçimlerin gerektirdiği her
türlü ihtiyacın, ekonomik ve mali yeterliliği ile mesleki ve teknik yeterliliği
bulunan kişiler tarafından teknik ve idari özelliklerini içerir şekilde,
zamanında, uygun maliyetlerle ve her türlü şaibeden uzak şekilde karşılanmasına
güvence oluşturacak saydam, rekabetçi ve güvenilir usullerle karşılanması
yerine, idari ve teknik şartname hazırlanmadan, yüklenicide ekonomik ve mali
yeterlik ile mesleki ve teknik yeterlik şartları aranmadan, teminat alınmadan,
ilan yapılmadan, ihale komisyonu kurulmadan ve ihale yapılmadan ihale
yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat
araştırması yapılarak temin edilmesini öngören düzenlemede kamu yararı dışında
gizli amaçlar olduğu açık olduğundan, iptali istenen kurallar Anayasanın 2 nci
maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
Öte yandan, Anayasanın 10 uncu maddesinde, "Herkes, dil, ırk,
renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye,
zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz." denilmiştir.
Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar
karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve haklı bir nedene
dayanmadan ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir.
Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik
kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı
hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasada öngörülen eşitlik
ilkesi zedelenmez.
Anayasa Mahkemesi 10.07.2013 günlü ve E.2012/104, K.2013/87 sayılı
Kararında, "kişisel nitelikleri ve durumları özdeş olanlar arasında,
kanunlara konulan kurallarla değişik uygulamalar yapılamaz. Kanunlar, eşitlik
ilkesine uygun bir şekilde, aynı veya benzer durumda bulunanlar için haklarda
ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda,
fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranılmasını sağlayacak kurallar içermelidir."
demiştir.
İptali istenen düzenleme, siyasal organların belirleneceği tüm
seçimlerin gerektirdiği her türlü ihtiyacın, idari ve teknik şartname
hazırlanmadan, yüklenicide ekonomik ve mali yeterlik ile mesleki ve teknik
yeterlik şartları aranmadan, teminat alınmadan, ilan yapılmadan, ihale
komisyonu kurulmadan ve ihale yapılmadan ihale yetkilisince görevlendirilecek
kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat araştırması yapılarak temin
edilmesini öngördüğü için, söz konusu ihtiyaçları "saydamlık, rekabet, eşit
muamele, güvenirlik, gizlilik ve kamuoyu denetimi" ilkeleri çerçevesinde
yerine getirebilecek çok sayıdaki yüklenici arasında saydamlık, rekabet ve eşit
muamele ilkelerini hayata geçirecek ihale yöntemini askıya alma yoluyla
eşitsizliğe yol açtığından, Anayasanın 10 uncu maddesine aykırıdır.
III. YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA İSTEMİNİN GEREKÇESİ
Anayasaya aykırı olan iptali istenen düzenlemeler yürürlüğe girmiş
bulunmaktadırlar.
30 Mart 2014 tarihinde yerel seçimler, Temmuz 2014'de
Cumhurbaşkanlığı ve 2015 de ise genel seçimler yapılacaktır. Demokrasinin ve
Anayasal Cumhuriyetin güvencesi, seçimlerin her türlü şaibeden uzak
yapılmasıdır. Halk adına karar verecek olanların seçimlerinde şaibelerin
olması, demokrasiye, halk iradesine ve Anayasal Cumhuriyete ileride telafisi
olmayan zarar ve ziyanlara yol açacaktır.
Kamu harcamalarının saydam, rekabetçi ve güvenilir olmayan
süreçlerde yapılmasında da halkın ve kamu bütçesinin ileride giderilmesi mümkün
olmayan zarar ve ziyanlara neden olacağı da açıktır.
Öte yandan, anayasal düzenin en kısa sürede hukuka aykırı
kurallardan arındırılması, hukuk devleti sayılmanın gereğidir. Anayasaya
aykırılığın sürdürülmesinin, bir hukuk devletinde sübjektif yararların üstünde,
özenle korunması gereken hukukun üstünlüğü ilkesini de zedeleyeceği
kuşkusuzdur. Hukukun üstünlüğü ilkesinin sağlanamadığı bir düzende, kişi hak ve
özgürlükleri güvence altında sayılamayacağından, bu ilkenin zedelenmesinin
hukuk devleti yönünden giderilmesi olanaksız durum ve zararlara yol açacağında
duraksama bulunmamaktadır.
Bu zarar ve durumların doğmasını önlemek amacıyla, Anayasaya
açıkça aykırı olan ve iptali istenen hükümlerin iptal davası sonuçlanıncaya
kadar yürürlüklerinin de durdurulması istenerek Anayasa Mahkemesine dava
açılmıştır.
IV. SONUÇ VE İSTEM
28.11.2013 tarihli ve 28835 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan,
19.11.2013 tarihli ve 6504 sayılı "Kamu İhale Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun"un;
1 inci maddesi ile değiştirilen 04.01.2002 tarihli ve 4734 sayılı
Kamu İhale Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi, Anayasanın
2 nci ve 10 uncu maddelerine,
aykırı olduğundan iptaline ve uygulanması halinde giderilmesi güç
ya da olanaksız zarar ve durumlar doğacağı için, iptal davası sonuçlanıncaya
kadar yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesine ilişkin istemimizi saygı
ile arz ederiz.""