"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
"5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun Ek 20. maddesinin, 29.11.1984 tarih ve 243 sayılı KHK ile eklenen 3. fıkrasında "... kadrosuzluk veya yaş haddi sebebiyle ... haklarında emeklilik işlemi uygulananlara emekli edildikleri veya aylıklarının bağlandığı tarihi takip eden, ilk mali yılbaşında gösterge veya ekgösterge rakamlarında meydana gelecek artışa bu tarihte yürürlükte olan aylık katsayı uygulanmak suretiyle ikramiye farkları, emekli ikramiyesi ile ilgili hükümlere göre ayrıca ödenir." hükmü getirilmiş; aynı maddeye, 15.7.1993 tarih ve 21638 sayılı ResmiGazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 486 sayılı KHK'nin 22. maddesiyle eklenen 4. fıkrada ise "yukarıdaki fıkraya göre emekliye ayrılanlara, emekli edildikleri veya aylıklarının bağlandığı tarihi takip eden ilk katsayı artışından doğan ikramiye farklarıayrıca ödenir." hükmüne yer verilmiştir.
25.7.1995 tarih ve 22354 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 562 sayılı KHK'nin 15. maddesiyle de 5434 sayılı Yasanın anılan Ek 20. maddesinin 3. ve 4. fıkraları değiştirilerek yeniden düzenlenmiştir. 562 sayılı KHK ile yeniden düzenlenen 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun Ek 20. maddesinin 3. fıkrası "İştirakçilerden, kanunlarla bekleme süreleri sonunda kadrosuzluk veya yaş haddi sebebiyle emekliye sevk edilenler ve vazife malüllüğü hükümlerinegöre vazife malüllüğü aylığı bağlananlar ile ölüm sebebiyle haklarında emeklilik işlemi uygulananlara; bu kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artışnedeniyle oluşacak ikramiye farkları ile ilk mali yılın birinci ayında katsayılar dışındaki diğer unsurlarda meydana gelecek artışa, bu tarihte yürürlükte olan katsayılar uygulanmak suretiyle bulunacak ikramiye farkları, emekli ikramiyesi ile ilgili hükümlere göre ayrıca ödenir." hükmünü içermektedir.
Kurulumuzca, uyuşmazlığın kaynaklandığı 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 562 sayılı KHK ile değişik Ek 20. maddesinin yukarıda metni yazılı 3. fıkrasının emekli ikramiyesi farkından yararlanma hakkını, emekli aylığına hak kazanılan tarihten itibaren üç ay içinde meydana gelecek katsayı artışına bağlayan hükmünün Anayasa'ya aykırı olup olmadığı yönünden Anayasa Mahkemesince karara bağlanması ve ondan sonra davanın çözümü uygun görüldüğünden, belirtilenkonunun re'sen incelenmesine geçildi.
Anayasa Mahkemesinin pek çok kararında tanımlandığı gibi, hukuk devleti, insan haklarına saygı gösteren, bu hakları koruyucu adil bir hukuk düzeni kuran, bunu sürdürmeye kendini yükümlü sayan, bütünüyle hukuka uyan devlet demektir. Hukuk devleti niteliğini kazanmanın vazgeçilmez koşullarından birisi de yasalar önünde herkesin eşitliğidir. Anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesi Anayasa Mahkemesi kararıyla açıklanmıştır. Bu kararlarda belirtildiği üzere, eylemli değil, hukuksal eşitliği öngören eşitlik ilkesi, hukuksal durumları aynı olan kişiler arasında haklı bir nedene dayanılmadan ayrım yapılamayacağı esasını içermektedir. Böylece eşitlik ilkesine yer veren Anayasa hükmü, hukuki açıdan kişisel niteliklerive durumları özdeş olanlara değişik uygulama yapılmasını ve yasa önünde ayrımı yasaklamaktadır.
Yukarıda değinilen 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 562 sayılı KHK ile değişik Ek 20. maddesinin 3. fıkrası kadrosuzluk veya yaş haddi sebebiyle emekli olanların emekli ikramiye farkından yararlanmalarını; ilgililerin emekli aylığına hak kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde katsayıda artış olması koşuluna bağlamıştır. Bu düzenleme kadrosuzluk veya yaş haddi nedeniyle emekliye ayrılanlardan bir kısmının yıl içinde yapılan katsayı artışına göre emeklilik ikramiye farkı almaları; hukuksal durumları aynı olan bir kısım emeklilerin ise, yıl içindeki katsayı artışının, emekli aylığına hak kazandıkları tarihten itibaren üç ay içinde yapılmayıp, daha sonra yapılması nedeniyle ikramiye farkı alamamaları sonucunu doğurmaktadır. Sebebi ve dayandıkları kriteri belirsiz bulunan söz konusu üç aylık sınırlama, hukuksal durumları aynı olan emekliler arasında doğum tarihlerindeki farklılık nedeniyle açıkça eşitsizliğe yol açtığından emeklilik ikramiye farkından yararlanmayı tesadüflere bağlayan mevcut yasal düzenlemeyi hukuki açıdan kabule olanak bulunmamaktadır.
Belirtilen bu durum, hukuksal durumları aynı olan kişiler arasında haklı bir nedene dayanmadan ayırım yapılmasına yol açtığından, Anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesiyle bağdaşmamakta ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyet Emekli Sandığı Kanununun 562 sayılı KHK ile değişik Ek 20. maddesi 3. fıkrasında yer alan "... bu kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farkları ile ..." tümcesinin Anayasanın 10. maddesine aykırı olduğu kanısına varıldığından, anılan yasa hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına ve Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar dosyanın bekletilmesine 12.11.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1997/69
Karar Sayısı : 1998/54
Karar Günü : 22.9.1998
R.G. Tarih-Sayı :20.03.1999-23645
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Danıştay Onuncu Dairesi
İTİRAZIN KONUSU : 8.6.1949 günlü, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 562 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilen Ek 20. maddesinin üçüncü fıkrasındaki "... bu kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takibeben üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farkları ile ..." sözcüklerinin, Anayasa'nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Yaş sınırı nedeniyle emekliye ayrılan davacının, 15.11.1995 tarihindeki memur katsayı artışından doğan emekli ikramiyesi farkının ödenmeyeceğine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada, Ankara 4. İdare Mahkemesi kararını temyizen inceleyen Danıştay Onuncu Dairesi, uygulanacak kural olan 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun ek 20. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "... bu kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takibeden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farkları ile ..." tümcesinin iptali istemiyle başvuruda bulunmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
5434 sayılı Yasa'nın iptali istenilen sözcükleri de içeren Ek 20. maddesi şöyledir:
"Ek Madde 20- Emekli, adi mâlûllük, vazife mâlûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan; asker, sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için, ek 4 üncü maddeye göre hesap edilecek aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.
Verilecek emekli ikramiyesinin hesabında, 30 fiili hizmet yılından fazla süreler nazara alınmaz.
İştirakçilerden, kanunlarla belirlenen bekleme süreleri sonunda kadrosuzluk veya yaş haddi sebebiyle emekliye sevk edilenler ve vazife malüllüğü hükümlerine göre vazife malüllüğü aylığı bağlananlar ile ölüm sebebiyle haklarında emeklilik işlemi uygulananlara; bu kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takibeden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farkları ile ilk mali yılın birinci ayında katsayılar dışındaki diğer unsurlarda meydana gelecek artışa, bu tarihte yürürlükte olan katsayılar uygulanmak suretiyle bulunacak ikramiye farkları, emekli ikramiyesi ile ilgili hükümlere göre ayrıca ödenir.
Emekli, adi mâlûllük veya vazife mâlûllüğü aylığı bağlanmadan veyahut toptan ödeme yapılmadan ölen iştirakçiler için yukarıdaki esaslara göre hesaplanacak ikramiyenin tamamı, aylığa veya toptan ödemeye hak kazanan dul ve yetimlere 5434 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde gösterilen hisseleriyle orantılı olarak ödenir.
Emekli ikramiyesini aldıktan sonra yeniden iştirakçi durumuna girenlerin tekrar emekliye ayrılmalarında, yalnız sonradan geçen hizmetlerine karşılık yukarıdaki esaslara göre emekli ikramiyesi ödenir.
Şu kadar ki, evvelce verilmiş olan ikramiye ile sonradan geçen hizmetler için ayrıca tahakkuk ettirilecek ikramiyenin hesabına esas alınan fiilî hizmet süreleri toplamı 30 yıldan fazla olamaz ve evvelce 30 hizmet yılı için emekli ikramiyesi ödenmiş olanlara hiçbir şekilde ikramiye farkı ödenmez.
5434 sayılı Kanunun 88 inci maddesi kapsamına girenlerin emeklilik ikramiyeleri hakkında da yukarıdaki hükümlere göre işlem yapılır.
Sandıkça tahakkuk ettirilmiş veya ettirilecek emekli ikramiyelerini almadan ölenler ile ölüm tarihinde aylığa müstehak dul ve yetim bırakmadan ölen iştirakçilerin ikramiyeleri kanuni mirasçılarına ödenir.
Bu madde gereğince ödenecek emeklilik ikramiyesi ödendikçe onayı veren kurumca, Sayıştay ve Danıştay Başkanlarının ise kendi kurumlarınca, yazı ile istenilmesi üzerine en çok iki ay içinde faturası karşılığında Sandığa ödenir.
Ölenlerin hak sahiplerine ödenecek emeklilik ikramiyesinin tahsili hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır."
B- Dayanılan Anayasa Kuralı
Başvuru kararında dayanılan Anayasa kuralı şöyledir :
"MADDE 10.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca, Yekta Güngör ÖZDEN, Güven DİNÇER, Selçuk TÜZÜN, Ahmet N. SEZER, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Lütfi F. TUNCEL ve Fulya KANTARCIOĞLU'nun katılmalarıyla 16.12.1997 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine ve sınırlama sorununun esas inceleme evresinde ele alınmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
İşin esasına ilişkin rapor, başvuru kararı ve ekleri, Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülen yasa kuralı ile aykırılık savına dayanak yapılan Anayasa kuralı, bunların gerekçeleri ve öteki yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Sınırlama Sorunu
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi'ne itiraz yoluyla yapılacak başvurular, itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlıdır.
Uygulanacak yasa kurallarından amaç, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan yahut tarafların istek ve savunmaları çerçevesinde bir karar vermek için başvurulması gereken kurallardır.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun Ek 20. maddesinin itiraz konusu üçüncü fıkrasında, kadrosuzluk veya yaş haddi sebebiyle emekliye sevk edilenler ve vazife malüllüğü hükümlerine göre vazife malüllüğü aylığı bağlananlar ile ölüm sebebiyle haklarında emeklilik işlemi uygulananlara, bu kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takibeden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farklarının ödeneceği belirtilmiştir.
İtiraz yoluna başvuran Danıştay Onuncu Dairesi'nin bakmakta olduğu davada, davacı, yaş haddi nedeniyle emekliye sevk edildiğinden, esasa ilişkin incelemenin "yaş haddi sebebiyle emekliye sevk edilenler"le sınırlı olarak yapılmasına, 22.9.1998 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
B- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun Ek 20. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, emekli, adi malüllük, vazife malüllüğü aylığı bağlanan veya toptan ödeme yapılan, asker, sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için, ek 4. maddeye göre hesaplanacak aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı tutarında emekli ikramiyesi verileceği, emekli ikramiyesinin hesabında 30 fiilî hizmet yılından fazla sürelerin dikkate alınmayacağı öngörülmüş, üçüncü fıkrasında da, Sandık iştirakçilerinden, kanunlarla belirtilen bekleme süreleri sonunda kadrosuzluk veya yaş sınırı nedeniyle emekliye sevk edilenler ve vazife malüllüğü hükümlerine göre vazife malüllüğü aylığı bağlananlar ile ölüm nedeniyle haklarında emeklilik işlemi uygulananlara, bu kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takibeden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farklarının ayrıca ödeneceği belirtilmiştir.
Memur maaşlarındaki katsayı artışları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 154. maddesine göre, üçer veya altışar aylık dönemler itibariyle uygulanmak üzere Genel Bütçe Kanunu ile saptanmaktadır. Ancak, malî yılın ikinci yarısında, memleketin ekonomik gelişmesi, genel geçim şartları ve Devletin malî imkanları göz önünde bulundurulmak suretiyle Bakanlar Kurulu bu katsayıları ikinci yarının tamamı veya üçer aylık dönemleri itibariyle uygulanmak üzere değiştirmeye yetkilidir. Buna göre uyuşmazlığın doğduğu 1995 yılı için, 1.1.1995 ilâ 31.3.1995, 1.4.1995 ilâ 8.11.1995, 15.11.1995 ilâ 31.12.1995 tarihleri arasında geçerli olmak üzere üç kez katsayı artışı yapılmıştır.
Başvuru kararında, dava konusu kurala göre, kadrosuzluk veya yaş sınırı nedeniyle emekliye ayrılanlardan kimilerinin yıl içinde yapılan katsayı artışından yararlanıp emeklilik ikramiyesi farkı alabilmelerine karşılık, aynı hukuksal durumda olan bir kısım emeklinin, emekliye ayrıldığı tarihten itibaren üç ay içinde katsayı artışı yapılmaması halinde sonradan yapılan katsayı artışı nedeniyle ikramiye farkı alamadığı, eşitsizliğe yol açan bu yasal düzenlemenin, Anayasa'nın 10. maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmiştir.
Eşitlik ilkesinin kurala bağlandığı Anayasa'nın 10. maddesinde, "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." denilmektedir.
Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulması anlamına gelmez. Yasaların uygulanmasında dil, ırk, renk, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayrılığı gözetilmesi ve bu nedenlerle eşitsizliğe yol açılması Anayasa katında geçerli görülemez. Bu mutlak yasak, birbirinin aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını ve ayrıcalıklı kişi ve toplumların yaratılmasını engellemektedir. Kimi yurttaşların haklı bir nedene dayanarak değişik kurallara bağlı tutulmaları eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişikliğin doğurduğu zorunluluklar, kamu yararı ya da başka haklı nedenlere dayanarak yasalarla farklı uygulamalar getirilmesi durumunda eşitlik ilkesi zedelenmez.
Değişik tarihlerde emekli olanların yararlandığı emekli ikramiyesi farkından davacının yararlanamaması nedeniyle eşitlik kuralının ihlal edildiğinden söz edilemez. İtiraz konusu kural, davacı ile aynı tarihte emekli olanlar yönünden farklı bir düzenleme içermemektedir.
Bu nedenle, iptal isteminin reddi gerekir.
VI- SONUÇ
8.6.1949 günlü, 5434 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu"nun Ek 20. maddesinin 562 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilen üçüncü fıkrasındaki "...bu kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takibeden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farkları ile..." sözcüklerinin "Yaş haddi sebebiyle emekliye sevk edilenler" yönünden Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, Ali HÜNER, Lütfi F. TUNCEL ile Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 22.9.1998 gününde karar verildi.
Başkan
Ahmet Necdet SEZER
Başkanvekili
Güven DİNÇER
Üye
Haşim KILIÇ
Yalçın ACARGÜN
Mustafa BUMİN
Sacit ADALI
Ali HÜNER
Lütfi F. TUNCEL
Fulya KANTARCIOĞLU
Mahir Can ILICAK
Rüştü SÖNMEZ
KARŞIOY YAZISI
Danıştay Onuncu Dairesi, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun 562 sayılı K.H.K. ile değiştirilen Ek 20. maddesinin üçüncü fıkrasındaki "Bu Kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farkları ile..." sözcüklerinin Anayasa'nın 10. maddesine aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek iptali istemiyle başvurmuştur.
Mahkememizin oyçokluğuyla aldığı kararla, itiraz konusu sözcüklerin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verilmiştir.
Aşağıda izah edeceğim nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
İtiraz konusu sözcüklerin yer aldığı 5434 sayılı Yasa'nın Ek 20. maddesinde sözü edilen ikramiye farkı ödeneceğine dair kural, ilk defa 29.11.1984 tarih ve 243 sayılı KHK'nin 29. maddesiyle Ek 20. maddeye eklenen üçüncü fıkra ile kabul edilmiştir. Buna göre, Sandık iştirakçilerinden emekliliğe hak kazananlar, ilk malî yıl başında yapılan gösterge ve ek gösterge artışına bu tarihteki aylık katsayı uygulanmak suretiyle hesaplanan artışı, emekli ikramiyesi farkı olarak almışlardır. Daha sonra 13.7.1993 gün ve 486 sayılı K.H.K.'nin 22. maddesiyle Ek 20. maddeye dördüncü fıkra eklenerek "Yukarıdaki fıkraya göre emekliye ayrılanlara emekli edildikleri veya aylıklarının bağlandığı tarihi takip eden ilk katsayı artışından doğan ikramiye farkları ayrıca ödenir" kuralı getirilerek ikramiye farkına, ilk malî yıl başındaki gösterge ve ek gösterge artışları yanı sıra, ilk katsayı artışı da eklenmiştir.
Bu defa 6.7.1995 gün ve 562 sayılı K.H.K.'nin 15. maddesiyle 5434 sayılı Yasa'nın Ek 20. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları değiştirilerek yeniden düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme ile üçüncü fıkrada itiraz konusu yapılan, emekli aylığına hak kazanılmasından sonra, emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artıştan dolayı ikramiye farkı ödenmesi, bu katsayı artışının üç ay içinde olması koşuluyla sınırlandırılmıştır.
5434 sayılı Yasa'nın emekli ikramiyesi konusunu düzenleyen Ek 20. maddesi hükmüyle, kadrosuzluk, yaş haddi, vazife malüllüğü, ölüm gibi nedenlerle, kendi istekleri dışında haklarında emeklilik işlemi tesis edilenlere, emekli ikramiyesinin hesaplanmasında önemli bir unsur olan, ilk katsayı artışından doğan farkın da emekli ikramiyesine yansıtılması öngörülmüş, ancak, itiraz konusu kuralla bu olanak, emekliliğe hak kazanıldığı tarihten sonraki üç ay içinde katsayı artışı ile sınırlandırılmıştır. Böylece itiraz konusu kuralda yer alan üç aylık sınırlama nedeniyle, yaş haddinden emekli olan bir iştirakçi, emekliliğe hak kazandığı tarihten sonra, üç ay içinde katsayı artışı yapılmadığı takdirde, emekli ikramiye farkı alamamaktadır. Bir diğer iştirakçi şayet yaş haddinden emekli olduğu tarih, katsayı artışının üç ay öncesine rastlamışsa bu artıştan faydalanabilecektir. İştirakçilerin iradesi dışında gelişen ve oluşan bu farklılık nedeniyle iştirakçiler arasında farklı uygulamalar ve ödemeler yapılmaktadır. Bu husus Anayasa'nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. Bu eşitsizliğin hiçbir inandırıcı ve haklı bir nedeni de yoktur. Çoğunluk görüşünde izah edildiği gibi bu eşitsizliği, Anayasa'nın 65. maddesinde öngörülen "Anayasada yer alan sosyal ve ekonomik hakların Devlet tarafından gerçekleştirilmesi, ancak malî kaynakların yeterliği ölçüsünde olanaklıdır" şeklindeki kuralla da gidermek ve haklı görmek mümkün değildir. Kişisel nitelikleri ve hukukî durumları özdeş olanlar arasında hiçbir şekilde farklı uygulamalar yapılamaz ve bu yönde yasalarla yapılacak ayrıcalıklar da haklı görülemez.
Bu nedenlerle, 5434 sayılı Yasa'nın Ek 20. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan itiraz konusu sözcükler, Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğundan iptaline karar verilmesi gerekirken Anayasa'ya aykırı olmadığı ve itirazın reddi yönünde oluşan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞIOY GEREKÇESİ
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin yasa ile düzenleneceğini öngören Anayasa'nın 128. maddesi doğrultusunda düzenlemeler içeren 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 154. maddesinin ilk fıkrasına göre "Aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge ve kıdem aylığı gösterge rakamlarının aylık tutarlarına çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı ile memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylık katsayısı üçer veya altışar aylık dönemler itibariyle uygulanmak üzere Genel Bütçe Kanunu ile tespit olunur. Ancak malî yılın ikinci yarısında, memleketin ekonomik gelişmesi, genel seçim şartları ve Devletin malî imkânları gözönünde bulundurulmak suretiyle Bakanlar Kurulu bu katsayıları ikinci yarının tamamı veya üçer aylık dönemleri itibariyle uygulanmak üzere değiştirmeye yetkilidir".
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Yasası'nın Ek 20. maddesinin ilk fıkrasında, "Emekli, adi malûllük, vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan, asker, sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için ek 4 üncü maddeye göre hesap edilecek aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir"; ikinci fıkrasında da, "Verilecek emekli ikramiyesinin hesabında, 30 fiili hizmet yılından fazla süreler nazara alınmaz" denilmektedir. Maddeye 29.11.1984 günlü, 243 sayılı KHK ile eklenen üçüncü fıkrada ise "İştirakçilerden, kanunlarla belirlenen bekleme süreleri sonunda kadrosuzluk veya yaş haddi sebebiyle emekliye sevk edilenler ve vazife malûllüğü hükümlerine göre vazife malûllüğü aylığı bağlananlar ile ölüm sebebiyle haklarında emeklilik işlemi uygulananlara, bu kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farkları ile ilk malî yılın birinci ayında katsayılar dışındaki diğer unsurlarda meydana gelecek artışa, bu tarihte yürürlükte olan katsayılar uygulanmak suretiyle bulunacak ikramiye farkları, emekli ikramiyesi ile ilgili hükümlere göre ayrıca ödenir" kuralına yer verilmiş; itiraz yoluna başvuran Danıştay 10. Dairesi bu kuralın yalnız "Bu kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farkları" sözcüklerinin iptalini istemiştir.
İtiraz konusu sözcüklerle ilgili düzenlemeyle, aylığa hak kazanıldığı tarihi izleyen üç ay içindeki katsayı artışları nedeniyle oluşacak ikramiye farklarının ödenmesine izin verildiğinden, uygulamada, katsayılarda üç ayı aşan sürelerle zam yapılan durumlarda, aynı yıl içinde doğan ancak, iradeleri dışında yaş haddi nedeniyle farklı tarihlerde emekli olanlardan kimileri yıl içindeki katsayı artışından yararlandıkları halde kimileri yararlanamamıştır. Eşitliği bozan bu durum, itiraz konusu düzenleme yapılırken, 657 sayılı Yasa'nın yukarıda sözü edilen 154. maddesine koşut olarak katsayılardaki artışların üç ve altı aylık sürelerle yapılabileceği olasılığının dikkate alınmamış olmasından kaynaklanmıştır. Nitekim yasa koyucu 1.4.1998 günlü, 4354 sayılı Yasa'nın 3. maddesiyle Ek 20. maddenin üçüncü fıkrasına yaptığı ekle "Ancak aylığa hak kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde katsayılarda artış yapılmadığı takdirde, müteakiben katsayılarda altı ay içinde yapılacak ilk artıştan doğan ikramiye farkları da bunlara ayrıca ödenir" kuralını getirmiştir. 4354 sayılı Yasa'nın genel ve madde gerekçesinden söz konusu düzenlemenin, istemleri dışında hizmetten ayrılmak zorunda kalan personelin mağduriyetini gidermek için yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durum, itiraz konusu düzenlemenin, kimi haksız uygulamalara neden olduğunun yasa koyucu tarafından da kabul edildiğini göstermektedir.
Yasaların sağladığı olanaklardan vatandaşlardın eşit ve adil biçimde yararlandırılmaları Anayasa'nın, eşitlik ilkesini düzenleyen 10. maddesinin olduğu kadar hukuk devleti ilkesine yer veren 2. maddesinin de gereğidir.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu ve iptali gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.