ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1994/80
Karar Sayısı : 1995/27
Karar Günü : 6.7.1995
R.G. Tarih-Sayı :02.02.1996-22542
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Zonguldak Vergi Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 4.5.1994 günlü, 3986 sayılı "Ekonomik Denge
İçin Yeni Vergiler İhdası ile 1.7.1964 Tarihli ve 488 Sayılı, 2.7.1964 Tarihli
ve 492 Sayılı, 7.11.1984 Tarihli ve 3074 Sayılı, 25.10.1984 Tarihli ve 3065
Sayılı, 31.12.1960 Tarihli ve 193 Sayılı, 21.7.1953 Tarihli ve 6183 Sayılı,
2.2.1981 Tarihli ve 2380 Sayılı, 15.7.1963 Tarihli ve 277 Sayılı Kanunların
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"un kurumlar
vergisine ilişkin olarak 1. maddesinin (a) bendi ile 2. maddesinin (a) bendi ve
4. maddesinin (a) ve (g) bendlerinin Anayasa'nın 2. ve 73. maddelerine
aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Kurumlar Vergisi yükümlüsü dâvacının, ekonomik denge vergisi
beyannamesini ihtirazî kayıtla vergi dairesine vermesi üzerine adına tahakkuk
ettirilen verginin terkini istemiyle açtığı davada, Anayasa'ya aykırılık savı
Mahkemece ciddî bulunarak, 3986 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin (a) bendiyle 2.
maddesinin (a) bendinin ve 4. maddesinin (a) ve (g) bendlerinin iptali
istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenen Yasa Kuralları
3986 sayılı Yasa'nın iptali istenen kuralları şunlardır:
1- "Madde 1- Aşağıda sayılan mükellefler ekonomik denge
vergisine tabidirler:
a) Kazanç ve iratlarını yıllık, münferit ve özel beyanname ile
beyan eden gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri,"
2- "Madde 2- Ekonomik denge vergisi:
a) Gelir veya kurumlar vergisine ilişkin olarak 1994 takvim
yılında verilmesi gereken yıllık, özel veya münferit beyannamelerdeki matrahlar
üzerinden % 10;"
3- "Madde 4- Ekonomik denge vergisi aşağıda belirtilen
sürelerde beyan üzerine veya idarece tarh edilerek ödenir.
a) 1994 yılında verilmesi gereken yıllık gelir veya kurumlar
vergisi beyannameleri ile beyan edilmesi gereken matrahlar üzerinden hesaplanan
ekonomik denge vergisi; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, gelir veya
kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme süresi başlamış veya geçmiş
olanlarda, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde, kanunî
beyanname verme süresi başlamamış olanlarda ise beyanname verme süresi içinde
ayrı bir beyanname ile beyan edilir. Bu vergi kanuni beyanname verme süresi
başlamış veya geçmiş olanlarda ilki bu vergiye ilişkin beyanname verme süresi
içinde, diğerleri Temmuz, Eylül, Kasım ve Aralık aylarında; kanuni beyanname
verme süresi başlamamış olanlarda ise ilki beyannamenin verildiği ayda
diğerleri bu ayı takip eden ikinci, dördüncü, altıncı ve yedinci ayda olmak
üzerebeş eşit taksitte ödenir."
...............
g) Gelir ve kurumlar vergisinde ikmalen, resen veya idarece
tarhiyata konu olan matrahlar üzerinden de bu vergi tarh edilir.
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
İtiraz gerekçesinde dayanılan Anayasa kuralları da şunlardır:
1- "MADDE 2.- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî
dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk
milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir."
2- "MADDE 73.- Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere,
malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının
sosyal amacıdır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur,
değiştirilir veya kaldırılır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık,
istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği
yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna
verilebilir."
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca Yekta Güngör
ÖZDEN, Güven DİNÇER, İhsan PEKEL, Selçuk TÜZÜN, Ahmet N. SEZER, Haşim KILIÇ,
Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN, Sacit ADALI, Ali HÜNER ve Lütfi F. TUNCEL'in
katılımlarıyla 15.11.1994 günü yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada
eksiklik bulunmadığından, 4.5.1994 günlü, 3986 sayılı Kanun'un, itiraz konusu
1/a ve 2/a maddelerinin esasına ilişkin incelemenin Mahkemenin getirdiği
sınırlar içinde, 4/a ve 4/g maddelerinin ise "Kurumlar Vergisi..."
yönünden yapılmasına, oybirliğiyle karar verildi.
V- ESASIN İNCELENMESİ
İşin esasına ilişkin rapor, başvuru kararı ve ekleri, Anayasa'ya
aykırılığı ileri sürülen yasa kuralları ile aykırılık savına dayanak yapılan
Anayasa kuralları, bunların gerekçeleri ve öteki yasama belgeleri okunup
incelendikten ve Maliye Bakanı ile iki yetkilinin sözlü açıklamaları
dinlenildikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- İtiraz Konusu Kuralların Anlam ve Kapsamı
Yasa'nın genel gerekçesinde şöyle denilmektedir:
"1980'li yılların ikinci yarısından günümüze kadar kamu
finansman açıklarında sürekli bir artış eğilimi görülmüştür. Bu durum, iç
finansman yapımızı bozmuş ve dış ticaret açıklarının büyüme eğilimine girmesine
neden olmuştur. Yıllarca biriken sorunlar ve bozulan ekonomik dengeler, bu
konuda ciddi tedbirlerin alınmasını zorunlu kılmıştır.
Kamu finansman açıklarının hızla aşağılara çekilmesi, enflasyonun
düşürülmesi, dış ticaret açıklarının kapatılması, sağlıklı ekonomik büyümenin
gerçekleştirilmesi, kamunun ekonomi içindeki yerinin yeniden tanımlanması ve
sonuç olarak ekonominin yeniden istikrara kavuşturulması amacıyla alınması
gereken tedbirlerin en önemlilerinden birisi de vergi gelirlerini artırmaktır.
Bu düşünceden hareketle bir defaya mahsus olmak üzere ilave bir vergi alınması
için Tasarı hazırlanmıştır."
3986 sayılı Yasa ile kimi yeni vergiler konulmakta, ek vergiler
getirilmekte ve kimi yasalarda da değişiklik yapılmaktadır.
Yasa ile getirilen yeni vergiler, bir kez alınması öngörülen
Ekonomik Denge Vergisi ve Net Aktif Vergisidir. Ek vergiler ise Ek Gayrimenkul
Vergisi ve Ek Motorlu Taşıtlar Vergisidir.
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 3986 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin
(a) bendi, 2. maddesinin (a) bendi ile 4. maddesinin (a) ve (g) bendlerinin
Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri sürmektedir.
İtiraz konusu kurallar ücretlilerden alınan Ekonomik Denge
Vergisi'ne ilişkindir. Bunlardan 1. maddenin (a) bendinde vergi yükümlüsü, 2.
maddenin (a) bendinde verginin konusu, matrahı, oranı, 4. maddenin (a) bendinde
verginin beyanı ve ödenmesi, 4. maddenin (g) bendinde ise ikmalen, resen veya
idarece tarh edilecek vergi ile ilgili esaslar belirlenmektedir.
1- 1. Maddenin (a) Bendi
Bend'e göre, kazanç ve iratlarını yıllık beyanname ile bildirmek
zorunda olan tam ve dar yükümlülüğe bağlı gelir ve kurumlar vergisi
yükümlüleri, Gelir Vergisi Yasası'nın 101. maddesine göre kazanç ve iratlarını,
münferit beyannameyle beyan eden gerçek kişiler, Kurumlar Vergisi Yasası'nın
22. maddesine göre madde kapsamına giren kazançlarını özel beyanname ile beyan
eden dar yükümlü kurumlar, Ekonomik Denge Vergisinin yükümlüsüdürler.
2- 2. Maddenin (a) Bendi
Bu bende göre, Kurumlar Vergisi yükümlülerinin 1993 yılı ile
ilgili olarak 1994 yılı içinde verdikleri yıllık, kurumlar vergisi
beyannamelerindeki matrahlar üzerinden % 10 ekonomik denge vergisi alınacaktır.
Hayat standardı esasına tabi olan gelir vergisi yükümlülerinin
beyanlarının, hayat standardı esasına göre hesaplanan kazanç tutarından daha
düşük olması halinde, bu yükümlülere ilişkin gelir vergisi tarhiyatı hayat
standardı esasına göre bulunan matrah üzerinden yapıldığı için ekonomik denge
vergisi tarhiyatı da aynı matrah üzerinden yapılacaktır.
3- 4. Maddenin (a) Bendi
Bu bent ekonomik denge vergisinin beyanı ve ödenmesi ile ilgili
düzenleme getirmektedir.
3986 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 7.5.1994 tarihinde, 1993
yılına ilişkin yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme süresi
geçmiş bulunmaktadır. Kurumlar Vergisi Yasası'nın 21. maddesine göre Kurumlar
Vergisi beyannamesi hesap döneminin kapandığı ayı takip eden dördüncü ay içinde
yani Nisan ayı içinde verilmektedir.
Buna göre 1994 yılı Nisan ayında kurumlar vergisi beyannamelerini
vermiş olan yükümlüler, ekonomik denge vergisi beyannamelerini 7.5.1994 tarihi
ile 7.6.1994 tarihleri arasında vermek durumundadırlar. İlk taksiti bu süre
içinde, diğer taksitleri ise Temmuz, Eylül, Kasım ve Aralık aylarında
ödeyeceklerdir.
4- 4. Maddenin (g) Bendi
3986 sayılı Yasa'nın 4. maddesinin (g) bendi şöyledir:
"Gelir ve kurumlar vergisinde ikmalen, resen veya idarece
tarhiyata konu olan matrahlar üzerinden de bu vergi tarh edilir."
Tarh işlemi, Vergi Usul Yasası'nda "Vergi alacağının
kanunlarda gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından
hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari muamele" (m
20) biçiminde tanımlanmıştır.
Vergi Usul Yasası'nın 25. maddesine göre, beyan üzerinden alınan
vergiler "Tahakkuk Fişi" ile tarh ve tahakkuk ettirilir.
Vergi Usul Yasası'nın 29. maddesine göre, verginin ikmalen tarhı,
"Her ne şekilde olursa olsun bir vergi tarh edildikten sonra bu vergiye
müteallik olarak meydana çıkan ve defter, kayıt ve belgelere veya kanuni
ölçülere dayanılarak miktarı tespit olunan bir matrah veya matrah farkı
üzerinden alınacak verginin tarh edilmesidir."
Re'sen vergi tarhı ise, "Vergi matrahının tamamen veya kısmen
defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân
bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi
incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında
belirtilen matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır."
Verginin idarece tarhı, Vergi Usul Yasası'nın 29. ve 30. maddeleri
dışında kalan tarhiyat biçimidir.
3986 sayılı Yasa'nın 4. maddesinin (g) bendi, bu çerçevede
incelendiğinde, tarh dönemi geçtikten sonra, gelir ve kurumlar vergisi ile
ilgili olarak bulunacak matrah farkları üzerinden ayrıca ikmalen ve re'sen
ekonomik denge vergisi tarhiyatı yapılacağı anlaşılmaktadır.
B- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
İtiraz konusu kurallar, birbirleriyle ilgileri ve Anayasa'ya
aykırılık savının bu kurallar kapsamında esasta Ekonomik Denge Vergisi'ne
yöneltilmesi nedeniyle birlikte incelenmiştir.
1- Anayasa'nın 73. Maddesi Yönünden
Anayasa'nın "Vergi Ödevi" başlıklı 73. maddesinin
birinci fıkrasında, "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî
gücüne göre, vergi vermekle yükümlüdür." denilmektedir.
Fıkrada, verginin "genel olması", "mali güce göre"
ve "kamu giderlerini karşılamak üzere" alınması öngörülmüştür.
Genellik ilkesi, sosyal sınıf farkı gözetilmeksizin herkesin elde
ettiği gelir, servet ya da harcamalar üzerinden vergi ödemesini amaçlar.
Malî güce göre vergilendirme ise, verginin kişilerin ekonomik ve
kişisel durumlarına göre alınmasıdır. Bu ilke, malî gücü fazla olanın, malî
gücü az olana oranla daha fazla vergi ödemesi gereğini belirler. Malî gücün
tanımı Anayasa'da bulunmamakla birlikte, genellikle ödeme gücüanlamında
kullanılmakta, kamu maliyesi yönünden ise gelir, servet ve harcamalar malî
gücün göstergeleridir. Verginin malî güce göre alınması aynı zamanda vergide
eşitlik ilkesinin uygulama aracıdır.
Vergide eşitlik ilkesi, yükümlülerin vergi ödeme güçleri dikkate
alınmak suretiyle vergilendirmenin yapılmasını öngörür. Başka bir deyişle,
kişilerin genel vergi yüküne kendi ödeme güçlerine göre katılmalarıdır. Bu
durumda, Anayasa'da öngörülen verginin "malî güce göre ödenmesi",
"herkesin vergi ödemesi" ilkesiyle birlikte vergilendirmede adalet ve
eşitlik ilkesine uygunluğu gösterir ve sosyal devletin en etkin uygulama
aracını oluşturur. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı bu ilkelere
uyularak sağlanır. Vergide eşitlik ilkesi, malî gücü aynı olanlarınaynı, malî
gücü farklı olanların ise ayrı oranda vergilendirilmesidir.
Anayasa'nın 73. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin mali
gücüne göre vergi ödemesi, ikinci fıkrasında ise vergi yükünün adaletli ve
dengeli bir biçimde dağılımının sağlanması amaçlanmıştır.
Sermaye iratlarının, ücretlere göre farklı vergilendirilmesi en az
geçim indirimi, artan oranlı (müterakki) vergilendirme gibi uygulamalar vergi
yükünün adalete uygun ve sosyal amaçlı dağıtımının araçlarıdır.
Yasakoyucu, anayasal kurallara uymak koşuluyla, gelir, servet ya
da harcamanın vergilendirilmesinde konulara, nitelik veya miktarlara göre kimi
değişik ölçütler getirebilir; gelirin unsurlarına ve miktarına göre ayrı
yükümlülükler ve oranlar belirleyebilir.
Ekonomik Denge Vergisi, Kurumlar Vergisi yönünden yükümlülerin 1994
takvim yılında vermeleri gereken yıllık ve özel beyannamelerdeki matrahlar
üzerinden % 10 oranında ödenecektir.
Kurumlar Vergisi'nin yükümlüleri, sermaye şirketleri,
kooperatifler, iktisadî kamu müesseseleri, dernek ve vakıflara ait iktisadî
işletmeler, iş ortaklıklarıdır. Kurumlar vergisi, gelir vergisi kapsamına giren
kazanç ve iratların, yasada belirtilen kurumlar tarafından elde edilmesiyle
doğar. Başka bir deyişle her iki verginin konusu aynı gelir unsurlarıdır.3986
sayılı Yasa'ya göre, kurumlar vergisi yükümlüleri 1993 yılı kurumlar vergisi
matrahları üzerinden % 10 oranında ekonomik denge vergisi ödeyeceklerdir.
Ekonomik denge vergisinin matrahı, 1993 yılı kurumlar vergisi matrahıdır. Söz
konusu yükümlüler, sonuç olarak 1993 yılı kazançları üzerinden % 46 yerine % 56
oranında vergi ödeyeceklerdir.
Ekonomik denge vergisinin, 1993 yılı için verilen kurumlar vergisi
beyannamesindeki matrahlar üzerinden hesaplanması, bu verginin alınmasında
kurumlar vergisinin kabul ettiği matrahın saptanması, muafiyet, istisna,
indirim gibi temel kavramların esas alındığını gösterir.
Bu nedenlerle, ekonomik denge vergisinin kurumlar vergisi
yükümlülerine ilişkin hükümlerinde, Anayasa'nın 73. maddesinde belirtilen mali
güce göre vergilendirme ilkesine aykırılık görülmemiştir.
Mahkeme, başvuru dilekçesinde, ekonomik denge vergisi
uygulamasında, ödeme gücü olan tüm kesimlerin değil, malî idarenin hemen
ulaşabileceği beyannameli yükümlülerin seçilmesi, dolayısıyla, bu uygulamanın
Anayasa'nın 73. maddesindeki genellik ilkesine aykırı olduğu belirtilmektedir.
Vergilendirmede genellik ilkesi, belirli kişi veya grupların dil,
din, ırk, cinsiyet vs. gibi nedenlerle vergi dışı bırakılmasına izin vermez.
Ancak, malî politika, sosyal ve ekonomik ve kimi teknik gerekler, kimi durumlarda
bazı grupların vergi kapsamı dışında bırakılmasını gerektirebilir. Bu durum
genellik ilkesine aykırılık oluşturmaz. Öte yandan, gelir ve kurumlar vergileri
yükümlülüklerinin, çok büyük kesimi beyannameli yükümlülerden oluşmaktadır. Bu
bakımdan, Ekonomik Denge Vergisi uygulamasında genellik ilkesinin zedelendiği
söylenemez.
Başvuru kararında, ayrıca Ekonomik Denge Vergisi'nin bir yıl önce
beyan edilen matrahtan alınması nedeniyle düşük beyanda bulunanlar lehine durum
yarattığı ve dolayısıyla Anayasa'nın 73/1. maddesindeki vergide genellik
ilkesine ve 73/II. maddedeki vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının
maliye politikasının sosyal amacı olduğu kuralına aykırılık oluşturduğu ileri
sürülmektedir. Budüşünce beyana dayalı tüm vergiler için söz konusudur.
Vergilemede beyana göre tarh ve tahakkuk işlemi ayrı, beyanın gerçek olup
olmadığının saptanması ayrı bir işlemdir. Beyanname verilmemesi ya da kazancın
eksik gösterilmesi yasaların öngördüğü yaptırımların uygulanmasını gerektirir.
Yukarda açıklanan nedenlerle, 3986 sayılı Yasa'nın 1/a, 2/a, 4/a
ve 4/g maddelerinin Kurumlar Vergisi yükümlülerine ilişkin hükümlerinde
Anayasa'nın 73. maddesine aykırı bir yön bulunmamaktadır.
2- Anayasa'nın 2. Maddesi Yönünden İnceleme
Mahkeme, başvuru kararında Ekonomik Denge Vergisi'nin bir yıl
önceki kazançlar üzerinden alınması nedeniyle geçmişe dönük yükümlülük
getirdiğini, kazanılmış hakların korunması ve hukuksal güvenliğin sağlanması
ilkelerine aykırılık oluşturduğunu ve bu yönden Anayasa'nın 2. maddesine aykırı
olduğunu ileri sürmektedir.
Hukuk devleti, tüm işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına
uygunluğunu başlıca gerçeklik koşulu bilen, her alanda adaletli bir hukuk
düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet
organlarına egemen kılan, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan
haklarına saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, Anayasa ve
hukuk kurallarına bağlılığa özen gösteren, yargı denetimineaçık olan, yasaların
üstünde yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ile Anayasa'nın
bulunduğu bilincinden uzaklaşmayan devlettir. hukuk devletinde kazanılmış
haklara saygı duyma esas olmakla beraber, kazanılmış bir haktan söz
edilebilmesi içinbu hakkın yeni yasadan önce yürürlükte olan kurallara göre bütün
sonuçlarıyla eylemli biçimde elde edilmiş olmasının gerekir.
Vergi Hukukunda geriye yürümenin söz konusu olup olmadığının
saptanabilmesi için vergiyi doğuran olayın tanımına bakılmalıdır.
Vergi Usul Yasası'na göre, vergi alacağı, vergi yasalarının vergiyi
bağladıkları olayın meydana gelmesi veya hukuksal durumun oluşması ile doğar.
Ekonomik Denge Vergisi'nde, vergiyi doğuran olay, kişinin 3986 sayılı Yasa'da
yükümlülüğü belirleyen kapsam içine girmesi ve 2. maddedeki olayların meydana
gelmesidir. Ekonomik Denge Vergisi, Devletin egemenlik gücüne dayanarak koyduğu
yeni bir vergidir. Bu anlamda Ekonomik Denge Vergisi, Gelir ve Kurumlar
vergisine ek bir vergi olmayıp başlı başına bir vergidir.Ancak, bir yıl önceki
kazançlara göre beyan edilen matrah üzerinden alınmaktadır. Bu vergide vergiyi
doğuran olay, beyanname verilmesi olduğuna ve beyannameler de 1994 yılında
verildiğine göre geriye yürümeden söz konusu değildir.
Ekonomik denge vergisinin, gelir ve kazançlar üzerinden bir kez
kabul edilebilir bir oranda alınan bağımsız bir vergi olması ve malî gücü daha
zayıf olan ücretlilerin çok büyük kesimini kapsam dışında bırakması nedeniyle
sosyal devlet ilkesine de aykırı düştüğü söylenemez.
Açıklanan nedenlerle, 3986 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin (a), 2.
maddesinin (a), 4. maddesinin (a) ve (g) bentleri, kurumlar vergisi yükümlülüğü
yönünden, Anayasa'nın 2. maddesine aykırı görülmemiştir.
VI- SONUÇ 4.5.1994 günlü, 3986 sayılı "Ekonomik Denge İçin
Yeni Vergiler İhdası ile 1.7.1964 Tarihli ve 488 Sayılı, 2.7.1964 Tarihli ve
492 Sayılı, 7.11.1984 Tarihli ve 3074 Sayılı, 25.10.1984 Tarihli ve 3065
Sayılı, 31.12.1960 Tarihli ve 193 Sayılı, 21.7.1953 Tarihli ve 6183 Sayılı,
2.2.1981 Tarihli ve 2380Sayılı, 15.7.1963 Tarihli ve 277 Sayılı Kanunların Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"un sınırlama kararı
uyarınca "Kurumlar Vergisi" yönünden incelenen;
A- 1. maddesinin (a) bendinin,
B- 2. maddesinin (a) bendinin,
C- 4. maddesinin (a) bendinin,
D- 4. maddesinin (g) bendinin,
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
6.7.1995 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
|
|
|
Başkan
Yekta Güngör
ÖZDEN
|
Başkanvekili
Güven DİNÇER
|
Üye
Yılmaz
ALİEFENDİOĞLU
|
|
|
|
Üye
Selçuk TÜZÜN
|
Üye
Ahmet N. SEZER
|
Üye
Haşim KILIÇ
|
|
|
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
Üye
Mustafa BUMİN
|
Üye
Sacit ADALI
|
|
|
Üye
Ali HÜNER
|
Üye
Lütfi F.
TUNCEL
|
|
|
|
|