"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ:
İtiraz yoluna başvuran mahkemenin kararının gerekçe bölümü aynen şöyledir:
"1. Dava dilekçesinde, köy işleri bakanlığının 36 nolu toprak komisyonu başkanlığının 20.11.1972 tarih 36-5/5-6-439 sayılı yazısından ve anılan komisyon tarafından yapılmış olan krokiden anlaşılacağı üzere 4753 sayılı kanun hükümlerine göre paşaköy ve çağış bucağı köylülerine toprak dağıtılmak suretiyle verilen yerlerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı, hususunda taraflar arasında ihtilaf vardır. 3402 S. Kadastro Kanununun 45/3 maddesinin "Tapulu yerlerle" ibaresi ve "İskân suretiyle" ibaresi, Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş, fakat "toprak tevzi yolu ile" ibaresi henüz iptal edilmemiş bulunmaktadır. Dava konusu 3402 S. Kadastro Yasasının 45/3 maddesindeki "Toprak tevzii yolu ile" ibaresinin uygulanması ile ilgilidir. Zira 4753 S. K. na göre toprak tevzi yolu ile verilen yerler sözkonusudur.
Anayasa Mahkemesinin 1.6.1988 tarih ve 1987/31 esas, 1988/13 karar sayılı kararının ve 14.3.1989 tarih ve 1988/35 esas, 1989/ 13 karar sayılı kararının gerekçelerinde belirtilen anayasaya aykırılık durumu 4753 S. K. na göre toprak tevzi yolu ile dağıtılan yerler içinde sözkonusudur.
Yargı mercii kararı ile tapusu alınmış, olan bir yerin dahi orman sayılması halinde, özel mülkiyete konu teşkil edemeyeceği, kabul edilmiş olduğu halde idare bir mercii olan toprak dağıtım komisyonu tarafından tesbit edilen yerin orman sayılsa dahi özel mülkiyete konu olması uygun değildir.
Anayasanın 169 ve 170 inci maddelerine açıkça aykırı olan 3402 S. Kadastro yasasının 45/3 maddesinin "Toprak tevzi yolu ile" ibaresinin iptal edilmesi, gerektiği kanaatına varılmıştır.
2. Yukarıdaki açıklanan gerekçe ile anayasaya aykırılık sözkonusu olduğundan anayasanın 152. maddesi gereğince konunun karara bağlanmak için dosyanın dizi pusulası yapılarak Anayasa Mahkemesi başkanlığına gönderilmesine,
3. Anayasa Mahkemesinin konu ile ilgili olarak vereceği karardan sonra yargılamaya devam edilmek üzere duruşmanın 7.6.1990 tarih saat: 9.00 a bırakılmasına karar verildi.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 1990/37
Karar Sayısı: 1990 / 32
Karar Günü: 11.12.1990
R.G. Tarih-Sayı :21.12.1990-20732
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Bigadiç Kadastro Mahkemesi.
İTİRAZIN KONUSU: 21.6.1987 günlü, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrasındaki "... toprak tevzii yoluyla ..." sözcüklerinin Anayasa'nın 169. ve 170. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptali istemidir.
I- OLAY:
Davacı Orman Genel Müdürlüğü adına vekili tarafından 23.11.1971 günlük dilekçeyle açılan davada; Çağiç Bucağı Yapağılı Tepe çevresinde 1525 dekarlık arazinin % 5-16 eğimli 1000 dekarlık bölümünün örnek bağ ve mera oluşturulması için Tarım Bakanlığı'nca Teknik Ziraat Müdürlüğü ile Topraksu Başmühendisliği'ne, % 28 eğimli 525 dekarlık bölümün orman alam olarak ayrıldığı 18.10.1970 günü yapılan orman sınırlamasında 12 No.lu Orman Tahdit Komisyonu'nun Yapağılı Tepe'de 152 dekar araziyi orman olarak koruduğu, geriye kalan ve Bakanlıkça Orman İdaresi'ne verilen 373 dekarlık arazinin Topraksu Başmühendisliği ile Teknik Ziraat Müdürlüğü'ne ve öbür davalı özel kişilerin elatmalarına bırakıldığı savında bulunarak hatalı sınırlama işleminin iptaliyle 373 dekarlık arazinin orman sayılarak bu düzen içine alınmasını ve davalıların elatmalarının önlenmesini istemiştir.
Davalılardan Köyişleri Bakanlığı, davanın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiğini, 12 No.lu Orman Tahdit Komisyonu'nun sınırlama işlemini yaptığı günden sonra 6831 sayılı Yasa'nın 11. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen bir yıllık dava açma süresinin geçtiğini, öbür davalılardan kimi, dava konusu yerlerleilgileri olmadığını, kimileri de bu yerlerin orman olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Yargılama sırasında, 36 No.lu Toprak Komisyonu, 20.11.1972 günlü yazısında, Orman İdaresi'nin orman alanını 400 dönüme çıkarmak istediğini, bu bölümün köylüye dağıtılmayıp orman olarak korunduğunu 152 dönüme ek 250 dönümle birlikte yaklaşık 400 dönümlük bölümün Orman İdaresi'nin istediği gibi kaldığını, ilişik krokiden bu durumun saptanabileceğini ;
Orman Genel Müdürlüğü de 21.12.1972 günlü yazısında, Yapağılı Devlet Ormanı'nın 6831 sayılı Orman Yasası'nın 7.-12. maddelerine göre orman sınırlamasına başlamadan önce ilân yoluna gidildiğini, 15.11.1969 gününde başlanan orman sınırlamasının aynı gün bitirildiğini, ilânların ise 23.1.1970 gününde yapıldığını bildirmiş ancak yazıya ekli tutanaktan ilânın 23.10.1970 gününde yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemenin, 15.10.1973 de, tahkime bağlı olduğu kanısıyla davanın reddine ilişkin kararını, davacının temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, Mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle bozmuş, mahkeme de bozmaya uyarak incelemelerini sürdürmüştür. Bu arada bölgede tapulama çalışmalarına başlanarak 3054, 3060, 3061, 3062 ve 3063 no.lu parseller tapulamaya bağlı tutulmuş ve malikleri mahkemedeki 1971 / 368 sayılı davada belirleneceğinden malik haneleri boş bırakılmıştır.
373000 m2lik dava konusu yerin orman olduğunu Orman Bakanlığı 6.11.1975 günlü yazısıyla bildirmiş, Asliye Hukuk Mahkemesi de dava konusu yerler için tapulama tutanağı düzenlendiğinden 766 sayılı Tapulama Yasası'nın 50. maddesi uyarınca, 5.5.1976 gününde, dosyayı Tapulama Mahkemesi'ne devretmiş, adı geçen mahkemenin 23.3.1990 günlü kararıyla yukarda belirtilen sözcüklerin iptali için kendiliğinden Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvurudaki eksiklikler nedeniyleişin geri çevrilmesine karar verilmiş, bu kararın gereğinin yerine getirildiğinden söz edilerek dosya yeniden gönderilmiştir.
III- YASA METİNLERİ:
A. İptali İstenen Yasa Kuralı:
21.6.1987 günlü, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarından sonra üçüncü fıkrasının kalan bölümüyle birlikte 45. maddesinin yürürlükteki biçimi şöyledir:
"Madde 45.- (Birinci ve ikinci fıkralar Anayasa Mahkemesi'nin 1.6.1988 günlü, Esas 1987/31, Karar 1988/13 kararıyla iptal edilmiştir.)
Orman dışına çıkarılan alanlarda toprak tevzii yoluyla verilen yerler (işlemleri tamamlanmamış olsa dahi) başka bir şart aranmadan hak sahipleri adına tespit ve tescil edilir.
(Bu üçüncü fıkradaki "tapulu yerlerle" ibaresi 1.6.1988, Esas 1987/31, Karar 1988/13 sayılı; "iskân suretiyle veya" ibaresi 14.3.1989 günlü, Esas 1988/35, Karar 1989/13 sayılı; "orman sınırlan içerisinde kalan" ibaresiyle bu ibareden sonra gelen "veya" bağlacı da 13.6.1989 günlü, Esas 1987/7, Karar 1989/25 sayılı Anayasa Mahkemesikararıyla iptal edilmiştir.)
6831 sayılı Orman Kanununun değişik 2 nci maddesinin (B) bendinin uygulanmasında bu madde hükmü tatbik edilir.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu gereğince belirtilen turizm alanlarında, Orman Kanunları hükümlerine göre tahsis edilen yerlerde ve imar planlarının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallar hakkında yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz."
B. İlgili Yasa Kuralları:
a) Yürürlükten kaldırılan 11.6.1945 günlü, 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'nun konuyla ilgili maddeleri şunlardır:
1- "Madde 34.- Bu kanun hükümlerine göre arazi, aile reislerine verilir. Arazi verilmesinde aşağıdaki sıra gözetilir:
a) Hiç arazisi olmayıp başkalarının arazisinde ortakçılık, kiracılık yapanlar;
b) Arazisi yetmeyen çiftçiler;
c) Hiç arazisi olmayıp yerleşmiş bulunduğu yerde öteden beri tarım işçiliğiyle geçinenler;
d) Göçebeler ve göçmenler ve göçürülenlerden çiftçi olanlar;
e) 59 uncu madde hükmüne göre miras ortaklığından ayrılanlar;
f) Tarım ve veteriner okullarını veya Tarım Bakanlığınca tanınmış tarım kurslarını bitirenlerden arazisi olmayanlar veya yetmeyenler;
g) Evvelce çiftçi olmayıp ta arazi edindiği takdirde çiftçilik yapacaklarına Tarım Bakanlığınca kanaat getirilenler.
Bu madde şümulüne giren kimselerden bağımsız bir işletme kuracak durumda bulunanlara, aile sahibi olmasalar dahi, arazi verilir."
2- "Madde 35.- Arazi verilmesinde yukarıdaki maddenin her bendi içinde de aşağıdaki sıra gözetilir:
a) Çocuk sahibi olanlar;
b) Evi ve yeter miktarda istihsal araçları bulunanlar;
c) Evi olup yeter istihsal araçları bulunmayanlar;
d) Yeter istihsal aracı bulunup ta, evi olmayanlar."
3- "Madde 36.- Arazi verileceklerin Türk ve medeni hakları kullanma yeterliğine sahip bulunmaları ve çiftçi olmaları veya çiftçilik yapmayı yüklenmeleri ve her iki halde de verilecek araziyi kendilerinin işletmeleri şarttır.
Vasisi ister ve sulh yargıcı da izin verirse, velisi olmayan küçüklere de toprak verilebilir."
4- "Madde 37.- Arazi, bu kanun hükümlerine uygun olarak Tarım Bakanlığınca verilir."
5- "Madde 38.- Arazi isteyenler:
a) Kimliklerini ve medeni durumlarını;
b) Arazileri olup olmadığını, varsa çeşitlerini ve gerçek yüz ölçümlerini;
c) Arazi üzerindeki yapı ve tesislerle tarım âlet ve vasıtalarını;
d) Arazi istedikleri yeri;
Gösteren o yerin ihtiyar kurullarından onanmış bir beyan kâğıdını Tarım Bakanlığınca yetkilendirilecek yerlere verirler."
6- "Madde 39.- Hiç arazisi olmayanlara, bölgelere ve tarım çeşitlerine göre bir çiftçi ailesinin geçinmesine ve aile fertlerinin iş kuvvetlerinin değerlendirilmesine yetecek genişlik, kuvvet ve çeşitte olmak üzere küçük arazi haddi içinde arazi verilir.
Toprağı yetmeyenlerin arazileri yukarıdaki fıkra hükümleri dairesinde yeter miktara çıkarılır.
Verilecek arazinin imkân nispetinde bir yerde ve toplu olması gözetilir."
7- "Madde 40.- Arazi dağıtımı bölgenin tabii ve iktisadi şartlarına göre çeşitli istihsal bölümlerini içine alan mürekkep işletmeler kurulabilecek surette yapılabileceği gibi istihsallerini bağcılık, meyvacılık, bahçecilik, fidancılık, tarla ziraatı ve hayvancılık gibi bir istihsal bölümünde toplayan basit işletmeler kurulabilecek şekilde de yapılabilir."
b) 6831 sayılı Orman Yasası'nın konuyla ilgili 2. maddesi şöyledir:
"Madde 2.- (5.6.1986 günlü, 3302 sayılı Yasa'nın 1. maddesiyle değişik) Orman sayılan yerlerden:
A) Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadıyla, orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler ile halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler,
B) 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antep fıstığı, çam fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim anları.
Orman sınırları dışında çıkartılır.
Orman sınırları dışına çıkartılan bu yerler Devlete ait ise Hazine adına, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ise bu müesseseler adına, hususi orman ise sahipleri adına orman sınırları dışına çıkartılır. Uygulama kesinleştikten sonra tapuda kesin tashih ve tescil işlemi yapılır.
Bu yerler dışında orman sınırlarında hiçbir suretle daraltma yapılamaz.
Bu madde hükümleri; muhafaza ormanı, milli park olarak ayrılan, izin ve irtifak hakkı tesis edilen ormanlık alanlarda ve 3 üncü madde ile orman rejimi içine alınan yerlerde bu niteliklerin devamı süresince, yanan orman sahalarında ise hiçbir şekilde uygulanmaz.
(Ek: 22.5.1987-3373/l md.) Bu maddenin (B) bendi ile ormanı sınırları dışına çıkarılıp, 2924 sayılı Kanunun 11 ve 12 nci maddeleri gereğince fiili durumlarına göre ifraz edilerek bedeli karşılığı satılacak yer, yapı ve tesisleri kullananlardan, satış işlemleri tamamlanıncaya kadar ecri misil alınmaz."
C. Dayanılan Anayasa Kuralları:
Anayasaya aykırılık savının dayanağı gösterilen Anayasa kuralları da şunlardır:
l- "Madde 169.- Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılmaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yaran dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları, yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz."
2- "Madde 170.- Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir.
Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır.
Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır."
IV- İLK İNCELEME:
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince yapılan ilk inceleme toplantısında; Anayasa Mahkemesi'nin 1990/ 14 esas sayılı dosya üzerinden 3.5.1990 gününde verdiği işin geri çevrilmesine ilişkin kararda geçen kimi hususlar yerine getirilmemekle birlikte orman sınırlama tutanak örneği ile haritası gönderildiğinden öbür eksiklikler üzerinde durulmayarak esas yönünden karar verilmesi uygun bulunarak ilk inceleme raporu, itiraz konusuyla ilgili dava dosyası ve ekleri, iptali istenen Yasa ve dayanılan Anayasa kuralları ile bunların gerekçeleri ve öbür yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Yerel mahkeme, Anayasa'nın 152. maddesi ile 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesinin birinci fıkrasına göre Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur.
Gönderilen işin incelenmesi, Anayasa'nın 148. ve 2949 sayılı Yasa'nın 18. maddesinin 2. bendi uyarınca Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkisi kapsamındadır. Bu konularda bir yanlışlık söz konusu değildir.
B. Davacı Orman Genel Müdürlüğü'nün hatalı bulduğu sınırlama işleminin iptaliyle bir bölüm arazinin orman rejimi içine alınmasını ve davalıların elatmasının önlenmesi istemiyle açtığı dava, konu olarak yerel mahkemenin görev ve yetkisi içinde bulunduğundan 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddesinegöre bakılmakta olan bir dava vardır.
C. 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, itiraz yoluna başvuran yerel mahkeme, dosyadaki belgelerin konuyla ilgili olanlarının onanlı örnekleri yerine dosyanın kabarık olduğundan söz ederek asıllarını göndermişse de geri çevirme kararında değinilen Tapulama Komisyonu krokisinin arazide uygulanarak dava konusu yerlerde toprak dağılımı yoluyla davalılara taşınmaz verilip verilmediğini saptama işlemine ilişkin tutanakla Orman Kadastro Komisyonu'nunkararını göndermemiştir. Ancak, işin niteliği ve aşağıda belirtilecek durum karşısında bu eksiklik sorunu üzerinde durulmasına gerek görülmemiştir.
D. Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddelerinin birinci fıkraları gereğince, bir mahkemenin bir yasa kuralını Anayasaya aykırı görerek iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilmesi için, o kuralın, bakmakla olduğu davada uygulanacak kural olması gerekir. Anayasa Mahkemesi'nin yerleşik kararlarıyla uyulması zorunlu bir koşul niteliğinde olduğuyinelenip vurgulanan bu hususun incelenen dosyada gerçekleşmediği saptanmıştır.
Davada uygulanacak kuralın belirlenmesini amaçlayan ve dava konusu yerlerin toprak dağıtımı yoluyla verilip verilmediğiyle orman dışına çıkarılıp çıkarılmadığının saptanmasına yönelik olan, işin geri çevrilmesine ilişkin kararın gereği tam olarak yerine getirilmemişse de orman sınırlama tutanağı örneği ile haritası gönderilmiştir. Bu belgelerden dava konusu yerlerde 6831 sayılı Orman Yasası'nın 2. maddesine uygun biçimde ormandışına çıkarma işlemi değil, 7. ve sonraki maddelerine göre orman sınırlaması yapıldığı anlaşılmaktadır. İptali istenilen sözcüklerin uygulanacak kural olabilmesi için dava konusu yerlerin hem toprak dağıtımı yoluyla verilmesi, hem de orman dışına çıkarılanyerlerden olması gerekir. Bu koşullardan birisi gerçekleşmeyince öbürünün aranması zorunlu değildir. Orman dışına çıkarılan bir yer aynı zamanda toprak dağıtımı yoluyla verilmişse, iptali istenilen kural, uygulanacak kural niteliğini taşıyacaktır.
6831 sayılı Yasa'nın 2. maddesine göre yapılan orman sının dışına çıkarma işlemi ile orman sınırlama işlemi birbirinden ayrıdır. Orman dış şuurlarının kapatıldığını açıklayan 12 No.lu Orman Tahdit Komisyonu kararı ile tahdit krokisinde gösterilen Yapağılı DevletOrmanı, orman dışına çıkarma işlemlerinin yapılmadığının, dava konusu yerin komisyonca doğrudan orman kabul edilmeyen yerlerden sayıldığının kanıtıdır. Bu durumda iptali istenen sözcüklerin davada uygulanacak kural olmadığı anlaşıldığından mahkemenin yetkisizliği nedeniyle başvuru reddedilmelidir.
V- SONUÇ:
Öbür eksiklikler üzerinde durulmasına gerek görülmeksizin, istemde bulunan Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle başvurunun REDDİNE,
11.12.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Necdet DARICIOĞLU
Başkanvekili
Yekta Güngör ÖZDEN
Üye
Servet TÜZÜN
Mustafa ŞAHİN
İhsan PEKEL
Selçuk TÜZÜN
Ahmet N. SEZER
Erol CANSEL
Yavuz NAZAROĞLU
Güven DİNÇER
Haşim KILIÇ