"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ :
İtirazda bulunan Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesinin Anayasa'ya aykırılık savının gerekçesi şöyledir:
"Mahkememizce Sıkıyönetim bölgesi dışında işlenen suçlar bakımından mevcut yasa kurallarına göre Sıkıyönetim mahkemelerinin hangi hallerde madde itibariyle yetkili olabileceği irtibat hal dışında dahi, Sıkıyönetim Askerî Mahkemelerinin görevli sayılabilmesine yol açan yasa kurallarının Anayasaya ve Hukukun Temel ilkelerine uygunluk derecesinin tartışılmasında ve bu hususta özellikle Anayasa Mahkemesinin yol gösterici yorum ve görüşünün alınmasında zaruret görülmüştür. Gerçekten:
1402 sayılı Kanunun 1728 sayılı Yasayla değişik 13 üncü maddesi hükmüne göre (Sıkıyönetim ilânına sebep olan suçları, Sıkıyönetim ilânından evvel işlemiş olanlara, Sıkıyönetim Askerî Mahkemelerinin el koyduğu herhangi bir suçla umumi ve müşterek gaye içerisinde irtibatlı bulunan suçları işleyenlerin davalarına, suç, Sıkıyönetim Bölgesi dışında işlenmiş olsa dahi Sıkıyönetim Askerî Mahkemesinde bakılır.)
Şu halde öncelikle, (Sıkıyönetim ilânına sebep olan suç) kavramının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Siyasal ve ideolojik amaçlı suçlar, bunun yanında şiddet eylemi niteliğindeki suçlar, her zaman ve her yerde işlenebilecek suçlardandır. Bu hali ile bu suçlar Sıkıyönetim Askerî Mahkemelerini ilgilendirmezler. Zira bu kabil suçlar ancak belirli bir bölgede yaygınlık kazanmaları dolayısıyla, vahamet arzetmeleri sebebiyle, sözü geçen belirli bölgede T.C. Anayasasının 124. üncü maddesi uyarınca sıkıyönetim ilânına sebep olabilirler. Bu sebeple örneğin siyasal ve ideolojik amaçla adam öldürme suçu, Sıkıyönetim bu gerekçe ile ilân edilmiş ise, Sıkıyönetim idaresi altında bulunan A ili içinde sıkıyönetim ilânına sebep olan suçlardan sayılabilir ise de; tersine, aynı mahiyetteki suç sıkıyönetim idaresi altında bulunmayan B ili içinde izlendiği takdirde sıkıyönetim ilânına sebep olan suç kavramı içinde mütalâa edilemez. Bu sebeple, olayımızda olduğu gibi, Van ilinde işlenen siyasal amaçlı adam öldürme suçu kuşkusuz, bir şiddet eylemi ise de, sıkıyönetim ilânına sebep olan suçlardan sayılamaz. Zira, öyle olsaydı, suç tarihinde veya daha sonra, Van ilinde de sıkıyönetim ilân edilmiş olmak gerekirdi.
Mesele, aslında çok geniş bir alanda örgütlü olarak işlenen suçlarla ilgili soruşturma ve davaları birleştirilerek, soruşturma ve davaların bütünlüğünün sağlanması suretiyle daha sağlıklı ve doğru bir sonuca ulaşılması amacını güden irtibat haline ilişkin yasa kurallarının, bu amacı aşar şekilde yorumlanmasından doğmaktadır. Oysa, sıkıyönetim olağanüstü bir idaredir. Belirli bir mülki sınır ile kısıtlıdır. Bu bölge içinde sanıklar, askerî mahkemelerce ve savaş hali hükümlerine göre muhakeme edilmektedirler. Şu halde nerede işlenmiş olursa olsun bazı suçlar herhalde sıkıyönetim ilânına sebep olan suç kavramı içinde düşünülerek bu suçların davalarına Sıkıyönetim Askerî Mahkemelerinde bakılır, yahut, Sıkıyönetim Askerî Mahkemelerinde görülmekte olan bir dava ile birleştirilmesinde fayda bulunan davalar dışında, umumî ve müşterek gaye içinde irtibat kavramı sınırsız şekilde geniş düşünülerek, bu sınır içine alınan bütün suçlar da Sıkıyönetim Askerî Mahkemelerinin görevi içine dahil edilirse, o zaman bütün yurtta fiilen sıkıyönetim ilân edilmiş olacağının netice olarak kabul edilmesi gerekir. Böyle bir sonuç ise, kuşkusuz, Sıkıyönetim Askerî Mahkemelerinin yetkilerinin, tabii hakim ilkesine ve kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olarak genişletilmesi sonucunu doğurur.
Esasen bilindiği gibi, belli bir Sıkıyönetim Askerî Mahkemesinde görülmekte olan bir davaya irtibat hali dışında, sıkıyönetim bölgesi dışında işlenmiş suçlar için konulmuş bir yetki kuralı dahi bulunmamaktadır. Örneğin işbu davada Van Ağır Ceza Mahkemesinin hangi yasa kuralına istinaden dava dosyasını, (Şayet Sıkıyönetim Askerî Mahkemesi görevli kabul edilse bile) Elazığ Sıkıyönetim Askerî Mahkemesine değilde, Diyarbakır Sıkıyönetim Askerî Mahkemesine gönderdiği belli değildir.
Anayasa Mahkemesince 1402 sayılı Kanunun 13 üncü maddesindeki yetki kuralları yukarda arz edilen şekilde mahkememizce düşünüldüğü gibi yorumlanarak netice itibariyle mahkememizin bu davada esasen görevli olmadığı belirtilip, başvurumuz, mahkememizin bu sebeple yetkili olmadığı gerekçesi ile reddedildiği takdirde sorun aydınlığa kavuşmuş olacaktır.
Ancak, mahkememizin görevli sayılması halinde de, mahkememizce öne sürülen aynı gerekçeler karşısında, sonuç olarak siyasal veya ideolojik amaçla işlenmiş her suçu, sıkıyönetim bölgesi dışında dahi işlenmiş olsa, Sıkıyönetim Askerî Mahkemesinin görev ve yetkisi içine sokma sonucunu doğuran yasa kuralları, kanunî yargı yolu ilkesine, kanun önünde eşitlik ilkesine ve sıkıyönetim idaresinin olağan üstünlüğü itibariyle anlamına, amacına ve sınırlı olması gerekliliğine aykırı olduğundan, 1402 sayılı Kanunun 1728 sayılı Kanunla değişik 13 üncü maddesinin başlangıcında yer alan, (Sıkıyönetim ilânına sebep olan suçları sıkıyönetim ilânından evvel işlenmiş olanlarla) ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması zorunluluğu doğmuştur.
Tereddütleri gidermek bakımından bir hususun daha açıklanmasında fayda görülmüştür. Sözü geçen ibare iptal edildiği takdirde, 1402 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde sayılan suçlardan olmayan ve fakat bugünkü Sıkıyönetim Askerî Mahkemelerinin asıl görevini teşkil eden bazı suçlara, 1402 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde yer alan sıkıyönetim ilânına sebep olan suç kavramı içinde yer verilmek suretiyle Sıkıyönetim Askerî Mahkemelerinde bakılmaktadır. İptal halinde bu olanak kalmayacaktır. Ancak, bu durum yine hatalı yasal düzenlemenin sonucu olmaktadır. Sıkıyönetim Askerî Mahkemelerinin asıl görevini zaten sıkıyönetim ilânına sebep olan suçlar teşkil edeceği, bunun yanında bir mahkemenin belli suçlar bakımından görevi saptanırken suç tarihine göre bir kural konulamayacağı halde, 1402 sayılı Kanunun 15 inci maddesindeki yasa kuralları düzenlenirken bu hususlar dikkate alınmayarak, asıl görev maddesi noksan bırakılmıştır. Bu maddenin, 13 üncü maddedeki hükmün iptali halinde yeniden düzenlenebilmesi bakımından yasama organına süre tanınması ve bu suretle bir iptal kararı verilmesi kuşkusuz doğacak boşluğu önleyecektir.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas sayısı:1980/48
Karar sayısı:1980/41
Karar günü:17/6/1980
Resmi Gazete tarih/sayı:3.11.1980/17149
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Diyarbakır - Hakkari - Mardin - Siirt - Urfa İlleri Sıkıyönetim Komutanlığı Askerî Mahkemesi.
İTİRAZIN KONUSU : 13/5/1971 günlü, 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasasının 15/5/1973 günlü, 1728 sayılı Yasa ile değişik 13. maddesinde yer alan "Sıkıyönetim ilânına sebep olan suçları, Sıkıyönetim ilânından evvel işlemiş olanlarla" sözcüklerinin Anayasanın 12. ve 32. Maddelerine aykırılığı öne sürülmüş ve iptali istenmiştir.
I- OLAY:
24/12/1979 gününde, bir silâhla yaralama olayı üzerine, Van Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen 28/12/1979 günlü iddianame ile sanık hakkında "taâmmüden adam öldürmeye tam teşebbüs ve ruhsatsız tabanca taşıma" suçlarından dolayı Van Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır. Yapılan yargılamada 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası'nın 13/1. maddesi gereğince görevsizlik kararı verildiğinden, dava dosyası Diyarbakır- Hâkkari-Mardin-Siirt- Urfa İlleri Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderilmiştir. Bu mahkeme ise, 29/2/1980 gününde, esas 1980/340 sayı ile; Van Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının yerinde olmadığı belirtilerek, 12/6/1979 günlü, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Yasasının 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına karar vermiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi, 24/3/1980 günlü kararı ile, Anlaşmazlığın, niteliğine göre askeri yargı yerinin görev alanına girdiği sonucuna varmış ve bu nedenle Diyarbakır - Hakkari - Mardin - Siirt - Urfa İlleri Sıkıyönetim Komutanlığı Askerî Mahkemesi'nin başvurusunu reddetmiştir.
Diyarbakır - Hakkari - Mardin - Siirt - Urfa İlleri Sıkıyönetim Komutanlığı Askerî Mahkemesi 12/5/1980 günlü oturumda, 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası'nın 1728 sayılı Yasa ile değişik 13. maddesinin başlangıcında yer alan "Sıkıyönetim ilânına sebep olan suçları sıkıyönetim ilânından evvel işlemiş olanlara..." biçimindeki sözcüklerin Anayasa'ya aykırı olduğundan söz ederek, iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına karar vermiştir.
III- METİNLER :
1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası'nın iptali istenen sözcükleri içeren, 15/5/1973 günlü, 1728 sayılı Yasa ile değişik 13. maddesi şöyledir :
"Madde 13- Sıkıyönetim ilânına sebep olan suçları, sıkıyönetim ilânından evvel işlemiş olanlarla, Sıkıyönetim Askerî Mahkemelerinin el koyduğu herhangi bir suçla umumî ve müşterek gaye içerisinde irtibatı bulunan suçları işleyenlerin davalarına, suç sıkıyönetim bölgesi dışında işlenmiş olsa dahi Sıkıyönetim Askerî Mahkemesinde bakılır."
IV- İLK İNCELEME :
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15. maddesi uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında, aşağıdaki sorun üzerinde durulmuştur:
Anayasanın değişik 151. ve 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Yasanın 27. maddelerine göre, bir davaya bakmakta olan mahkeme, o davada uygulanacak yasa hükümlerini Anayasaya aykırı görmesi ya da taraflardan birinin o doğrultudaki savının ciddi olduğu kanısına varması durumlarında, Anayasa Mahkemesi'ne başvurma yetkisine sahiptir. Buna göre, bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi koşullarından birisi de iptali istenen hükmün o davadaki uygulanacak hüküm niteliğinde olmasıdır.
Bakanlar Kurulunca 26/12/1978 gününde; "Anayasa'nın tanıdığı hür demokratik düzeni, temel hakları ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin, kesin belirtilerinin ortaya çıktığı" gerekçesiyle 13 İlde iki ay süre ile Sıkıyönetim ilân edilmiş, görülen lüzum üzerine Anayasanın 124. maddesinde öngörülen her türlü durum ve olasılıklara karşı, 24/4/1979 tarihinde Bakanlar Kurulunca verilen ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Birleşik Toplantısının 25.4.1979 tarihli 7 nci Birleşiminde onaylanan kararla 26/4/1979 tarihinden geçerli olmak üzere Diyarbakır İli de Sıkıyönetim Bölgesi içine alınmıştır.
Van Cumhuriyet Savcılığının 28/12/1979 tarihli iddianamesine göre, dava konusu suç 24/12/1979 gününde işlenmiştir.
Suç Sıkıyönetim ilânından sonra ve sıkıyönetim bölgesi dışında işlendiğine göre, iptali istenen hükmün bu davada uygulanmasına olanak yoktur. Başka bir deyişle, sıkıyönetim ilânından sonra işlenen suçtan dolayı görülmekte olan dava iptali istenen "Sıkıyönetim ilânına sebep olan suçların, Sıkıyönetim ilânından evvel işlenmiş olanlarla" biçimindeki sözcüklerin kapsamı dışında kaldığından, anılan hükmün bu davada uygulanma durumunda bulunduğu düşünülemez.
Gösterilen nedenlerle itirazda bulunan mahkemenin yetkisizliği yönünden başvurunun reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
İtiraz yoluna başvuran Mahkemenin, baktığı davada 13/5/1971 günlü 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasasının 1728 sayılı Yasayla değişik 13. maddesinde "Sıkıyönetim ilânına sebep olan suçları sıkıyönetim ilânından evvel işlemiş olanlarla..." biçiminde yer alan hükmünü suçun sıkıyönetim ilânından sonra ve sıkıyönetim bölgesi dışında işlenmiş olması yönünden uygulama durumunda bulunmadığına ve başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine,
17/6/1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Şevket Müftügil
Başkanvekili
Ahmet H. Boyacıoğlu
Üye
Osman Tokcan
Ahmet Salih Çebi
Muammer Yazar
Adil Esmer
Nihat O. Akçakayalıoğlu
Nahit Saçlıoğlu
Hüseyin Karamüstantikoğlu
Kenan Terzioğlu
Orhan Onar
Necdet Darıcıoğlu
İhsan N. Tanyıldız
Yılmaz Aliefendioğlu
Yekta Güngör Özden