ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas sayısı:1979/5
Karar sayısı:1979/29
Karar günü:19/6/1979
Resmi Gazete
tarih/sayı:18.1.1980/16873
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Kartal Asliye Birinci Hukuk Mahkemesi.
İTİRAZIN KONUSU : 18/1/1972 günlü, 1512 sayılı Noterlik
Kanununun 166. maddesinin onikinci bendinin Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle
iptali istemidir.
I - OLAY :
Davacı vekili, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 166. maddesinin
12. bendinin Türkiye Noterler Birliğine kambiyo senetlerinin protestoları
konusunda noterler arasında rekabete yer vermemek için gerekli önlemleri alma
görevini verdiğini, Birliğin bankalarla yaptığı görüşmeler sonucunda bir
protokal imzalandığını, bu protokolün uygulanmasına ilişkin esasların Birlik
Yönetim Kurulunca saptanarak 6/12/1972 günlü, 3059 sayılı genelge ile noterlere
bildirildiğini, protokolün 4. maddesinde, birden çok noterin bulunduğu yerlerde
protesto işleminden elde edilecek gelirin o yerlerdeki noterler arasında eşit
olarak bölüştürülmesi ilkesinin kabul edildiğini, genelgede açıklandığı üzere,
bankalarca noterliklere gönderilecek senetlerin protesto bedellerinin Noterlik
Yasasının 109., 110, ve 111. maddelerinde kabul edilen ilkeler uyarınca
bölüştürülmesi, bu paranın odaların bankalarda açtıracağı (kambiyo senetleri
müşterek hesabı) na yatırılması, noterlere yaptıkları protesto işlemlerinden
elde edecekleri gelir üzerinden prim Ödenmesi ve prim oranlarının noter odaları
yönetim kurulunca saptanması gerektiğini, Kartal için % 10 prim oranı
saptandığını, 10/1/1973 gününden beri bu uygulamanın başarı ile sürdürüldüğünü
ve haksız rekabeti önlediğini, ancak davalı Kartal 2. Noterinin genelge
kurallarına uymayarak kambiyo senetleri protesto işlemlerinden 1973 yılı Ocak,
Şubat, Mart ve Nisan aylarında elde ettiği gelirleri kambiyo senetleri ortak
hesabına yatırmadığını, böylece Kartal 1. Noterinin payına düşen 33344,23
liranın Ödenmediğini, İstanbul Noter Odasının bu konudaki yaptığı
girişimlerinin sonuçsuz kaldığını ve Noter Odasının tanıdığı süre içinde de
davalının borcunu ödemediğini ileri sürerek, bu paranın davalıdan alınmasına
karar verilmesi için dava açmıştır.
Davaya bakan Mahkeme, davalının Anayasa'ya aykırılık itirazının
ciddi olduğu kanısına vararak 1512 sayılı Noterlik Yasasının 166. maddesinin
onikinci bendinin iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine
başvurmuştur.
III - YASA METİNLERİ :
1) İptali istenen yasa kuralı:
18/1/1972 günlü, 1512 sayılı Noterlik Yasasının, itiraz konusu
kuralı da içeren 166. maddesi şöyledir:
"Madde 166 - Türkiye Noterler Birliğinin görevleri
şunlardır:
1 - Meslekdaşlar arasında birlik ve yardımlaşmayı sağlamak,
2 - Meslekin gelişmesi için kitap ve dergi yayınlamak,
konferanslar düzenlemek, milletlerarası toplantılara katılmak ve sair gerekli
çalışmalarda bulunmak ,
3 - Noter kâtiplerini yetiştirmek için kurslar açmak,
4 - Noterliği ilgilendiren konularda görüşü yetkili mercilere
kendiliğinden veya istek üzerine bildirmek,
5 - Uyulması zorunlu meslek kurallarını tespit ve tavsiye etmek,
6 - Noter ve kâtiplerine, yönetmenlikte gösterilecek belirli bir
süre ve tutarda borç para vermek,
7 - Üyelerinin ev sahibi olmaları, çocuklarının tahsillerini iyi
şartlarla yapabilmeleri ve sair sosyal hizmetlerden faydalanmaları konusunda
tedbirler almak,
8 - Her adlî yılın açılmasından evvel kendi çalışmaları ve
mesleki ihtiyaçları hakkında Adalet Bakanlığına rapor vermek,
9 - Noterliklere ait evrakın korunması ve saklanması için ortak
tedbirler almak,
10 - Birliğin taşınır ve taşınmaz malları ile paralarını birlik
amaçlarına uygun şekilde yönetmek ve işletmek,
11 - Noterlerle kâtip ve hizmetliler arasında yapılacak
sözleşmeler için tek tip sözleşme örneği hazırlamak,
12 - Noterlik işlemlerinin bu kanuna uygun şekilde yapılmasını
sağlamak ve özellikle kambiyo senetlerinin (Çek, poliçe ve emre muharrer senet)
protestoları ile sair konularda noterler arasında rekabeti önlemek amacı ile
ilgili resmî ve Özel kuruluşlarla temas etmek, gerekirse varılan sonuçları
tarafların uymakla yükümlü olduğu bir protokole bağlamak (ilgili resmî ve özel
kuruluşlar, Türkiye Noterler Birliği ile gerekli temasta bulunmaktan ve
protokol düzenlemekten kaçınamazlar,)
13 - Noterlerin genel menfaatlerini ve meslekin ahlâk, düzen ve
geleneklerini korumak,
14 - Noter odalarının üye sayısı ve faaliyeti göz önünde
bulundurulmak suretiyle noter odalarına Birlikçe verilecek ödenek miktarım ve
ödeme şeklini belli etmek,
15 - Kanunlarla verilmiş diğer görevleri yapmak."
2 - Dayanılan Anayasa kuralları:
"Madde 11 - Temel hak ve hürriyetler, Devletin ülkesi ve
milletiyle bütünlüğünün, Cumhuriyetin, millî güvenliğin, kamu düzenin, kamu
yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacı ile veya Anayasa'nın
diğer maddelerinde gösterilen özel sebeplerle, Anayasa'nın sözüne ve ruhuna
uygun olarak, ancak kanunla sınırlanabilir.
Kanun, temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunamaz.
Bu Anayasa'da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbirisi, insan
hak ve hürriyetlerini veya Türk Devletini ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünü veya dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayırımına dayanarak,
nitelikleri Anayasa'da belirtilen Cumhuriyeti ortadan kaldırmak kasdı ile
kullanılamaz.
Bu hükümlere aykırı eylem ve davranışların cezası kanunda
gösterilir."
"Madde 36 - Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet
hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."
"Madde 40 - Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme
hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
Kanun, bu hürriyetleri, ancak kamu yararı amacıyla
sınırlayabilir.
Devlet, Özel teşebbüslerin millî iktisadın gereklerine ve sosyal
amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlıyacak
tedbirleri alır."
"Madde 61 - Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî
gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi, resim ve harçlar ve benzeri malî yükümler ancak kanunla
konulur.
Kanunun belli ettiği yukarı ve aşağı hadler içinde kalmak, ölçü
ve esaslara uygun olmak şartiyle, vergi, resim ve harçların muafiyet ve
istisnalariyle nispet ve hadlerine ilişkin hükümlerde değişiklik yapmaya,
Bakanlar Kurulu yetkili kılınabilir."
IV - İLK İNCELEME :
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15. maddesi uyarınca, Şevket
Müftügil, Ahmet H. Boyacıoğlu, Lütfî Ömerbaş, Ahmet Erdoğdu, Osman Tokcan,
Rüştü Aral, Ahmet Salih Çebi, Muammer Yazar, Âdil Esmer, Nihat O.
Akçakayalıoğlu, Hüseyin Karamüstantikoğlu, Kenan Terzioğlu, Necdet Darıcıoğlu,
Yılmaz Aliefendioğlu ve Yekta Güngör Özden'in katılmalariyle, 20/3/1979 gününde
yapılan ilk inceleme toplantısında aşağıdaki sorun üzerinde durulmuştur :
Başvuran Mahkemenin elinde bakılmakta olan bir davanın bulunduğu
ve 1512 sayılı Noterlik Yasasının 166. maddesinin onikinci bendinin de bu
davada uygulanacak kurallardan olduğu kuşkusuzdur.
Mahkeme, davacının isteği hakkında bir karar verirken, Türkiye Noterler
Birliği ile bankalar arasında düzenlenen protokol ile bu protokolün
uygulanmasına ilişkin esasları belirleyen 6/12/1972 günlü, 3059 sayılı Birlik
genelgesini ve her şeyden önce de bunların dayanağını oluşturan itiraz konusu
onikinci bendi gözönünde tutacak, genelgede saptanan ilkelerle, anılan hükmü
karşılaştırarak uygulayacaktır.
Ancak onikinci bendin tümünün olayda uygulama olanağı da yoktur.
Kambiyo senetlerinin protesto işlemlerinden elde edilen gelirle ilgili olarak,
davanın tarafları noterler arasında uyuşmazlık bulunduğuna göre, onikinci
bendin yalnızca bu konu ile ilgili kesimi olayda uygulanacağı için, incelemenin
"özellikle kambiyo senetlerinin (Çek, poliçe ve emre muharrer senet)
protestoları ile" ilgili kesimi ile sınırlı olarak yapılması gerekir.
Ahmet H. Boyacıoğlu, Osman Tokcan, Rüştü Aral, Âdil Esmer,
Hüseyin Karamüstantikoğlu, Kenan Terzioğlu ve Yılmaz Aliefendioğlu, söz konusu
hükmün uygulanma durumunda olmadığını ve başvurmanın reddi gerektiğini Öne
sürerek bu görüşe katılmamışlardır.
Böylece yapılan ilk inceleme sonunda :
"18/1/1972 günlü, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun itiraz
konusu 166. maddesinin onikinci bendi hükmünün, başvuran Mahkemenin elindeki
davada uygulanma durumunda bulunduğuna ve dosyada bir eksiklik olmadığından esasın
"özellikle kambiyo senetlerinin (Çek, poliçe ve emre muharrer senet)
protestoları ile" ilgili kesimi ile sınırlı olarak incelenmesine, Ahmet H.
Boyacıoğlu, Osman Tokcan, Rüştü Aral, Âdil Esmer, Hüseyin Karamüstantikoğlu,
Kenan Terzioğlu ve Yılmaz Aliefendioğlu'nun "söz konusu hüküm bu davada
uygulanma durumunda bulunmadığından başvurmanın Mahkemenin yetkisizliği
nedeniyle reddedilmesi gerektiği" yolundaki karşıoylarıyle ve
oyçokluğuyla"
karar verilmiştir.
V - ESASIN İNCELENMESİ :
İşin esasına ilişkin rapor, Anayasa'ya aykırı olduğu öne sürülen
yasa hükmü ve bu sava dayanak olarak gösterilen Anayasa kuralları, bunlarla
ilgili gerekçeler ve yasama belgeleri ve konu ile ilişkisi olan öteki metinler
okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
A - Anayasa'ya aykırılık sorununun incelenmesine geçilmeden
önce, Noterlik mesleğinin amacı, özellikleri, noterlik işlemlerinin hukuksal
niteliğiyle Türkiye Noterler Birliğinin bu alandaki düzenleme yetkisinin gözden
geçirilmesinde yarar vardır.
1512 sayılı Noterlik Yasasının 1. maddesinde, noterlerin,
hukuksal güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri
belgelendirecekleri ve yasayla verilen öteki görevleri yapacakları
belirtilmiştir.
Noterlik Yasasının 1., 40. ve 82. maddeleri, noterliğin bir kamu
hizmeti olduğunu, noterlik dairesinin resmî daire, bu yasaya göre
belgelendirilen işlemlerin de resmî işlem sayılacağını öngörmüştür. Yasanın 4.,
24., 27., 112. ve 121. maddeleri, noterliğin sınıflara ayrılmasında, atanma ve
yükselmelerinde, ücret tarifelerinin düzenlenmesinde, gözetim ve denetimlerinde
Adalet Bakanlığına yetki vermiş bulunmaktadır. Bundan başka 121. maddesinde
noterlerin ayrıca Türkiye Noterler Birliğinin gözetim ve denetimi altında
bulunduğu da belirtilmiştir.
Öte yandan Noterlik Yasasının 163. maddesinde, noterlik
mesleğinin amaçlarına uygun biçimde görülmesi, mesleğin gelişmesi, meslektaşlar
arasında birliğin ve yardımlaşmanın sağlanması amacıyla kurulduğu ve kamu
kurumu niteliğinde ve tüzel kişiliğe sahip bulunduğu belirtilen Türkiye
Noterler Birliğinin görevleri, Yasanın 166. maddesinde gösterilmiştir. Bu
maddenin onikinci bendi ile Birlik, "noterlik İşlemlerinin bu kanuna uygun
şekilde yapılmasını sağlamakla" görevli kılınmıştır. Bu görevleri yerine
getirmek ve bu arada kambiyo senetlerinin protestosu konusundaki rekabeti
önlemek için, kamu kurumu niteliğinde bir meslekî kuruluş olan Türkiye Noterler
Birliğinin, Yasanın 121. maddesi gereğince gözetim ve denetime bağlı olan
noterlikler hakkında kimi önlemler alma ve uyulması gerekli kuralları düzenleme
yetkisi bulunduğu açıktır.
Noterlik Yasasının 50. maddesi ve 166. maddesinin onikinci bendi
ile noterler arasında rekabet yasaklanmıştır. Harca bağlı değeri bir milyon
lira ve daha çok olan noterlik işlemlerinin Adalet Bakanlığınca saptanan belli
noterce yapılmasına ilişkin 109-111. maddelerde yeralan hükümlerin getiriliş
amacının; "... özellikle büyük şehirlerdeki noterler arasında mevcut gizli
rekabetle buna sebep olan aşırı kâr farkını kaldırmak" olduğu yasanın
gerekçesinde belirtilmekte ve geçici komisyon tutanağında ise, "...bu
işlemlerden elde edilecek gelirin aynı belediye sınırları içindeki Noterlikler
arasında bölüşülmesi öngörülmektedir. Bu suretle aynı belediye hudutları
içindeki noterlikler arasında gelir farkının azalacağı ve halen noterler
arasında mevcut gizli rekabetin büyük ölçüde" önlenmesine yönelik olduğu
açıklanmaktadır.
Noterlik Yasasının 166. maddesinin onikinci bendinde bu hükmün
noterler arasında rekabeti önlemek amacıyla konulduğu açıkça yazılmıştır. Bu
bentle aynı zamanda noterler arasındaki aşırı gelir farkının Önlenmek istenip
istenmediği konusunda bir sonuca ulaşabilmek için yasa koyucunun 109-111.
maddelerdeki amacının gözönünde tutulması gerekir. Çünkü bir kuralın bağlı
bulunduğu bütünden ayrı olarak tek başına yorumlanması düşünülemez. Yukarıda
değinildiği gibi 109-111. maddelerin gerekçelerinde, yasa koyucunun
amaçlarından birinin noterler arasındaki aşırı gelir farkını ölemek olduğu
belirtilmiştir. Nitekim yasanın 4. maddesi ile, noterlerin sınıflara
ayrılmasında, her noterin çevresindeki nüfus, iş yoğunluğu ve noterlik
gelirinin ölçüt olarak alınması da yasa koyucunun aynı sınıftaki noterler
arasında aşırı gelir farkı bulunmamasını öngördüğünü açıkça ortaya koymaktadır.
Öte yandan Noterlik Yasasının 166. maddesinin onikinci bendine
aykırı davranışlar ve genel olarak rekabet, aynı Yasanın 157. maddesine göre
ceza sorumluluğunu gerektirmektedir. Ceza yaptırımını içeren hükümler kamu
düzeni İle ilgili bulunduklarından bu suçların önlenmesi için, Türkiye Noterler
Birliğinin gerekli her yasal önlemi alabileceğinde kuşku yoktur. Bu önlemler,
yönetsel ya da düzeni sağlayıcı olabileceği gibi parasal nitelikte de olabilir.
En etkili parasal önlemlerden biri de kuşkusuz kambiyo senetlerinin protesto gelirlerinin
paylaşılmasıdır.
B - İtiraz konusu 166. maddenin onikinci bendinin Anayasa'ya
aykırılığı sorunu :
l - Anayasa'nın 11. maddesi temel hak ve özgürlüklerin, öteki
yasaklamaların yanında, insan hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmak için
kullanılamayacağını hüküm altına almıştır. Temel hak ve özgürlüklerin kötüye
kullanılması, anılan maddenin son fıkrasına göre ceza yaptırımını da
gerektirebilmektedir.
Yasa Koyucu, noterler arasındaki rekabeti, Noterlik Yasasının
157. maddesi ile suç saymıştır. Suçların işlenmesine engel olmak için Önlem
alınması zorunlu bulunduğuna ve bu konuda hakkın kötüye kullanılmasına, yani
rekabete engel olmak, bir suçun işlenmesini önlemek olduğuna göre, dava konusu
Noterlik Yasasının 166. maddesinin onikinci bendinin Anayasa'nın 11. maddesine
aykırılığından söz edilemez,
2 - Noterlik Yasasının 157. maddesi rekabeti yasaklamış ve bu
yasağa aykırı eylemleri de ceza yaptırımına bağlamıştır. Suç sayılan bir eylem
sonunda elde edilen gelirin haklı olduğu savunulamaz ve bu gibi gelirlerin
yasaca korunmasından da söz edilemez. Esasen bu gelir noterlerin yasal hakkı
olduğundan aralarında bölüştürülmesi, onu yasak rekabeti ürünü olmaktan çıkarır
ve bir hakkın yerine getirilmesi sonucunu doğurur. Bu nedenle sözü edilen hüküm
Anayasa'nın 36. maddesine aykırı değildir.
3 - Kamu hizmetleri sürekli ve düzenli hizmetlerdir. Bu
hizmetler özel kişilerin yararlarını değil kamusal yararları karşılarlar. Kamu
hizmetleri yasayla ya da yasanın verdiği yetkiye dayanılarak kurulur ve
kaldırılır.
Noterlikler, 1512 sayılı Noterlik Yasasının verdiği yetkiye
dayanılarak açılırlar. Noterliğin bir kamu hizmeti, noterlik dairesinin resmî
daire olduğu, noterlerce yapılan işlemlerin resmî işlem sayıldığı, noterlerin
atama, yükselme, sınıflara ayrılma ve denetimlerinin Adalet Bakanlığınca
yapıldığı, ücret tarifelerinin Adalet Bakanlığınca saptandığı, kısaca
noterliğin bir statüye bağlı bulunduğu yukarıda açıklanmıştır. Bu nedenlerle
noterlik, özel teşebbüs sayılamaz ve hakkında özel teşebbüslerle ilgili kurallar
uygulanamaz.
Öte yandan olayda kambiyo senetlerinin protestoları ile ilgili
giderlerin ve elde edilen gelirin belli bir yüzdesi işlemi yapan noterce
alındığına, ayrıca öteki noterlerce yapılan işlemlerden elde edilen gelirden
eşit biçimde yararlanıldığına ve noterlerin tümü aynı statüye bağlandığına
göre, angaryanın varlığından da sözedilemez.
Bu nedenlerle Anayasa'nın 40. ve 42. maddelerine aykırılık
savları yerinde değildir.
4 - Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre
vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim ve harçlar ve benzeri malî yükümler
ancak kanunla konur. Bunlar kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi için alınır
ve harcanırlar.
Bir noterin yasanın belli ettiği noterlik işlemlerinden elde
ettiği gelirden Öteki noterlere pay verilmesini vergi, resim ve harç ya da
bunlara benzer malî yüküm saymaya olanak yoktur. Bu nedenle Anayasa'nın 61.
maddesine aykırılıkdan söz edilemez.
Muammer Yazar, gerekçeye katılmamış, ek gerekçe yazma hakkını
saklı tutmuştur.
SONUÇ:
18/1/1972 günlü, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 166. maddesinin
12. bendinin "özellikle kambiyo senetlerinin (Çek, poliçe ve emre muharrer
senet) protestoları ile" ilgili hükmünün Anayasa'ya aykırı olmadığına,
itirazın reddine oybirliğiyle, gerekçede oyçokluğuyla,
19/6/1979 gününde karar verildi.
|
|
|
Başkan
Şevket Müftügil
|
Üye
Lütfi Ömerbaş
|
Üye
Ahmet Erdoğdu
|
|
|
|
Üye
Osman Tokcan
|
Üye
Rüştü Aral
|
Üye
Ahmet Salih Çebi
|
|
|
|
Üye
Muammer Yazar
|
Üye
Nihat O. Akçakayalıoğlu
|
Üye
Nahit Saçlıoğlu
|
|
|
|
Üye
Hüseyin Karamüstantikoğlu
|
Üye
Kenan Terzioğlu
|
Üye
Necdet Darıcıoğlu
|
|
|
|
Üye
İhsan N. Tanyıldız
|
Üye
Yılmaz Aliefendioğlu
|
Üye
Yekta Güngör Özden
|
KARŞIOY YAZISI
18/1/1972 günlü, 1512 sayılı Noterlik Yasası, Noterlik
işlemlerinin yasaya uygun biçimde yapılmasını sağlamak ve özellikle kambiyo
senetlerinin protestolariyle öteki konularda noterler arasındaki rekabeti
önlemek amacıyla Noterler Birliğini yönetsel kimi yetkilerle donatmıştır. Sözü
edilen Birliğin bu amaçla yayımladığı genelgeye karşı açılan dava ise
Danıştay'da reddedilmiştir. İtiraz yoluna başvuran mahkemenin önündeki iş, bu
davanın taraflarından birinin başvurusu üzerine, Danıştayın denetiminden geçerek
reddedilen bu genelgenin oluşturduğu bir alacak davasıdır. Böyle bir davada
ise, Danıştayın ilâmını görmezlikten gelerek, o ilâmın konusu olan genelgenin
yasal dayanağını oluşturan 166. maddenin 12. bendinin uygulanmasına olanak
yoktur. Çünkü sözü edilen yasa hükmü Danıştay'daki davada uygulanmıştır. Bu
nedenle, yetkisiz olan mahkemenin başvurusu reddedilmek gerekirken, esasın
incelenmesi konusunda verilen çokluk kararına karşıyız.
|
|
Başkanvekili
Ahmet H. Boyacıoğlu
|
Üye
Adil Esmer
|
KARŞIOY YAZISI
18/1/1972 günlü, 1512 sayılı "Noterlik Kanunu" nun
166. maddesinin "Noterlik işlemlerinin bu kanuna uygun şekilde yapılmasını
sağlamak ve özellikle kambiyo senetlerinin (Çek, poliçe ve emre muharrer senet)
protestoları ile" sair konularda noterler arasında rekabeti önlemek amacı
ile ilgili resmî ve Özel kuruluşlarla temas etmek gerekirse varılan sonuçları
tarafların uymakla yükümlü olduğu bir protokola bağlamak (ilgili resmî ve özel
kuruluşlar, Türkiye Noterler Birliği ile gerekli temasta bulunmaktan ve protokol
düzenlemekten kaçınamazlar) hükmünü içeren onikinci bendi, bir noterin diğer
bir notere karşı açtığı kambiyo senetleri gelirlerinden payına düşen paranın
tahsili davasında uygulanacak bir hüküm niteliğinde bulunmamaktadır. Noterler
Birliğinin bu bent hükmüne dayanan 6/12/1972 günlü, 3059 sayılı Genelgesinin
iptali idarî yargı görevine giren bir husustur. Bu konuda açılan dava, Danıştay
8. Dairesinin 23/10/1973 günlü, 1191-3139 sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
Anayasa'nın 151. maddesindeki "bir davaya bakmakta olan
mahkeme, uygulanacak bir kanunun hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya
taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına
varırsa" hükmü uyarınca, uygulanacak bir kanun hükmü bulunmadıkça
Anayasa'ya aykırılık ileri sürülemez. Alacak davasında 1512 sayılı Yasanın 166.
maddesinin uygulanmasından söz edilemez. Bu bakımdan işin özü incelenmeden
yetkisiz olan mahkemenin itirazının reddi gerekir. Bu nedenle çoğunluk görüşüne
karşıyız.
|
|
|
Üye
Osman Tokcan
|
Üye
Hüseyin Karamüstantikoğlu
|
Üye
Kenan Terzioğlu
|
KARŞIOY YAZISI
Noterler arasında rekabeti önlemek için; Kambiyo senetlerinin
protestolarından elde edilen gelirlerin ortak bir hesaba yatırılması ve
bunların ilgili noterler arasında paylaşılmasına dair genelgenin iptali için,
açılan dava Danıştay 8. Dairesince red edilmiştir.
Hüküm tesisi yoluyla kanuna aykırı olmadığı kesinleşen genelgeye
göre hesaplanan bir alacak anlaşmazlığı dolayısiyle genelge ve Noterlik
Kanununun 166/12. maddesinin yerel mahkemece yeniden ele alınmasına olanak
yoktur. Zira Danıştay Kanununun değişik 37. maddesine göre Noterlik Kanununun
uygulamasından doğan anlaşmazlıkların çözüm yeri Danıştay 8. Dairesidir.
Bu nedenle Noterlik Kanununun 166/12. maddesi hükmü başvuran
mahkemenin uygulayacağı bir hüküm değildir. Başvurmanın, mahkemenin
yetkisizliği nedeniyle reddi gerekeceği kanısıyla, işin esasının incelenmesine
geçilmesi hakkındaki çoğunluk kararına karşıyız.
|
|
Üye
Rüştü Aral
|
Üye
Yılmaz Aliefendioğlu
|
DEĞİŞİK GEREKÇE
Çoğunluğun gerekçesi (Türkiye Noterler Birliği ile Banka Genel
Müdürleri arasında imzalanmış olan protokolün tatbiki suretine dair 6/12/1972
günlü, 3059 sayılı Birlik Genelgesi) nin 1512 sayılı Noterlik Kanununun 166.
maddesinin 12. bendine uygun olarak düzenlendiği, yasanın Noterler Birliğine bu
nitelikte bir düzenleme yapma yetkisi verdiği görüşüne dayanmaktadır.
Söz konusu yasa hükmü şudur: "Noterlik işlemlerinin bu
kanuna uygun şekilde yapılmasını sağlamak ve özellikle kambiyo senetlerinin
(çek, poliçe ve emre muharrer senet protestoları ile) sair konularda noterler
arasında rekabeti önlemek amacı ile ilgili resmi ve özel kuruluşlarla temas
etmek, gerekirse varılan sonuçları tarafların uymakla yükümlü olduğu bir
protokola bağlamak, (ilgili resmi ve özel kuruluşlar Türkiye Noterler Birliği
ile gerekli temasta bulunmaktan ve protokol düzenlemekten kaçınamazlar.)"
"Bu hükme dayanılarak yapılan protokolün uygulanması ile ilgili 6/12/1972
günlü genelgenin (uyulması gerekli kurallar) bölümünün B-l. maddesine şu
yükümlülük konulmuştur : "... bankalarca noterliklere gönderilecek
senetlerin protesto bedelleri (Noterlik Kanununun 109, 110, 111 inci
maddelerinde kabul edilen prensipler dairesinde...) noterler arasında eşit
surette taksim edilecektir."
Noterler Birliği, yukarıda yazılı yasa hükmünün, bu Birliğe,
Noterlerin kambiyo senetlerinin protestoları ile ilgili gelirlerini alıp belli
noterler arasında bolüştürebileceği yetkisini verdiğini kabul ederek, sözü
geçen genelge ile, bu alım ve bölüştürme işini düzenlemiştir. Yasanın Noterler
Birliğine böyle bir yetki vermediği halde verdiğini kabul ile birlik tarafından
yapılan düzenlemeye ilişkin genelgenin iptali için açılmış bulunan dava
Danıştay 8. Dairesinin 23/10/1973 günlü karariyle red edilmişse de bu karar mahkemeyi
bağlamaz. Sözü edilen yasanın Noterler Birliğine, bir noterin, yasalara uygun
biçimde kazandığı parayı onun elinden alarak belli noterler arasında bölüştürme
yetkisi verdiğinin açıkça saptanması gerekir. Bu saptama yapılmadıkça iptali
istenen hükmün Danıştay kararına dayanılarak Birliğe bu tür yetki verdiği kabul
edilemez. Yasanın incelenmesinde böyle bir yetki verildiğini kabule elverişli
bir kayıt ya da işaret görülmemektedir. Yasanın bu nitelikte bir işleme izin
vermediği 109, 110 ve 111. maddelere konulan kurallardan da anlaşılmaktadır.
Yasa bu kurallarla, büyük gelirlerde gelir dağılımına yol açmak istemiş ve bu
isteğini, yapılacak işlerin nöbete bağlanması yöntemiyle gerçekleştirmiştir.
Küçük gelirlere el atılmaması gerektiği yolundaki iradesini de, nöbet yöntemini
milyonluk işlere hasretmek suretiyle açıklamıştır. Dava konusu 166. maddenin
12. bendiyle yasa koyucu, noterler arasındaki rekabetin önlenmesi için Birliğe
Önlem alma yetkisi vermiş, ancak Anayasa'ya aykırı biçimde onların mülkiyetine geçen
mala el uzatmalarına da izin vermemiştir. Gerçi iş bulmada rekabeti önlemenin
en etkin çaresi bir noterin kazancını kısmen olsun elinden alıp diğerine vermek
ise de, bu yöntem, Anayasal bir hak olan mülkiyet hakkını kamu yararı dışında
kısıtladığından Anayasa'nın 36. maddesine; işi yapan notere angarya
yüklediğinden de 42. maddesine aykırı olur. İptali istenen hüküm bu nitelikte
bir yetki verseydi, iptali gerekirdi. Ancak böyle bir yetki vermemiştir, bu
nedenle de iptali gerekmez.
İptal isteğinin reddine ilişkin karara katılmakta dayandığım
gerekçe bundan ibarettir.