ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1977/16
Karar Sayısı:1977/86
Karar Günü:9/6/1977
Resmi Gazete tarih/sayı:2.11.1977/16101
İtiraz
yoluna başvuran : Askerî Yüksek idare Mahkemesi 1. Dairesi.
İtirazın
konusu : 20 Temmuz 1972 günlü, 14251 sayılı. Resmî Gazete'de yayımlanan 4/7/1972
günlü, 1602 sayılı Askerî Yüksek idare Mahkemesi Kanununun 80. maddesi ile
Resmî Gazete'nin 26 Ekim 1963 günlü, mükerrer 11541 sayısında yayımlanan 357
sayılı Askerî Hâkimler Kanununun 17/7/1972 günlü, 1611 sayılı Kanunla değişik
12. maddesinin sicil düzenlenmesi ve sicil üstlerine ilişkin hükümlerinin ve
dolayısiyle aynı kanunun yükselme, emeklilik ve kadrosuzlukla ilgili 14., 21.,
22. ve geçici 1. maddelerinin Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından
olan üyeleri yönünden Anayasa'nın 4., 7., 8., 12., 134. ve 140. maddelerine
ayın olduğu Öne sürülerek iptalleri için Askerî Yüksek idare Mahkemesi 1.
Dairesince, Anayasa'nın değişik 151. ve 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Yasanın 27.
maddelerine dayanılarak Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur.
I-
OLAY:
Askerî
Yüksek idare Mahkemesinin hâkim sınıfından olan üyelerinden birisi tarafından
Millî Savunma Bakanlığına, hakkında sicil düzenlenmemesi ve düzenlenmiş olan
sicillerin de geçersiz sayılmasına ilişkin başvurmasına yanıt verilmemek
suretiyle reddi yolundaki idarî işlemin iptali için sözü edilen Bakanlığa karşı
Askerî Yüksek İdare Mahkemesinde dava açılmıştır.
Bu
davada davacı tarafından, 1602 sayılı Yasanın subay üyelerin varlığına ve yargı
görevi yapmalarına değinen hükümleriyle sicil üstlerini belirleyen 80.
maddesinin ve 357 sayılı Askerî Hâkimler Kanununun sicil düzenlenmesiyle ilgili
kurallarının Anayasa'ya aykırı olduğu öne sürülmüş, Askerî Yüksek idare
Mahkemesi 1. Dairesi, subay üyelerin bu mahkemede görev almalarına ilişkin
olanlar dışındaki hükümlerinin Anayasaya aykırı olduğu yolundaki itirazı ciddi
bulunmuş ve bu hükümlerin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar
verilmiştir.
III-
YASA METİNLERİ:
l-
İtiraz konusu yapılan yasa kuralları:
a)
4/7/1912 günlü, 1602 sayılı Kanunun Anayasa'ya aykırılığı öne sürülen 80.
maddesi şöyledir:
"Madde
60- Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından olmıyan Başkanı ve
üyeleri, yükselme, sicil işlemleri, yaş haddi, emeklilik ve diğer haklar
yönünden kendi sınıfındaki emsallerine uygulanan hükümlere; hâkim sınıfından
olan Başkan ve üyelerinin aylık ve ek göstergeleri, meslekte ilerlemeleri,
sicil işlemi ve yaş hadleriyle emeklilikleri ve diğer özlük hakları Askerî Yargıtay
Başkan ve Üyelerinin tabi olduğu hükümlere tabidirler.
Askerî
Yüksek İdare Mahkemesinin Daire Başkanı ve üyelerinin birinci sicil üstü Askerî
Yüksek İdare Mahkemesi ikinci Başkanı, ikinci sicil üstü ise, Askeri Yüksek
idare Mahkemesinin Başkanıdır.
Askerî
hâkim sınıfından olmayan Başkan ve üyelere bu görevleri süresince hem rütbe
oldukları hâkim sınıfından olan üyelere ödenen miktar ve esaslara göre ek
göstergeli olarak aylık ödeme yapılır. 17/1/1963 gün ve 144 sayılı ve 18/4/1963
gün ve 223 sayılı Kanunların hükümleri saklıdır."
b)
26/10/1963 günlü, 357 sayılı Askeri Hâkimler Kanununun 17/7/ 1972 günlü, 1611
sayılı Kanunla değişen 12. maddesinin (B) bendinin (2-f) fıkrası ile aynı
kanunun değişik 14., 21., 22. ve Geçici 1. maddeleri şöyledir:
"Madde
12- (B) 2-f : Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından olan
üyelerinin; Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Daire Başkanları, Askerî Yüksek İdare
Mahkemesi ikinci Başkanı ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı (Daire
Başkanları kendi dairelerinde görevli üyelerin),"
"Madde
14- (Değişik) 12 ve 13. madde hükümleri saklı kalmak şartı ile; askerî hâkim
subayların rütbe terfii, rütbe kıdemliliği ve kademe ilerlemesi hakkında 926
sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu hükümleri uygulanır.
Ancak,
general - amiralliğe yükselecek albaylarla general - amiralliğin üst
rütbelerine yükseleceklerin saptanması ve değerlendirme işlemlerinin yapılması
esnasında Yüksek Askerî Şûra üyelerinin her biri 926 sayılı Türk Silâhlı
Kuvvetleri Personel Kanununun 54 üncü maddesi hükümlerini gözönünde tutarak her
general - amiral ve albay için :
a)
Sicil dosyalarını ve sicil belgelerini veya özetlerini,
b)
Özlük dosyalarında mevcut mahkeme ve savcılıkça verilen kararlan, her çeşit
disiplin cezalarını inceleyip, bu hususlara dayanak olan fiil ve hareketleri,
c)
Özlük dosyalarında mevcut takdir, taltif, uyarma ve sağlık durumlarını belirten
belgeler ile şahsi takdimleri,
d)
Yapılmış kadro gezileri( harp oyunları) veya etüd notları, plân tatbikatları,
tatbikatlar ve denetlemelerindeki başarı durumlarını,
e)
Meslekî eserlerini,
İnceleyip,
değerlendirerek genel durumdan edindiği kanaate göre :
Genelkurmay
Başkanı : 1-150, kuvvet komutanları (kendi kuvvetlerine mensup olanlar için) :
1-125, diğer şûra üyeleri: 1-100 arasında not takdir ederler.
Yüksek
Askerî Şûra üyelerinin verdiği notların ortalaması alınarak değerlendirme
notları saptanır, kesirli çıkan sayılar iki hane yürütülür.
Yüksek
Askerî Şûraca değerlendirilen her general - amiral ve albay için saptanan
değerlendirme notu ile sicil notu ortalaması toplanarak yeterlik notu bulunur.
Bu yeterlik notuna göre sıralama yapılır.
Yeterlik
sıralamasında yeterlik notu aynı olanlardan değerlendirme notu yüksek olan
öncelik alır. Eşitlik halinde kıdem sırası önde olan öncelik alır.
Yeterlik
sıralamasına göre, en yüksek yeterlik notu alanlardan başlanılarak 926 sayılı
Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununa göre saptanan kadro, kontenjan ve
nispete göre bir üst rütbeye yükselecekler saptanır ve usulüne göre uygun
olarak terfileri yapılır."
"Madde
21- (Değişik)- Askerî Hâkim sınıfı subayların görev yerleri ve sıfatlan ne
olursa olsun emeklilik, yaş hadleri diğer subaylar gibidir. Askerî hâkim
subayların kanunlarda belirtilen yükümlülük sürelerini tamamlamaları halinde,
özel kanununda yazılı belli şartlar içinde emekliliklerini isteme haklan
vardır.
Bu
kanunda belirtilen esaslara göre; kadrosuzluk, yetersizlik, disiplinsizlik ve
ahlâkî durumları nedeniyle ayırma ve askerî hâkim subay olmaya engel suçluluk
halleri hariç, askeri hâkim subaylar rütbelerinin yaş haddine kadar hizmete
devam ederler."
"Madde
22- (Değişik)-Kadrosuzluk, yetersizlik, disiplinsizlik ve ahlâkî durumları
nedeniyle aşağıda belirtilen esas ve şartlar dahilinde askerî hâkim subaylar
hakkında emeklilik yaş haddinden önce Silâhlı Kuvvetlerden ayırma işlemi
yapılabilir.
A)
Kadrosuzluk sebebiyle ayırma :
1.
Rütbe terfii şartlarını haiz olup da üst rütbe kadrosunda açık bulunmadığı için
iki yıl daha denendiği halde yine kadrosuzluktan terfii edemeyen yarbay ve
albay ile sicil notu ortalaması sicil tam notunun % 60'tan fazlası olmakla
beraber, general-amiralliğe yükselebilmek için gerekli sicil notu ortalamasını
ihraz etmemiş bulunan albaylar yaş haddine kadar hizmete devam ederler.
Bu
şekilde hizmete devam ettirilen yarbay ve albaylardan terfii şartlarını haiz
binbaşı ve yarbaylara kadro açılması maksadıyle sicil notu en düşük olanlardan
başlanarak yeteri kadarı emekliye sevk edilir.
Rütbe
terfii şartlarını haiz olup da üst rütbe kadrosunda açık bulunmadığı için
terfii edemeyip emekliye sevk edilen albaylar hakkında 926 sayılı Türk Silâhlı
Kuvvetleri Personel Kanununun 49. maddesinin (F) bendi hükümleri uygulanır.
2.
Bekleme süreleri sonunda terfii edemeyen general - amiraller emekliye sevk
edilirler. Bunlar hakkında 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Kanununun 49.
maddesinin (F) bendi hükümleri uygulanır.
B)
Yetersizlik sebebiyle ayırma :
1.
Rütbe bekleme süresi sonunda veya sonraki yıllarda yapılan yeterlik
sıralamasında;
a)
Sicil notu ortalaması sicil tam notunun % 50'sinden az olan yüzbaşı -
binbaşılar ile % 60'ından az olan yarbay - albaylar,
b)
Sicil notu ortalaması sicil tam notunun % 50 ve daha yukarısı olup da % 60'dan
az olduğu için iki yıl daha denendiği halde rütbe terfi edemeyen yüşbaşı -
binbaşılardan bu ikinci yılda veya müteakip yıllarda sicil notu itibariyle
kademe ilerlemesi de yapamayanlar veya rütbesinin son kademesine geldiği halde
almış bulunduğu sicil notu kademe ilerlemesi için yeterli bulunmayanlar,
2.
Bu maddenin (A) bendi gereğince yaş haddine kadar hizmete devam edecek yarbay
ve albaylardan yıllık sicil notu ortalaması sicil tam notunun % 60'ının
aşağısına düşenler.
3.
Rütbe bekleme süresi içindeki meslekî sicil notlarından en az iki yıla ait
olanı mesleki sicil tam notunun % 50'sinden aşağıya düştüğü için meslekte
kendisinden istifade edilemeyeceği anlaşılanlar,
Hakkında
hizmet sürelerine bakılmaksızın T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.
C)
Disiplinsizlik ve ahlâki durumu sebebiyle ayırma :
Askerî
Yargıtay üyeleri ile Askerî Yüksek idare Mahkemesi Üyeleri hakkındaki hükümler
saklı kalmak şartı ile;
Son
rütbelerine ait bir veya bir kaç belgeye dayanılarak, aşağıdaki sebeplerden
biri ile disiplinsizlik ve ahlâkî durumları icabı Silâhlı Kuvvetlerde kalmaları
uygun görülmeyenlerin hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında T. C. Emekli
Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.
1.
Disiplin bozucu hareketlerde bulunması, ikaz ve cezalara rağmen ıslah olmaması,
2.
Hizmetin ve hâkimlik mesleğinin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini
düzenleyememesi,
3.
Aşırı derecede menfaatine, içkiye, kumara ve borçlanmaya düşkün olması,
4.
Silâhlı Kuvvetlerinin ve hâkimlik meslekinin itibarını sarsacak şekilde ahlâk
dışı hareketlerde bulunması,
5.
Tutum ve davranışları ile yasa dışı görüşleri besimsediklerinin anlaşılması,
Disiplinsizlik
ve ahlâki durumları nedeni ile Silâhlı Kuvvetlerden ayırma işlemi, idarî sicil
üstlerince süre söz konusu olmaksızın her zaman düzenlenebilecek sicillere
dayanılarak yapılır.
Sicillerde,
yukarıdaki sebeplerden hangisine göre kesin kanaate varıldığı belirtilir.
Bu
sicil ile; diğer subaylar hakkında uygulanan usule göre katî işlem
yapılır."
"Geçici
MADDE l- 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 41. maddesinde
Delirtilen kadro oranına indirilinceye kadar bekleme süresi sonunda rütbe
terfii şarjlarını haiz oldukları halde üst rütbe kadrosunda açık bulunmadığı
için terfii edemeyerek beklemiş askerî hâkim albayların emekliye şevkleri 926
sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununa 1424 sayılı Kanunla eklenen
ekgeçici 13. madde esaslarına göre yapılır."
2-
Dayanılan Anayasa Kuralları :
"MADDE
4.- Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milletînindir.
Millet,
egemenliğini, Anayasa'nın koyduğu esaslara göre, yetkili organlar eliyle
kullanır.
Egemenliğin
kullanılması, hiçbir suretle belli bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.
Hiç bir kimse veya organ kaynağını Anayasa'dan almıyan bir devlet yetkisi
kullanamaz."
"Madde
7.- Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız Mahkemelerce kullanılır."
"MADDE
8.- Kanunlar Anayasa'ya aykırı olamaz.
Anayasa
hükümleri, Yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarım ve kişileri
bağlıyan temel hukuk kurallarıdır.
"MADDE
12.- Herkes, dil ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep
ayırımı gözetilmeksizin, kanun önünde eşittir.
Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz."
"MADDE
134 (Değişik) - Hâkimlerin nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık
ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin veya görev yerlerinin geçici
veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması
ve disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili suçlardan dolayı soruşturma
yapılmasına ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarılmayı
gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve diğer özlük işleri,
mahkemelerin bağımsızlığı esasına göre kanunla düzenlenir.
Hâkimler
65 yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler. Askeri hâkimlerin yaş haddi,
yükselme ve emeklilikleri kanunla belli edilir.
Hâkimler,
kanunda belirtilenlerden başka, genel ve özel hiçbir görev alamazlar."
"Madde
140- (Değişik) Danıştay, kanunların başka idarî yargı mercilerine bırakmadığı
konularda ilk derece ve genel olarak üst derece idare mahkemesidir.
Danıştay,
idarî uyuşmazlıkları ve davaları görmek ve çözümlemek, Bakanlar Kurulunca
gönderilen kanun tasarıları hakkında düşüncesini bildirmek, tüzük tasarılarını
ve imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerini incelemek ve kanunla gösterilen diğer
işleri yapmakla görevlidir.
Danıştay
üyeleri, Bakanlar Kurulu ve Danıştay Genel Kurulunca ayrı ayrı boş yer sayısı
kadar gösterilecek adaylar arasından Anayasa Mahkemesinin asıl ve yedek
üyelerinin üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. İlk
iki oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, salt çoğunlukla yetinilir.
Danıştay,
Başkanını ve Başkanunsözcüsünü, kendi üyeleri arasından, üye tamsayısının salt
çoğunluğu ile ve gizli oyla seçer. Başkan, daire başkanları ve
Başkanunsözcüsünün görev süreleri dört yıldır. Süresi bitenler yeniden
seçilebilirler.
Danıştay'ın
kuruluşu, işleyişi, yargılama ve daire başkanlarının seçimi usulleri,
mensuplarının nitelikleriyle atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve
ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, haklarında disiplin kovuşturması yapılması
ve disiplin cezası uygulanması, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı
esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Asker
kişilerle ilgili idarî eylem ve işlemlerin yargı denetimi Askerî Yüksek İdare
Mahkemesince yapılır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi,
yargılama usulleri, başkan ve üyelerinin nitelikleri ile atanmaları, disiplin
ve özlük işleri; hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre,
kanunla düzenlenir."
IV-
İLK İNCELEME:
Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğünün 15. maddesi uyarınca, Kani Vrana, Şevket Müftügil, Ahmet
Akar, Ziya Önel, Abdullah Üner, Ahmet Koçak, Sekip Çopuroğlu, Fahrettin Uluç,
Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş, Ahmet Erdoğdu, Hasan Gürsel, Adil Esmer, Nihat
O. Akçakayalıoğlu ve Ahmet H. Boyacıoğlu'nun katılmalariyle 24/3/1977 gününde
yapılan ilk inceleme toplantısında aşağıdaki sorunlar üzerinde durulmuştur:
Olay
bölümünde de açıklandığı üzere, Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim
sınıfından olan üyelerinden birisi, Millî Savunma Bakanlığına başvurarak
hakkında sicil düzenlenmemesini, düzenlenmiş olan sicillerin de geçersiz
sayılmasını istemiş, bu isteme yasal süre içinde bir yanıt verilmediğinden
yasaca tesis edilmiş sayılan olumsuz işlemin iptali istemiyle Askerî Yüksek
İdare Mahkemesinde dava açmıştır.
Askerî
Yüksek İdare Mahkemesi, bu davada davacının öne sürdüğü savlardan 1602 sayılı
Kanunun 80. maddesi ile 357 sayılı Askeri Hâkimler Kanununun 1611 sayılı
Kanunla değişik 12. maddesinin sicil düzenlemesine ve sicil üstlerine ilişkin
hükümlerine ve dolayısiyle aynı kanunun yükselme, emeklilik ve kadrosuzlukla
ilgili 14., 21., 22. ve Geçici 1. maddelerine yönelik olanlarının Askerî hâkim
sınıfından olan üyeleri açısından ciddi bulunduğu kanısına varmış ve iptalleri
için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını karar altına almıştır.
l-
4/7/1972 günlü, 1602 sayılı Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 80.
maddesinin ikinci fıkrası hükmü, 357 sayılı Kanunun 1611 sayılı Kanunla değişen
12. maddesinin (B) bendinin (2-f) fıkrası ile değiştirilmiş ve böylece sözü
edilen hüküm, Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından olan üyeleri
açısından uygulanma olanağını yitirmiştir. Öte yandan aynı maddenin üçüncü
fıkrası da askerî hâkim sınırından olmayan başkan ve üyelerle ilgili olup hâkim
sınıfından olan üyelere ilişkin bir hüküm getirmemektedir.
Anayasa'nın
değişik 151. ve 44 sayılı Yasanın 27. maddeleri hükümleri uyarınca, bir davaya
bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanunun hükümlerini, saptanan yöntem
içinde, Anayasa'ya uygunluk denetiminden geçirilmesini isteyebilir. Oysa Askerî
Yüksek İdare Mahkemesi 1. Dairesi, bu davada 1602 sayılı Kanunun 80. maddesinin
ikinci ve üçüncü fıkraları hükümlerini uygulama durumunda olmadığından, bu
hükümlere yönelen itiraz mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddedilmelidir.
2-
357 sayılı Askerî Hâkimler Kanununun 1611 sayılı Kanunla değişik 14., 21., 22.
ve Geçici 1. maddelerinin de, davacının sıfatı ve talebin içeriği yönlerinden
bu davada uygulanma olanağı yoktur. Bu hükümlere yönelik itiraz da mahkemenin
yetkisizliği nedeniyle reddolunmalıdır.
3-
1602 sayılı Yasanın 80. maddesinin birinci ve 357 sayılı Yasanın 1611 sayılı
Yasa ile değişik 12. maddesinin (B) bendinin (2-f) fıkrası hükümlerine gelince
:
80.
maddenin birinci fıkrası, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından
olan ve olmayan başkan ve üyeleri hakkında hükümler düzenlemektedir, itiraz
yoluna başvuran 1. Daire askerî hâkim sınıfından olan üyelerle ilişkili
hükümlerin Anayasa'ya aykırı olduğunu öne sürmektedir. Sözü edilen ve istem
konusu olan hüküm, hâkim sınıfından olan başkan ve üyelerin aylık ve ek
göstergeleri, meslekte ilerlemeleri, sicil işlemleri, yaş hadleri,
emeklilikleri ve öteki özlük hakları açısından düzenlemeler getirmekte ve
bunların, Askerî Yargıtay Başkan ve üyelerinin bağlı olduğu hükümlere tâbi
olacağını kurala bağlamaktadır.
Yukarıda
da açıklandığı üzere, dava, davacı üye hakkında sicil verilmemesi, verilmiş
olanların da iptali isteminin reddine ilişkin olumsuz idarî tasarrufa
yöneltilmiş bulunduğuna göre, sözü edilen 80. maddenin birinci fıkrasının bu
davada uygulanma durumunda olan kesimi, sicil işlemine ilişkin hükmü olmak
gerekir. Gerçi anılan fıkra, sicil işlemi yönünden Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin
hâkim sınıfından olan Başkan ve üyelerini, Askerî Yargıtay Başkan ve üyelerine
ilişkin hükümlere bağlı tutmakta ise de, bu kanundan sonra kabul edilen
17/7/1972 günlü, 1611 sayılı Yasa ile değiştirilen 357 sayılı Askerî Hâkimler
Kanununun 12. maddesinin (B) bendinin (2-f) fıkrasiyle Askerî Yüksek İdare
Mahkemesinin hâkim sınıfından olan üyelerinin sicil işlemleri ele alınmış ve
salt bunlar hakkında hükümler düzenlenmiştir. Bu durumda 80. maddenin Askerî
Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim sınıfından olan Başkan ve üyeleri
hakkındaki sicil işlemlerine ilişkin hükümlerinin bütünü ile yürürlükten
kalktığı düşünülemez. Çünkü sözü edilen fıkranın, Askeri Yargıtay Başkan ve
üyelerine göndermede bulunan hükmünün yürürlükten kalkmasına karşın, Askerî
Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından olan Başkan ve üyelerinin
yükselmelerinin sicile bağlı tutulmasına ilişkin ilkesi yürürlükte
bulunmaktadır.
O
halde işin esası, 1602 sayılı Kanunun 80. maddesinin birinci fıkrasının
yürürlükte olan hükmü ve 357 sayılı Askeri Hâkimler Kanununun 17/7/1972 günlü,
1611 sayılı Yasa ile değişik 12. maddesinin (B) bendinin (2-f) fıkrası ile
sınırlı olarak incelenmelidir.
Yapılan
ilk inceleme sonunda: Dosyanın eksiği bulunmadığından :
1-
4/7/1972 günlü, 1602 sayılı Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 80.
maddesinin ikinci fıkrası; 357 sayılı Kanunun 1611 sayılı Yasanın 12.
maddesinin (B) bendinin (2-f) fıkrası ile Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin
hâkim üyeleri açısından uygulanma olanağını yitirmiş bulunduğundan ve aynı
maddenin üçüncü fıkrası da hâkim sınıfından olan üyelerle ilgili olmadığından
bu hükümlere yönelen itirazın mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine,
2-
357 sayılı Kanunun değişik 14., 21., 22. ve Geçici 1. maddelerinin konulan
itibarîyle davada uygulanma olanağı bulunmadığından bu hükümlere ilişkin
itirazın mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine,
3-
İşin esasının, 1602 sayılı Kanunun 80. maddesinin birinci fıkrasının yürürlükte
olan bölümü ve 357 sayılı Askerî Hâkimler Kanununun 17/7/1972 günlü, 1611
sayılı Yasa ile değişik 12. maddesinin (B) bendinin (2-f) fıkrasiyle sınırlı
olarak incelenmesine,
oybirliğiyle
karar verilmiştir.
V-
ESASIN İNCELENMESİ:
İşin
esasına ilişkin rapor, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi I. Dairesinin başvurma
kararı ve ekleri, iptali istenen yasaların kuralları, ilgili Anayasa ve Yasa
hükümleri, bunlara ilişkin yasama belgeleri ve konu ile ilgili Öteki metinler
okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
A-
"Askerlik hizmetlerinin gerekleri" kavramı:
İtiraz
konusu yasa metinlerinin Anayasa'ya uygunluk denetimine geçilmeden Önce,
Anayasa'nın 140. maddesine 1488 sayılı Yasa ile eklenen ve Askerî Yüksek İdare
Mahkemesi kurulmasını öngören altıncı fıkra hükmü içinde yer alan ve Anayasa
Mahkemesinin çeşitli kararlarında açıklanmış bulunan "askerlik
hizmetlerinin gerekleri" kavramına kısaca değinmekte ve Anayasa
Mahkemesince kabul edilmekte olan görüşü burada özetlemekte yarar vardır.
Anayasa'ya,
askerlik hizmetlerinin gerekleri kavramı, 1488 sayılı Yasa ile girmiş değildir.
Bu nedenle Anayasa'nın 140. maddesinde yapılan değişikliğin bu yönden kendi
başına bir yeniliği ve Önemi yoktur. Çünkü Anayasa'nın askerî yargı ile ilgili
138. maddesinin son fıkrasının 1961 metninde de, askerî yargı organlarına
ilişkin konuların "mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı ve
askerlik hizmetlerinin gerekleri" ne göre kanunla düzenlenmesi kuralı yer
almış bulunmakta idi. Tüm askerî yargı organlarını içeren bu kuralın Askerî
Yargıtay'ı ve yeni kurulan Askerî Yüksek İdare Mahkemesini kapsam dışı tuttuğu
düşünülemezdi. Kaldı ki 138. maddede böyle bir düzenleme olmasa bile Anayasa'da
bir "Askerî yargı" ya yer verilmiş bulunması, başlı başına askerlik
hizmetleri gereklerinin bir anlatımı ve sonucu olması dolayısiyle, gene de bu
gereklere dikkati çekmeye yeterli görülebilirdi.
İtiraz
konusu yapılan yasa kuralları Anayasa'ya uygunluk denetiminden geçirilirken,
"askerlik hizmetlerinin gerekleri" kavramının niteliğini ve etki
alanını açıklığa kavuşturmanın büyük önemi vardır. Bu kavramın salt ve soyut
olarak ele alınması doğru bir sonuca varmayı engeller. Çünkü bu kavramın bir
askerî birlikte Askerî Yüksek İdare Mahkemesinde eşit ağırlıkla ve aynı
kapsamla uygulama alanına konulabilmesi tasavvur dahi edilemez. "Askerlik
hizmetlerinin gerekleri" nin en başında bir disiplin, astlık - üstlük,
buyurma - buyruğa uyma ilişkileri, rütbe ile sınırlanmış yetkiler düzeni gelir.
Oysa Anayasa; adlî, idarî ve askerî yargı arasında bir ayırım gözetmeksizin
yargı yetkisinin millet adına bağımsız mahkemelerce kullanılması genel ilkesini
benimsemiş (Madde : 7), hâkimlerin güvence altında bulundurulmalarım hem genel
olarak, hem de idarî yargı, askerî yargı ve üstelik Askerî Yüksek İdare
Mahkemesi yönünden bir Anayasal zorunluk olarak ayrı ayrı belirtmiş (Madde 132,
133, 138. 140, 141), böylece "İnsan haklarına... dayanan... demokratik...
hukuk devleti" yapısı içinde (Madde : 2) mahkeme kavramının askerlik
hizmetlerinin olağan ağırlık ye kapsamı içinde uygulanacak gerekleri ile
uyuşmasına olanak bulunmadığını açıkça ortaya koymuştur.
Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi, temel yapısı ve işleri yönünden bir yüksek mahkemedir.
Askeri bir kuruluş oluşu bu niteliğinden sonra gelir ve ikinci alanda kalır.
Burada askerlik hizmetlerinin gerekleri, ancak mahkemenin bağımsızlığına ve bu
bağımsızlığın güvencesi ve dayanağı olan hâkimlik teminatına dokunmadığı sürece
ve o oranda söz konusu olabilir. Başka bir deyimle bu mahkemenin anayasal
yapısı karşısında askerlik hizmetlerinin gerekleri nedenine dayanılarak
bağımsızlığının ve başkan ile üyelerinin teminatının zedelenmesine yol açılması
hukukça savunulabilir bir tutum olamaz. Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin
bağımsızlığını ve hâkimlik teminatını koruyacak güvenlik alanının sınırına
dayandığı anda askerlik hizmetlerinin gerekleri durur, durdurulur artık
işlememesi, işletilmemesi gerekir.
İtiraz
konusu kurallar Anayasa'ya uygunluk denetiminden geçirilirken "askerlik
hizmetlerinin gerekleri" bir anayasal kavram olarak ancak bu ölçü içinde
gözönünde bulundurulacaktır.
B-
İtiraz konusu kuralların Anayasa'ya aykırılığı sorunu:
4/7/1972
günlü, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 7. maddesi şöyledir:
"Madde
7- Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin üyeleri; emsaline nazaran hizmetin
gerektirdiği üstün bilgi ve tecrübeye sahip;
a)
General, amiral ve albay rütbesindeki subaylarla,
b)
En az albay rütbesinde birinci sınıf askeri hâkimler arasından
seçilirler."
Aynı
Yasanın 80. maddesinin birinci fıkrası, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim
sınıfından üyelerinin yükselmelerini ilke olarak sicil işlemine bağlı tutmakta
ve 357 sayılı Yasanın 17/7/1972 günlü, 1611 sayılı Yasa ile değişik 12.
maddesinin (B) bendinin (2-f) fıkrası da bunların sicil üstlerini saptamaktadır.
Bu hükme göre Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin Hâkim sınıfından olan üyelerinin
sıralı sicil üstleri; üyelerin görev yaptıkları dairenin başkanı, Askerî Yüksek
İdare Mahkemesinin İkinci Başkanı ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanıdır.
Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi Başkanının ve İkinci Başkanı ile Daire Başkanlarının
sicil üstleri olmaları, bunları, hâkim sınıfından olan üyelerin âmiri ve
komutanı mevkiine getirmekte ve böylece Askeri Yüksek İdare Mahkemesi bir
yüksek mahkeme değilmiş de olağan bir askeri birlik ya da kurum imiş ve burada
görev yapan başkan ve üyelerin, yargı yetkisi kullanan ve Anayasa'ca hâkimlik
teminatıyla donatılmaları öngörülen kimseler oldukları gözönünde
bulundurulmayarak yalnızca subay yönleriyle ele alınmış gibi bir durum
oluşmaktadır.
Hukuk
devletinde sıkı sıkıya bağlanılan mahkemelerin bağımsızlığı ve onun başlıca
öğesi olan hâkimlik teminatı ilkeleri, kişilerin mahkemelerin genellikle hiç
bir etki ve özellikle yürütmenin etkisi altında kalmaksızın, tam yansız olarak
görevlerini yerine getireceklerinden emin olmaları, mahkemelere güvenmeleri,
inanmaları, bu yönden herhangi bir kaygı, tedirginlik içinde kalmamaları için
benimsenmiş bir düzenin temelini oluşturur. Bu düzeni aksatacak ya da kişilerde
düzenin iyi işlemiyeceği kuşkusunu uyandırabilecek yöntemlerin o düzende yeri
olmamak gerekir. Oysa incelenen yasa kurallarının öngördüğü yöntem sicil işlemi
ve sicil üstleri yoluyla Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından olan
üyelerini her şeyden önce iç baskıya açık bir duruma sokmakta, hiç değilse,
böyle bir olasılığın kuşku ve kaygısını uyandırmaktadır. Anayasa'nın 132.
maddesi, "hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa'ya kanuna, hukuka
ve vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler." kuralını ilke olarak
benimsemiş bulunmaktadır. Bir yüksek mahkeme üyesinin yükselmesi sicile
bağlanınca, onun bağımsızlığını ve salt vicdanî kanısına göre karar verdiğini
kabul etmek de güçleşir. Askeri Yüksek idare Mahkemesinin hâkim sınıfından olan
üyelerinin mesleki sicil belgesine bağlı tutulmuş olmaları durumunda bir
değişme meydana getirmez. Bunları subay sicil belgesine bağlı tutan ve
yükselmelerini bu belgelerle olanak içine sokan düzen, Askerî Yüksek İdare
Mahkemesinin bağımsızlığına ve üyelerinin Anayasa'ca öngörülmüş güvencelerine
söz getirecek Başkan ve üstelik bu ilkelerin zedelenmesine ve mahkemeye karşı
duyulması gerekli olan güvenin yitirilmesine yol açacak bir yöntemdir.
Askeri
Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından olan üyelerinin yükselmelerini ilke
olarak sicil işlemine bağlı tutan 1602 sayılı Yasanın 80. maddesinin birinci
fıkrası hükmü ile 357 sayılı Yasanın 17/7/ 1972 günlü, 1611 sayılı Yasa ile
değişik 12. maddesinin (B) bendinin (2-f) fıkrasındaki sıralı sicil üstlerini
saptayan hükmü Anayasa'nın 2., 7., 132. ve 140. maddelerine aykırıdır ve
iptaline karar verilmelidir.
Halit
Zarbun, Abdullah Üner ve Nihat O. Akçakayalıoğlu bu görüşe katılmamışlardır.
C-
44 sayılı Yasanın 28. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması: Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki 22/4/1962 günlü, 44
sayılı Kanunun (gerekçe ile bağlı olmama) kenar başlığını taşıyan 28.
maddesinin birinci fıkrasında "Anayasa Mahkemesi, Kanunların... Anayasa'ya
aykırılığı hususunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmağa
mecbur değildir. Mahkeme taleple bağlı kalmak kaydiyle, başka gerekçe ile de
aykırılık kararı verebilir" hükmü yer almış bulunmaktadır.
Anayasa
Mahkemesinin Anayasa'ya uygunluk denetimi istemle sınırlanınca, Anayasa'ya
aykırı bulunarak iptaline karar verilen hükümlerle ilişkisi ve sıkı bağlantısı
bulunan yasanın öteki kurallarının eylemli olarak uygulanamaması sonucunun
ortaya çıkacağını doğal saymak gerekir. Gerçekten hukuk düzeninde bu tür ölü
hükümlerin kalması sonucu bir takım karışıklıkların ortaya çıkma olasılığı
bulunduğu gibi mahkemelerin bu tür hükümleri uygulamamaları yüzünden hakları
yerine getirmekten çekinecekleri de Öne sürülebilir. Yasa koyucu son derece
sakıncalı gördüğü bu durumu ortadan kaldırmak için ikinci fıkra hükmünü düzenleme
zorunluğunu hissetmiştir.
İkinci
fıkra hükmü şöyledir :
"Ancak,
eğer müracaat kanun veya içtüzüğün sadece belirli madde veya hükümleri aleyhine
yapılmış olup da, belirli madde veya hükümlerin İptali kanun veya içtüzüğün
diğer bazı hükümlerinin veya tamamının uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa,
Anayasa Mahkemesi, keyfiyeti gerekçesinde belirtmek şartiyle, kanun veya
içtüzüğün bahis konusu diğer hükümlerinin veya tümünün iptaline karar
verebilir."
Yasa
koyucunun bu fıkra hükmü ile Anayasa Mahkemesine tanıdığı yetkinin kapsamı,
sadece iptale uğrayan madde veya hükümler nedeniyle eylemli olarak uygulanamaz
hale gelmiş bulunan yasanın diğer madde ya da hükümlerinin ortadan
kaldırılmasını sağlamakla sınırlıdır ve bu yetki kullanılırken yapılan işlem,
yasanın dava dışında olan hükümlerini Anayasa'ya uygunluk denetiminden geçirmek
olmayıp, Anayasa'ya uygunluk denetiminden geçirilen ve iptaline karar verilen
yasa hükmü dolayısiyle uygulanma olanağını eylemli olarak yitiren hükümlerin
saptanmasıdır.
Askerî
Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından üyelerini sicil işlemine bağlı tutan
1602 sayılı Yasanın 80. maddesinin birinci fıkrasındaki ilke Anayasa'ya aykırı
bulunmuş ve iptaline karar verilmiştir. İptal kararının içeriği ve etkisi
karşısında, 357 sayılı Yasanın 1611 sayılı Yasa ile değiştirilen 12. maddesinin
(B) bendinin, Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından olan daire
başkanlarının sıralı sicil üstlerini gösteren 2-h fıkrası; Askerî Yüksek İdare
Mahkemesi İkinci Başkanının sıralı sicil üstlerini belli eden 2-j fıkrası ve
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkanunsözcüsünün sıralı sicil üstlerini
belirten 2-k fıkrası hükümlerinin uygulanma olanaklarını yitirdikleri açıktır
ve ortadadır.
Bu
nedenle 357 sayılı Yasanın 1611 sayılı Yasa ile değişik 12. maddesinin (B)
bendinin 2-h, 2-j ve 2-k fıkraları da 44 sayılı Yasanın 28. maddesinin ikinci
fıkrası hükmü uyarınca iptal edilmelidir.
Halit
Zarbun, Abdullah Üner ve Nihat O. Akçakayalıoğlu bu görüşe katılmamışlardır.
VI-
SONUÇ:
1-
4/7/1972 günlü, 1602 sayılı Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 80.
maddesinin, Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından olan Başkan ve
üyeleriyle ilgili olup, davada uygulanma durumunda bulunan birinci fıkrasındaki
"... sicil işlemi..." hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
iptaline,
2-
26/10/1963 günlü, 357 sayılı Askerî Hâkimler ve Askeri Savcılar Kanununun
17/7/1972 günlü, 1611 sayılı Kanunla değişik 12. maddesinin (B) bendinin 2
sayılı istisna fıkrasının (f) işaretli alt bendi hükmünün Anayasa'ya aykırı
olduğuna ve iptaline,
3-
357 sayılı Kanunun 1611 sayılı Kanunla değişik 12. maddesinin (B) bendinin 2
sayılı istisna fıkrasının h, j ve k altbentlerinde yer alan hükümlerin,
yukarıda 1602 sayılı Kanunun 80. maddesiyle ilgili olarak verilen iptal kararı
karşısında artık uygulanamaması sonucu doğduğundan 22/4/1962 günlü, 44 sayılı
Kanunun 28. maddesi uyarınca iptallerine,
Halit
Zarbun, Abdullah Üner ve Nihat O. Akçakayalıoğlu'nun karşıoylariyle ve
oyçokluğuyla,
9/6/1977
gününde karar verildi.
|
|
|
|
Başkan
Kâni
Vrana
|
Başkanvekili
Şevket
Müftügil
|
Üye
Halit
Zarbun
|
Üye
Abdullah
Üner
|
|
|
|
|
Üye
Ahmet
Koçak
|
Üye
Şekip
Çopuroğlu
|
Üye
Fahrettin
Uluç
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
|
|
|
|
Üye
Lütfi
Ömerbaş
|
Üye
Ahmet
Erdoğdu
|
Üye
Hasan
Gürsel
|
Üye
Ahmet
Salih Çebi
|
|
|
|
Üye
Adil
Esmer
|
Üye
Nihat
O. Akçakayalıoğlu
|
Üye
Ahmet
H. Boyacıoğlu
|
KARŞIOY
YAZISI
Mahkememizin
Esas: 1977/16, Karar: 1977/86 sayılı kararında, Sayın Abdullah Üner'in yazdığı
karşıoy yazısında belirtilen nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞIOY
YAZISI
l-
OLAY:
Askeri
Yüksek İdare Mahkemesinin Hâkim sınıfından bir Albay Üyesi tarafından Milli
Savunma Bakanlığı aleyhinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılan davada;
kendisi hakkında düzenlenmiş olan sicilin geçersiz sayılmasına karar verilmesi
istenmiş, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi birinci dairesince de, 1602 sayılı
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 80. maddesiyle 357 sayılı Askerî
Hâkimler Kanununun değişik 12. maddesinin sicil işlerine ilişkin hükümleri ve
dolayısiyle aynı kanunun yükselme, emeklilik ve kadrosuzlukla ilgili 14., 21.,
22. ve geçici 1. maddelerinin, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi hâkim üyeleri
hakkındaki hükümlerinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali için
Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, Anayasa Mahkemesince de; incelemenin,
1602 sayılı Kanunun 80. maddesinin birinci fıkrasının yürürlükte olan bölümü ve
357 sayılı Askerî Hâkimler Kanununun 1611 sayılı Yasa ile değişik 12.
maddesinin (B) bendinin 2-f fıkrası ile sınırlı olarak incelenmesine karar
verilmiştir.
Yapılan
inceleme sonunda ise :
a-
1602 sayılı Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 80. maddesinin, Askerî
Yüksek İdare Mahkemesinin Hâkim sınıfından olan başkan ve üyeleri ile ilgili
olup davada uygulanma durumunda bulunan birinci fıkrasındaki "...sicil
işleri..." hükmü ile,
b-
357 sayılı Askerî Hâkimler ve Askerî Savcılar Kanununun değişik 12. maddesinin
(B) bendinin 2 sayılı fıkrasının f bendinin,
Anayasa'ya
aykırı olduğu nedeniyle iptallerine ve,
c-
Sözü geçen 12. maddenin 2 fıkrasının h, j ve k. bentlerinin de artık uygulama
yeri kalmadığından 44 sayılı Kanununun 28. maddesine dayanılarak iptallerine
karar verilmiştir.
2-
Bu karar hakkındaki karşıoyumuzun gerekçeleri aşağıdadır:
Bilindiği
gibi subayların yükselmeleri, rütbe ve kademe ilerlemeleri yasada yazılı sicil
üstlerince verilen sicil belgelerine göre yapılmaktadır. Askerî Yüksek İdare
Mahkemesi üyeleri ile Daire Başkanları ve İkinci Başkanla Başkanunsözcüsünün
sicil üstleri de 357 sayılı Yasanın değişik
12.
maddesinde gösterilmiştir. Yasada:
Askerî
Yüksek İdare Mahkemesi üyelerine; Daire Başkanları (Kendi dairelerinde görevli
üyeler hakkında) ikinci başkanı ve başkanın,
Daire
Başkanlarına; İkinci Başkanla Başkanın,
İkinci
Başkana; Başkanla Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarı ve Millî Savunma Bakanının,
Başkanunsözcüsüne;
Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarı ile Millî Savunma Bakanının,
Sicil
verecekleri belirtilmiştir.
Anayasa'ya
göre hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasa'ya, Kanuna ve vicdanlarına
göre hüküm verirler. Hiç bir kişi, makam ve organ, yargı yetkisinin
kullanılmasında Mahkemelere, Hâkimlere emir ve talimat veremez, tavsiye ve
telkinde bulunamaz. (Anayasa madde : 132) Ancak; uygar demokratik hukuk
devletlerinde Devlet ve Cumhurbaşkanları da dahil hiç bir kişi sorumsuz ve
murakabesiz de değildir. Anayasa'da, Hâkimlerin de denetime tabi tutulmaları
öngörülmüş ancak bu denetimin ve özlük işlerinin ve bu arada yükselme, atama,
yer değiştirme ve disiplin işlemlerinin yürütülmesi Yargıtay Üyeleri arasından
seçilen Yüksek Hâkimler Kurulunca yürütülmesi kabul edilmiştir. Yine Yasalara
göre Yargıtay Daireleri inceledikleri dosyalarda hüküm veren hâkimler hakkında
not vermekte, bu notlar da hâkimlerin yükselmelerinde esas tutulmaktadır. Yine
Askerî Yargıtay da Askerî Hâkimler hakkında - verdikleri kararlar dolayısıyla -
not düzenlemektedirler.
Demek
oluyorki: Hâkimlerin, yüksek dereceli hâkimlerce veya Yüksek Derecedeki
hâkimlerden oluşan kuruluşça denetime tabi tutulmaları Anayasa'da benimsenmiş
ilkelerden bulunmaktadır.
Hâkim
sınıfından olanlar da dahil bütün subayların rütbe ve kademe yükselmelerinin
sicil esasına dayandığı da dikkate alınırsa Askerî Yüksek İdare Mahkemesi
Hâkimlerine ilişkin sicillerin daha üst rütbe ve kademedeki yüksek Hâkimlerce
yani Daire Başkanları, İkinci Başkan ve Birinci Başkan tarafından verilmesini
öngören Yasa hükümlerinin Anayasa'nın işaret olunan ilkelerine ters düştüğü
söylenemez.
1602
sayılı Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Yasasına göre;
Bu
mahkemenin üyeleri, emsallerine nazaran hizmetin gerektirdiği üstün bilgi ve
tecrübeye sahip General - Amiral ve Albay rütbesindeki Subaylarla birinci sınıf
Askerî Hâkimler arasından ve bu mahkemenin birinci Başkanı ile İkinci Başkanı
da üyeler arasından rütbe ve kıdem sırasına göre seçilmekte, daire üyelerinin
en kıdemlisi de o dairenin başkanlık görevini yapmaktadır. Kendilerinde bu
kadar üstün vasıflar aranan ve rütbe ve kıdem itibariyle de daha yukarı
derecelerde bulunan daire başkanlarıyla ikinci ve birinci başkanların bu sicil
verme yetkilerinin, üyeleri yargı görevlerinin kullanılmasında baskı altında
tutacağı ve hâkimlik teminatını zedeleyeceği söz konusu olamaz.
Şurasını
da eklemek gerekir ki: Rütbe ve kademe ilerlemelerine esas alınacak bu
hükümlerin iptal edilmesi ile Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin hâkim sınıfından
olan üyelerin rütbe ve kademe yükselmelerinin - yasal dayanağı kalktığı için -
olanaksız hale gelmesi olasılığının gözden uzak tutulmaması da gerekir.
3-
Anayasa Mahkemesinin kuruluş ve yargılama usulleri hakkındaki 44 sayılı Kanunun
28. maddesine göre; Anayasa Mahkemesi "talep" ile bağlıdır. Yerel
mahkemenin talebinin dışına çıkarak kararının kapsamı genişletilemez. Askerî
Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Dairesi; yalnız Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin
hâkim sınıfından olan üyelerinin sicil üstlerine ilişkin hükümlerinin iptalini
istemiş, bu mahkemenin daire başkanları, ikinci başkanı ve başkanunsözcüsünün
sicil işlemlerine ilişkin yasa hükümlerinin iptali hakkında bir istemde
bulunmamıştır. Esasen dava, yalnız hâkim sınıfından olan bir üye tarafından
açılmış olup daire başkanları veya ikinci başkanla başkanunsözcüsünün bu yolda
bir davaları mevcut olmadığından mahkemenin, daire başkanları ile ikinci başkan
ve başkanunsözcüsünün sicillerine ilişkin hükümlerinin iptalini isteme yetkisi
de yoktur.
Böyle
olunca; Yüksek İdare Mahkemesinin Daire Başkanları, İkinci Başkan ve
Başkanunsözcüsünün sicil işlemlerini belirleyen 357 sayılı Yasanın değişik 12.
maddesinin (B) bendinin 2 sayılı fıkrasının h, j, k bentleri hükümlerinin 44
sayılı Kanunun 28. maddesine dayanılarak iptali cihetine gidilemiyecektir.
Yukarıda
yazılı nedenlerle çoğunluk kararına karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
Hangi
görev ve rütbede olurlarsa olsunlar tüm asker kişilerin, askerî gereklere
uymaları ve bu gereklere uyumu sağlamaları, düzensel ve Anayasal bir
zorunluktur.
|
|
|
|
Üye
Nihat O. Akçakayalıoğlu
|