"...
II. İTİRAZIN GEREKÇESİ:
"D. S. İ. Genel Müdürlüğü ile Tes - İş Sendikası arasında bağlanan 6. Dönem İşyeri T.İ.S. sinin 135. maddesinde "Seyyar vasıflı personele Harcırah Kanununun 49. maddesindeki esaslara göre işveren ve Maliye Bakanlığınca mutabık kalınacak nispetler üzerinden seyyar vazife tazminatı verilir." denmektedir. Maliye Bakanlığınca verilen mutabakat uyarınca davacı durumundaki işçiler için tazminat oranı % 12,5 dır. Ancak, 1974 yılı Bütçe Kanununun 32/F maddesi anılan madde uygulamasını sınırlandırmıştır. 1976 Bütçe Kanununun 32/F maddesinde "6245 sayılı Harcırah "Kanununun 49. maddesine göre verilecek tazminat hesabında 1327 S. K. göre intibak edilen veya halen bulunulan dereceye tekabül edecek 7244 S. K. nun 1. maddesindeki aylık tutarları esas alınmış" denilmektedir. Gündeliklerin 30 misline tekabül eden aylık ücret nazara alınacak, ancak 7244 sayılı K. nun 1. maddesinde tavan olarak kabul edilen 2.000 TL. sını geçmeyecektir.
Toplu iş sözleşmesinde tazminatın 6245 sayılı Harcırah Kanununun 49. maddesine atıf yapılmış olmasına göre davacı hakkında 1974 yılı Bütçe Kanununun 32/F maddesinin uygulanması zorunluğu olduğuna göre bu maddenin Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülebilir.
2- 1974, 1975 ve 1976 yıllarına ait Bütçe Kanunlarında 1322 sayılı Genel Kadro Kanununa atıf yapılmaktadır. 1322 sayılı Genel Kadro Kanununun 7. maddesinde "657 sayılı Devlet Memurları Kanununun uygulanmasına geçildikten sonra harcırahın tesbitinde 6245 sayılı Kanunda gerekli değişiklik yapılıncaya kadar eski hükümlerin uygulanmasına ve eski aylık veya ücret tutarları üzerinden harcırah ödenmesine devam olunur denmektedir. 657 sayılı Yasa uygulanmaya başlamıştır. Bugüne kadar 6245 sayılı Yasada bir değişiklik yapılmamıştır. Bir uygulama Kanunu olan Bütçe Kanununa göre işlem yapılması Anayasa'nın 126. maddesine aykırıdır.
3- 1974 yılı Bütçe Kanununun 32,1975 yılı Bütçe Kanununun 47. ve 1976 yılı Bütçe Kanununun 32. maddeleri birbirinin aynıdır. 1976 yılı Bütçe Kanununun 32. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu Anayasa Mahkemesinin 9/12/1976 gün ve Esas 1976/34, Karar 1976/52 sayılı kararıyla kararlaştırılmış ve madde hükmü iptal edilmiştir. Aynı sebeplerle bu bütçe yıllarına ait maddelerin iptali gerekir.
4- 1974 yılı Bütçe Kanununun 32. ve 1975 yılı Bütçe Kanununun 47. maddeleri Anayasa'nın 12. maddesindeki eşitlik ilkesine, 126. maddesindeki "Bütçe Kanununa bütçe ile ilgili hükümlerin dışında hiç bir hüküm konulamaz." ilkesine, 94. maddedeki "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Bütçe Kanunu taşanlarının genel kurullarında görüşülmesi sırasında gider artırıcı veya belli gelirleri azaltıcı teklif yapamazlar" ilkesine aykırı görüldüğünden 1974 yılı Bütçe Kanununun 32/F ve 1975 yılı Bütçe Kanununun 47/G maddeleri Anayasa'ya aykırı olduğundan iptaline karar verilmesi talep olunur,"
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas sayısı:1977/127
Karar sayısı:1977/132
Karar günü:1/12/1977
Resmi Gazete tarih/sayı:2.2.1978/16188
İtiraz yoluna başvuran : Anakara 7. İş Mahkemesi.
İtirazın konusu : 30/5/1974 günlü, 1823 sayılı 1974 yılı Bütçe Kanununun 32. maddesinin (F) işaretli bendi ile 27/2/1975 günlü, 1868 sayılı 1975 yılı Bütçe Kanununun 47. maddesinin (g) işaretli bendinin Anayasa'ya aykırı olduğu öne sürülerek iptallerine karar verilmesi istenmiştir.
I. OLAY:
Davacı işçi, davalı işveren yanında çalışırken toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca kendisine aylık istihkakının % 12.50 oranında seyyar görev tazminatı ödendiğini; 1/3/1975 gününden sonra bu tazminatın ayda 250 TL. olarak dondurulduğunu öne sürmüş, 1/3/1975-1/7/1976 arası eksik ödenen 2.000 TL. nın davalı işverenden alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren savunmasında; toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, aylık istihkakın % 12.5 oranında seyyar görev tazminatı ödenmesinin kabul edildiğini, ancak bu tazminatın hesabında 6245 sayılı Harcırah Kanununun 49. maddesindeki esasların gözönünde tutulması gerektiğinin toplu iş sözleşmesinde açıklanmış bulunduğunu, 1974 ve 1975 yılları Bütçe kanunlarında ise 6245 sayılı Harcırah Kanununun 49. maddesi uyarınca ödenecek tazminata dayanak tutulan aylık istihkakın davacının fiilen almakta olduğu aylık tutar değil, 1322 sayılı Genel Kadro Kanununun göndermede bulunduğu 7244 sayılı Yasa kuralları uyarınca hesaplanması gerektiğini ileri sürmüş davacıya ödenen seyyar görev tazminatı bu kurallara uygun olduğundan davanın reddini istemiştir.
Davacı, aylık istihkakın hesaplanması biçimini gösteren 1974 yılı Bütçe Yasasının 32/F ve 1975 yılı Bütçe Yasasının 47/g maddelerinin Anayasa'ya aykırılığını öne sürmüş, bu iddianın ciddi olduğu kanısına varan mahkeme sözü geçen bütçe yasalarındaki kuralların iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.
III. METİNLER:
1- İptali istenen yasa metinleri;
a) 30/5/1974 günlü, 1823 sayılı 1974 yılı Bütçe Yasasının 32 maddesinin iptali istenen (F) işaretli bendi şöyledir:
"(F) 6245 sayılı Harcırah Kanununun 49 uncu maddesine göre verilecek tazminatın hesabında, 1327 sayılı Kanuna göre intibak edilen veya halen bulunulan dereceye tekabül eden 7244 sayılı Kanunun l inci maddesindeki aylık tutarları esas alınır."
b) 27/2/1975 günlü, 1868 sayılı 1975 yılı Bütçe Yasasının 47. maddesinin iptali istenen (g) bendi şöyledir:
"(g) 6245 sayılı Harcırah Kanununun 49 uncu maddesine göre verilecek tazminatın hesabında, 1327 sayılı Kanuna göre intibak edilen veya halen bulunulan dereceye tekabül eden 7244 sayılı Kanunun l inci maddesindeki aylık tu tarlan esas alınır."
2- İlgili yasa metinleri:
a) 10/2/1954 günlü, 6245 sayılı Harcırah Kanununun 49. maddesi şöyledir:
Madde 49- Şehir ve kasabaların belediye hudutları dışında ve muayyen bir vazife sahası dahilinde seyyar olarak vazife gören müvezzi, muakkip, mübaşir, sağlık memuru, sağlık koruyucusu, köy grup ebesi, mücadele memuru, muhafaza memuru, takip memuru, koruma memuru, tahsil memuru, tahsildar, gezici başöğretmen, öğretmen ve tarım memuru gibi memur ve hizmetlilere yevmiye ve yol masrafı verilmez.
Bu gibilere asıl istihkaklarına ilâveten aylık veya ücret tutarlarının hizmetlilerde ücrete en yakın aylık tutarının % 30 undan fazla olmamak üzere alâkalı vekâlet ile Maliye Vekâleti arasında tespit edilecek bir tazminat verilir.
Dairesinin teklifi üzerine mahallî en büyük mülkîye âmirleri bu kabil memur ve hizmetlileri hayvan (At veya katır) beslemeye veya bisiklet almaya mecbur tutabilir. Bu takdirde bunlara, bir senelik tazminat miktarım geçmemek üzere, hayvan veya bisiklet satın almaya yetecek kadar avans verilebilir. Bu avans, tediyeyi takibeden aydan itibaren alâkalının bu maddeye göre tahakkuk edecek tazminatının her ay yansı kesilmek suretiyle tahsil olunur.
b) 28/2/1959 günlü, 7244 sayılı Yasanın 1. maddesi şöyledir:.
Madde l- Çeşitli teadül ve teşkilât kanunlarında mevcut maaş, aylık ve ücret dereceleriyle bunların tutarlarını gösteren cetveller aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Maaş ve Ücret
Derece
Tutarı
1
2000
2
1750
3
1500
4
1250
5
1100
6
950
7
800
8
700
9
600
10
500
11
450
12
400
13
350
14
300
3/7/1939 tarihli ve 3659 sayılı Kanuna tâbi müesseselerde l inci dereceye dahil kadrolar ancak Umumi Murakabe Heyeti Reis ve Azaları ile İdare Meclisi Reis ve Azaları ve Umum Müdürler için ihdas olunabilir.
c) 31/7/J970 günlü, 1322 sayılı Genel Kadro Kanununun 7. maddesi şöyledir:
Madde 7- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun uygulanmasına geçildikten sonra harcırahın tespitinde 6245 sayılı Kanunda gerekli değişiklik yapılıncaya kadar eski hükümlerin uygulanmasına ve eski aylık veya ücret tutarları üzerinden harcırah ödenmesine devam olunur.
3- Dayanılan Anayasa kuralları:
Madde 12- Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayırımı gözetilmeksizin, kanun önünde eşittir.
Hiç bir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Madde 94- Genel ve katma bütçe tasarıları ile millî bütçe tahminlerini gösteren rapor, malî yılbaşından en az üç ay önce, Bakanlar Kurulu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur.
Bu tasarılar ve rapor, otuzbeş milletvekiliyle onbeş Cumhuriyet Senatosu üyesinden kurulu bir karma komisyona verilir. Bu komisyonun kuruluşunda, iktidar grubuna veya gruplarına en az otuz üye verilmek şartıyla, siyasî parti gruplarının ve bağımsızların oranlarına göre temsili gözönünde tutulur.
Karma komisyonun en çok sekiz hafta içinde kabul edeceği metin, önce Cumhuriyet Senatosunda görüşülür ve en geç on gün içinde karara bağlanır.
Cumhuriyet Senatosunca kabul edilen metin, en geç bir hafta içinde yeniden görüşülmek üzere, karma komisyona verilir. Karma komisyonun kabul ettiği son metin Millet Meclisinde görüşülür ve malî yılbaşına kadar karara bağlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclislerinin genel kurullarında, Bakanlık ve daire bütçeleriyle katma bütçeler hakkındaki düşüncelerini, her bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında açıklarlar; bölümler ve değişiklik önergeleri, üzerlerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oya konur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanunu tasarılarının genel kurullarda görüşülmesi sırasında gider artırıcı veya belli gelirleri azaltıcı teklifler yapamazlar.
Madde 126- Devletin ve kamu iktisadî teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.
Kanun, kalkınma plânları ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir.
Genel ve katma bütçelerin nasıl yapılacağı ve uygulanacağı kanunla gösterilir. Bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiç bir hüküm konulamaz.
IV. İLK İNCELEME:
Anayasa Mahkemesi 1/12/1977 gününde, İçtüzüğün 15. maddesi uyarınca ilk inceleme için yaptığı toplantıda aşağıdaki konular üzerinde durmuştur:
Anayasa'nın değişik 151. maddesinde "Bir davaya bakmakta olan mahkeme uygulanacak bir kanunun hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır." denilmekte ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Yasanın 27. maddesinde de aynı kural yinelenmektedir. Şu halde mahkemenin itiraz yoluna başvurabilmesi için elinde bakmakta olduğu bir davanın varolması ve itiraza konu olan kanun hükümlerinin bu davada uygulama olanağının bulunması gerekmektedir.
İtiraz konusu işde bu koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği incelenecektir.
1- Mahkemenin elinde bakılmakta olan bir davanın var olup olmadığı sorunu:
Taraflar arasındaki anlaşmazlık, hizmet sözleşmesi uyarınca gerçekleştiği öne sürülen bir alacağın ödenmesi isteğine ilişkindir. Bu anlaşmazlık çözüme bağlanmak üzere, görevli mahkeme önüne kanuna uygun biçimde getirilmiş ve mahkemece çözülmesi gerekmiş olduğuna göre, işi bir dava olarak nitelemek ve böylece mahkemenin elinde bakılmakta olan bir davanın varlığını kabul etmek gerekir.
2- İtiraz konusu hükümlerin bakılmakta olan davada uygulanıp uygulanamayacağı sorunu :
Davacı, davalı idareye karşı, özel hukuk hükümleri çerçevesinde belli bir hizmeti yerine getirmeyi üstlenmiştir. Hizmetin yapılmasından doğan bir alacak, yasaların öngördüğü buyurucu kurallar ayrık olmak üzere, ancak hizmet sözleşmesinde yer alan hükümlerin elverişliliği oranında istenebilir. Olayda davacının isteği bu açıdan değerlendirilmelidir.
İşyerinde bir toplu sözleşme yapılmıştır. Davacı bu sözleşmenin sağladığı malî olanaklardan yararlanacaktır. Davalı da sözleşme hükümlerine uyacak, yapılan hizmet karşılığında gerçekleşen işçi alacağını ödeyecektir. Tarafları bağlayan bu sözleşmede, gerçekleşen alacağın hesabı için kimi yasa kurallarına gönderme yapılabilir. Nitekim toplu sözleşmenin 135. maddesinde seyyar görev tazminatının 6245 sayılı Harcırah Kanununun 49. maddesindeki esaslara göre hesaplanacağı açıklanmıştır. Bu hükmü, davacının özel hukuk statüsünü düzenleyen toplu iş sözleşmesinin bir kuralı olarak değerlendirmek gerekir. Sözleşmenin yapıldığı günde, alacağın hesaplanması için gönderme yapılan yasa kuralı, sözleşmede yazılmış gibi, özel hukuk ilişkisinin bir kuralı niteliğini almış olur. Yasa kuralında sonradan yapılan değişiklik veya eklerin, ya da kamu personeli bakımından öngörülen çeşitli uygulamaların, toplu sözleşme hükümlerine etki yapıp yapamacağı mahkemece takdir edilecek bir konudur,
Anayasa'nın 151. maddesinin öngördüğü kural, özel hukuk alanındaki sözleşme hükümlerinin Anayasa'ya uygunluk denetiminden geçirilmesine engeldir. Böyle olunca mahkemenin elindeki davada, 1974 ve 1975 yılı Bütçe Yasalarının itiraz konusu kurallarının uygulanabileceğini kabule olanak yoktur.
Öte yandan davacının istediği alacağın, gerçekleştiği yıl bakımından, 1974 Bütçe Kanuniyle ilgisi saptanamamıştır. Çünkü bu alacak, dava dilekçesinin incelenmesinden de açıkça anlaşılacağı üzere, 1/3/1975 - 1/7/1976 arasındaki süreyi kapsamaktadır. 1/3/1975 gününden önceki süre için gerçekleşen bir alacak dava edilmediğine göre, 1974 yılı Bütçe Kanununun 32/F maddesinin davada öne sürülen istekle ilgisi bulunmamaktadır.
Özetlenecek olursa; 30/5/1974 günlü, 1823 sayılı 1974 yılı Bütçe Kanunu ile 27/2/1975 günlü, 1868 sayılı 1975 yılı Bütçe Kanununun itiraz konusu kuralları Anayasa'ya uygunluk denetimi açısından, mahkemenin elindeki davada uygulanacak hükümlerden değildir, itirazın, mahkemenin, yetkisizliği nedeniyle reddine karar verilmelidir.
V. SONUÇ :
1823 sayılı 1974 yılı Bütçe Kanunu ile 1868 sayılı, 1975 yılı Bütçe Kanununun itiraz konusu kuralları davada uygulanacak hükümler olmadığından itirazın Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine,
1/12/1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Kâni Vrana
Başkanvekili
Şevket Müftügil
Üye
Halit Zarbun
Abdullah Üner
Ahmet Koçak
Şekip Çopuroğlu
Fahrettin Uluç
Muhittin Gürün
Lütfi Ömerbaş
Hasan Gürsel
Ahmet Salih Çebi
Adil Esmer
Nihat O. Akçakayalıoğlu
Ahmet H. Boyacıoğlu
Necdet Darıcıoğlu