"...
II- MAHKEMENİN ANAYASA'YA AYKIRILIK GEREKÇESİ :
İtiraz yoluna başvuran Mahkemenin gerekçeli karan aynen şöyledir :
".......... İtiraz konusu 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun 58/2. maddesinde "Mahkemece bu kanuna göre hükmedilecek cezalar tecil edilemez ..." hükmü mevcuttur.
Türk Ceza Kanununun 89. ve Cezaların infazı hakkındaki 647 sayılı Yasanın 6. maddesinde, cezaların tecili ile ilgili genel ilkeler vaz edilmiştir. Ve bu maddelerde suçların niteliği konusunda bir ayrıcalık getirilmemiş, özel bir ceza yasası olan 1918 sayılı Yasa ise verilecek cezaların tecil edilmemesine dair hüküm koymuş bulunmaktadır.
Gerçekten ceza hukukunun bir asırdan beri kabul ettiği tecil müessesesine dair Anayasa'da herhangi bir kural mevcut değildir. Hangi cezaların tecil olunabileceğini kanun koyucuya bırakmıştır. Ancak, yasaların genel ve objektif olması da hukukun ve Anayasa'nın temel ilkelerindendir. Yasa koyucu kanunla düzenlemeler yaparken hukukun ve Anayasa'nın bu temel ilkelerine göre davranmak durumundadır.
Kanaatimizce 1918 sayılı Yasa 1929 yılında başlayan Dünyadaki genel ekonomik sarsıntının Yurdumuzda yapacağı tahribatı kısmen bertaraf etmek amacıyla ve bu buhranı takip eden 1932 yılı başında kabul edilen bir tepki yasası niteliğindedir. Bu noktadan hareket edilerek, kanun koyucu 1918 sayılı Yasaya göre verilecek en hafif bir cezayı bile tecil edilmez hale sokmuştur. Ama aradan uzun yıllar geçtikten sonra Dünyada olduğu gibi Yurdumuzda da cezaların infazı konusunda bazı yeni yöntemler geliştirilmiş ve yasalaştırılmıştır. Örneğin 647 sayılı cezalarınn infazı hakkındaki kanunun 4. maddesiyle kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar yerine hemen hemen hiç bir ayırım gözetilmeksizin bazı tedbirler öngörülmüştür. 1918 sayılı Kanuna göre, verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın şartları mevcut ise, tecil edilmemekle beraber diğer bir tedbire çevrilmesine hukuki engel bulunmamaktadır. Şayet 1918 sayılı Yasa yurdumuzun ekonomik düzeninin sarsılmaması maksadıyla vaz edilmiş ve bu maksatla da cezaların teciline engel olunmasını arzulamış bulunuyorsa bu ilkenin de bir genellik arzetmesi gerekmektedir. Örneğin Türk parasının kıymetinin korunması hakkındaki 1567 sayılı Yasada yurt ekonomisine yapılacak menfi etkileri bertaraf etmek için getirilmiş ve bu yasada verilecek cezaların tecil edilemiyeceğine dair bir hüküm yer almamıştır.
Bu nedenlerle, yasa koyucunun aynı konudaki ve birbirine benzer mahiyetteki suç ve suçlular bakımından bir ayırım gözettiği açıktır. Yine bu arada yasa koyucu, büyükbaş hayvan hırsızlığının bir zamanlar yüksek bir düzeye ulaşması üzerine bu hırsızlık suçlarının faillerinin cezasını üç kat artırmayı 5617 sayılı Yasa ile kabul ettiği halde hüküm giyen faillerin şartlan mevcut ise, cezalarının teciline dair engel bir hüküm getirmemiştir.
Yüksek Anayasa Mahkemesi genel ceza kanununda ve diğer özel ceza yasalarında bulunmayan ve fakat 1918 sayılı Yasanın 53. maddesinde yer alan kaçakçılık suçu sanıklarının tahkikat ve mahkemesinin tutuklu olarak icra olunacağına dair özel hükmünü Anayasa'ya ve hukukun genel ilkelerine aykırı görmüş ve bu hükmü 27/11/1963 günlü ve 1963/ 293-282 sayılı kararıyla iptal etmiştir (Resmî Gazete, 25/12/1963 gün ve 11590 sayı) Anayasa Mahkemesi böylece Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun tevkife dair genel ilkelerine bir ayrıcalık teşkil eden zorunlu tutukluluğu kabul etmemiş bulunmaktadır.
Anyasa'nın 8 inci maddesinde, kanunların Anayasa'ya aykırı olamıyacağı kuralı mevcuttur.
Anayasa'nın 2. maddesinde de, Türkiye Cumhuriyetinin insan haklarına ve Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan Millî, Demokratik, Lâik ve Sosyal bir Hukuk Devleti bulunduğunu saptamıştır. Yine Anayasa'nın 12. maddesinde herkesin dil, irk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayırımı gözetilmeksizin kanun önünde eşitliğini ve hiç bir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamıyacağını hükme bağlamıştır.
Kaçakçılık suçlarının failleri bunun dışında suç işleyen diğer failler yanında onlara tanınan haktan yoksun bırakılmışlardır. Kaçakçılık suçunun faillerinin dışındaki suçların faillerine tecil hükümlerinin bahsedilmesi bunlar lehine bir bakıma bir imtiyaz olarak kabul edilmektedir.
Yukarda izah edilen nedenlerle, 1918 sayılı Kaçıkçılığın Men ve Takibine Dair Yasanın 58/2. maddesi hükmü Anayasa'nın 2, 8 ve 12. maddelerine aykırı görülmüştür.
KARAR:
Dosyada bulunan ilgili belge örneklerinin çıkartılarak yazılacak gerekçeli kararla birlikte 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Yasanın 53/2. maddesinde yer alan "....... Mahkemece bu kanuna göre hükmedilecek cezalar tecil edilemez......." hükmünün Anayasa'nın 2., 8 ve 12. maddelerine aykırı bulunduğu kanısına varıldığından bu hükmün iptali istemi ile Anayasa'nın 151. ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki 44 sayılı Yasanın 27. maddeleri uyarınca bir karar verilmek üzere ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASINA, bu konuda verilecek karara kadar davanın görülmesinin geri bırakılmasına, oybirliğiyle karar verildi.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1977/86
Karar Sayısı:1977/124
Karar Günü:13/10/1977
Resmi Gazete tarih/sayı:11.12.1977/16136
İtiraz yoluna başvuran : Yozgat Ağır Ceza Mahkemesi.
İtirazın konusu : 7 Ocak 1932 günlü, 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun 6829 sayılı Yasa ile değişik 58. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Mahkemece bu kanuna göre hükmedilecek cezalar tecil edilemez" hükmünün, Anayasa'nın 2., 8. ve 12. maddelerine ay-kın olduğu ileri sürülerek iptali istenmiştir.
I- OLAY:
Almanya'dan yurda gümrüksüz olarak soktukları kaçak eşyaları kendilerine ait münibüs içerisinde satmak suretiyle toplu kaçakçılık suçunu işlemeleri nedeniyle haklarında Kamu davası açılan sanıkların 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun değişik 27. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca cezalandırılmaları istenmiştir.
Davaya bakan Mahkeme sözü edilen Yasaya göre hükmedilecek cezanın ertelenmesini yasaklayan 58. maddenin ikinci fıkrasını Anayasa'ya aykırı bularak, iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.
III- METİNLER:
1- 7 Ocak 1932 günlü, 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun 6829 sayılı Yasa ile değişik 58. maddesi şöyledir :
"Madde 58- (29/8/1956 - 6829) Bu kanun hükümlerine muhalefet edenler hakkında yapılacak tahkikat ve takibat, 3005 sayılı Kanunun birinci maddesinin (a) bendindeki mahal ve aynı kanunun 4 üncü maddesinde yazılı zaman kayıtlarına bakılmaksızın mezkûr kanun hükümlerine tevfikan icra olunur.
Mahkemece bu kanuna göre hükmedilecek cezalar tecil edilemez. Maznunların duruşma sırasında diğer bir suçu olduğu anlaşılsa bile bu hal davaların birleştirilmesine sebep teşkil edemez.
Müsadereye tâbi olan kaçak eşya veya nakil vasıtası alât edavat zaptolunup da;
a) Maznunun kim olduğu tesbit edilmemiş ise,
b) Duruşmanın muvakkaten tatiline karar verilmiş ve bu durum bir sene devam etmiş ise,
Eşyanın müsaderesine karar verilir ve 5 gün içinde keyfiyet münasip vasıtalarla ilân edilir.
İlân tarihinden itibaren 15 gün içinde alâkalılarca selâhiyetli mahkemeye itiraz edilmezse müsadere kararı katileşir."
Mahkemece" bu maddenin ikinci fıkrasında yeralan hükmün iptali istenmektedir.
2- 13/7/1965 günlü, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 6. maddesi şöyledir :
"Cezaların ertelenmesi :
Madde 6- Adliye mahkemelerinde para cezasından başka bir ceza ile mahkûm olmayan kimse, işlediği bir suçtan dolayı ağır veya hafif para veya 6 aya kadar ağır hapis veya bir yıla kadar hapis veya hafif hapis cezalarından biriyle mahkûm olur ve geçmişteki hali ile, ahlâki temayüllerine göre Cezasının ertelenmesi ileride cürüm işlemekten çekinmesine sebep olacağı hakkında mahkemece kanaat edinilirse bu cezanın ertelenmesine hükmolunabilir. Bu halde ertelemenin sebebi hükümde yazılır.
Fiilin işlendiği zamanda 15 yaşını bitirmemiş küçüklerin mahkûm oldukları ağır hapis cezası 2 seneden, hapis ve hafif hapis cezası 3 seneden; 15 yaşını doldurmuş olupta 18 yaşını ikmal etmemiş olanlar ile 70 yaşına varmış ihtiyarların mahkûm oldukları ağır hapis cezası bir seneden, hapis veya hafif hapis cezası 2 seneden fazla olmadığı hallerde de yukarıdaki fıkra, hükümleri uygulanabilir.
Bazı suçlara ilişkin cezalar ile, askerî suçlar ve disiplin suçlarına ilişkin cezaların ertelenemeyeceğine dair özel kanun hükümleri saklıdır."
3- 1/3/1926 günlü, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 89. maddesi şöyledir:
"Madde 89- Adliye Mahkemelerince para cezasından başka bir ceza ile mahkûm olmayan kimse işlediği bir suçtan dolayı ağır veya hafif para cezaları veya muvakkat sürgün yahut 6 ay ve daha az hapis ve hafif hapis cezalarından biri ile mahkûm olur ve geçmişteki hali ile, ahlâki temayüllerine göre cezanın tecili ilerde cürüm işlemekten çekinmesine sebep olacağı hakkında mahkemece kanaat edilirse, bu cezanın teciline hükmolunabilir. Bu halde tecilin sebebi hükümde yazılır."
4- Mahkemenin iptal istemine dayanak gösterdiği Anayasa maddeleri şunlardır :
"Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir."
"Madde 8- Kanunlar Anayasa'ya aykırı olamaz.
Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır."
"Madde 12- Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayırımı gözetilmeksizin, kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
IV- İLK İNCELEME :
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğün 15. maddesi uyarınca 1/7/1977 gününde Kani Vrana, Şevket Müftügil, Ahmet Akar, Halit Zarbun, Abdullah Üner, Ahmet Koçak, Sekip Çopuroğlu, Fahrettin Uluç, Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş, Ahmet Erdoğdu, Hasan Gürsel, Ahmet Salih Cebi Nihat O. Akçakayalıoğlu ve Ahmet H. Boyacıoğlu'nun katılmalarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından işin esasının incelenmesine oybirliği ile karar verilmiştir.
V. ESASIN İNCELENMESİ:
İşin esasına ilişkin rapor, Mahkemenin dayandığı gerekçelerle Anayasa maddeleri, ilgili kanun hükümleri, Yasama Meclisleri tutanakları okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
İtiraz konusu kural, Ceza hükümlerini taşıyan kimi kanunlarda da yer almıştır. Nitekim "Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makineleri hakkında" 13/12/1968 günlü, 1072 sayılı Kanunun 2. maddesinde aynı nitelikte bir kural bulunmaktadır. İtiraz yoluyla gelen bir davada, sözü geçen kanundaki bu kuralın iptali istenmiş, fakat Anayasa Mahkemesince Anayasaya aykırılık nedeni görülmeyerek itiraz reddedilmiştir. Ayrıntılı gerekçeler 13/6/1977 günlü 15965 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin E. 1977/3, K 1977/19 Sayılı 24/3/1977 günlü kararında belirtilmiş olduğundan burada yenilenmesine gerek bulunmamıştır. Gösterilen gerekçeler 7/1/1932 günlü 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun 29/8/1956 günlü, 6829 sayılı Yasa ile değişik 58. maddesinde yeralan itiraz konusu hüküm için de geçerlidir. Aynı nedenlerle bu hükme yönelen itirazın reddine karar verilmelidir.
VI- SONUÇ :
7/1/1932 günlü, 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun 29/8/1956 günlü 6829 sayılı Yasa ile değişik 58. maddesinin itiraz konusu ikinci fıkrasında yer alan "Mahkemece bu Kanuna göre hükmedilecek cezalar tecil edilemez" hükmünün Anayasa'ya aykırı olmadığına, itirazın reddine,
13/10/1977 gününde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
Kâni Vrana
Başkanvekili
Şevket Müftügil
Üye
Halit Zarbun
Ziya Önel
Abdullah Üner
Ahmet Koçak
Şekip Çopuroğlu
Fahrettin Uluç
Muhittin Gürün
Lütfi Ömerbaş
Ahmet Erdoğdu
Hasan Gürsel
Adil Esmer
Nihat O. Akçakayalıoğlu
Ahmet H. Boyacıoğlu