ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1975/3
Karar Sayısı:1975/35
Karar Günü:5/3/1975
Resmi Gazete tarih/sayı:3.6.1975/15254
İtiraz
yoluna başvuran mahkeme: Ankara Birinci Ağır Ceza Mahkemesi.
İtirazı
konusu: 15/5/1974 günlü, 1803 sayılı "Cumhuriyetin 50 nci Yılı Nedeniyle
Bazı Suç ve Cezaların Affı Hakkında Kanun"un 3. maddesinin biçim yönünden
Anayasa'nın 92. maddesine aykırı olduğu öne sürülerek İptaline karar verilmesi
isteminden ibaredir.
I -
OLAY:
1567
saydı Kanunun 6258 sayılı Kanunla değişik 3/C maddesi uyarınca acılan ceza
davasının 20/1/1975 günündeki duruşmasında 1803 sayılı Kanunun bu davada
uygulanması gereken 3. maddesinin Millet Meclisindeki oylanması sırasında
Anayasanın 92. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan kurallara uygun işlem
yapılmadığı gerekçesiyle biçim yönünden Anayasaya aykırı bulunduğu öne
sürülerek iptali için ilgili belgelerin Anayasa mahkemesine gönderilmesine
karar verilmek suretiyle Anayasanın değişik 151. ve 44 sayılı Kanunun 27.
maddeleri uyarınca Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur.
III-
YASA METİNLERİ:
1 -
15/5/1974 günlü ve 1803 sayılı Kanunun iptali istenen 3. maddesi şöyledir:
"Madde
3 - 7/2/1974 tarihine kadar işlenmiş:
Türk
Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 1567 sayılı Kanunun şümulüne giren 10.000
liraya kaçlar (Onbin lira dahil) kıymet kaçakçılığı suçlan veya bu kanuna görü
çıkarılan kararname ve tebliğlere aykırı fiiller veya miktarı ne olursa olsun
döviz veya Türk Parasının ziyaını intaç etmemiş bilumum fiiller veya önceden
çıkarılan kararname ve tebliğlere göre suç sayılıp da, sonradan çıkarılan
kararname ve tebliğlere göre suç sayılmayan fiiller, istimal ve istihlak
maksadı ile islenmiş kaçakçılık fiilleri ve ithalle ilgili olmayan tekel
kaçakçılıkları ve kaçakçılıkla ilgili olmayan tekel suçları, Kaçakçılığın Men
ve Takibine Dair 1918 sayılı Kanunda belirtilen CİF kıymeti 20.000 lirayı
geçmeyen (yirmibin lira dahil) ithal ve FOB değeri 20.000 lirayı geçmeyen
(yirmibin lira dahil) ihraç kaçakçılığı suçları hakkında bu kanunun 1. maddesi
hükmü uygulanır.
Yukarıki
fıkra hükümleri dışında kalan Kaçakçılığın Men ve Takibine dair 1918 sayılı
Kanun, ek ve tadilleriyle bu kanunlara ilişkin tebliğler ve Türk Parasının
Kıymetini Koruma Hakkındaki 1567 sayılı Kanunlar ile bunların ek ve tadilleri
hükümlerini ihlâl eyleyen fiillerle, 1308 sayılı Kanunla değişik 6136 sayılı Kanunun
12. maddesinin 2 ve 3 üncü; T.C.K. nun 264. maddesinin 2 ve 3. fıkralarına
giren fiillerden mahkûm olanların hürriyeti bağlayıcı cezalarının beş yılı
affedilmiştir. Şu kadar ki; bu fıkra hükmünden yararlananlara tayin edilen para
cezalan af kapsamı dışında bırakılmıştır."
2 -
Dayanılan Anayasa Kuralları:
Madde
92 - Beşinci fıkra:
"Millet
Meclisi, Cumhuriyet Senatosundan gelen metni benimsemezse, her iki Meclisin
ilgili komisyonlarından seçilecek eşit sayıdaki üyelerden bir karma komisyon
kurulur. Bu komisyonun hazırladığı metin Millet Meclisine sunulur. Millet
Meclisi, karma komisyonca veya Cumhuriyet Senatosunca veya daha önce kendisince
hazırlanmış olan metinlerden birini olduğu gibi kabul etmek zorundadır.
Cumhuriyet Senatosunda üye tamsayısının salt çoğunluğu ile kabul edilmiş olan
madde değişikliklerinde Millet Meclisinin kendi ilk metnini benimsemesi için,
üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu gereklidir. Bu halde açık oya
başvurulur."
IV -
İLK İNCELEME:
Anayasa
Mahkemesi, Muhittin Taylan, Kani Vrana, Kemal Berkem, Şahap Arıç, İhsan Ecemiş,
Ahmet Akar, Halit Zarbun, Ziya Önel, Abdullah Üner, Ahmet Koçak, Muhittin
Gürün, Lütfi Ömerbaş, Adil Esmer, Nihat O. Akçakayalıoğlu, Ahmet H.
Boyacıoğlu'nuıı katılmalarıyle 17/2/1975 gününde toplanmış ve İçtüzüğün 15.
maddesi uyarınca yaptığı ilk incelemede aşağıdaki sorunlar üzerinde durmuştur:
1 -
Anayasa Mahkemesinin itirazı incelemeye görevli ve yetkili olup olmadığı
sorunu:
Suç
ve cezaların allı hakkındaki kanunların Anayasanın derişik 149. ve 151.
maddelerinde kuralları belirtilen yargı denetimine bağlı bulunduğu Anayasa
Mahkemesinin daha önceki kararlarında belirtilmiştir. (Günler: 2/7/1974,
28/11/1974; sayılar: Esas: 1974/19, Karar: 1974/31, Esas:1974/34; Karar: 1974/50;
Resmî Gazete - günler 12/7/1974, 21/1/1975 sayı: 14943, 15125).
Sözü
geçen kararlarda geniş biçimde açıklanmış olan nedenlerle bu dosyanın konusu
olan itirazı incelemeye de Anayasa Mahkemesi görevli ve yetkilidir.
Şahap
Arıç, Halit Zarbun bu görüşe katılmamışlardır.
2 -
İncelemenin sınırlandırılması sorunu:
Anayasanın
değişik 151. maddesine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme sadece o davada
uygulayacağı yasa kuralı hakkında Anayasaya aykırılık itirazında bulunabilir.
Bunun dışında kalan kuralları itiraza konu yapmağa yetkili değildir. Anayasa
Mahkemesi de kendisine yapılan itirazları 151. maddede yer alan bu koşulların
sınırları içerisinde inceleyebilir.
Dosyaya
konu olan suç, bedeli 11.814,75 DM. tutarı bir ihracaat dövizinin kanundaki
süresi içinde yurda getirilmemesidir ve kovuşturma 20/2/1930 günlü, 1567 sayılı
Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki Kanunun 15/2/1954 günlü, 6258 sayılı
Kanunla değiştirilen 3. maddesinin (C) bendi hükmüne dayanılarak yapılmaktadır.
Sanığın
hüküm giymesi halinde suçunun açıklanan niteliğine göre 1803 sayılı Kanunun 3.
maddesinin tümünün uygulanması söz konusu olmayıp, sadece ikinci fıkrasındaki
konuya ilişkin hükümden yararlanması mümkün olabilecektir.
Şu
dununa göre olayda uygulanacak hüküm 1803 sayılı Kanunun 3. maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan ve Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 1567 sayılı
Kanun ile bunun ek ve tadillerini ihlâl eyleyen fiillere ilişkin hükümlerden
ibaret bulunduğu cihetle incelemenin bu hükümlerle sınırlı olarak yapılmasına karar
verilmelidir.
Nihat
O. Akçakayalıoğlu ikinci fıkranın tümünün incelenmesi gerektiği görüşünde
bulunmuştur.
Yapılar,
görüşmeler sonunda:
1 -
İşin incelenmesinin Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkisi içinde bulunduğuna,
Şahap Arıç, ve Halit Zarbun'un karşıoylariyle ve oyçokluğu ile;
2 -
Dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının, 1803 sayılı Kanunun 3.
maddesinin ikinci fıkrası hükmünün, 1567 sayılı Kanunun ek ve tadilleriyle
sınırlı olarak incelenmesine, Nihat O. Akçakayalıoğlu'nun, fıkranın tümünün
incelenmesi gerektiği yolundaki karşıoyuyla ve oyçokluğu ile
Karar
verilmiştir.
V -
ESASIN İNCELENMESİ:
İsin
esasına ilişkin rapor, itiraz eden Mahkemece gönderilen dosyadaki belgelerle
Mahkemenin gerekçeli kararı, iptali istenen Yasa hükmü ile olayla ilgili öteki
yasa hükümleri, dayanılan Anayasa kuralı, bunlara ilişkin gerekçelerle yasama
meclisleri tutanakları okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
1 -
Ankara Birinci Ağır Ceza Mahkemesi, itiraz ettiği Kanun hükmünün Millet
Meclisindeki görüşülmesi sırasında Anayasanın 92. maddesinin beşinci fıkrasında
yer alan kurallara uygun olmayarak oylandığını, bu nedenle de biçim yönünden
Anayasa'ya aykırı düştüğünden iptaline karar verilmesi gerektiğini öne
sürmektedir.
Gerçekten
1803 sayılı Kanun teklifinin Cumhuriyet Senatosundaki görüşülmesi sonunda,
diğer bir kısım maddelerle birlikte, itiraza konu olan 3. maddenin Millet
Meclisince kabul edilen metni de değiştirildiğinden Anayasa'nın 92. maddesi
gereğince işlem yapılmak üzere teklif Millet Meclisine geri gelmiştir.
Cumhuriyet
Senatosunca kabul edilen değişikliklerin Millet Meclisince benimsenmemesi
üzerine kurulan Karma Komisyonca hazırlanan metin ile Cumhuriyet Senatosunca ve
daha önce Millet Meclisince hazırlanan metinlerin, parçalanmaksızın bir bütün
halinde oya sunulmaları gerekirken her metin içindeki maddeler ayrı ayrı ele
alınarak oya sunulmuş ve bu nedenle sonuçta bu üç metinden ayrı bir dördüncü
metin halinde yasalaşmıştır.
Uygulanan
bu oylama biçimi ve bunun sonucunda kanunlaşan metin Anayasa'nın 92. maddesinin
beşinci fıkrasında yer alan kurallara açıkça aykırı bulunmaktadır.
Nitekim,
Anayasa Mahkemesinin 2/7/1974 günlü ve 1974/19-31 sayın kararıyle dava konusu
1803 sayılı Kanunun 5. maddesinin (A) bendinin ve 28/11/1974 günlü, 1974/34-50
sayılı karariyle de aynı Kanunun 2. maddesinin (A) bendinin bir bölümünün aynı
biçimde yasalaşmış olmaları nedeniyle Anayasaya aykırı oldukları saptanarak
iptallerine karar verilmiştir. (Resmî Gazete, gün: 12/7/1974, 21/1/1975; sayı:
14943, 15125).
Sözü
geçen kararlarda konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalar geniş biçimde yer
aldığından burada yinelenmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle, 1803 sayılı Kanunun Anayasa'ya aykırı biçimde yasalaşan 3.
maddesinde yer alan ve bu davada uygulanması gereken "ve Türk Parasının
Kıymetini Koruma Hakkındaki 1567 sayılı Kanunlar ile bunların ek ve tadilleri
hükümlerini ihlâl eyleyen fiiller"e ilişkin olup da 3. maddenin birinci
fıkrası dışında kalan kuralın iptaline karar verilmelidir.
Muhittin
Gürün ile Nihat O. Akçakayalıoğlu gerekçeye, Kemal Berkem. Şahap Arıç, İhsan
Ecemiş, Halit Zarbun, Ahmet Koçak ve Ahmet Salih Çebi bu görüşe katılmamışlardır.
2 -
İptal sonucu uygulama yeri kalmayan kuralın da iptal edilmesinin gerekip
gerekmediği sorunu:
22/4/1962
günlü, 44 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki
Kanunun 28. maddesinin ikinci fıkrasında (ancak, eğer müracaat kanun veya
içtüzüğün sadece belirli madde veya hükümleri aleyhinde yapılmış olup da, bu
belirli madde veya hükümlerin iptali kanun veya içtüzüğün diğer bazı
hükümlerinin veya tamamının uygulanamaması sonucunu doğuruyorsa, Anayasa
Mahkemesi, keyfiyeti gerekçesinde belirtmek şartiyle, kanun veya içtüzüğün
bahis konusu diğer hükümlerinin veya tümünün iptaline karar verebilir.)
denilmektedir.
Konuya
bu hüküm açısından bakılması, sözügeçen yetkinin kullanılması gereğini ortaya
koymaktadır.
Gerçekten
öngörülen iptal sonucunda, söz konusu 3. maddenin birinci fıkrasında yer alan
Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki kurallara karşı işlenmiş suçların
cezalarının affına ilişkin hükümlerin uygulanamamaları gerekecektir.
Çünkü
3. maddenin ilk fıkrasındaki söz konusu hükümler, kanunun 1. maddesine gönderme
yaparak bu durumlarda o madde hükümlerinin uygulanması esasını koymaktadır. 3.
maddeye bu nitelikte bir hüküm konulmuş bulunması, aynı maddenin ikinci
fıkrasında yer alan suçlar hakkında, 1. maddenin genel hükmünden ayrı nitelikte
bir affın öngörülmüş olmasından ileri gelmektedir. Bu farklı durum yukarıda
öngörülen iptal sonucunda ortadan kalkarak bu suçlar hakkında da 1. maddenin
genel esaslarının uygulanması sonucu doğacağına göre, Türk Parasının Kıymetini
Koruma mevzuatına ilişkin suçların affı hakkında 3. madde ile düzenlenmiş
bulunan ikilik ortadan kalkacağından, maddenin ilk fıkrasındaki konuya ilişkin
hükümlerin artık uygulanma yeri kalmayacaktır.
Bu
nedenlerle 15/5/1974 günlü, 1803 sayılı Kanunun 3. maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 1567
sayılı Kanunun şümulüne giren 10.000 liraya kadar (onbin lira dahil) kıymet
kaçakçılığı suçları veya bu Kanuna göre çıkarılan kararname ve tebliğlere
aykırı fiiller veya miktarı ne olursa olsun döviz veya Türk Parasının ziyaını
intaç etmemiş bilumum fiiller veya önceden çıkarılan kararname ve tebliğlere
göre suç sayılıp da, sonradan çıkarılan kararname ve tebliğlere göre suç
sayılmayan fiiller" biçimindeki kuralın da 44 sayılı Kanunun 28.
maddesinin ikinci fıkrasındaki yetkiye dayanılarak iptaline karar verilmelidir.
Şahap
Arıç, İhsan Ecemiş, Halit Zarbun, Abdullah Üner ve Nihat O. Akçakayalıoğlu bu
görüşe katılmamışlardır.
3 -
İptal hükmünün yürürlüğe giriş günü:
Anayasanın
değişik 152. maddesinin ikinci fıkrasına göre Anayasa Mahkemesince Anayasa'ya
aykırı olduğundan iptaline karar verilen kanun veya içtüzük veya bunların iptal
edilen kuralları, gerekçeli kararın Resmî Gazete de yayımlandığı günde
yürürlükten kalkar. Gereken durumlarda Anayasa Mahkemesi, iptal hükmünün
yürürlüğe gireceği günü ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih kararın Resmi Gazete
de yayımlandığı günden başlıyarak bir yılı geçemez.
44
sayılı kanunun 50. maddesinin dördüncü fıkrasında da Anayasa Mahkemesinin, İptal
dolayısiyle oluşacak boşluğu kamu düzenini tehdit edici nitelikte görmüşse,
iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştıracağı ve boşluğun
doldurulması için Yasama Meclisleri Başkanlıklarına ve Başbakanlığa durumu
duyuracağı yazılıdır.
Yukarıdaki
açıklamadan anlaşıldığı gibi 1803 sayılı Kanunun 3. maddesinin birinci ve
ikinci fıkralarında yer alan hükümlerin bir bölümünün Anayasa'ya aykırılığı
nedeniyle iptal edilmesi öngörülmektedir. İptal, sözü geçen yasa kuralının
Anayasa'ya uygun biçimde oluşmamış bulunduğu yolunda, Anayasa Mahkemesince
saptanan duruma ve varılan sonuca dayanmaktadır. Şu nitelikteki bir yasama
belgesinin yasa kuralı olarak uygulanmasını sürdürmesi ve böylece bir bölüm
yurttaşların haklarını bir süre daha etkilemesi düşünülemiyeceği gibi böyle bir
tutumun iptal nedenleri ile bağdaştırılmasına da olanak yoktur. 1803 sayılı
Kanunun, affettiği suç ve cezaların 1. maddesindeki niteliği ve niceliği ile
beliren kapsamı karşısında iptal hükmünün kamu düzenini tehdit edici yasal bir
boşluğu oluşturacağından da söz edilemez.
Açıklanan
nedenlerle Anayasa'nın değişik 152. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve
uygulanması Anayasa'ca Anayasa Mahkemesinin işi değerlendirip gerekli görmesine
bırakılmış bulunan yetkinin kullanılmasına ve iptal hükmünün yürürlüğe gireceği
günün ayrıca kararlaştırılmasına gerek yoktur.
Şahap
Arıç, İhsan Ecemiş, Halit Zarbun, Abdullah Üner ve Nihat O. Akçakayalıoğlu bu
görüşe katılmamışlardır.
V -
SONUÇ:
1 -
15/5/1974 günlü, 1803 sayılı Kanunun 3. maddesinin ikinci fıkrasındaki "ve
Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 1567 sayılı Kanunlar ile bunların ek
ve tadilleri hükümlerini ihlâl eyleyen fiiller"e ilişkin olup da 3.
maddenin birinci fıkrası dışında kalan kuralın Millet Meclisinde Anayasa'nın
92. maddesinin beşinci fıkrası hükmüne aykırı olarak oylanmış bulunması
nedeniyle biçim yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline Muhittin Gürün
ile Nihat O. Akçakayalıoğlu'nun gerekçedeki ve Kemal Berkem, Şahap Arıç, İhsan
Ecemiş, Halit Zarbun, Ahmet Koçak ve Ahmet Salih Çebi'nin itirazın reddi
gerektiği yolundaki karşıoylariyle ve oyçokluğu ile;
2-
İtiraz konusu kuralın iptali, 15/5/1974 günlü, 1803 sayılı Kanunun 3.
maddesinin birinci fıkrasındaki "Türk Parasının Kıymetini Koruma
Hakkındaki 1567 sayılı Kanunun şümulüne giren 10.000 liraya kadar (onbin lira
dahil) kıymet kaçakçılığı suçları veya bu kanuna göre çıkarılan kararname ve
tebliğlere aykırı fiiller veya miktarı ne olursa olsun döviz veya Türk
Parasının ziyaını intaç etmemiş bilumum fiiller veya önceden çıkarılan
kararname ve tebliğlere göre suç sayılıp da, sonradan çıkarılan kararname ve
tebliğlere göre suç sayılmayan fiiller" biçimindeki kuralın da
uygulanmaması sonucunu doğurduğundan 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Kanunun 28.
maddesinin İkinci fıkrası ile tanınan yetkiye dayanılarak iptaline, Şahap Arıç,
İhsan Ecemiş, Halit Zarbun, Abdullah Üner ve Nihat O. Akçakayalıoğlu'nun karşı
oylarıyla ve oyçokluğu ile;
3 -
İşin niteliğine ,.göre Anayasa'nın değişik 152. maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca iptal hükmünün yürürlüğe gireceği günün ayrıca kararlaştırılmasına yer
olmadığına, Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Halit Zarbun, Abdullah Üner ve Nihat O.
Akçakayalıoğlu'nun karşıoylariyle ve oyçokluğu ile; 5/3/1975 gününde karar
verildi.
|
|
|
|
Başkan
Muhittin
Taylan
|
Başkanvekili
Kâni
Vrana
|
Üye
Kemal
Berkem
|
Üye
Şahap
Arıç
|
|
|
|
|
Üye
İhsan
Ecemiş
|
Üye
Ahmet
Akar
|
Üye
Halit
Zarbun
|
Üye
Abdullah
Üner
|
|
|
|
|
Üye
Ahmet
Koçak
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
Üye
Lütfi
Ömerbaş
|
Üye
Hasan
Gürsel
|
|
|
|
Üye
Ahmet
Salih Çebi
|
Üye
Nihat
O. Akçakayalıoğlu
|
Üye
Ahmet
H. Boyacıoğlu
|
KARSIOY
YAZISI
I.
1803 sayılı Yasaya ilişkin teklifle ilgili madde metinlerinin, Millet Meclisi
Genel Kurulunda, ayrı ayrı oylanmış bulunması, Anayasa'nın 92. maddesine aykırı
düşmediğinden itirazın reddi gerekeceği görüşü ile çoğunluk kararına karşıyım.
KARSIOY
YAZISI
Anayasa
Mahkemesince;
a)
İlk inceleme evresinde görev sorunu tartışılarak, itirazın incelenmesinin
Anayasa Mahkemesinin görevine girdiğine;
b)
1803 sayılı Af Kanununun itiraz konusu maddelerinin biçim yününden iptaline;
c)
İşin niteliğine göre Anayasa'nın değişik 152. maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca iptal hükmünün yürürlüğe gireceği günün ayrıca kararlaştırılmasına yer
olmadığına oyçokluğu ile karar verilmiştir.
Bu
konulardaki karşıoylarım, (21 Ocak 1975 gün ve 15125 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan, Anayasa Mahkemesinin 1974/34, 1974/50 sayı ve 20/11/1974 günlü)
kararındaki karşıoy yazımın I, II, III. No.lu bentlerinde tafsilatlı olarak
yazdığım karşıoyların prensipleri itibariyle aynı nitelikte olduğundan,
bunların burada tekrarına lüzum görülmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle Anayasa Mahkemesinin bu kararının Anayasaya uygun olmadığını
bildirdiğim kısımlarına, sözü geçen karşıoy yazımın I, II, III. No.lu
bentlerinde gösterilen nedenlerle karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
12/7/1974
günlü ve 14943 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Mahkememizin 2/7/1974 gün ve
1974/19 - 31 sayılı kararına ilişkin karşıoy yazımda açıkladığım gerekçelerle,
çoğunluğun bu kararındaki görüşlerine de karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
21/1/1975
günlü ve 15125 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Mahkememizin 28/11/1974 günlü,
1974/34 - 50 sayılı kararına ilişkin karşıoy yazımda açıkladığım gerekçelerle,
çoğunluğun bu kararma da katılmıyorum.
KARŞIOY
YAZISI
l -
Cumhuriyetin 50. yılı dolayısiyle çıkarılan 1803 sayılı Af Kanununun 3.
maddesinin ikinci fıkrasının; Millet Meclisinde Anayasa'nın 92. maddesinde
yazılı biçimde oylanmamış olması nedeniyle ve esasa girişilmeksizin biçim
yönünden iptaline karar verilmiştir. Böyle olunca sözü edilen hükmün yasama
organında yeniden oylanıp düzenlenmesi mümkün olduğundan yasama organına bu
yetkisini kullanabilme olanağının sağlanması zorunluğu ortaya çıkmaktadır.
Yasama organının bu yetkisini kullanabilmesi de Anayasa Mahkemesi kararının
yürürlüğe gireceği konusunda Anayasa'nın 152. maddesi ile 44 sayılı kanunun 50.
maddesinin üçüncü fıkrası gereğince uygun bir sürenin tanınmasına bağlı
bulunmaktadır. Böyle bir süre verilmediği takdirde Anayasa Mahkemesinin iptal
karan, Resmî Gazete de yayımlandığı tarihte sözü edilen Af Kanununun 3.
maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kalkacak ve bu suretle yasama organının
maddeyi yeniden düzenlemesine imkân kalmayacak ve bunun sonucu olarak da bu
gibi sonuçlardan sanık olanlar kanun koyucunun istek ve iradesi hilâfına Af
Kanununun 1. maddesi ile on iki yıllık aftan yararlanmış olacaklardır.
Anayasa
Mahkemesi kararının yürürlüğe girmesinde bir süre kabul edebilmek için herhalde
(iptal hükmünün kamu düzenini tehdit edici yasal bir boşluğun meydana gelmesi)
ne gerek yoktur. Anayasa'nın 152. maddesinde Anayasa Mahkemesinin iptal
hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi kararlaştırabilmesi için böyle bir şart
aramamış ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki 44
sayılı Kanunun 50. maddesinde ise; Anayasa Mahkemesinin; gerekli gördüğü
hallerde iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabileceği
hükme bağlanmıştır.
Görülüyorki:
Gerek Anayasa'nın ve gerek 44 sayılı Kanunun bu hükümlerine nazaran iptal
hükmünün yürürlüğe girmesi için süre saptanması hususunda herhalde (Kamu
düzenini tehdit edici bir boşluk) un meydana gelmesine gerek bulunmamaktadır.
Sadece (Gereken haller) de de böyle bir süre verilebilecektir.
Olayda
ise; Anayasa'nın 152. maddesinde yazılı (Gereken haller) kaydının bulunup
bulunmadığı hususuna gelince:
Anayasa'nın
64. maddesine göre genel ve özel af ilân etme yetkisi Türkiye Büyük Millet
Meclisine ait bulunmaktadır. Büyük Millet Meclisi affın kapsamını da belli
etmeğe yetkilidir. Anayasa Mahkemesinin görüşü de bu merkezdedir. (Anayasa
Mahkemesi Kararı: 9/6/1964 gün, E. 1964/12, K. 1964/47, Anayasa Mahkemesi
Kararlar Dergisi, cilt 2 , sahife 176).
Kanunkoyucu,
Anayasa'nın verdiği bu yetkiye dayanarak sosyal yararları da gözönünde tutmak
suretiyle 1803 sayılı Af Kanunu ile bir kısım suçları ve cezalarını tamamen
affederken bir kısım suçların cezalarının 12 yılını ve diğer bir kısım suçların
cezalarının ise yalnız beş yılını affetmeyi uygun bulmuş ve bu arada sözü
edilen kanunun 3. maddesinin ikinci fıkrasında yazılı suçlara ait hürriyeti
bağlayıcı cezaların tamamını değil, yalnız beş yılının affedilmesini ve para
cezalarının da af kapsamı dışında bırakılmasını öngörmüştür.
İptal
hükmünün yürürlüğe girmesi hususunda süre verilmemesi halinde Anayasa
Mahkemesinin iptal kararı Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte Af Kanununun söz
konusu kuralı yürürlükten kalkacak ve böylece bu gibi suçlar dahi
kanunkoyucunun takdiri ve iradesi dışında bu kanunun birinci maddesindeki geniş
kapsamlı affa tabi tutulmuş olacaktır.
2 -
1803 sayılı Af Kanununun 3. maddesi iki fıkradan ibaret olup, birinci
fıkrasında; Türk Parasının Kıymetini Koruma ile Kaçakçılığın Men ve Takibine
dair Kanunda yazılı suçlardan belli bir kısmının bu kanunun 1. maddesine göre
affa tabi olduğu ve daha açık bir ifade ile bu suçların hürriyeti bağlayıcı
cezalarının 12 yılının ve para cezalarının tamamen affedildiği açıklanmış ve
ikinci fıkrada; yukarıdaki suçlardan daha ağır bir nitelik taşıyanlarla diğer
bazı suçların hürriyeti bağlayıcı cezalarının beş yılının affedilmesi ve para
cezalarının ise af kapsamı dışında bırakılması öngörülmüştür.
44
sayılı Kanunun 28. maddesinin ikinci fıkrası ise: (Eğer müracaat kanun veya
içtüzüğün sadece belirli madde ve hükümleri aleyhine yapılmış olup da bu
belirli madde veya hükümlerin iptali kanun veya içtüzüğün diğer bazı
hükümlerinin veya tamamının uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa Anayasa
Mahkemesi keyfiyeti gerekçesinde belirtmek şartıyla, kanun veya içtüzüğün bahis
konusu diğer hükümlerinin veya tümünün iptaline karar verebilir) biçimindedir.
1803
sayılı Af Kanununun 3. maddesinin ikinci fıkrasının; 1567 sayılı Kanun yönünden
iptal edilmesiyle, bu maddenin birinci fıkrasındaki 1567 sayılı Kanunla ilgili
kuralın -44 sayılı Kanunun yukarıda yazılı 28. maddesinin ikinci fıkrasında
amaçlanan anlamda - uygulama sonucunu doğurmadığından kararın V. paragrafının
2. sayısında yazılı kısmına da karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
21/1/1975
günlü ve 15125 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Esas:1974/34, Karar: 1974/50
sayılı Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin karşıoy yazımın 3 numaralı bendinde
açıkladığım gerekçe ile, çoğunluğun bu kararının aynı konu ile ilgili kısmına
katılmıyorum.
KARŞIOY
YAZISI
Yukarı
ki kararda (1975/3-35), kanun teklif ve tasarılarının Cumhuriyet Senatosundaki
görüşülmeleri sonucunda, Millet Meclisince kabul edilmiş bulunan madde
metinlerinin değiştirilmesi ve Millet Meclisince de bu değişikliklerin
benimsenmemesi nedeniyle sorunun, Anayasa'nın 92. maddesinin beşinci fıkrası
gereğince Karma Komisyona gitmesi halinde, benimsenmeyen maddelere ilişkin
olarak Cumhuriyet Senatosunca, Karma Komisyonca ve Millet Meclisince düzenlenen
metinlerin tümünün üç ayrı liste halinde ve her listenin toptan Millet
Meclisinde oylanmaları gerektiği öne sürülerek, 1803 sayılı Af Kanunu hakkında
bu yolda işlem yapılmayarak maddelerin ayrı ayrı oya sunulmuş olmaları,
Anayasa'ya aykırılık nedeni sayılmış ve iptal kararı bu gerekçeye
dayandırılmıştır.
Bu
görüş, Anayasa'nın, hem 92. maddesine, hem de temel ilkelerine aykırı
bulunmaktadır.
İptal
kararının dayandırılması gereken düşünceler ise 2/7/1974 ve 28/13/1974 günlü ve
(1974/19 - 1974/31), (1974/39 - 1974/51) sayılı Anayasa Mahkemesi kararlarına
ilişkin karşıoy yazılarımda genişliğine belirtilmiş olduğundan tekrarı gereksiz
bulunmuştur. (Resmî Gazete - günler; 12/7/1974, 29/1/1975; sayılar: 14943: S.
9-12; 15133: S. 19-20)
Söz
konusu karşıoy yazılarımda açıklanan nedenlerle bu kararın gerekçesine katılmıyorum.
KARŞIOY
YAZISJ
29/1/1975
günlü ve 15133 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Mahkememizin 28/11/1974 gün ve
1974/39-51 sayılı kararına ilişkin karşıoy yazımın 2 numaralı bendinde
açıkladığım gerekçelerle, çoğunluğun iptal hakkındaki görüşlerine karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
Resmî
Gazete'nin 7/5/1975 günlü, 15229 sayısında yayımlanan Mahkememizin 28/1/1975
tarih ve 48/10 sayılı kararına bağlı karşıoy yazımda belirtilen nedenlerle,
sayın çoğunluktan ayrılmaktayım.
|
|
|
|
Üye
Nihat O. Akçakayalıoğlu
|