ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas sayısı:1971/40
Karar sayısı:1971/82
Karar günü:23/12/1971
Resmi Gazete tarih/sayı:23.5.1972/14194
İstemde
bulunan : Danıştay Beşinci Dairesi
I-
İSTEMİN KONUSU :
Karadeniz
Teknik Üniversitesi adiyle Trabzon'da bir üniversite kurulması hakkındaki 6594
sayılı Kanunun geçici l. maddesi ve anılan kanunun geçici 2. maddesini
değiştiren 336 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi ile, 6594, 336 ve 535 sayılı
kanunlarda değişiklik yapılması hakkında 871 sayılı Kanunun 1. maddesi hükümlerinin
Anayasa'nın 120. maddesine aykırı buldukları yolundaki iddianın ciddi olduğu
kanısı ile bu maddelerin iptallerine karar verilmesi istenilmiştir.
II-
OLAY :
İzinsiz
ve özürsüz olarak görevi başına dönmemesi nedeniyle Millî Eğitim Bakanlığı
Disiplin Kurulunun karan ile işten el çektirilmiş sayılan bir Trabzon Teknik
Üniversitesi doçentince komisyon kararının iptali istemi ile Danıştay'da açılan
dâvada anılan kararın hukukça dayanağı olan yukarıda konu bölümünde yazılı yasa
kurallarının Anayasa'nın üniversite özerkliğine ilişkin 120. maddesine aykırı
olduğu ileri sürülmüş, dâvaya bakmakta olan Danıştay Beşinci Dairesi de
aykırılık savının ciddî olduğu kanısına vararak bu kuralların iptallerine karar
verilmek üzere Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.
IV-
İTİRAZ KONUSU KURALLAR :
1-
Karadeniz Teknik Üniversitesi adiyle Trabzonda bir üniversite kurulması
hakkındaki 20/5/1955 günlü, 6594 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi (Düstur 3.
Tertip, Cilt 36, Sayfa 1499) : .
Muvakkat
Madde l- Bu kanunun üçüncü maddesi gereğince hükmi şahsiyet iktisab edinceye
kadar, Karadeniz Teknik Üniversitesi tedris elemanları 4936 sayılı
Üniversiteler Kanunundaki derece ve selâhiyeti haiz zevat arasından Maarif
Vekilliğince tayin olunur.
Bu
Üniversitede bu devre zarfında diğer hususat için benzeri fakültelerin mevzuat,
program, nizamname ve talimatnameleri tatbik edilebilir.
2-
Karadeniz Teknik Üniversitesi adiyle Trabzonda bir Üniversite kurulması
hakkındaki 6594 sayılı Kanuna ek 19 Eylül 1963 günlü, 336 sayılı Kanunun geçici
l- maddesi (Düstur 5. Tertip, Cilt 2, sayfa 2036) ;
Geçici
Madde l- 6594 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir
:
Tüzel
kişilik kazanıncaya kadar; Karadeniz Teknik Üniversitesinin başında aylıklı
profesörlerden, Millî Eğitim Bakanının teklifi üzerine müşterek kararla tayin
edilen bir rektör; fakültelerin başında da aylıklı profesörlerden Millî Eğitim
Bakanınca tayin edilen birer dekan bulunur.
3-
20 Mayıs 1955 tarihli ve 6594 sayılı, 19 Eylül 1963 tarihli ve 336 sayılı, 16
Şubat 1965 tarihli ve 535 sayılı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında 22
Mayıs 1967 günlü, 871 sayılı Kanunun 1. maddesi ( 5. Tertip Düstur, Cilt 6/2,
sayfa 2033) :
Madde
l- 20 Mayıs 1955 tarihli ve 6594 sayılı Karadeniz Teknik Üniversitesi adiyle
Trabzonda bir üniversite kurulması hakkında Kanunun 2. maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir :
Bir
fakültenin kuruluşunun tamamlanması; o fakültenin kadrosunda, Profesörler
Kurulunu teşkil edecek aylıklı en az 6 profesörün bulunmasına bağlıdır.
V-
İTİRAZA DAYANAK OLAN ANAYASA MADDESİ:
İtirazda
dayanılan Anayasa'nın 120. maddesi (20/9/1971 günlü 1488 sayılı Anayasa
değişikliğine göre Resmî Gazete, 22/9/1971 günlü 13964 sayılı) :
Madde
120- Üniversiteler, ancak Devlet eliyle ve kanunla kurulur, Üniversiteler,
özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir. Üniversite özerkliği, bu maddede
belirtilen hükümler içinde uygulanır ve bu özerklik, üniversite binalarında ve
eklerinde suçların ve suçluların kovuşturulmasına engel olmaz.
Üniversiteler,
Devletin gözetimi ve derelimi altında, kendileri tarafından seçilen organları
eliyle yönetilir. Özel kanuna göre kurulan Devlet üniversiteleri hakkındaki
hükümler saklıdır.
Üniversite
organları, öğretim üyeleri ve yardımcıları, üniversite dışındaki makamlarca,
her ne suretle olursa olsun, görevlerinden uzaklaştırılamazlar. Son fıkra
hükümleri saklıdır.
Üniversite
öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe araştırma ve yayında bulunabilirler.
Üniversitelerin
kuruluşu ve işleyişleri, organları ve bunların seçimleri, görev ve yetkileri,
üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri ve
üniversite organlarının sorumluluğu, öğrenim ve öğretim hürriyetlerini
engelleyici eylemleri önleme tedbirleri, üniversiteler arasında ihtiyaca göre
öğretim üyeleri ve yardımcılarının görevlendirilmesinin sağlanması, öğrenim ve
öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine
ve kalkınma planı ilkelerine göre yürütülmesi esasları kanunla düzenlenir.
Üniversitelerin
bütçeleri, genel ve katma bütçelerin bağlı olduğu esaslara uygun olarak
yürürlüğe konulur ve denetlenir.
Üniversitelerle
onlara bağlı fakülte, kurum ve kuruluşlarda öğrenim ve öğretim hürriyetlerinin
tehlikeye düşmesi ve bu tehlikenin üniversite organlarınca giderilmemesi
halinde Bakanlar Kurulu, ilgili üniversitelerin veya bu üniversiteye bağlı
fakülte, kurum ve kuruluşların idaresine el koyar ve bu kararını hemen Türkiye
Büyük Millet Meclisi Bileşik Toplantısının onamasına sunar. Hangi hallerin el
koymayı gerektireceği, el koyma kararının ilân ve uygulama usulleri ile süresi
ve devamınca Bakanlar Kurulunun yetkilerinin nitelik ve kapsamı kanunla
düzenlenir.
VI-
İLK İNCELEME:
Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğünün 15. maddesi uyarınca yapılan ve Muhittin Tayları, Avni
Givda, Fazıl Uluocak, Sait Koçak, Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Recai Seçkin, Ahmet
Akar, Halit Zarbun, Ziya Önel, Kâni Vrana, Mustafa Karaoğlu, Muhittin Gürün,
Şevket Müftügil ve Ahmet H. Boyacıoğlu'nun katıldıkları 12/10/1971 günlü ilk
inceleme toplantısın da; dosyanın eksiği bulunmadığı anlaşıldığından işin
esasının Danıştay 5. Dairesinin dâvada uygulayabileceği tek hüküm olan 6594
sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin birinci fıkrası ile sınırlandırılarak incelenmesine,
Muhittin Taylan, Sait Koçak, Şahap Arıç, Recai Seçkin ve Muhittin Gürün'ün 871
sayılı Kanunun 1. maddesinin ve Muhittin Taylan, Recai Seçkin, Ziya Önel, Kani
Vrana ve Ahmet H. Boyacıoğlu'nun 336 sahalı Kanunun seçici 1. maddesinin dahi
mahkemenin dâvada uygulayacağı hükümlerden bulunması dolayısiyle Anayasa'ya
uygunluk denetimine konu olması gerektiği yolundaki karşıoylariyle ve oy
çokluğu ile karar verilmiştir.
Danıştay'daki
dâvada davacı öğretim üyesi, kendisinin görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin
kararın Millî Eğitim Bakanlığı Disiplin Kurulunca verilemiyeceği ilkesine
dayanarak bu kararın iptalini istemiştir. İptali istenen idari kararın dayanağı
ise bu kararı" metninden ve Danıştay'da açılan dâvaya ilişkin dilekçedeki
açıklamalardan anlaşıldığı üzere 6594 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca
Karadeniz Teknik Üniversitesinin tüzel kişilik kazanmasına değin bu
Üniversitede öğretimle görevlendirilecek kişilerin Millî Eğitim Bakanlığınca
atanacağı kuralıdır.
Gerçekten,
Millî Eğitim Bakanlığı Disiplin Kurulunun 14/1/1970 günlü, 404.1/27 sayılı
kararında, "Karadeniz Teknik Üniversitesinde öğretimle
görevlendirileceklerin atanmaları yetkisinin 6594 sayılı Yasanın geçici 1.
maddesi uyarınca Millî Eğitim Bakanlığına tanınmış bulunmasına ve bir görevliyi
atamaya yetkili olan yerin onun görevden çıkarılmasına veya çıkmış sayılmasına
karar vermeye dahi yetkili bulunduğu idare hukukunun ilkelerinden olmasına göre
Disiplin komisyonunun bu işte kendisini görevli gördüğü ve 4936 sayılı
Üniversiteler kanununun 46. maddesinin ikinci fıkrasının C bendi gereğince
ilgilinin işten çekilmiş sayılmasına karar verdiği açıklanmıştır. Karadeniz
Teknik Üniversitesinin kuruluşunu düzenleyen 6594 sayılı Yasa ile bunun
değiştirilmesine ilişkin yasalarda disiplin konusunda herhangi bir kural da
yoktur. Bu söylenilenlere göre işten çıkmış sayılma konusundaki Millî Eğitim
Bakanlığı Disiplin Kurulu kararının hukuksal dayanağı, 6594 sayılı Yasanın
atama işleminde Millî Eğitim Bakanlığının yetkili bulunduğunu belirleyen geçici
1. maddesi kuralıdır ve Danıştay 5. Dairesi elindeki dâvada bu kuralı uygulama
durumundadır. Ayrıca bu kural, Danıştay 5. Dairesinin bakmakta olduğu dâvada
uygulayacağı tek kuraldır. Nitekim bu kural Anayasa'ya aykırı sayılıp iptal
edilirse Danıştay'daki iptal dâvasına konu olan Disiplin Kurulu kararı hukuk
dayanağından yoksun kalacaktır. Demek ki mahkemenin iptalini istediği yasa
kuralları içinden yalnızca bu kuralın iptali dâvayı çözmesi için yeterli
olacaktır. Şu durum karşısında Anayasanın değişik 151. maddesi uyarınca
Danıştay 5. Dairesi yalnızca anılan maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine
başvurulabileceğinden esasa ilişkin inceleme bu madde ile sınırlı olarak
yapılmalıdır.
VII-
ESASIN İNCELENMESİ:
Esasa
ilişkin rapor, sınırlandırma kararında anılan Yasa kuralı, Anayasa'nın ilgili
maddesi, gerek Anayasa gerekse yasa metinlerine ilişkin vahama belgeleri ve
konu ile ilgili öteki metinler incelendi; gereği görüşülüp düşünüldü :
1-
Dâvada incelemenin Anayasanın 120. Maddesinin hangi metnine göre yapılacağı
sorunu :
Gerek
Danıştaydaki dâvanın açıldığı gerekse Danıştayın konunun incelenmesi için
Anayasa Mahkemesine başvurduğu günde (22/7/1971-de) Anayasanın 120. maddesinin
eski metni yürürlükte iken davanın esasının incelenmesi sırasında Anayasa'nın
20/9/1971 günlü 1488 sayılı Anayasa Değişikliğine ilişkin Yasa ile 120. maddesi
değiştirilmiş bulunmaktadır. Şu durum karşısında Anayasa Mahkemesince incelenen
bu dâvada ilk önce Anayasanın 120. maddesinin hangi metnine göre incelemenin
yapılması gerektiğimin tartışılması zorunluğu vardır. Anayasa koyucu Anayasanın
herhangi bir kuralında değişiklik yapmayı gerekli görmüş ise değişikliğin
yürürlüğe girmesinden sonra yeni kuralın uygulanmasını islemiş demektir.
Anayasa değişiklikleri kamu düzenini ilgilendiren değişiklikler olduğu için
bunların yürürlüğe girmelerinden sonra karara bağlanacak dâvalarda
uygulanmaları, kuraldır. Bu kurala ayrık durum sayılabilecek birtakım olayların
söz konusu edilip edilemiyeceği ayrıca tartışmaya değer bir yöndür. Anılan
kuralı bu dâvada uyguladığımızda Anayasaya aykırılık sorununun, Anayasalın 120.
maddesinin yeni metnine göre çözülmesi gerektiği görülür.
2-
Anayasa'nın değişik 120. maddesinin üniversite öğretim üyelerinin atanması ve
görevden uzaklaştırılması bakımından bir değişiklik getirip getirmediği ve
inceleme konusu kuralın Anayasaya aykırılığı sorunu :
120.
maddenin eski metinine göre Üniversiteler bilimsel ve idari özerkliği sahip
kamu tüzel kişileridir; üniversiteler kendilerince seçilen yetkili öğretim
üyelerinden kurulu organları eliyle yönetilir ve üniversite organları, Öğretim
üyeleri ve yardımcıları üniversite dışındaki makamlarca görevlerinden
uzaklaştırılamazlar; üniversiteler, kendi kendilerini denetlerler.
Anayasanın
120. maddesinin yeni metinine göre Üniversiteler özerkliğe şahin kamu tüzel
kişileridir; üniversite özerkliği Anayasa'nın bu maddesinde bildirilen kurallar
içinde uygulanır; üniversiteler Devletin gözetim ve denetimi altında
kendilerince seçilen organları eliyle yönetilir. Üniversite organları, öğretim
üyeleri ve yardımcıları, üniversite dışındaki makamlarca görevlerinden
uzaklaştırılamazlar; ancak Bakanlar Kurulunun üniversite yönetimine el koyması
durumuna ilişkin kurallar sakladır.
Anayasa
değişikliğine ilişkin gerekçede açıklandığı üzere yeni metinlerle 1961
Anayasasının temel ilkelerinde yapılması ereği güdülmüş değildir. Bu yorumda
gözönünde tutulacak önemli bir yöndür. Yeni metinde yönetimsel ve bilimsel
özerklik denilmeyip yalnızca üniversitelerin özerkliğinden söz edilmekte ise de
bu özerkliğin hem yönetimsel, hem de bilimsel özerklik olduğu, ancak, maddede
gösterilen kayıtlar altında uygulanacağı yeni maddenin tümünden açıkca
anlaşılmaktadır. Yeni maddenin dördüncü fıkrasında üniversite organlarının
öğretim üyeleri ve yardımcılarının üniversite dışındaki makamlarca her ne
suretle olursa olsun görevlerinden uzaklaştırılamıyacağı kuralı dahi korunmuş
bulunmaktadır.
Bir
de değişik 120. maddenin beşinci fıkrasında yasa ile düzenlenecek yönler
belirlenirken "öğrenim ve öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş
bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi" esaslarından söz edilerek
üniversite öğretiminin özgürlük ve güvenlik içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji
isterlerine, başka deyimle bilimin özgür ve mesnel ölçülerine göre
gerçekleştirileceği kesinlikle açıklanmıştır. Öğrenim ve öğretimin özgürlük ve
güvence içinde ve çağdaş biliminin gerekleri uyarınca yapılabilmesi, herşeyden
önce üniversitede yönetim özerkliğinin bulunmasına bağlıdır; gerçekten
üniversite siyasal güçlerin ya da birtakım çıkar topluluklarının etkisi altında
bırakılmış ise artık çağdaş bilimin gereklerine göre öğrenim ve öğretim
yapılmasından söz edilemez.
Üniversitelerin
kendilerince seçilen organları eli ile yönetilmesi ilkesi, kural olarak
üniversite görevlilerinin üniversitelerin yetkili organ veya yerlerince
atanabilmesi yetkisini de kapsar; çünkü bir kuruluşun çalışmalarının
yürütülmesi demek olan yönetim, niteliği gereği o örgütün görevlilerini başka
deyimle onu işletecek kimseleri atama, işten çıkarma işlemlerini dahi zorunlu
olarak içerir. Ancak, başka bir kuruluşa az veya çok bağlı olan örgütlerde üst
kurulusun kendisine bağlı olan kuruluştaki görevlilerin hepsini veya bir
bölüğünü atama ve işten çıkarma yetkisi söz konusu olabilir ise de Anayasanın
değişik 120. maddesi kuralları, üniversiteleri her hangi bir yere bağlı birer
örgüt olarak düzenlemeyi erek edinmiş olmadığı için üniversitelerin bakanlığa
veya hükümete bağlı birer örgüt sayılarak üniversite görevlilerinin bakanlıkça
atanması veya bakanlığın şu veya bu biçimde atama işleminde etkili olması
yetkisi kabul edilemez.
Üniversite
yönetiminin Devlet gözetim ve denetimine bağlanmış olmasıyle Hükümetin bu
yönetim üzerinde etkili olmasının erek edinildiği dahi ileri sürülemez; çünkü
gözetim ve denetim, özellikle özerk bir örgüte ilişkin olursa, kuruluşun ancak
belli kurallara bağlı bir düzen içinde islemesini sağlamaya yönelmiş bir
yetkiler bütününü anlatır; o kuruluşun yönetimine şu veya bu biçimde el atma ve
onu gözetim ve denetim yetkisinin kullananın iradesine göre çalışmaya zorlama
yetkisini karışamaz. Değişik 120 madde, bir yandan özerkliği öte yandan öğretim
ve öğrenimin özgürlük ve güvence içinde çağdaş bilim ve teknoloji isterlerine
uygun olarak yürütülmesini sağlamayı öngördüğüne göre Devlet gözetim ve
denetimin ereği, yalnızca anılan ilkelerin gerçekleşmesi yolundan sapmaları
önlemek ve bu ilkelerle bağdaşmayan tutumları engellemek olabilir. Kaldı ki
Anayasa'nın değişik 120. maddesinin son fıkrasında Bakanlar Kurulunun belli
üniversite veya üniversiteye bağlı fakülte, kurum ve kuruluşların yönetimine el
koymasından söz edilmişken ikinci fıkrasında Hükümetin değil, devletin gözetim
ve denetiminden söz edilmekte bulunmasının anlamı vardır ki buna dayanılarak bu
denetim ve gözetimin siyasal gücün veya çıkar çevrelerinin etkisi dışında
tutulabilecek bir organ eliyle gerçekleştirilmesi gerektiği görüşü
savunulabilir. Şurası da dikkate değer ki Anayasa'nın değişik 120. maddesinin,
son fıkrasında öngördüğü olağanüstü durumlarda Bakanlar Kurulunun yönetimine el
koymasına izin vermesinin ereği dahi yalnızca öğrenim ve öğretimin özgürlük ve
güvence içinde, çağdaş bilimin nesnel ölçüleri uyarınca gerçekleşmesini
sağlamaktır.
Bir
an için üniversite özerkliğinin yeni biçiminde hükümetin veya bir bakanlığın
üniversite yönetimine karışmasının veya belli ölçüde katılmasının Anayasaya
aykırı olmadığı düşüncesi benimsenirse bu görüş yapılan derişiklik sırasında
Anayasa'nın 120. maddesinin değiştirilmesiyle güdülen ereğe daha açıkçası
üniversite özerkliğinin yanlış anlaşılması veya kötüye kullanılması yüzünden
öğretim ve eğitimin özgürlük ve güvence içinde, çağdaş bilimin nesnel
ölçülerine göre yürütülmesi ilkesinden sapmaları düzeltmek ereğine aykırı
düşer; çünkü yukarıda da değinildiği gibi hükümetin veya bir bakanlığın
üniversite yönetimi üzerinde etkili olması üniversitenin bilimsel ve nesnel
isterlere göre öğretim yapmasını engeller.
Şu
da unutulmamalıdır ki 120. maddenin değiştirilmesinde gözönünde tutulan bir
etken dahi üniversitenin kendi kendini denetleyemediği yolundaki kanıdır ve
bundan dolayı Devlete tanınan yetkiler de gözetim ve denetimin zorunlu kıldım
yetkilerden başkası olamaz: başka deyimle bu yetkiler üniversitenin yönetim ve
bilim özerkliğinin zedelenmesini, öğretim ve öğrenim özgürlüklerinin
çiğnenmesini önlemeye elverişli yetkiler olabilecektir; atama işlerinde
yürütmenin söz sahibi kılınmasiyle ise gözetim ve denetim sınırlarını aşan bir yetki
tanınmış bulunur.
Yukarıdan
beri açıklanan gerekçeler karşısında hükümetin ya da bir bakanlığın üniversite
öğretim üyesini veya yardımcısını atama yetkisi Anayasa'nın değişik 120.
maddesinin kabul ettiği üniversite özerkliği ve üniversitenin kendi
organlarınca yönetilmesi ilkeleri ile bağdaştırılamaz. Daha açıkçası üniversite
Özerkliği derişik 120. maddeye yörede üniversitede görevlendirilecek öğretim
üyeleri ve yardımcılarının atama işlemlerinin bütün hukuksal sonuçlarını
doğurabilecek biçimde yalnızca üniversite organlarının iradesi ile yapılması
yetkisini dahi içermektedir.
İnceleme
konusu 6594 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin birinci fıkrasında bulunan,
Karadeniz Teknik Üniversitesinin tüzel kişilik kazanmasına değin, bu
üniversitenin öğretim işleriyle görevli kişilerin 4936 sayılı Üniversiteler
Kanunundaki derece ve yetkileri kazanmış kişiler arasından Millî Eğitim
Bakanlığınca atanacağı kuralı, Anayasa'nın değişik 120. maddesinin yukarıda
açıklanan özerklik ilkesine ve bu ilke gereklerinden olan üniversitelerin kendilerince
seçilmiş organlarınca yönetileceği kuralına aykırı düştüğünden, iptali gerekir.
İnceleme
konusu kuralda üniversiteye bir süre tüzel kişilik tanınmadığı ilkesi de yer
almaktadır; oysa Anayasa'nın değişik 120. maddesi uyarınca üniversiteler
özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir. Sözü edilen kural bu bakımdan da
Anayasaya aykırıdır.
Avni
Givda, inceleme konusu kuralın Anayasaya aykırılığı görüşüne katılmamıştır.
3-
İptal konusu kuralı kapsayan yasanın bir hazırlık yasası olmasının bu yasa ile
oluşan kuruluşun üniversite sayılmasına engellik edip edemiyeceği sorunu:
Bir
üniversitenin kuruluşu sırasında onun kuruluşunu sağlamak üzere çıkarılacak
yasada üniversitelerin bağlı olduğu hukuk ilkelerine aykırı birtakım geçici
dönem kurallarının kabul edilebileceği ve itiraz konusu kuralın dahi bunlardan
birisi sayılabileceği ve böylece bu geçici dönem kurallarında Anayasa'ya
aykırılık söz konusu edilemiyeceği ve yukarıki ikinci bentte varılan sonucun
yanlış olduğu görüşü ileri sürülebilir. Ancak; bu düşünce, Anayasa açısından
kabule değer görülemez. Çünkü, geçici dönem kuralları adı altında birtakım
Anayasaya aykırı kurallar konulabilmesini, Anayasaya uygun gösteren herhangi
bir dayanak Anayasa'da yoktur. Kaldı ki böyle bir olanağın kabulü, Anayasa'ya
uygun biçimde kurallara göre kurulup işletilen bir Üniversitenin oluşmasını
Yasa Koyucunun takdirine bırakmak gibi bir sonucun kabul edilmesi demek olur ve
böylece Anayasa'nın Üniversite özerklisine ilişkin kurallarının uygulanmasını
yıllarca önemle durumunun yaratılabilmesi gibi Anayasa'ya ters düşen
uygulamalara yol açılmış bulunur.
Şu
yön belirtilmelidir ki kurulacak olan yeni bir üniversitenin kuruluş
işlemlerini özerk olan başka bir üniversiteye gördürmek gibi birtakım yasal
tedbirlerle yeni bir üniversitenin Anayasaya uysun biçimde kurulması
düşünülebilir ve böyle bir düzenin uygulanma olanağı rahatlıkla bulunabilir.
4-
İtiraz konusu kuralı kapsayan Yasanın kurmak istediği örgütün Anayasa'nın genel
ilkelerine bağlı bir üniversite olup olmadığı sorunu :
İtiraz
konusu kuralı kapsayan yasanın adı ve maddeleri incelendikte yeniden ortaya
konulmak istenilen örgütün Anayasa'nın üniversitelere ilişkin genel ilkelerine
bağlı bir üniversite olduğu açıkça görülmektedir, 6594 sayılı Yasanın ikinci
maddesinde "Karadeniz Teknik üniversitesi iki fakültenin kuruluşunun
ikmali ve tedrisata açılması ile Üniversiteler Kanununda musarrah bütün hak ve
vecibelerle hükmi şahsiyet iktisan eder." ve yine anılan Yasanın geçici
birinci maddesinin ikinci fıkrasında "Bu Üniversitede bu devre zarfında
diğer hususat için benzeri fakültelerin mevzuat, program, nizamname ve
talimatnameleri tatbik edilebilir." yine 27 Eylül 1963 günlü, 336 sayılı
Kanunun geçici 3. maddesinde "Karadeniz Teknik Üniversitesi tüzel kişilik
kasbettikten sonra dışarda meslek çalışmaları, eserleri ve yayınları ile
tanınmış kimseler de, fakülte Profesörler kurullarının üçte iki çoğunlukla
yapacakları teklif senatoca uygun görülmek ve üniversiteler arası kurulca
onanmak şartiyle usulü veçhile profesör seçilebilirler" kuralları, kurulan
örgütün Anayasa'nın 130. maddesinin tümünün öngördüğü anlamda bir üniversite
olmasının istendiğini kanıtlamaktadır.
Ege
Üniversitesinin durumu da bu görüşü doğrulamaktadır; (Ege Üniversitesi adı ile
İzmir'de bir Üniversite kurulması hakkında Kanun) adlı, 20/5/1955 günlü, 6595
sayılı Yasa dahi, 6594 sayılı Yasa'nın kapsadığı kurallarla harfi harfine aynı
kuralları kapsamaktadır. (Düstur 3. Tertip, Cilt. 36 Sayfa 1500 ve sonrası) ve
Ege Üniversitesi bugün özerk bir üniversitedir.
Bu
açıklamalar, sözü edilen Üniversitenin Anayasa'nın değişik 120. maddesinin
ikinci fıkrasının "Özel Kanuna göre kurulan Devlet Üniversiteleri
hakkındaki hükümler saklıdır." kuralı ile ayrık durumda bulunan
üniversitelerden birisi olmadığını ve Milli Eğitim Bakanlığınca Danıştaydaki
davada Anayasa'ya aykırılık savına karşı ileri sürülen savunmanın
dayanıksızlığını ortaya koymaktadır. Şu yön de belirtilmelidir ki, Anayasa'nın
120. maddesinin eski metninde de bulunan özel kanuna göre kurulmuş Devlet
üniversitelerine ilişkin ilkelerin saklı tutulduğunun belirlendiği cümle,
anlamca genel üniversitelerden başka biçimde yönetilmek üzere Anayasa'nın
yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş, bulunan üniversiteleri içermektedir. 120.
maddenin Temsilciler Meclisinde görüşülmesi sırasında Anayasa Komisyonu sözcüsü
özel kanuna göre kurulan kuruluşu ve işleyişi bakımından benzeri bulunmayan
(varlığı kendine özgü-suigeneris) bir öğretim kurumu biçiminde tanımlamış ve
örnek olarak Orta Doğu Teknik Üniversitesini göstermiştir. (Temsilciler Meclisi
Tutanak Dergisi, Cilt 4, Birleşim 60, oturum l, Sayfa 607 611).
Demek
ki Anayasa'nın değişik 120. maddesinin ikinci fıkrası da yönetim biçimi saklı
tutulan üniversiteler, Anayasa'nın öngördüğü kurallara uygun olmayan biçimde
sürekli olarak yönetilecek üniversitelerde oysa Karadeniz Teknik Üniversitesi
Yasasındaki tartışma konusu kural, geçici 1 madde kuralı olduğu gibi bu yasa
ile konulan geçici nitelikteki bütün kuralların ereği de, bir süre sonra
üniversitelere ilişkin genel düzene bağlı bir üniversite kurulmasını
saklamaktadır. Geçici nitelikteki kuralların ve bu arada tartışma konusu geçici
kuralın Anayasa'nın değişik 120. maddesinin ikinci fıkrasında saklı tutulan
kurallardan bulunduğu görüşü, bu bakımdan da doğru değildir.
Özetlenecek
olursa, hem Karadeniz Teknik Üniversitesinin Kuruluşuna ilişkin 6594 sayılı
Yasanın genel düzene bağlı bir üniversite Vurulması ereğiyle çıkarılmış
bulunması dolayısıyla durumun Anayasa'nın 120. maddesinin tümünde belirtilen
kurallara uygun bulunmasının gerekmesi, hem de Anayasa'nın değişik 120.
maddesinin ikinci fıkrasında saklı tutulan yönetim kurallarının özel ve sürekli
kurallar olmasına karsı tartışma konusu kuralın geçici bir kural olması
nedeniyle anılan kuralın, saklı tutulan kurallardan sayılması olanağı yoktur.
VIII-
SONUÇ :
Sınırlama
karan uyarınca incelenen 20/5/1955 günlü, 6595 sayılı Kanunun geçici birinci
maddesinin birinci fıkrasının Anayasanın 170. maddesine aykırı olduğuna ve
iptaline Avni Givda'nın karşıoyu ile ve oyçokluğu ile 23/12/1971 gününde karar verildi.
|
|
|
|
Başkan
Muhittin
Taylan
|
Başkan
Vekili
Avni
Givda
|
Üye
Fazıl
Uluocak
|
Üye
Sait
Koçak
|
|
|
|
|
Üye
Nuri
Ülgenalp
|
Üye
Şahap
Arıç
|
Üye
İhsan
Ecemiş
|
Üye
Recai
Seçkin
|
|
|
|
|
Üye
Ahmet
Akar
|
Üye
Halit
Zarbun
|
Üye
Ziya
Önel
|
Üye
Kani
Vrana
|
|
|
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
Üye
Şevket
Müftügil
|
Üye
Ahmet
H. Boyacıoğlu
|
12/10/1971
günlü, sınırlama kararına ilişkin karşıoy yazısı 6594 sayılı Kanunun geçici 3.
maddesini değiştiren 19 Eylül 1963 günlü, 336 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi
"Özerk kişilik kazanıncaya kadar; Karadeniz Teknik Üniversitesinin başında
aylıkla profesörlerden Millî Eğitim Bakanlığının teklifi üzerine müşterek
kararla tayin edilen bir rektör, fakültelerin başında da aylıklı profesörlerden
Milli Eğitim Bakanlığınca tayin edilen birer dekan bulunur." biçiminde yer
alan ve itirazcı mahkemece yine iptali istenmiş bulunan hüküm, 6594 sayılı
Kanunun geçici 1. maddesinde bulunup bu kararla iptal edilmiş olan "Bu
kanunun 3. maddesi gereğince hükmî şahsiyet iktisap edinceye kadar, Karadeniz
Teknik Üniversitesi tedris elemanları 4936 sayılı Üniversiteler Kanunundaki
derece ve salâhiyeti haiz zevat arasından Maarif Vekilliğince tayin
olunur." biçimindeki hükümle dolayısiyle ilişikli bulunduğundan, itirazcı
mahkemece uygulama yapılırken, bu hükmün dahi sözönünde bulundurulması
gerekecek demektir. Çünkü her iki hüküm arasında konuların nitelikleri yönünden
bir benzerlik bulunduğundan başka, dayandıkları esas yönünden aralarında bir
birlik de vardır. Bu birlik, atamaların her iki hükümde de, Üniversitelerin
yetkili organları yerine doğrudan doğruya bir yönetimsel işlemle yönetim erki
tarafından yapılması esasının öngörülmüş olmasıdır. Bu iki hüküm arasındaki
ayrım ise, sadece, birisinin, üniversitenin rektörü ile fakülteleri
dekanlarının ve diğerinin ise aynı üniversitenin öğretim üyelerinin
atanmalarına ilişkin bulunmasından ibaret kalmaktadır.
Yasaların
Anayasa'ya uygunluğunun Anayasa Mahkemesince yapılmakta olan denetiminin asıl
amacı, Anayasa'ya aykırı hükümlerin yasalardan olabildiği ölçüde
ayıklanmasıdır. Bu bakımdan, bir kanunda yer alan konu, nitelik ve dayandıkları
esas yönlerinden benzer iki hükümden birisinin Anayasa'ya aykırılığının
saptanarak iptali ve diğerinin ise incelenmiyerek yasada kalması, uygulamada
çelişik durumlar yaratabilir. Bu ise. Anayasa'ya uygunluk denetiminin yukarıda
gösterilen asıl amacı ile bağdaşamıyacaktır. Aksinin kabulü halinde, aynı
üniversitede Anayasa'ya aykırı bir hükme dayanılarak atanmış bulunan rektör
veya dekanların tedris elemanı olarak görev yapmaları olanağını yaratacak veya,
iptal edilen hüküm yerine Anayasa'ya uygun olarak yapılacak bir düzenleme
sonunda Yasa hükmünün alacağı yeni biçime göre atanacak tedris elemanlarından
Anayasa'ya aykırı bir hükme dayanılarak atanacak dekanların görev yapmaları
gibi bir durumla karşılaşılacaktır.
Yukarıdaki
açıklamalar göstermektedir ki, böyle bir halde, diğer hükmün dahi esastan
inceleme konusu yapılmasında bir gerek ve hatta zorunluk var demektir. İşte bu
nedenledir ki, işin esasının 6594 sayılı Kanunun sadece 1. maddesinin birinci
fıkrası ile sınırlandırılarak incelenmesine ilişkin 12/10/1971 günlü ara
kararına, 336 sayılı Kanuna geçici 1. maddesinin dahi esastan incelenmesi
gerektiği düşüncesi ile karşıyız.
|
|
|
Başkan
Muhittin
Taylan
|
Üye
Ziya
Önel
|
Üye
Kani
Vrana
|
|
Üye
Ahmet
H. Boyacıöğlu
|
KARŞIOY
YAZISI
I-
İptali öngörülen hükmün Danıştay'daki dâva ile ilişkisi :
İncelenen
iş Anayasa'nın değişik 149. maddesi uyarınca açılmış bir iptal dâvası değildir;
Danıştay 5. Dairesinin yine Anayasanın 151. maddesine dayanarak getirdiği bîr
Anayasa'ya aykırılık iddiasıdır. İtiraz yoluna başvuran mahkeme üç hükmün
Anayasa'ya uygunluk denetiminden geçirilmesini istemiş (20/5/1955 günlü, 6594
sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, bu Yasanın 19/9/1963 günlü, 336 .sayılı Yasa
ile değiştirilmiş geçici 2. maddesi; 6594 sayılı Kanunun 2. maddesine 22/5/1967
günlü, 871 sayılı Kanunun 1. maddesiyle eklenen fıkra); Anayasa Mahkemesi, bu
üç hükümden yalnızca 6594 sayılı Yasa'nın geçici 1. maddesinin birinci
fıkrasının mahkemenin uygulanmasını olasılık içinde gördüğünden işin esasının bu
hükümle sınırlı olarak incelenmesini kararlaştırmıştır. Söz konusu fıkra
"Karadeniz Teknik Üniversitesi tüzel kişilik kazanıncaya kadar öğretim
elemanlarının 4936 sayılı Üniversiteler Kanunundaki derece ve yetkilerde
bulunan kimseler arasından Millî Eğîtim Bakanlığınca atanması" na
ilişkindir.
İlk
inceleme sırasında itiraz yoluna başvuran mahkemenin Anayasaya aykırılık
iddiasını Anayasa Mahkemesine getirme yetkisi olup olmadığı sorununu çözerken
şu veya bu hükmü bakmakta bulunduğu davada uygulayacağı yolunda varılan sonuç
hiçbir zaman uygulamanın mutlaka yer alacağı veya böyle bir uygulamada,
mahkemenin haklı ve isabetli olduğu yönünde kesin ve bağlayıcı nitelik taşımaz;
inceleme derinleştirilince önce uygulanma olanağı veya olasılığı yar sanılan
hükmün itiraz yoluna başvuran mahkemenin elindeki dâva komisine bir ilişkisi
bulunmadığı görülebilir. Böylebir durumda, ise ilk incelemede verilen sınırlama
kararı doğrultusunda bir sonuca varmanın hukukça zorunlu bulunmadığı görüşü
benimsenmedikçe sorunu isabetli bir karara bağlamanın, çok güçleşeceği
ortadadır.
İtiraz
yoluna başvuran Danıştay 5. Dairesinin bakmakta olduğu dâvanın konusu atanma
değil, görevden uzaklaştırmadır. Danıştay'daki dâvada iptali istenilen işleme
ilişkin Millî Eğitim Bakanlığı disiplin kurulu kararında "6594 sayılı
Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca Karadeniz Teknik. Üniversitesinde öğretimle
görevlendirileceklerin atanmasında Milli Eğitim Bakanlığı yetkili bulunduğu;
atamaya yetkili yerin görevliyi işten, çıkarmaya veya çıkmış saymaya da yetkili
olmasının idare hukuku ilkelerinden olduğu" ndan söz edildiğine çoğunluk
gerekçesinde değinilmiştir. Danıştay Dairesinin geçici 1. madde hükmünün
Anayasaya aykırılığım ileri sürmesinden, aynı görüşü benimsediği
anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi çoğunluğu da Anayasa'ya aykırı bir işleme
itiraz konusu hükmün yol açtığı kanısı ile olacak Anayasa'ya uygunluk
denetimine ve hükmün iptaline gitmiştir.
Karadeniz
Teknik Üniversitesi öğretim elemanlarının görevden uzaklaştırılmaları konusunda
herhangi bir yasal açıklık bulunmasaydı belki "atama yetkisi" nden
yola çıkılarak dâvâlının görüşü doğrultusun da bir sonuca varılması
düşünülebilirdi. Oysa 6594 sayılı Yasanın itiraz konusu geçici 1. maddesinin
bir de ikinci fıkrası vardır. Bu fıkra hükmüne göre Karadeniz Teknik
Üniversitesinde, tüzel kişilik kazanılıncaya kadar "diğer hususat için
benzeri fakültelerin mevzuat, program, nizamname ve talimatnameleri" uygulanabilir.
İstisnaî olarak verilmiş atarla geçici yetkisini düzenleyen bir maddedeki
"diğer hususat" deyimine atama dışındaki bütün öteki konuların ve bu
arada görevden uzaklaştırma konusunun da girdiği haklı olarak ileri
sürülebilir. Kaldı ki bu yönde bir yoruma veya tartışmaya gidilmesi de
gereksizdir. Çünkü Anayasa'nın 120. maddesinin gerek eski gerekse yeni metninde
(Üçüncü fıkra) "Üniversite organları, öğretim üyeleri ve yardımcıları,
üniversite dışındaki makamlarca, her ne suretle olursa olsun, görevlerinden
uzaklaştırılamazlar." kuralı yer almıştır. 6594 sayılı Yasada Karadeniz
Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri ve yardımcılarının görevden
uzaklaştırılmalarını düzenleyen özel ve açık bir hüküm bulunmadığına göre bu
konuda herhangi bir iptal kararına yer olmaksızın, açık ve kesin Anayasa
hükmünün doğrudan doğruya işlemesi doğaldır, zorunludur. Demek ki bir
üniversite doçentinin Anayasa'ya aykırı olarak Millî Eğitim Bakanlığınca
görevden uzaklaştırılmasına itiraz ve inceleme konusu hüküm değil bir yanlış
yorum ve uygulama yol açmıştır. O halde 6594 sayılı Yasanın Danıştaydakî dâva
ile ilişkisi bulunmayan geçici 1. maddesinin birinci fıkrasının o dâva
dolayısryle ve Anayasa'nın değişik 151. maddesi yolu ile Anayasaya uygunluk
denetimi yapılarak iptaline gidilmesi dayanaksız kalmaktadır.
II-
6594 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa'ya
aykırılığı sorunu :
Şimdi
de 6594 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin birinci fıkrası hükmü yukarıda
açıklanan özel durum gözönünde bulundurulmaksızın ele alınacak ve Anayasaya
aykırılık sorunu genel olarak tartışılacaktır.
20/5/1955
günlü, 6594 sayılı Yasa Trabzon'da bir teknik üniversite vurulmasını
öngörmüştür. Bu konuda herhangi bir hazırlığı ve yatkınlığı bulunmayan bir
çevrede elbette ki önce bir çekirdeğin atılması ve özel tedbirlerle korunması
şarttır. Böyle bir Üniversite çekirdeğinin belirli bir olgunluğa, belirli bir
gelişme düzeyine gelmeden tüzel kişilik ve öteki üniversitelerin tüm hak ve
yükümlerini kazanabilmesi düşünülemez. Çünkü kurumun bir hazırlık ve kuruluş
evresi geçirmeden daha ilk adımda ve bir anda tüzel kişilik ve öteki hak ve
yükümlerin gereklerini yerine getirecek organları oluşturacak görevlileri
bünyesi içinde toplamağa olanak yoktur.
6594
sayılı Kanunun tümü, 10/9/1963 günlü, 336 sayılı ve 22/5/1967 günlü; 87T sayılı
Yasaların getirdiği ek ve değişikliklerle bir arada gözden geçirilirse görülür
ki Kanun Koyucu hiç bir zaman Anayasa'ya aykırı düşebilecek bir üniversite
öngörmüş değildir. Olabildiğince kısa bir süre içinde kurumun tüzel kişilik ve
Üniversiteler Kanunununda yazılı tüm hak ve vecibeleri elde edebilmesi için
Kanunda kolaylaştırıcı hükümlere yer verilmiştir. Atamaların istisnaî ve geçici
olarak Millî Eğitim Bakanlığına bırakılması, tüzel kişilik kazanılıncaya kadar
geçecek sürenin gerçekleri ve gereksinmeleri gereğidir. Bakanlığa bu yetki
verilirken bile atanacak kimselerin 4936 sayılı Üniversiteler Kanunundaki
derece ve yetkilerde bulunanlardan olması kuralına sıkı sıkıya bağlanmaktan
geri kalınmamıştır.
Üniversitenin
tüzel kişilik kazanması ve hukukça öteki üniversitelere denk bir düzeye gelmiş
sayılması için Kanunun koyduğu koşulların, bu yöndeki gelişmeyi güçleştirecek
veya engelliyecek bir nitelik taşımadığı ilgili hükümler incelenirken hemen
göze çakmaktadır. Bu hükümlere göre bir fakültenin kadrosunda profesörler
kurulunu oluşturacak aylıklı altı profesör bulunursa o fakültenin kuruluşu
tamamlanmış sayılacak (Madde 2/2); iki fakültenin kuruluşu tamamlanınca da
üniversite tüzel kişilik ve Üniversiteler Kanununca yazılı hak ve yükümleri
kapanmış olacaktır (Madde 2/1). Her iki koşulun da işin niteliğinden zorunluğun
gereklerini aşmayan, hiç bir zaman ağır sayılamayacak bir geçiş ve hazırlık
dönemi kuralları olduğu ortadadır. Anayasa Mahkemesi kararında 6594 sayılı Yasa
ile bir günde kabul edilmiş olan "Ege Üniversitesi adiyle İzmir'de bir
üniversite kurulması" hakkındaki 6595 sayılı Kanunda da aynı koşullara yer
verildiğine değinilmektedir. Birbirinin tıpkısı hazırlık ve geçiş dönemi
koşullarına bağlı tutulan iki öğretim kurumundan birisinin kısa bir sürede
bilimsel ve anayasal anlamiyle tam bir üniversite durumuna gelmesine karşılık
ötekisinin on yedi yıl içinde iki fakültenin kuruluşunu bile tamamlayamaması
üzerinde durulursa görülür ki söz konusu koşullara geciktirici bir erek ve
nitelik kondurmağa olanak yoktur ve gecikme nedenleri bunların dışında
aranmalıdır.
6594
sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin birinci fıkrası hükmünün, yakanda açıklanan
niteliğine ve konulmuş ereğine göre, Anayasa'ya aykırı görülmesi ve iptaline
gidilmesi yerinde değildir.
III-
SONUÇ :
1971/40
esas sayılı işte "Karadeniz Teknik Üniversitesi adiyle Trabzon'da bir
üniversite kurulması" hakkındaki 20/5/1955 günlü, 6594 sayılı Kanunun
geçici 1. maddesinin birinci fıkrası hükmünün Anayasa'nın 120. maddesine aykırı
bulunduğuna ve iptaline ilişkin olarak verilen 23/12/1971 günlü, .1971/82
sayılı karara yukarıda yazılı nedenlerle karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
871
sayılı Kanunun 1. maddesi dahi, dâvanın mahiyetine göre, dâva ile ilgili
bulunmaktadır. Bu nedenle Danıştay 5. Dairesinin uygulayacağı Kanunlardan
olduğundan ilk inceleme kararında sözü geçen maddenin işin esasının incelenmesi
dışında bırakılmasına karşıyım.
İLK
İNCELEME KARARINDAKİ SINIRLANDIRMA YÖNÜNE İLİŞKİN KARŞIOY YAZISI
Anayasa
Mahkemesi Danıştayca verilen kararların hukuksal denetimi ile görevli bir
mahkeme değildir; o ancak Anayasanın değişik 151. maddesindeki uygulanacak bir
kanunun hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri
sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına olduğu kanısına
varırsa" deyimindeki dâvada uygulanacak bir Yasa kuralının bulunup
bulunmadığını araştırmakla görevlidir; bu görev ise mahkemelerin belli dâvada
uygulayamayacakları kurallar için Anayasa Mahkemesine istemde bulunmalarını
engelleme ereği ile öngörülmüştür. Danıştay'daki dâvada Danıştay dairesinin
uygulayacağını bildirdiği kuralların hepsi dâvanın niteliği bakımından dâva ile
ilgili ve dâvada uygulanma olanağı bulunan kurallardandır. Buna karşın Anayasa
Mahkemesince Danıştay'ın kararının hukuk açısından denetlenmesi niteliğinde bir
görüşle sınırlandırma karan verilmesi hukuka uygun değildir.
SONUÇ
:
Danıştayca
incelenmesi istenen üç kural Yerine incelemenin bir kuralla sınırlandırılması
kararına karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
Danıştay
5. Dairesince, bakmakta olduğu dâvada uygulanacak hükümlerden sayılarak
Anayasaya aykırılığı öne sürülen 871 sayılı Kanunun 1. maddesi, 6594 sayılı
Kanunun geçici 1. maddesiyle bağlantılıdır. Şöyleki :
6594
sayılı Kanunun 2. maddesi; Karadeniz Teknik Üniversitesinin tüzel kişilik
kazanabilmesini (iki fakültenin kuruluşunun ikmali ile öğretime açılması)
şartına bağlanmakta, söz konusu 871 sayılı Kanunun 1. maddesiyle de, 2.
maddedeki bu şartlara aşağıdaki bir yenisi eklenmektedir :
(Bir
fakültenin kuruluşunun tamamlanması, o fakültenin kadrosunda, profesörler
kurulunu teşkil edecek aylıklı en az altı profesörün bulunmasına bağlıdır.)
6594
sayılı Kanunun inceleme konusu olan geçici 1. maddesi ise, üniversitenin tüzel
kişilik kazanmasına kadar geçecek olan sürede, öğretim üyelerinin tayini
yetkisini Millî Eğitim Bakanlığına vermektedir.
Görüldüğü
gibi 6594 sayılı Kanunun 2. maddesi ve bu maddeye bir fıkra ekliyen 871 sayılı
Kanunun 1. maddesi ile 6594 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi hükümleri arasında
ayrılmaz bir bağ vardır: Kanun nün (871 sayılı Kanunla eklenen fıkra ile
birlikte) 2. maddesi hükmünün sonucu, geçici 1. maddedeki yetkiyi
doğurmaktadır.
Danıştay
5. Dairesi de, kendisine açılmış olan dâvayı, aralarındaki sıkı bağlantı
nedeniyle iki maddeyi birlikte uygulamak suretiyle çözümliyebileceği kanısına
vararak her ikisinin de Anayasa'ya aykırılığını öne sürmüştür.
Bunda
şu nedenle de zorunluluk vardır :
Dâvanın
çözümü için sadece geçici 1. maddenin ele alınması yeterli değildir. Zira
geçici 1. maddenin iptali halinde, üniversitenin tüzel kişilik kazanmasına
ilişkin olan yukarıki hükümler aynen yürürlükte kalacaklarından tüzel kişiliği
olmayan bir kuruluşun, (tayin) işlemi gibi hak doğurucu ve kuruluşu yüküm
altına sokucu bir hukuki tasarrufa ehil olup olamıyacağı konusu ortaya
çıkacaktır.
Bu
itibarla meselenin çözümü, her iki hükmün birlikte ele alınmasını gerektirdiği
ve iki maddenin hükümlerinin birbirinden ayrılması da mümkün olmadığı halde
Mahkememiz bunlardan sadece geçici 1. maddeyi inceleme konusu yapmış, öteki
hükmü, Danıştayca uygulanacak hüküm niteliğinde görmüyerek inceleme dışı
bırakmıştır.
Yukarıki
nedenlerle kararın konuya ilişkin bölümüne karşıyım.