ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas No:1969/25
Karar No:1969/45
Karar tarihi:30/9/1969
Resmi Gazete tarih/sayı:2.3.1970/13434
İptal davasını açan: Millet Partisi T.B.M.M. Grubu
Davanın konusu: Anayasa Mahkemesi kayıtlarına 13/5/1969 gününde geçen dava dilekçesinde, 13/2/1969 günlü ve 13126 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa ek ve geçici maddeler eklenmesine ve bu kanunun bazı hükümlerinin kaldırılmasına dair 1101 sayılı Kanunun ek 5. ve geçici 9. maddelerinin Anayasa'nın 8., 12 ve 42 nci maddeleri hükümlerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk inceleme :
a) Belge eksikliği:
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15 inci maddesi uyarınca 29/5/1969 gününde yapılan ilk incelemede davacı Millet Partisi Türkiye Büyük Millet Meclis Grubunun hangi milletvekillerinden ve Senato üyelerinden kurulu bulunduğunu, bunlardan kimlerin 13/5/1969 günlü Grup toplantısına katıldıklarım ve kimlerin dava açılması lehinde oy verdiklerini bildirir belgeler dosyada bulunmadığından, eksiklikler tamamlanmak üzere Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki 22/4/1962 gün ve 44 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi uyarınca davacıya iki ay mehil verilmesi ve gerekli tebligatın yapılması oybirliğiyle kararlaştırılmıştır.
b) Gelen belgelerin durumu :
Başkan Vekili Lütfi Ömerbaş, Üye İhsan Keçecioğlu, Salim Başol, A. Şeref Hocaoğlu, Celâlettin Kuralmen, Hakkı Ketenoğlu, Fazıl Uluocak, Sait Koçak, Avni Givda, Muhittin Taylan, İhsan Ecemiş, Ahmet Akar, Ziya Önel, Mustafa Karaoğlu ve Muhittin Gürün'ün katıldıkları 3/7/1969 günlü ikinci ilk inceleme toplantısında,
Davacının 29/5/1969 günlü karar uyarınca gönderdiği belgeler onansız olduğundan Millet Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubuna ilişkin belgenin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca ve 13/5/1969 günlü Grup toplantısına katılanlara ilişkin belgenin ise parti grup başkanlığınca onanarak, eksikler tamamlanmak üzere 44 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi uyarınca davacıya tebligat yapılmasına ve bu iş için iki ay mehil verilmesine Başkan Vekili Lütfi Ömerbaş, Üyelerden İhsan Keçecioğlu, Salim Başol, Celâlettin Kuralmen, Hakkı Ketenoğlu ve İhsan Ecemiş'in partinin T.B.M.M. Grubuna ilişkin belgenin parti grup başkanlığınca onanmasına yeteceği yolundaki karşı oylariyle ve oyçokluğu ile karar verilmiştir.
Davacı, il/1/1969 gününde tebliğ edildiği anlaşılan 3/7/1969 günlü kararın açık hükmüne rağmen söz konusu belgelerin her ikisini de parti grup başkan vekilince onanmış olarak mahkememize göndermiş; böylece eksikleri süresi içinde tamamlamamış durama düşmüştür.
c) Eksiklerin süresinde tamamlanmaması sonucu: Kararla saptanan eksiklerin verilen süre içinde tamamlanmaması halinde, 44 sayılı Kanunun 26 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılması gerekir. Tebligatın 26. madde uyarınca yapılması 3/7/1969 günü kararda yer almış karar aynen tebliğ edilmek suretiyle 26. madde hükümleri bakımından davacı uyarılmıştır. Şu duruma göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gereklidir. Başkan Vekili Lütfi Ömerbaş, Üyelerden A. Şeref Hocaoğlu, Fazlı Öztan, Celâlettin Kuralmen, Sait Koçak, Mustafa Karaoğlu ve Muhittin Gürün bu görüşe katılmamışlardır.
Sonuç : Yukarıda gösterilen nedenle davanın açılmamış sayılmasına. Başkan Vekili Lütfi Ömerbaş, Üyelerden A. Şeref Hocaoğlu, Fazlı Öztan, Celâlettin Kuralmen, Sait Koçak, Mustafa Karaoğlu ve Muhittin Gürün'ün eksikliğin tamamlatılmasının gerektiği yolundaki karşı oylan ve oyçokluğu ile ve 44 sayılı Kanunun 26. maddesinin son fıkrası uyarınca 30/9/1969 gününde karar verildi.
Başkanvekili
Lütfi Ömerbaş
Üye
Feyzullah Uslu
A. Şeref Hocaoğlu
Fazlı Öztan
Celâlettin Kuralmen
Fazıl Uluocak
Sait Koçak
Avni Givda
Muhittin Taylan
Şahap Arıç
İhsan Ecemiş
Recai Seçkin
Ahmet Akar
Mustafa Karaoğlu
Muhittin Gürün
KARŞI OY YAZISI
Anayasa Mahkemesi Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki 44 sayılı Kanunun 26. maddesi, iptal davasının açılmasındaki eksik işlemlerin ne suretle tamamlattırılacağı usulünü belirtmektedir.
Maddeye göre, Anayasa Mahkemesince belirtilecek eksiklik davacıya bildirilerek tamamlanması için bir mehil verilecek, bu müddet içinde eksiklik tamamlanmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilecektir.
Madde hükmünün ilk bakıştaki açık anlamı, verilen müddete rağmen davacının eksiği tamamlayıcı nitelikte hiç bir harekette bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılacağıdır.
Davacının verilen mühlet içinde cevap vermiş olmasına rağmen mahkeme isteminin davacı tarafından gereği gibi anlaşılmamış olması nedeniyle belgelerin düzenlenmesinde hataya düşüldüğünün veya başkaca yanlış bir işlem yapılmış olduğunun anlaşılması ve özellikle bu tutumun, sırf davayı uzatmak, vakit kazanmak gibi iyi niyete dayanmayan bir tertip neticesi olduğu hakkında mahkemeye kanaat verecek herhangi bir durumun da ortada bulunmaması halinde aynı hükmün uygulanması mümkün değildir. Zira, ilk önce, kanunun açık ifadesi buna elvermez. Çünkü madde hükmü, (verilen mehil içinde noksanlıkların tamamlanması) halinde davanın açılmamış sayılacağı yolundadır. Halbuki bu gibi hallerde davacı kendi açısından (verilen mehil içinde noksanı tamamlamıştır) ve bunda başkaca herhangi bir ard düşüncesi de yoktur. Ancak mahkeme, bu tamamlanış biçimini, kendi kararında belirttiği şekle uygun bulmamaktadır. Bu gibi halde yapılacak şey, davacıya mahkemenin istemini daha etraflıca anlatan yeni bir tebligat yapılması ve davacıda iyi niyet görüldüğü müddetçe eksiğini tamamlaması için fırsat verilmesidir. Ancak davacının sırf davayı uzatmak veya vakit kazanmak veya başkaca bir ard düşünce ile bu tutuma girdiğine mahkemece kanaat getirildiği takdirde davacının (verilen mühlet içinde eksiği tamamlamadığı) kabul olunarak davasının açılmamış sayılması gerekir.
Nitekim bu davada mahkememizce de başlangıçta bu tutumun benimsendiği görülmektedir.
1- Gerçekten dava dilekçesinin 29/5/1969 gününde yapılan ilk incelemesinde, davacı Millet Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubunun hangi milletvekili ve Senato üyelerinden kurulu bulunduğunu, bunlardan kimlerin 13/5/1969 günlü grup toplantısına katıldıklarını ve kimlerin dava açılması lehinde oy verdiklerini bildirir belgeler dosyada bulunmadığından bu eksiklerin tamamlanması için davacıya iki ay mehil verilmiştir.
2- Mahkemenin 3/7/1969 günlü ikinci ilk inceleme toplantısında davacının müddeti içinde cevap verdiği fakat gönderdiği belgelerin onansız olduğu görüldüğünden partinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Gurubunu gösteren belgenin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca, ve 13/5/1969 günlü grup toplantısına katılanlara ilişkin belgenin de Parti Grup Başkanlığınca onanarak gönderilmeleri için iki aylık yeni bir mühlet verilmiştir.
Görüldüğü gibi ilk mühlet içinde eksik, usulüne uygun biçimde tamamlanmadığı halde, 26. maddedeki davanın açılmamış sayılacağı hükmü derhal uygulanmayarak onamanın ne yolda yapılacağı konusunda partinin uyarılması için bir fırsat verilmesi cihetine gidilmiştir.
Mahkemenin bu günkü (30/9/1969) toplantısında ise partinin, verilen mühlet içinde onanlı belgeleri gönderdiği, fakat belgelerden birisinin mahkememizce belirtilen şekle uygun olarak Parti Grup Başkanlığınca onandığı, diğer belgenin ise Mahkememizce T.B.M.M. Başkanlığınca onanması bildirildiği halde Parti Grup Başkanlığınca onanmak suretiyle yanlış bir işlem yapılmış olduğu görülmüştür.
Olayın şu cereyan şekline göre, davacı partinin eksiği tamamlamak gayreti İçinde olduğu, verilen mehillere riayet ettiği, ancak belgelerden birisini, mahkemenin uyarması da olduğu halde, yetkisiz bir makama tasdik ettirdiği görülmekte, fakat bu hareketinin, iyi niyet dışında bir etkene dayanan herhangi bir tutum sonucu olduğuna kanaat verdirecek hiç bir iz ve işaret bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında partiyi, (verilen mehil içinde eksiğini tamamlamayan) bir davacı olarak kabul ederek dâvasının açılmamış sayılması, 44 sayılı Kanunun söz konusu 26. maddesine uygun düşmez.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 145 -152 nci maddeleriyle yasalar üzerinde Anayasa'ya uygunluk denetiminin sağlanması maksadıyla kurulmuş olduğundan, yetkililerce ve zamanında açılmış iptal davalarının düzeltilmesi mümkün nitelikte önemsiz usul hatları yüzünden açılmamış sayılarak denetimin önlenmesi veya daraltılması. Anayasa'nın sözüne ve ruhuna ve bizzat Anayasa Mahkemesinin Kuruluş nedenine uygun bir davranış olarak kabul edilemez. Mahkemenin bu ve benzeri konularda, (varlık nedenini) daima ve önemle gözönünde tutması gerekir.
Bu sebeple davacı partiye işlemdeki hatasını düzeltmek suretiyle eksiğinin tamamlanması için yeni bir uyarma yapılarak kısa bir mühlet daha verilmesi, buna rağmen yine de durumu düzeltmediği ve inandırıcı bir sebep de gösteremediği takdirde 26. maddedeki müeyyidenin uygulanmasının söz konusu edilmesi gerekir.
Yakarıda açıklanan nedenlerle karara karşıyız.
Fazıl Öztan
Celâlettin Kuralman