ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas No:1967/54
Karar No:1968/12
Karar tarihi:18.4.1968
Resmi Gazete tarih/sayı:18.6.1968/12927
İtiraz eden : Danıştay Dâva Daireleri Kurulu
İtirazın Konusu : 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 19. maddesinin (B) fıkrasında yer alan : "Belediye içindeki limanlarda boş veya yüklü olarak durup denizi veyahut göl ve nehirleri işgal eden veyahut depo vesair surette kullanılan büyük küçük deniz nakil vasıtalarından Belediye Meclisince düzenlenecek tarifeye göre resim alınır" şeklindeki hükmün Anayasa'nın 61 inci maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenmiştir.
Olay: Tirebolu Belediye Meclisi, Şubat 1956 yılı toplantısında, yukarıda iptali istenilen hükme dayanarak liman işgali ve resmine ilişkin tarifeyi değiştirmiş ve resim miktarını 1500 liradan 2000 liraya çıkaran bir karar almıştır. Denizcilik Bankası T. A. Ortaklığı, bu karar aleyhine Giresun İl Yönetim Kuruluna itirazda bulunmuş ise de, adı geçen kurulca itirazının reddedilmesi üzerine temyizen Danıştay'a başvurmuştur. Dâvaya bakmakta olan Danıştay Dâva Daireleri Kurulu, anılan hükmü Anayasa'ya aykırı görmüş ve bu konudaki gerekçeli kararı ile ilgili evrak örneklerinin Mahkememize gönderilmesine ve dâvanın olduğu yerde durdurulmasına 27.10.1967 gününde karar vermiştir.
Danıştay Dâva Daireleri Kurulunun kararında, özetle Anayasa'nın 61 inci maddesi hükmüne göre, kanun koyucunun, sadece malî yükümün alınmasına izin vermesi yeterli olmayıp, yükümün konusunu, matrahını ve nispetini veya en yüksek sınırını, diğer bir deyimle çerçevesini kanunla düzenlemesi gerektiği, Belediye Gelirleri Kanununun iptali istenilen fıkrasında ise, sadece resmin konusunun belirtildiği diğer hususların Belediye Meclisinin takdirine bırakıldığı bu sebeple anılan hükmün Anayasa'nın 61 inci maddesine aykırı düştüğü ileri sürülmüştür.
İlk inceleme :
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15 inci maddesi uyarınca, 26.12.1967 gününde yapılan ilk incelemede, dosyada sonuna etki yapacak bir eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliği ile karar verilmiştir.
Bunun üzerine hazırlanan rapor, Danıştay Dâva Daireleri Kurulunun kararı, 5237 sayılı Kanunun ve Anayasa'nın ilgili maddelerinin gerekçeleri, Komisyon raporları ve Meclis görüşme tutanakları okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
Esasın incelenmesi:
5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 19 uncu maddesinin B fıkrası şöyledir:
"B) Liman işgal resmî:
"Belediye içindeki limanlarda boş veya yüklü olarak durup deniz veyahut göl ve nehirleri işgal eden veyahut depo vesair surette kullanılan büyük küçük deniz nakil vasıtalarından Belediye Meclisince düzenlenecek tarifeye göre resim alınır. Bu resim, liman dairelerince tahsil olunarak o yer Belediyesine verilir.
"Fırtına, Tamir ve Kumanya tedariki sebebiyle limanlara giren, çıkan veya Devlete ait olup ticarî işlerde kullanılmayan deniz nakli vasıtaları resimden müstesnadır.
"(A) fıkrasında bahsi geçen deniz nakil vasıtaları bu fıkra hükmüne tabi değildir."
Danıştay Dâva Daireleri Kurulu, bu fıkranın "Belediye içindeki limanlarda boş veya yüklü olarak durup denizi veyahut göl ve nehirleri işgal eden veyahut depo vesair surette kullanılan büyük küçük deniz nakil vasıtalarından Belediye Meclisince düzenlenecek tarifeye göre resim alınır" hükmünü Anayasa'nın 61 inci maddesine aykırı görmüş ve iptalini İstemiştir.
Anayasa'nın 61 inci maddesi:
"Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi, resim ve harçlar ve benzeri malî yükümler ancak kanunla konulur" hükmünü taşımaktadır.
Anayasa Koyucunun, her çeşit malî yükümlerin kanunla konulmasını emrederken, keyfi ve takdiri uygulamaları önleyecek ilkelerin kanunda yer almasını kastettiği şüphesizdir. Kanun koyucunun, sadece konusunu belli ederek bir malî yükümün alınmasına izin vermesi, bunun, kanunla konulmuş sayılması için yeter neden teşkil edemez. Malî yükümlerin, mükellefleri matrah ve oranları, tarh ve tahakkuku, tahsil usulleri, müeyyideleri, zamanaşımı gibi çeşitli yönleri vardır. Bunlar, kişilerin sosyal ve iktisadî durumlarını ve hattâ temel haklarını etkileyecek uygulamalara yol açabilirler. Bu bakımdan kanunla düzenlenmeleri zorunludur. Nitekim tarh ve tahakkuk ve tahsil usulleri ile müeyyideleri ve zamanaşımı, genel ve müşterek hükümler halinde kanunla düzenlenmişlerdir. Öteki yönler, yani mükellef matrah ve oran yönleri, her malî yükümün özelliğine göre değişmekte olduklarından, bu düzenleme herbirisi için kanunla ayrı ayrı yapılmalı ve hiç olmazsa ana hatları, başka bir deyimle çerçeveleri belirtmeli ve bazılarının niteliklerine göre, mathar ve oranı, bu mümkün olmazsa yükümlerin en yüksek sınırlan tayin olunmalıdır. Aksi halde idareye, keyfi uygulamalara meydan verebilecek çok geniş bir takdir yetkisi tanınmış olur.
Olaya gelince, 5237 sayılı Kanunun 19 uncu maddisinin (B) fıkrasının iptali istenilen hükmü ile, liman işgal resminin konusu ve yükümlüleri gösterilmiştir. Buna karşılık, bu malî yüküm hakkında bir matrah ve oran veya azamî bir miktar konulmamış, resimin belediye meclislerince düzenlenecek tarifeye göre alınacağı açıklanmıştır. Tarifenin düzenlenmesinde belediye meclisleri haiz oldukları serbestiye ve takdir hakkına dayanarak kişilerden değişik resim isteyebilecekler; böylece idareye malî yüküm bakımından sınırsız yetki tanınmasından doğabilecek sakıncalar gerçekleşmiş olacaktır.
Bu nedenlerle, iptali istenilen hükmün, Anayasa'nın 61 inci maddesine aykırı olduğu açıkça görülmektedir.
5237 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin [B) fıkrasının dâva konusu hükmü iptal edilince, fıkranın diğer hükümlerinin uygulanması söz konusu olamıyacağından, 22/4/1962 günlü ve 44 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca (B) fıkrasının, iptali istemi dışında kalan diğer hükümlerinin de iptali gerekmektedir.
SONUÇ:
1- 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 19 uncu maddesinin (B) fıkrasında yer alan "Belediye içindeki limanlarda boş veya yüklü olarak durup denizi veyahut göl ve nehirleri işgal eden veyahut depo vesair surette kullanılan büyük küçük deniz nakil vasıtalarından Belediye Meclisince düzenlenecek tarifeye göre resim alınır" şeklindeki hükmün, Anayasa'ya aykırı bulunduğundan iptaline oybirliği ile;
2- İtiraz konusu hükmün iptali, (B) fıkrasında yer alan ve dâva dışında kalan öteki hükümlerin uygulanmaması sonucunu doğurduğundan (B) fıkrasının öteki hükümlerinin de, 44 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, iptaline oybirliği ile;
3- İşbu iptal kararının Anayasa'nın 152. ve 44 sayılı Kanunun 50. maddeleri uyarınca 17/10/1968 gününde yürürlüğe girmesine üyelerden Celâlettin Kuralmen'in karşı oyu ile ve oyçokluğu ile;
18/4/1968 gününde karar verildi.
Başkan
İbrahim Senil
Başkanvekili
Lütfi Ömerbaş
Üye
İhsan Keçecioğlu
Salim Başol
Feyzullah Uslu
Fazlı Öztan
Celâlettin Kuralmen
Hakkı Ketenoğlu
Sait Koçak
Muhittin Taylan
İhsan Ecemiş
Recai Seçkin
Ahmet Akar
Halit Zarbun
Muhittin Gürün
MUHALEFET ŞERHİ
İptal olunan hükümlerin derhal ortadan kaldırılmasında kamu düzenini bozabilecek bir mahzur olmadığı ve iptal hükmünün yürürlüğe girmesinin geri bıraktırılmasını gerektiren başka bir halde bulunmadığı kanısındayım. Bu sebeple Anayasa'ya aykırılığı sabit olan malî bir yükümün 7/10/1968 gününe kadar devam ettirilmesini ve bunun sonuncu olarak da yükümlü bulunanların kanunî tazyiklere maruz kalmalarına müsaade edilmesini caiz görmemekteyim. Kararın iptal hükmünün geri bırakılmasına ilişkin kısmına muhalifim.