"...
8. Dairenin gerekçeli karan :
8. Daire kararında, "dâva, Ceyhan Ticaret Borsası Borsa Meclisi ile Yönetim Kurulunun 5590 sayılı Kanunun 59. maddesinin (a) fıkrasında yazılı yetkiye dayanılarak Ticaret Bakanlığınca feshedilmesi üzerine açılmıştır. Adalet Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Gurupu tarafından 5590 sayılı Kanunun 30. maddesinin ikinci fıkrasındaki oda meclislerinin Ticaret Bakanlığınca feshedilebileceğine ilişkin hükmü ile aynı Kanunun 75. maddesine 6233 sayılı Kanunla eklenen, işten el çektirme hükmünün,
Anayasa'nın 122. maddesine aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine açılan dâva, söz konusu hükümlerin iptali ile sonuçlanmıştır. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri hakkındaki 44 sayılı Kanunun 28. maddesi Anayasa Mahkemesini istekle bağlı tuttuğundan ve iptali istenen hükümler arasında 59. madde gösterilmediğinden hu madde hakkında bir karar verilmemekle beraber kararım gerekçesinde, "Bu fıkra Kanunun müşterek hükümleri arasında yer alan 75. maddeye eklenmiş olduğundan, aynı fıkrada sözü geçen yönetim kurulları kapsamına gerek odaların gerek borsaların yönetim kurulları da girmektedir. Kanunun 13. ve 39. maddeleri gereğince yönetim kurulları odaların ve borsaların organlarıdır. Yine Kanunun 18. ve 44. maddeleri gereğince bu organlar odalar ve borsalar meclislerinin kendi üyeleri arasından birci yıl için seçecekleri belli sayıda kişilerden kurulur. Şu halde yönetim kurulları da, odaların ve borsaların seçilmiş organlarıdır. Yönetim kurullarının işten el çektirilmesi, bunların görevlerinden uzaklaştırılması demek olduğundan Anayasa'nın 122. maddesinin ikinci fıkrası, hükmüne göre idare, bir yargı mercii kararına dayanmaksızın bu kurullara isten el çektiremez." denilmek suretiyle borsa organlarının da aynı hukuki statüye tâbi bulunduğu belirtilmiştir. 5590 sayılı Kanunun lâfzı, ruhu ve bütünü ile mütalâasından Ticaret Borsalarının Anayasa'nın 122. maddesinin öngördüğü kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olduğunun anlaşılmasına ve Anayasa Mahkemesinin 12/7/1963 günlü ve 117/191 sayılı karan ile de kabul edilmesine göre borsa uzuvlarının Ticaret Bakanlığı tarafından feshine yetki veren 59. maddesinin (a) fıkrasının Anayasa'nın 122. maddesinin ikinci fıkrasına aykırılığı açıktır." denilmektedir."
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas No:1963/35
Karar No:1967/17
Karar tarihi:2/6/1967
Resmi Gazete tarih/sayı:27.12.1967/12787
İtirazda bulunan : Danıştay 8. Dairesi
İtirazın konusu : 8 Mart 1950 günlü ve 5590 sayılı Kanunun 59. maddesinin (a) bendinin Anayasa'nın 122. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
OLAY :
Ceyhan Ticaret Borsası Yönetim Kurulu ve Borsa Meclisi Başkanları adına vekilleri tarafından Danıştay 8. Dairesine açılan dâvada; Ticaret Bakanlığının Ceyhan Ticaret Borsası Yönetim Kurulu ile Borsa Meclisinin feshine ilişkin kararının, Anayasa'nın 122. maddesine aykırı olan bir kanun hükmüne dayandığı ve organların feshi dahi işten el çektirme niteliği taşıdığı, oysa ki, 5590 sayılı Kanunun organların işten el çektirilmesine yetki veren 75. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptaline karar verildiği ve bu kararın Resmî Gazetede yayınlandığı ileri sürülerek sözü edilen Bakanlık kararının iptaline ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istenmiştir.
İlk İnceleme :
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15. maddesi gereğince 9/1/1967 gününde yapılan ilk incelemede dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine karar verilmiştir.
Esasın incelenmesi :
Esasa ilişkin rapor Danıştay 8. Dairesinin gerekçeli kararı ve ekleri iptali istenen hükümle Anayasa'nın ilgili maddesi incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü :
İtiraz konusu kanun hükmü :
5590 sayılı ve 8 Mart 1950 günlü Kanunun 59. maddesinin (a) bendi şöyledir :
"Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, çalışmalarını meslekî ahlâk ve memleketin genel menfaatleri ile ahenkli olarak yürütmeyen veya görevlerini mevzuata göre yapmayan borsa uzuvlarını feshe karar verebilir."
Dayanılan Anayasa maddesi :
"Madde 122- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları kanunla meydana getirilir ve organları kendileri tarafından ve kendi üyeleri arasından seçilir.
İdare seçilmiş organları, bir yargı mercii kararma dayanmaksızın" geçici veya sürekli olarak görevinden uzaklaştıramaz.
Meslek kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, demokratik esaslara aykırı olamaz."
Daire itiraz konusu hükmün bu maddenin ikinci fıkrasına aykırı olduğu görüşündedir.
Esasın incelenmesine geçilmeden önce itirazın kapsamı tartışma konusu olmuştur.
Anayasa'nın 151. maddesinde "Bir dâvaya bakmakta olan mahkeme uygulanacak bir Kanunun hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar dâvayı geri bırakır." hükmü yer almış, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri hakkındaki 44 sayılı Kanunun 27. maddesinde de Anayasa'nın anılan hükmünden başka, Anayasa Mahkemesine gönderilecek karar ve diğer kâğıtların nitelikleri belirtilmiştir.
İtiraz konusu (a) bendinde seçilmiş uzuvlardan söz edilmektedir. Ticaret borsalarının organları, meslek komitesi, borsa meclisi ve yönetim kuruludur. (5590 sayılı Kanunun madde 39) (a) bendinde uzuvlar deyiminin kullanılmış olması 5590 sayılı Kanunun 39. maddesinde zaten belirtilmiş olan borsa organlarının adlarının lüzumsuz yere tekrarlanmaması zorunluğundan ileri geldiği için uzuvlar deyiminin kapsamına, yönetim kurulu ve borsa meclisi ile birlikte meslek komitesi de girmektedir, îptal dâvası Ceyhan Ticaret Borsası Meclisi ile Yönetim Kurulunun feshi üzerine adı geçen meclis ve yönetim kurulu başkanları tarafından açılmış bulunduğundan Danıştay 8. Dairesi, itiraz konusu hükmü, sadece bu organların feshedilmiş olmaları nedeni ile uygulamak durumundadır. Organlar arasında yer alan meslek komitesinin feshi hakkında verilmiş bir idarî karar ve bu yönden açılmış bir iptal dâvası bulunmadığından Danıştay'ca itiraz konusu hükmün tümünün uygulanması söz konusu olamaz. Görüşmeler sonucunda beliren bu sonuca göre, itiraz konusu hükmün, feshedilmiş olan bu iki organla sınırlı olarak incelenmesine üyelerden Şeref Hocaoğlu, Fazıl Uluocak, Muhittin Taylan, İhsan Ecemiş ve Recai Seçkin'in Dairenin, dâva konusu hükmün tümünü incelemek durumunda bulunduğu ve bu nedenle incelemenin sınırlandırılmaması gerektiği yolundaki karşı oyları ile ve oyçokluğu ile karar verilmiştir.
8 Mart 1950 günlü ve 5590 sayılı Kanunun 1-31. maddeleri Ticaret ve Sanayi Odalarına, 32-60. maddeleri Ticaret Borsalarına, 61-73. maddeleri "Ticaret Odaları" "Sanayi Odaları" ve "Ticaret Borsaları" Birliğine 74 ve onu izleyen maddeleri de ortak hükümlerle son hükümlere ilişkin bulunmaktadır.
Ticaret borsalarının, kanunda yazılı esaslar dairesinde, borsaya dahil maddelerin alım ve satımı ve fiyatlarının tesbit ve ilânı işleriyle meşgul olmak üzere kurulan tüzel kişiliğe sahip kamu kurumlan ve uzuvlarının da meslek komiteleri, borsa meclisleri ve yönetim kurulları olduğu, meslek komitelerinin meslek guruplarınca borsa meclislerinin her meslek kurulunca, yönetim kurullarının da meclislerin kendi üyeleri arasından seçilecek belli sayıdaki kişilerden meydana geleceği ve kanunda gösterilen süre içinde görevde kalacakları anılan kanunun 32., 39., 40., 42. ve 44. maddelerinde belirtilmiştir. Bu hükümlerle Kanunun ticaret ve sanayi odaları ile ilgili hükümlerinin ve ortak hükümlerin birlikte incelenmesinden, gerek ticaret borsalarının gerekse ticaret ve sanayi odalarının Anayasa'nın 122. maddesinin kapsamına giren kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından olduğu ortaya çıkmaktadır
Temsilciler Meclisi Anayasa Komisyonunca hazırlanan raporun Anayasa'nın 122. maddesi ile ilgili gerekçesinde "Bu madde, çeşitli meslekî faaliyetlerinin kanun tarafından kamu hizmeti düşüncesi ile birer kamu tüzel kişisi olarak teşkilâtlandırılması halinde, bu gibi kamu kurumu niteliğindeki meslekî kuruluşların kendi işlerini yerinden idare esasına göre görebilmelerini ve seçilmiş organlarının da teminata bağlanmasını sağlamak için mahalli idareler hakkındaki hükümlere muvazi bir surette sevkedilmiştir." denilmektedir.
Borsa meclisi ile yönetim kurulunun bir meslek kuruluşu olan ticaret borsalarının seçilmiş organlarından olduğu gözönünde tutulunca, bu organların Anayasa'nın 122. maddesinin ikinci fıkrası ile tanınan teminattan yararlanmaları gerekir. Oysa ki, itiraz konusu hükümle, Ticaret Bakanlığına bir yargı mercii kararına dayanmaksızın borsa organlarını feshetme yetkisi verilmiştir. Feshetmenin veya görevden uzaklaştırmanın aynı hukukî sonuca vardığında ise şüphe yoktur. O halde, 8 Mart 1950 günlü ve 5590 sayılı Kanunun 59. maddesinin (a) bendenin, borsa meclisi ve yönetim kurullarının feshine yetki veren hükmü Anayasa'nın 122 maddesinin ikinci fıkrasına aykırılığı nedeni ile iptal edilmelidir.
Aynı Kanunun, oda meclislerinin Ticaret Bakanlığınca feshedilebileceğini gösteren 30. maddesinin ikinci fıkrası ile 75. maddesine 6233 sayılı Kanunla eklenen isten el çektirme hükmünün iptali için Adalet Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Gurubunca acılan dâva, Mahkememizce incelenmiş ve sonuçta anılan kanunun 30. maddesinin (b) bendinin ikinci fıkrası ile 75. maddesine 6233 sayılı Kanunla eklenen isten el çektirmeye ilişkin hükmün iptaline karar verilmiştir. (Anayasa Mahkemesinin Resmî Gazetenin 17/10/1963 günlü ve 11533 sayılı nüshasında yayınlanan 12/7/1963 günlü esas : 1963/117, karar : 1963/191 sayılı kararı.)
Burada itiraz konusu hükmün tümü bakımından Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usullerine ilişkin 44 sayılı Kanunun 28. maddesinin ikinci fıkrası hükmünün uygulanma yeri olup olmadığı da görüşülmüştür. Anılan maddenin ikinci fıkrasında "ancak, eğer müracaat kanun veya içtüzüğün sadece belirli madde ve hükümleri aleyhinde yapılmış olup da, bu belirli madde veya hükümlerin iptali "kanun veya İçtüzüğün diğer bazı hükümlerinin veya tamamının uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa Anayasa Mahkemesi, keyfiyeti gerekçesinde belirtmek şartiyle, kanun veya içtüzüğün bahis konusu diğer hükümlerinin veya tümünün iptaline karar verebilir." denilmiştir,
Bu hükme göre bir kanun veya içtüzüğün iptal veya itiraz konusu olmayan bir madde veya hükmünün iptaline karar verilebilmesi Anayasa Mahkemesine belirli bir madde ve hükümler aleyhinde yapılmış olan müracaat üzerine verilen iptal karan ile uygulama olanağını yitirmiş olduğunun gerçekleşmesine bağlıdır. Halbuki itirazın kapsamı dışında kalan meslek komitesinin feshine yetki veren hükmün Borsa Meclisi ile Yönetim Kurulunun feshine yetki veren hükmün iptali halinde de uygulama olanağı vardır. Bu nedenle 28 inci maddenin ikinci fıkrasının olayda uygulama yeri bulunmadığı çoğunlukla kabul edilmiştir. Üyelerden Fazıl Uluocak ve Recai Seçkin bu görüşe katılmamışlardır.
SONUÇ :
l- 5590 sayılı Kanunun 59. maddesinin (a) bendinin borsa meclisi ve yönetim kurulunun feshi için Bakanlığa yetki vermesi ile sınırlı olarak iptaline oybirliği ile;
2- 44 sayılı Kanununun 28. maddesinin olayda meslek komiteleri ile ilgili hüküm yönünden uygulanması gerekmediğine üyelerden Fazıl Uluocak ve Recai Seçkin'in bendin, meslek komiteleri ile ilgisi bakımından da 44 sayılı Kanunun 28. maddesinden yararlanılarak iptal edilmesi gerektiği yolundaki karşı oyları ile ve oyçokluğu ile 2/6/1967 gününde karar verildi.
Başkanvekili
Lütfi Ömerbaş
Üye
İhsan Keçecioğlu
Salim Başol
Feyzullah Uslu
A. Şeref Hocaoğlu
Fazlı Öztan
Celâlettin Kuralmen
Fazıl Uluocak
Avni Givda
Muhittin Taylan
İhsan Ecemiş
Recai Seçkin
Ahmet Akar
Halit Zarbun
Muhittin Gürün
KARŞI OY YAZISI
1- Danıştay Sekizinci Dairesi, 5590 sayılı Kanunun 59. maddesinin dâvada uygulamak zorunda bulunduğu "a" bendinin Anayasa'nın 122 nci maddesine aykırılığı nedeni ile tümünün iptali gerektiği kanısındadır.
İtiraz konusu "a" bendi şöyledir :
"Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı çalışmalarını meslekî ahlâk ve memleketin genel menfaatleri ile ahenkli olarak yürütmeyen veya görevlerini mevzuata göre yapmayan borsa uzuvlarını feshe karar verebilir.
Anayasa'nın 152. ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri hakkındaki 44 sayılı Kanunim 27. maddelerinde, bir dâvaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanunun hükümlerini, Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin, bu konuda vereceği karara kadar dâvayı geri bırakır denilmektedir.
Danıştay'a borsaların meslek kuruluşlarından olan yönetim kurulu ile borsa meclisinin feshi dolayısiyle dâva açılmıştır. Ancak, itiraz konusu "a" bendinde "uzuvlardan" söz edilmiş ve meslek komiteler; ile ilgili ayrı bir hüküm sevkedilmemiştir. Borsaların bütün meslek kuruluşları "uzuvlar" deyiminin kapsamına girdiğinden daire, bendin tümünü uygulamak durumundadır.
2- Anayasa Mahkemesine sadece belli makam ve kuruluşlar tarafından iptal dâvası açılması yetkisinin tanınması kanunların Anayasaya uygunluğunun denetimi için yeterli görülmediğinden Anayasa'ya aykırılığın mahkemelerce de ileri sürülebileceği Anayasa'da yer alınış ve böylece Anayasa'ya aykırı hükümlerin olabildiği kadar iptalini sağlamak ereği hedef tutulmuştur. Bu olayda uygulama yeri olmamakla beraber Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri hakkındaki Yasa'nın 28. maddesinin ikinci fıkrası da bu ereğe ulaşmak için konulmuştur. Dâvada uygulanması gereken bir bütün teşkil eden bir kanun hükmünün dâvanın konusuna göre bölünerek bir kısmının inceleme dışı bırakılması iptal kararına rağmen o hükmün yine yürürlükte kalmasına yol açacaktır. Böyle bir sonucun kanunların Anayasa'ya uygunluğunun denetimi ile güdülen amaca aykırılığı meydandadır.
Bu nedenlerle çoğunluğun itirazın kapsamının sınırlandırılmasına ilişkin görüşüne karşıyım.
Sayın Muhittin Taylan'ın E: 66/35, K:67/17 sayılı dâvaya ilişkin, yukarıdaki kaşı oy yazısında açıklanan gerekçeyle çoğunluğun buna aykırı görüşüne karşıyız.
KARŞIOY YAZISI
1- Sayın Muhittin Taylan'ın karşı oy yazısında belirtilen nedenlerden ötürü Danıştay 8. Dairesinin açılmış dâvada uygulamak zorunda olduğu hüküm, itiraz konusu hükmün tümüdür ve buna aykırı olan çoğnuluk görüşü Anayasa'ya uygunluk denetimi için Mahkemelere Anayasa'ya yetki tanınmasıyla güdülen ereğe açıkça aykırıdır.
2- 44 sayılı ve 22/4/1962 günlü Kuruluş Yasasının 28. maddesinin 2. fıkrasının anlamı, bir hükmün iptali üzerine Anayasa'ya aykırı olduğu ortaya çıkan ve iptal edilen hükme bağlı bulunan öbür hükümlerin dahi (Dava veya itiraz konusu olmadıkları halde), iptal edilebilecekleridir. Çünkü Anayasa'ya uygunluk denetiminin ereği, Anayasa'ya aykırı hükümlerin gecikme olmaksızın kaldırılması ile bunların uygulanması yüzünden doğacak zararların önlenmesidir. Bu ereğe, ancak, burada benimsenen anlam ile erişebilir yoksa, çoğunluğun kabul ettiği gibi, iptal edilen hüküm yüzünden artık eylemli olarak uygulamaz duruma girmiş hükümlerin iptal edilmiş olmasının veya olmamasının Anayasa'ya uygunluk demetimi bakımından her hangi bir sonucu söz konusu edilemez; çünkü bunların eylemli olarak uygulama alanı yoktur ki her hangi bir yurttaşın veya Devletin Anayasa'ya yakırı hüküm yüzünden zarara girmesi düşünülebilsin.
SONUÇ:
Yukarıda yazılı nedenlerden çoğunluk kararının mahkemece uygulanan hükmün, sınırlandırılmasına ilişkin bölümü ile Kuruluş Yasası'nın 28. maddesi uygulanıp itiraz konusu hükmün tümünün iptaline yer olmadığna ilişkin bölümüne karışıyız.
Fazıl Ulucoak